Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1624 E. 2021/1375 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1624
KARAR NO : 2021/1375

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.04.2018
NUMARASI : 2016/158 E. 2018/61 K.
BİRLEŞEN 2016/159 ESAS- 2017/53 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
ASIL DAVANIN KONUSU : Tasarımın Hükümsüzlüğü
BİRLEŞEN DAVANIN
KONUSU : Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Tecavüzün ve Haksız
Rekabetin Önlenmesi, Men’i, Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 19.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.11.2021

İzmir Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 16.04.2018 tarih 2016/158 E. 2018/61 K.
sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı- birleşen davada davacı …. şirketi vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA: Davacı vekili, müvekkili …. şirketinin köklü bir firma olup, 140 farklı profilde kaplama, pres ve taban tuğlası, kilinker tuğla üretimi ile yurtiçi ve yurtdışı müşterilerine hizmet verdiğini, davalı şirketin de müvekkili ile genel olarak aynı faaliyeti sürdürüp sektör içerisinde yer aldığını, davalı şirketin 2005/01318 ve 2016/07547 numara ile sektörde harcıalem ve teknik zorunluluğun sonucu olarak ortaya çıkan görünüme sahip yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımları çoklu endüstriyel tasarım olarak 25.01 sınıfta çatı kaplama malzemesi adıyla ve kötü niyetle tescil ettirdiğini, davalının bu tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına sahip olmaması nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiğini, mahkemenin 2016/96 D.iş numaralı dosyası üzerinden davalının müvekkilinin şirketin işyerinde tespit yaptırdığını, endüstriyel tasarımlar ya da kiremitler çatı kaplama malzemeleri konusunda hiçbir bilgisi bulunmayan hukukçu bilirkişinin hatalı değerlendirme yaparak, davacı müvekkili şirketin davalı şirketin tasarımlarını tecavüzde bulunduğuna dair rapor düzenlediğini,bu tespit ve bilirkişi raporunun kabul edilemeyeceğini, davacı şirketin zarar görme tehlikesi altında bulunduğunu, kamuya daha önce sunulmuş olan kiremitlerin görsellerinin dosyaya sunulduğunu, tescil tarihlerinden çok uzun yıllar önce uzun yıllardır üretildiğini ve kullanıldığını, davalının tasarımlarının harcıalem olup belirtilen katalog ve internet sayfalarında yüzyıllardan beri üretildiğinin anlaşıldığını, endüstriyel tasarım tesciline konu düz çatı kiremitlerinin İngiltere’de yaygın olarak kullanıldığını, davalının tasarımlarının teknik zorunluluğun sonucu olarak ortaya çıkan görünüme sahip olduğunu ileri sürerek, davalının 2005/01318 numaralı endüstriyel tasarım tescilinin tamamen hükümsüz kılınmasına ve sicilden terkinine, 2016/07547 numaralı endüstriyel tasarım tescilinin 03, 06, 07,08, 10, 11, 12, 13, 15, 16, 18, 19, 20, 21. görsellerde yer alan tasarımların hükümsüz kılınmasına sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bir dava olduğunu, karşı tarafın haksız rekabetini meşrulaştırmaya çalıştığını, müvekkilinin eski personeli ….’ı işe alarak haksız rekabette bulunduğunu, dava konusu tasarımın tescil şartlarını taşıdığını, iddialarının samimiyetsiz olduğunu ve davacının aynı/ eş değer bir ürün için tasarım başvurusu yapmış olmasının da bunu göstermiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, müvekkili …. nin 20 yılı aşkın süredir tuğla sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2005/01318 numaralı endüstriyel tasarımın tescilini yaptırdığını, yenilenmek suretiyle 19.04.2015 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile geçerli olduğunu, davalı …. ‘nin aynı sektörde standart türde kiremit tuğla ve benzeri ürünlerin üretim ve satış faaliyetini yaptığını, son dönemde müvekkili şirketten 28.12.2015 tarihinde ayrılan bir personelinin davalı şirket bünyesinde çalışmaya başlamasından sonra davalı şirketin müvekkilinin tasarım konusu ürünü ile ticari faaliyet gösterme hazırlığı yaptığına dair müvekkilinin duyumlar aldığını, davalı şirkette çalışmaya başlayan …. isimli personelin müvekkili şirkette edindiği müşteri çevresi bilgisi dahilinde aynı müşterilerinin davalı şirket tarafından düşük fiyatlı tespitler verildiğini, tanıtımlar yapıldığını, sosyal paylaşım ağlarında ürünlerin kendi adlarına sergilendiğini, bu durumu müşterilerinin uyarması ile öğrendiklerini, müvekkilinin İngiltere’de uzun yıllardır satış yaptığı İngiliz firması yetkilileri davalı tarafça ürün sunumu için Türkiye’ye davet edilmesinin de son nokta olduğunu, müvekkilinin bu İngiliz firmaya yıllardır bu ürünü sattığını, müvekkili şirkette çalışan bu çalışanın elde ettiği ticari sırları davalı şirkette kullandığını, davalı şirketin müvekkili aleyhine dürüstlük kuralına aykırı sebeple haksız rekabet eylemleri geliştiğini, müvekkilinin adına tescilli ürün ile aynı olan ürün için tescil başvurusunda bulunması, üretmesi, satmaya çalışması, müşterilerine teklif için Türkiye’ye davet etmesi, sosyal paylaşım ağlarında müvekkiline ait ürünün görsellerini koyarak satışa arz etmesi hususlarının haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı aleyhine mahkemenin 2016/96 D.İş Sayılı dosyası ile delil tespiti istenmesi sonucunda davalı şirkete ait fabrikada bulunan numuneler üzerine inceleme yapıldığını, müvekkiline ait tescil konusu ürünün aynısı nitelikte olduğu yönünde bilirkişi görüşü alındığını, TPE nezdinde de tasarım başvurusu yaptıklarının tespit edildiğini, tasarım ihlali ve haksız rekabet eylemlerinin subuta erdiğini, davalı şirketin 2016/06714 numaralı tasarım başvurusunun müvekkili şirketin bu ticareti yaptığını ve hak sahipliğini bilmesi nedeniyle tasarım hakkının gaspı ve ihlali nitelikte olduğunu, ayrıca yenilik kriterinden de yoksun olduğunu ileri sürerek, davalı şirket tarafından açıklanan bu eylemlerin ve TPE nezdinde 2016/06714 numaralı endüstriyel tasarım başvurusunun/ tescilinin müvekkilinin tasarım haklarına gasp ve tecavüz olduğunun tespitine, bu eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet olduğunun tespitine, haksız eylemlerin üretimin önlenmesine ve men’ine, 2016/06714 numaralı davalı şirkete ait başvurunun/tescilinin hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirketin tuğla sektöründe faal olduklarını, davacının İzmir FSHHM’de davacı dayanağı tasarımı için hükümsüzlük davası açtıklarını, birleştirilmesi gerektiğini, olmadığı takdirde o dosya sonucunun beklenmesi gerektiğini, tecavüz bulunmadığını, tasarımın şartlarını taşımadığını ve korunamayacağını, müvekkilinin de 06714 nolu tasarım başvurusu yaptığını, iki tarafın ürünlerinin farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, SMK’nın geçici 1. maddesi gereğince bu kanunun yürürlük tarihinden önce yapılmış olan tasarım tescillerinin başvuru tarihindeki mevzuat hükümlerine tabi olduğu, bu nedenle her iki dosyadaki tasarımların başvuru tarihleri esas alınarak hükümsüzlük değerlendirilmesinin Mülga EndTasKHK’ ya göre yapıldığı, dava tarihi itibariyle başvuru aşamasında olduğu anlaşılan ana dosyadaki 2016/07547 nolu tasarım ve birleşen dosyadaki 2016/06714 nolu tasarımlar henüz tescillenmemiş olduklarından hükümsüzlüğe konu edilemeyeceği, bu tasarımlar hakkında açılan davaların vakitsiz olduğu, ana dosyada dava konusu olan 2005/01318 nolu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik ve tasarımın yasal tanımı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, işin teknik niteliği gözetilerek tasarım uzmanı, fikri haklar uzmanı bilirkişilerden alınan rapora göre 5 adet çoklu tasarımdan ibaret olan bu tescilin 2 ila 5 tasarımının yenilik taşımadığı, 1 nolu tasarımın ise ayrıt edicilik taşımadığı, bilirkişi heyetinin uzman olması ve yazılı kanıtlar hakkında uygun biçimde değerlendirme yapması nedeniyle raporun hükme elverişli bulunduğu, dava konusu olan 2005/01318 çoklu tasarımların başvuru tarihinden önce kamuya açıklanmış belirgin benzerlerinin yeniliği kıracağını kabul etmek gerektiği, başvuru tarihinden sonra yayınlanmış olduğu anlaşılan …. Dir. 2010 internet sitesinin yayınladığı katalog bilgilerine göre tasarım kapsamındaki ürünlerin klasikleştiği, öteden beri bilinen kiremit modelleri olduğu, …. yayımı (sektörel meslek örgüt yayını) belgeye göre 2,3 ve 5 çoklu tasarımların 2004 tarihi itibariyle kamuya açıklandığı, küçük detay farkları bulunmakla birlikte tasarımın esas itibariyle yenilik taşımadığı, ….firmasının internet sitesi kataloglarında, Brest-11 kodlu ürünün 2 ve 3 çoklu tasarım ile aynı olduğu, Brest-30 kodlu tasarımın da 5 nolu ile aynı olduğu, dolayısı ile yeni olmadıkları, 2000 tarihli Kil Çatı Avrupa Standartları kitabının da 2 ve 3 çoklu tasarımlarının aynısını içerdiği, dava konusu olan 2005/01318-4 çoklu tasarımın da ….belgesi karşısında yeni olmadığı, bu belgede yer alan, …. adlı ürün örtüştüğünden yenilikten söz edilemeyeceği, her ne kadar …. firması tarafından 2016/06714 nolu tasarım tescil başvurusundaki tasarım ile 2005/01318 nolu …. tescilinin 2 ve 3 çoklu tasarımları ile ayniyet içerse de bu tasarımlar zaten yenilik taşımadığından gasptan söz edilemeyeceği, ….’ın bu tasarımlar bakımından üstün hakkı bulunmadığı, öte yandan salt tasarım tescili başvurusu yapmanın haksız rekabet olarak nitelenemeyeceği,rekabet edenlerin birbirlerinin başvurularını bültenlerden izlemek ve menfaatlerine göre gerektiğinde yasal yollara gitme hakkı bulunduğu, bu nedenle tasarım başvurusu yaparak gasp veya haksız rekabet edildiği yolunda davanın reddi gerektiği,birleşen davada …. firmasında çalışan ve şirketin üretim, pazarlama gibi bölümlerinde bilgi sahibi olan ….’ın …. firmasına geçerek orada çalışmaya başlaması ve ….’ın müşteri çevresine teklifler verilmesini sağlaması, teknik sırları taşıması ve ifşa etmesi nedeniyle haksız rekabet ileri sürüldüğü, ….’ın bu sayede elde ettiği bilgilerle tasarım hakkını gasp ederek aynı tasarım için başvuru yapma eylemlerinin de de tasarıma tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun iddia edildiği, eski çalışanın istihdam edilmesinin başlı başına haksız rekabet oluşturmayacağı, esas olan anayasal çalışma özgürlüğü olduğu, kişinin bir şirketten başka bir şirkete iş yeri değiştirmesi haksız rekabet olmadığı, dava dışı çalışanın iş yerinin teknik sırları örneğin, sadece ….’a özgü çok gizli formülleri veya yöntemleri aktardığı yönünde bir iddia ve kanıt bulunmadığı, işletme için yaşamsal önemi olan bilgilerin aktarıldığı ortaya konmadığından, haksız rekabet iddiasının dayanaksız olduğu, her iki tarafın da aynı sektörde olması, aynı müşteri kitlesine, aynı ürün üreterek hitap etmesi karşısında müşteri portföyünün aktarıldığı iddialarının dayanaksız olduğu, serbest rekabet ortamında, o tür ürünlerin rakip firmanın mevcut müşterisine teklif edilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, anılan çalışanın müşteri portföyünü götürdüğü iddiasının dayanaksız kaldığı, …. firmasının Kil Çatı ürünleri alıcısı olan firmalara, söz konusu çalışanı istihdam etmese dahi ulaşabileceği açık olup bu konuda herhangi bir gizlilik veya tekelden söz edilemeyeceği, ana dosyada 2005/01318 1-5 çoklu tasarımların tescil şartlarının bulunmadığının belirlendiği, 2016/07547 nolu çoklu tasarımların ise dava tarihinde henüz başvuru niteliğinde olduklarından hükümsüzlüğe konu edilemeyeceği, birleşen dosyada da 2016/06714 nolu tasarımın dava tarihinde henüz başvuru niteliğinde olduklarından hükümsüzlüğe konu edilemeyeceği gerekçesiyle ana dosyada; davanın kısmen kabulüne, 2005/01318 1 ila 5 çoklu tasarımların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, 2016/07547 nolu tasarım için dava vakitsiz açıldığından reddine, birleşen dosyada; tasarım gaspı, tasarıma tecavüzün önlenmesi, durdurulmasına bağlı talepler içeren davanın reddine, haksız rekabet davasının reddine, 2016/06714 nolu tasarım bakımından açılan hükümsüzlük davasının vakitsiz olduğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl davada davalı- birleşen davada davacı …. şirketi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Asıl davada davalı- birleşen davada davacı …. şirketi vekili, birleşen dava yönünden; karşı tarafın müvekkilinin elemanını ayartma eyleminin haksız rekabet sayılıp sayılmayacağı, somut olayın özelliklerine göre dürüstlük kuralının aşılıp aşılmadığı ölçüsüne göre belirlenmesi gerekirken, somut olayın özelliklerinin nazara alınmadığını, davalının eylemlerinin serbest rekabet ilkesi ile bağdaşmadığını, 21.06.2018 tarihinde bilirkişi görevlendirme yazısında birleşen dava bakımından inceleme yapılması istendiği halde görevlendirme haricinde tespitler yapıldığını, asıl görevlendirme yapılan birleşen dosya konusu hükümsüzlük talebi hakkında hiçbir tespite yer verilmediğini, haksız rekabet dayanağı kapasite raporları ve müzekkere cevapları, sair yazılı delillerin raporda ve gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, davalı şirketin 40-50 yıllık aynı sektördeki ticari hayatında ürünü hiç üretmediğini, Türkiye’de aynı sektörde sadece müvekkili tarafından üretilen ürünün pazar olanağının sadece yurtdışı olduğunu, müvekkilinin dış pazarlama görevini icra eden elemanının prim + maaş vaadiyle ayartmak suretiyle istihdam ettiğini, istihdam etmesi ile aynı tarihlerde evvelce bu ürünü ve el mamulü bir tek ürünü bile üretmemiş olan davalının dava konusu ürünün üretimine başladığını, sadece müvekkilinin müşterilerine teklif götürdüğünü, davalının evvelce kayda değer bir yurtdışı bağlantısı ve ihracatı olmamış bir firma olarak ürünün tüm müşterilerine müvekkilinin satış fiyatının neredeyse yarı fiyatını teklif ederek, müvekkilinin tüm üretiminin % 40 ‘ını sattığı İngiliz müşterisini Türkiye ‘ye davet ettiğini, soyut bir şekilde serbest piyasa ve çalışma özgürlüğü şeklinde bir gerekçe ile birleşen davanın reddinin ticari örfe aykırı olduğunu, yazılı deliller ile davalının haksız rekabetinin sabit olduğunu, TTK.nın 56. Md sine göre aldatıcı hareketle veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı olarak yapılan iktisadi muamelelerin haksız rekabet teşkil ettiğini, taraflar arasında ilişki ne kadar sıkı ve özel ise dürüstlük kuralı gereğince uyması beklenebilecek hususların o kadar çoğaldığını, Ege Bölge Sanayi Odası’nın 20.02.2017 tarihli yazı cevabında belirtildiği üzere iki şirket patronlarının 2009 ‘dan bu yana her ay Ege Bölgesi Sanayi Odası ‘nda toprak ve seramik ürünleri meslek komitesinde sektörün gelişimi için yönetim kurulu üyesi olarak toplanması, karşı tarafın yöneticisinin müvekkilinin satışlarının % 90 ‘lık oranının yurtdışına ihracat yaptığı bu ürünün oluşturduğunu bilmesi gibi olgular karşısında karşı tarafın dürüstlük borcunun ağırlaştığını, davalının eylemlerinin dürüst bir ticaret serbestisi kapsamında yer almadığını, meslek komitesinin bu sebeple davalı şirketi yetkilisinin komiteden çıkardığını, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Orta Anadolu İhracat Birliği, Ege İhracat Birliği ‘ne ait müzekkere cevapları ve celp edilen taraf kapasite raporları ile dava konusu ürünün Türkiye ‘de tüm üretiminin ihracatının ve arge çalışmasını müvekkilinin yaptığını, karşı tarafın bu ürünle geçmişte iş yaptığına dair tek bir kayıt olmadığını, davalının üretim kayıtlarının standart halk tarafından bilinen blok tuğla ve Marsilya kiremitten ibaret olduğunu, davalının müvekkilini bu ürünle ilgili elemanını istihdam etmek suretiyle, bu ürünün ticaretine başladığını, pazar payının müşterilerini fiyat politikasını bu şekilde zahmetsizce tespit edebildiğinin ispat edildiğini, işçi ile yapılan iş sözleşmesinin 4. Md sinde işçinin sır saklama yükümlülüğünün bulunduğunu, müvekkilinin 2005 yılından beri arge çalışması yaptığı yüzey karışımını formülize ettiği, özel ayırt edici bir eskitme yüzey görünümü verdiği müşterinin fiyat politikasını oluşturduğu ürünün know-how sayılan bu bilgilerinin müvekkili için ticari bir sır olduğunu, …. ‘in bu bilgilerini davalı şirkete vererek bu suretle ürün ticaretine başladığının ispat edildiğini, …. ‘in zimmetinde bulunan bilgisayardaki verileri ve müşteri iletişim bilgilerini işten ayrıldığı gün saat 17.00 ‘de fabrikada kimsenin kalmadığı vakitte kendi şahsi hotmail hesabına gönderdiğinin dosyada sunulan maillerde görüldüğünü, müşteri bilgilerinin kopyalanmasının sebebinin bu olduğunu, davalının harcıalem olduğunu iddia ettiği bir ürün için kendisinin de tasarım başvurusunda bulunmasının makul ve dürüst kabul edilmemesi gerektiğini, bütün bu itirazların tespit edilebilmesi için yeni bilirkişi incelemesi ve araştırması yapılmadığını, talebe rağmen haksız rekabet hususundaki eksikliklerin giderilmediğini, ayartma eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediğini, söz konusu eylemin doğruluk ve dürüstlük kurallarını ihlal edecek şekilde yapılıp yapılmadığına yönelik değerlendirme yapılmadığını, piyasada istihdam edilmeye hazır aynı nitelikte elemanlar var iken müvekkilinin anahtar rolündeki elemanını ayarttığını, müvekkilinin İngiltere ‘de ciddi yatırım yaparak kurduğu …. firması aracılığı ile edindiği müşteri çevresi ürünün yurtdışında talep görmesini sağlayan eskitme görünümü veren yüzey karışım formülünden oluşan ticari sırlarından faydalanmak suretiyle açıkça haksız rekabet yaptığını, davalının 2016/06714 numaralı tescil başvurusunun da dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, yargılamanın devamı sırasında tescil edildiğine göre, bu tasarım tescili ile ilgili hükümsüzlük talebinin davanın vakitsiz açılması gerekçesi ile reddinin kötü niyetin ve haksız rekabetin korunması anlamına geldiğini, ayrı bir davaya sebebiyet vererek usul ekonomisine de aykırı olduğunu, davalının asıl davadan müvekkiline ait çoklu tasarımı hükümsüz kılmaktaki arzuladığı amacın haksız rekabet edebilmek olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle, kararın kaldırılmasına, belirtilen konulardaki eksikliklerin giderilmesini, haksız rekabetin ayartma eylemi bakımından delillerin yeniden değerlendirilmesine, tuğla ve kiremit sanayicilerine yazı yazılarak yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE : Asıl dava tescilli ve başvurusu yapılmış tasarımların hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, 2005/01318 1 ila 5 çoklu tasarımların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, 2016/07547 nolu tasarım için dava vakitsiz açıldığından reddine, birleşen dava ise tasarım haklarına gasp ve tecavüzün tespiti, bu eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet olduğunun tespiti, haksız eylemlerin üretimin önlenmesi ve men’i, başvurusu yapılmış davalı tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle tasarım gaspı, tasarıma tecavüzün önlenmesi, durdurulmasına bağlı talepler içeren davanın reddine, haksız rekabet davasının reddine, 2016/06714 nolu tasarım bakımından açılan hükümsüzlük davasının vakitsiz açıldığından reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
554 Sayılı KHK’nin 6. maddesi(6769 sayılı Kanunun 56. maddesi) uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.
554 Sayılı KHK’nin 7. maddesinde(6769 sayılı Kanunun 56. maddesinde) düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nin 11. maddesi(6769 sayılı Kanunun 58. maddesi) ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. (Yargıtay 11. H. D’nin 05.03.2014 tarih 2013/11345 E, 2014/420 K).
Somut olayda asıl davada davacı vekili, davalı adına tescilli 2005/01318 nolu çoklu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince davalıya ait tasarımın bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yeni ve ayırt edici olmadığı belirtilmiştir. Yasal mevzuata uygun şekilde tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözüyle inceleme yapan bilirkişi raporu dayanaklı, denetime elverişli ve bilimsel olup rapora itibar edilerek davalıya ait 2005/01318 1 ila 5 çoklu tasarımların yeni ve ayırtedici olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
554 sayılı KHK’nin 45. maddesi uyarınca hükümsüzlük kararının sonuçları kural olarak geriye etkilidir. Bundan dolayı, kural olarak tasarım başvurusu ve tescili nedeniyle sağlanan koruma baştan itibaren yok sayılır. Hükümsüzlük kararının geriye etkili olarak sonuçlarını doğuracağına ilişkin kuralın iki istisnası olup bunlardan biri tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesinden önce tasarımdan doğan haklara tecavüz sebebiyle verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar, ikincisi ise hükümsüzlük kararından önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmelerdir. Davaya konu olayda yukarıda açıklanan 554 sayılı KHK’nin 45. maddesinde düzenlenen iki istisnayı içeren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı …. şirketi adına tescilli 2005/01318 1 ila 5 çoklu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin bulunmadığı gerekçesi ile verilen hükümsüzlük kararı geriye yönelik olarak etki doğuracağından ve tecavüz söz konusu olmadığından, …. firması tarafından 2016/06714 nolu tasarım tescil başvurusundaki tasarım ile 2005/01318 nolu …. tescilinin 2 ve 3 çoklu tasarımları ile ayniyet içerse de bu tasarımlar zaten yenilik taşımayıp gasp ve tecavüzden söz edilemeyeceğinden birleşen davada tasarım gaspı, tasarıma tecavüzün önlenmesi, durdurulmasına bağlı talepler içeren davanın reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay 11.HD 2010/10540 Esas 2010/11635 Karar, 2016/14267 Esas 2018/5212 Karar sayılı içtihatları da bu doğrultudadır.

Birleşen davada davacı vekili 2016/06714 başvuru nolu tasarımın yargılama sırasında tesciline karar verildiğini istinaf itirazı olarak ileri sürmekte ise de; her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden dava tarihinde henüz başvuru aşamasında olup henüz tescil edilmemiş olan 2016/06714 nolu tasarımın hükümsüzlüğe konu edilemeyeceği ve davanın vakitsiz açıldığı gerekçesiyle 2016/06714 nolu tasarım bakımından açılan hükümsüzlük davasının reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Birleşen davadaki haksız rekabetin tespiti ve men’i talebi yönünden yapılan değerlendirmede; mahkemece dinlenen davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgileri olmadığı gibi davacı şirketin emrinde çalışmaları nedeniyle tarafsız olamayacakları da gözetildiğinde beyanlarına itibar edilemez. Her iki şirketin aynı müşteri kitlesine üretip pazarladıkları ürünleri satmaları, satış için tanıtım, reklam, promasyon ve strateji geliştirmeleri serbest rekabet ortamının kaçınılmaz gereğidir. Davacı şirketin eski çalışanının istihdam edilmesi başlı başına haksız rekabet oluşturmayıp esas olan anayasal çalışma özgürlüğüdür. Aksinin kabulü Anayasa’nın 48. maddesi ile güvence altına alınan çalışma hürriyetinin ihlali anlamına gelir.Dünyada daha önce üretimi ve satışı yapılıp yeni olmayan harcı alem bir ürünün potansiyel müşterileri günümüz internet çağında ilgili sektörde kolaylıkla bulunabilir ve üretimi de ticari sırların ifşası niteliğinde değildir. …. eski personelinin ticari müşteri listesini, önceden verilmiş fiyat listesini, sevkiyat günlerini, satış koşullarını ve benzeri bilgileri ele geçirip …. şirketinde aynı müşteri grubuyla bu bilgiler üzerinden satış görüşmeleri yapıp satış yaptığına dair dosyada somut delil bulunmamaktadır. Önceden tescil edilmiş yeni olmayan mahkeme kararıyla da hükümsüzlüğüne karar verilen bir tasarımın benzerinin tescili için başvuru yapılması da tek başına haksız rekabet teşkil etmez. Davacı şirket personeli ….’ın 28.12.2015 tarihinde …. şirketinden ayrılıp …. şirketinde işe başlaması ve bu şirketin 2015 yılında İngiltere iklim koşulları ve mimari özellikleri ile uyumlu daha önce dünyada kamuya sunulmuş yeni olmayıp harcı alem bir ürünün üretim ve pazarlamasını yapması tek başına haksız rekabet oluşturmaz.TTK’nın 55/1-b.2 maddesindeki işletme personelinin ayartılması olarak ifade edilen hususun doğruluk ve dürüstlük kurallarını ihlal edecek surette yapıldığına dair dosyada delil bulunmamaktadır. Bu nedenlerle haksız rekabetin kanıtlanamadığı sonucuna varılmakla; mahkemece haksız rekabet davasının reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı …. şirketi vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada davalı …. şirketi yönünden istinaf karar harcı olan istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin asıl davada davalı …. şirketinden tahsiline,
3-Birleşen davada davacı …. şirketi yönünden istinaf karar harcı olan istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin birleşen davada davacı …. şirketinden tahsiline,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle asıl davada davalı- birleşen davada davacı …. şirketi tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19.11.2021