Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1592 E. 2021/368 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1592
KARAR NO : 2021/368
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.04.2018
NUMARASI : 2014/831 E. – 2018/341 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.03.2021
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.04.2018 gün ve 2014/831 E. – 2018/341 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 19.06.2014 tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu araç sürücüsünün idaresindeki aracıyla, müvekkiline ait araca çarpmasıyla meydana gelen kazada, müvekkili aracının çarpmanın etkisiyle sürüklenerek park halinde bulunan 3 araca çarptığını hasarın davalıya 20.06.2014 tarihinde ihbar edildiğini, eksper tarafından araçdaki hasar miktarının 22,420,00 TL olarak tespit edildiğini, davalının kusura göre 24.07.2014 tarihinde 13.904,00 TL ödediğini, müvekkili aracının dava dışı sürücüsünün kusursuz olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL bakiye hasar bedeli, 1.000,00 TL araç değer kaybı, aracın çekici vasıtası ile çekilmiş olması nedeniyle 177,00 TL çekici bedeli ile 354,00 TL eksper ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Islah dilekçesinde hasar talebinin 8.516,00 TL’ye, değer kaybı talebinin 4.000,00 TL’ye yükseltildiği, hasar bedeli yönünden temerrüt tarihine ilişkin taleplerinin de ıslah edildiği belirtilerek, kısmi ödeme yapılan 24.07.2014 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının talebi üzerine açılan hasar dosyasında belirlenen hasar bedeli 13.904,00 TL davacıya 24.07.2014 tarihinde ödendiğinden, müvekkilinin başkaca sorumluğunun kalmadığını, araçtaki hasar dışındaki, dolaylı zararların poliçe teminatı kapsamında olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; raporlara arasındaki çelişkiyi gideren 28.11.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunun, denetime açık ve karar vermeye yeterli olduğu, bu raporun benimsendiği, kazanın oluşumunda davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün % 75, davacıya ait araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, davacı aracında 17.700,00 TL hasar ve 2.500,00 TL değer kaybı meydana geldiği, hasar ve değer kaybı toplamı 20.377,00 TL olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuruna göre hesap edilen 15.282,75 TL’den ödenen 13.904,00 TL mahsup edildiğinde, istenebilecek bakiye miktarın 1.378,75 TL olduğu gerekçesiyle, talebin kısmen kabullüne, 1.378,75 TL’nin (1.000,00 TL’sine dava tarihi 01.08.2014 tarihinden, 378,75 TL’sine ıslah tarihi 20.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, mahkemece alınan ATK raporunda herhangi bir inceleme yapılmadan eksper raporunun kabul edilmiş ve denetime elverişli olmaması nedeniyle mahkemece itirazları doğrultusunda İTÜ’den rapor alındığını, bu raporda müvekkiline ait araç sürücüsü %25, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü %75 olarak kabul edilerek araçtaki hasar miktarının 22.420,00 TL, değer kaybının 2.240,00 TL olarak belirlendiğini, iki rapor arasında kusur yönünden çelişki olduğunu, dosyada iki adet eksper raporu bulunmakta olup, eksper raporları arasındaki farkın 3.500,00 TL iskonto uygulanmasından kaynaklandığını, davalının görevlendirdiği sigorta eksperinin iskonto uyguladığını, Bam ve Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere iskonto uygulanamayacağını, İTÜ tarafından düzenlenen rapora itiraz etmediklerini, davalı tarafın da rapor itirazının bulunmadığını, dava dosyasının hiç bir gerekçe gösterilmeden Karayolları Fen Heyetine tevdi edildiğini, 08.01.2018 tarihli usuli kazanılmış hakka ilişkin beyanlarının dikkate alınmadığını, İTÜ tarafından düzenlenen raporda iskonto uygulanmadan hasar belirlendiğini, bu rapora itibar edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması istenmiş ise de bedel artırım ve ıslah dilekçesinde hasar bedeli yönünden faiz başlangıç tarihinin kısmı ödeme tarihi olan 24.07.2014 tarihinden faiz işletilmesi talep edilmesine rağmen faiz konusunda gerekçelendirilmeden hatalı hüküm tesis edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olup değer kaybı alacakları yönünden dava tarihinden, hasar bedeli talepleri yönünden kısmi ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak İTÜ raporununa taraflarının itiraz etmemesi, gerçek zarara uygun olması ve davacı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil etmesi nedeniyle bu raporun nazara alınarak hasar ve değer kaybının belirlenmesi, temerrüt tarihine ilişkin hatanın düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazasında davacı aracının hasarlanmasından kaynaklanan araç hasar bedeli ile değer kaybı ve araç çekici ücretinin tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda , davacının maliki olduğu araç ile davalının ZMMS sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazanında, davacı aracında meydana gelen hasarın ödenmesi için, davacının davalı sigortacıya başvurduğu, açılan hasar dosyasında eksper tarafından düzenlenen 10.07.2014 tarihli raporda , iskonto uygulanarak davacı aracında 18.539,52 TL hasar tespit edildiği, 14.07.2014 tarihili ekspertiz raporunda iskonto uygulanmayarak, davacı aracındaki tamir bedelinin KDV hariç 19.000,00 TL belirlendiği, davalı sigortacının ilk ekspertiz raporunda iskonto uygulanarak belirlenen 18.539,52 TL hasar bedelinin, sigortalısının kabul edilen %75 kusuruna göre hesaplanan 13.904,00 TL’sini davacıya ödediği, davacı tarafça sigortalı araç sürücüsünün olayda tamamen kusurlu olduğu yapılan hasar ödemesinin gerçek zararı karşılamadığı, hasar nedeniyle davacı aracında değer kaybı oluştuğu, kaza sonrası hasarlı aracın çekici ile çekilmesi nedeniyle çekici ücretinden de davalının sorumlu olduğu iddiasıyla, bakiye araç hasar bedeli, araç değer kaybı ve araç çekici ücretinin tahsilinin istendiği görülmektedir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesin’ce düzenlenen raporda ;olayda davacıya ait aracın sürücüsünün % 62,50 (5/8 oranında) sigortalı araç sürücüsünün % 37,5 (3/8 oranında) kusurlu bulunduğu, 1.000,00 TL araç değer kaybı ve iskonto uygulanarak 16.299,00 TL hasar bedeli hesaplandığı, hasarın şiddeti ve aracın yaşının büyüklüğü nedeniyle pert total değerlendirilmesinin daha uygun olacağı, ancak eksper raporunda aracın piyasa değeri 28.000,00 TL olduğu belirtilmiş ise de sovtaj değerine ilişkin bir inceleme yapıldığına ilişkin belgeye rastlanılmadığından bu yönde hesaplamanın yapılmadığı, sigortalı araç sürücüsünün % 37,5 kusuruna göre istenebilecek hasar bedelinin 11.955,00 TL ve değer kaybının 625, 00 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı vekilinin itirazı üzerinde İTÜ’de görevli öğretim üyelerinden oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan raporda, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün % 75, davacının maliki olduğu araç sürücüsünün % 25 kusurlu olduğu, araçtaki hasar bedelinin KDV hariç 19.000,00 TL (KDV dahil 22.40,00 TL) hesaplandığı, aracın piyasa rayiç değerinin 28.000,00 belirlendiği, piyasa rayiç değerine ve formüle göre yapılan hesaplamada araç değer kaybının 2.400,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraflarca ikinci rapora itiraz edilmemiş ise de, raporlar arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle, mahkemece resen çelişkinin giderilmesi için, Karayolları Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden rapor alınmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, alınan raporda; sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 75 oranında, davacının maliki olduğu araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, ATK raporundaki değer kaybına, İTÜ den alınan rapordaki iskonto uygulanmasına itibar edilmediği açıklanarak, araç hasar bedelinin 17.700,00 TL, araçtaki değer kaybının 2.500,00 TL olduğu, toplam zarar olan 20.377,00 TL’den sigortalının kusur oranına karşılık gelen miktarın 15.282,75 TL olduğu, 13.904,00 TL ödeme mahsup edildiğinde, bakiye miktarın 1.378,75 TL olduğu belirtilmiş ilk derece mahkemesince bu rapor benimsenerek, davanın 1.375,75 TL’lik kısmı yönünden davanın kabulüne karar verelmiştir.
Davacı vekilinin, kabul edilen kusur oranları ile araç değer kaybına ve red edilen çekici ücretine yönelik istinaf itirazı bulunmamaktadır. Raporlar arasındaki farkın iskonto uygulanmasından kaynaklandığını, ATK raporuna taraflarınca yapılan itiraz üzerine İTÜ de görevli bilirkişi heyetince düzenlenen rapordaki hasar bedeline göre hüküm kurulması gerektiğini, davalı tarafça ilk rapora karşı itirazda bulunulmadığından, davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluştuğunu, davacı aleyhine olan 3.rapora göre araç hasar bedeline hükmedilemeyeceğini ileri sürmektedir.
Her ne kadar, pert totol işlemi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı bulunmamakta ise, sigorta şirketleri gerçek zarardan sorumlu olup, aracın tamirinin mümkün olmaması halinde, aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa rayiç değerinden, sigortalı araç sigortacıda kaldığı takdirde aracın sovtaj değeri mahsup edilerek ödeme yapılması gerekmektedir. Sigorta şirketleri gerçek zararından sorumlu olduğundan, pert total değerlendirilmesi yapılmayan rapora itiraz edilmemesi, zararın hesaplanma şekline dair, davacı yararına usulü hak kazandırmayacağı gibi, aracın tamir ettirilmesi de pert total işlemine göre zararın belirlenmesi gerektiğine ilişkin sonucu değiştirmeyecektir. İlk derece mahkemesince alınan her üç raporda da belirlenen araç tamir bedelleri ile aracın 2.el piyasa rayiç değeri 28.000,00 TL’ye göre, aracın tamiri ekonomik olmadığı halde, pert total değerlendirilmesi yapılmaması, aracın sovtaj değerinin belirlenmemesi nedeniyle, eksik incelemeye dayalı ve hatalı olan bu raporlara göre karar verilemeyecek olup, ilk derece mahkemesince son raporunun benimsenerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi içtihatlarına göre, araç hasar bedelinin tespitinde iskonto uygulanmaması gerektiği halde, iskonto uygulanan son raporun hükme esas alınması da hataldır. Davacı vekilinin, iskonto uygulanmaması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde ise de 2.raporun hükme esas alınması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir. Raporlarda aracın sovtaj değeri tespit edilmediğinden, Dairemizce bu konuda değerlendirme yapılamamıştır.
O halde, mahkemece, hasar konusunda uzman yeni bir bir makine mühendisi ile sigortacı bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, iskonto uygulanmadan aracın tamir bedeli ile aracın markası, modeli, yaşı,kilometresi, öncesinde kazası bulunup bulunmadığı birlikte irdelenerek aracın kaza tarihindeki arıcın 2.el piyasa rayiç değerinin tespiti suretiyle, kaza tarihinde aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise, hasar bedeli ile değer kaybı, ekonomik değil ise kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin tespit edilmesi ve belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınması, aracın pert olarak değerlendirilmesi halinde ayrıca değer kaybı oluşmayacağı hususu ve usulü kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.04.2018 tarih 2014/831 E. – 2018/341 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 19.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.