Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1555 E. 2021/857 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1555
KARAR NO : 2021/857

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2017/78 Esas 2018/34 Karar
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i
KARAR TARİHİ : 12.07.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.07.2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 08.03.2018 tarih 2017/78 Esas 2018/34 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin “….” markasının 1984 yılından beri tescilli olduğunu, 14.04.2017 tarihli tanınmış marka başvurusunun da TPMK nezdinde kabul edildiğini, davalının İzmit/Yarımca bölgesinde inşa edilen konut ve yaşam projelerine “….” ismini verdiğini, söz konusu proje kapsamında bulunan gayrımenkulleri bu isimle tanıttığını, pazarladığını, davalı şirketin web sitesinde bu şekilde yer aldığını, müvekkilinin davalıya gönderdiği ihtarnameye davalının cevaben konutların yer aldığı bölgenin …. olarak bilindiğini, bu projenin karşısında …. İlköğretim Okulu bulunduğunu, bu okul ile müvekkilinin ilgisi bulunmadığını belirttiğini, oysa ki müvekkili ile valilik arasındaki protokol ile okulun bulunduğu arsanın üzerinde okul yapılmak ve okula …. İlköğretim Okulu adı verilmek üzere arsanın müvekkili tarafından hibe edildiğini, davalının eylemlerinin müvekkilinin tanınmış markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, davalının müvekkiline ait marka hakkına tecavüzünün tespiti ile tecavüz eylemlerinin durdurulmasına, ref ve menine, müvekkiline ait marka hakkına tecavüz suretiyle gerçekleştirilen her türlü kullanımın önlenmesine, markanın aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini tanıtma vasıtası olarak ihtiva eden etiket, tabela, fatura, broşür, muhafaza ve ticari evrakın vs. basılı her türlü evrak ve tanıtım malzemelerinin ticari gaye ile bulundukları her yerden toplatılmasına, çıkartılmasına, bu markanın tanıtıcı işaret olarak kullanıldığı web sayfasından çıkartılmasına, davalının fiilinin haksız ve kötü niyetli olduğunun tespitine, haksız rekabetin menine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin Körfez(Yarımca) ilçesi sınırlarında 1990 yılından bu yana inşat sektöründe faaliyet gösterdiğini, petrokimya ve/veya diğer sanayi ürünleri alanı ile ilgili tek bir faaliyeti olmadığını, kendi markasını yarattığını, tüketicileri yanıltmasının söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından geliştirilen konsept gereğince inşaat projelerine o semtin mahallenin adı verildiğini, müvekkillinin başkaca …. projelerinin bulunduğunu, …. projesinin Körfez ilçesinde …. olarak kullanılan alanın tam ortasında kurulduğunu, bölge insanı tarafından bu semtin …. olarak bilindiğini, dava konusu edilen …. müvekkili şirketin markası ve amblemi altında inşa edilerek satışa sunulduğunu, insanların bu bölgeyi bu isimle bildiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “….” markasının 16, 38, 41 ve 42. sınıfta kayıtlı bulunduğu, şirketin başvurusu sonucu 20.04.2016 tarih 2016- GE-160758 nolu kayıt ile 2010/67472, 2010/07387, 177316 ve 79766 sayılı markalarının kullanıldıkları tüm ürün ve hizmet listeleri bakımından tanınmış oldukları tespitinin yapıldığı, davacının şirket amaçları arasında, gerektiğinde şirket amacına ilişkin fabrika, tesis gibi binaların kurulması faaliyetleri de yer aldığı, tanınmış markanın karıştırmaya meydan vermeyecek tarzda sair sınıflarda kullanılması mümkün olsa da, dava konusu eylem inşaat hizmetleri alanında olup, tanınmış markanın mevcut itibarına ilişkin haksız yararlanma, onun ayırt ediciliğini bozma ve sulandırma şeklindeki etkileri bulunacağı, söz konusu inşaatların, halk arasında “….”, “….” gibi anılan bir yerde kurulu olması o arazinin daha önce ….’ye aidiyeti hususlarının sonuca etkili olmadığı, böyle olması marka kullanma bakımından otomatik bir halefiyet sağlamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin “….” ibaresini yaptığı inşaatların tanıtım ve reklamlarında, katalog ve broşürlerinde, tabelalarında kullanma eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men edilmesine, bundan böyle tecavüzlü kullanımların kaldırılmasına, tecavüz oluşturan her türlü tanıtım gereçlerinin toplanarak fiziki ortamdan kaldırılmasına, internet web sayfasından tecavüzlü ibarenin çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde hükmün ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkilinin Körfez(Yarımca) ilçesi sınırlarında 1990 yılından bu yana inşat sektöründe faaliyet gösterdiğini, petrokimya ve/veya diğer sanayi ürünleri alanı ile ilgili tek bir faaliyeti olmadığını, kendi markasını yarattığını, tüketicileri yanıltmasının söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından geliştirilen konsept gereğince inşaat projelerine o semtin mahallenini adı verildiğini, müvekkillinin başkaca …. projelerinin bulunduğunu, …. projesinin Körfez ilçesinde ….olarak kullanılan alanın tam ortasında kurulduğunu, bölge insanı tarafından bu semtin …. olarak bilindiğini, dava konusu edilen …. müvekkili şirketin markası ve amblemi altında inşa edilerek satışa sunulduğunu, bu bölgede yıllarca faaliyet gösteren …. Fabrikasının çalışanlarının oturduğu …. burada bulunduğunu, lojmanlar atıl olsa da insanların bu bölgeyi bu isimle bildiğini, tam da bu bölgede bulunan dolmuş duraklarının resmi adının …. olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, nitekim fiili gerçeğin tespiti için mahkemece Körfez Emniyet Müdürlüğüne, Körfez Ticaret Odasına ve lojmanların bulunduğu muhtarlığa müzekkere yazıldığını, bu mahallenin bölge halkı tarafından …. Mahallesi olarak bilindiği, eskiden …. Lojmanları olarak kullanıldığı hususlarının belirtildiğini, sundukları fotoğraflarda da …. ile aynı cadde üzerinde bulunan iki ayrı durağın isimlerinin …., …. olduğunu belgelediklerini, aynı mahallede …. ismi ile inşa edilen ve halen aktif olarak kullanılan birçok bloktan oluşan müvekkilim şirketle hiçbir ilgisi bulunmayan diğer sitelere dair resimler de dava dosyasına sunduklarını, tanıklarının müvekilinin markasına güvenerek konut aldığını beyan ettiğini, müvekkilinin internet sitesi ve kataloglarında da açıkça görüleceği üzere, davacıya ait olan renk ve şekiller hiçbir şekilde kullanılmadığını, sadece bölgede bilinen mahalleye atıf yapılarak sonuna “….” eki eklendiğini, davacının tanığı …’nin davacı şirketin 1982 yılından beri çalışanı olduğunu beyan etse de davacı şirketin insan kaynakları müdürü olduğunu, üst düzey yöneticilerden biri olup 15 yıldır İzmir’de yaşadığını, yeğeninin daireyi …. ismine güvenerek aldığı yönündeki beyanına itibar edilemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün tespiti, men’i istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Tanınmış markanın tescilli olduğu sınıflar dışında kullanımının onun ayırt ediciliğini bozması ve sulandırması halinde tanımış marka sahibi kullanımı men edebilir. Somut olayda davacının tanınmış “….” markası bulunduğu, inşaat hizmetleri alanında faaliyet gösteren davalının konut projesi tanıtımında kendi logosuyla birlikte “….” ibaresini markasal kullandığı anlaşılmaktadır. Davalının markasal kullanımı ile davacının tanınmış markasındaki “….” ibaresinin ortak olduğu, her iki markadaki şekil ve renk unsurları farklı olsa da kelime unsuru aynı olduğu için iltibasa neden olacağı, davacının “….” ibareli markası inşaat hizmetleri sınıfında tescilli değil ise de davalının sunduğu hizmetin tanınmış marka tarafından gerçekleştiriliyor izlenimi vererek tanınmış markadan haksız yararlanma ve markanın sulandırması etkisi doğurabileceği için mahkemece markaya tecavüzün varlığının kabul edilmesi doğru bulunmuştur. Her ne kadar davacının eski fabrikası ve lojmanlarının davalının inşaat faaliyetlerini yürüttüğü mevkide bulunup bu mevki …. mevki olarak biliniyor ise de bu durum davalıya markasal olarak …. ibaresini kullanma hakkı vermeyecektir. Bu nedenlerle davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.07.2021