Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1506 E. 2021/486 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1506
KARAR NO : 2021/486
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2017
NUMARASI : 2015/492 Esas 2017/1337 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2021
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.11.2017 tarih 2015/492 Esas 2017/1337 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 14.05.2014 tarihinde davalıların sürücüsü, işleten ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin kullandığı motosiklete çarpması nedeniyle müvekkilinin savrularak dava dışı yayaya çarparak ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek, 500,00 TL çalışma gücü kaybı, 500,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.08.2017 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat ve ferileri sigorta şirketi tarafından ödenmiş olmakla maddi tazminat talebinin konusuz kaldığını, maddi tazminata dayalı vekalet ücreti ve yargılama giderleri bakımından taleplerinin bulunmadığın belirtmiştir.
CEVAP : Davalı …. vekili, davacının müvekkili hakkındaki şikayetinden vazgeçmesiyle takipsizlik kararı verildiğini, fahiş tazminat talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün % 50, davacının % 50 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının % 10.3 oranında sürekli iş göremezlik zararına uğradığı, geçici iş göremezlik süresinin 12 ay olarak tespit edildiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.150,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin halen hareket kısıtlığını yaşadığını, psikolojisinin bozulduğunu, Adli Tıp Kurumu raporunda psikolojik durumuyla ilgili olarak hiçbir değerlendirme yapıldığını, manevi tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin kullandığı motosiklete davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpması nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, davalı sigorta şirketinin ödemede bulunması nedeniyle maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.150,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin psikolojik rahatsızlığa da uğradığını, maluliyet raporunu kabul etmediklerini, manevi tazminat miktarının az olduğunu istinaf nedeni olarak belirtmiştir. Dava dilekçesinde davacının psikolojik rahatsızlığa uğradığı ifade edilerek tedavi gördüğü hastaneler bildirilmiştir. Dava dilekçesinde geçen Bozyaka Hastanesi Devlet Hastanesi 27.05.2015 tarihli cevabi yazısında davacı adına hiçbir kayıt bulunmadığını belirtmiş, Ege Üniversitesi Hastanesi ise tedavi evraklarını göndermiştir. Mahkemece tedavi evrakları getirtildikten sonra Dokuz Eylül Üniversitesinden ardından da Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden maluliyet raporu alınmıştır. Her iki raporda davacının tedavi evrakları arasında psikolojik tedaviye ilişkin bir kayda rastlanmadığından davacının psikolojik durumuna ilişkin bir belirleme yapılamadığı gibi en son alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin raporunun tebliği sonrasında 14.09.2017 tarihli celsede davacı vekili maluliyet raporuna karşı itirazda bulunmadığından karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. (Yargıtay 17. H.D’nin 08.04.2019 tarih 2016/9554E ve2019/4209K sayılı kararı). Buna göre davacının %10.3 oranında maluliyete uğradığı kabul edilerek hüküm kurulması doğrudur.
Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda davalı sürücünün % 50, davacının % 50 oranında kusuruyla gerçekleşen kazada davacı motosiklet sürücüsü % 10.3 oranında maluliyete uğrayacak ve iyileşmesi on iki aya kadar uzayacak şekilde yaralanmıştır. Kaza tarihi, tarafların kusur durumu, zararın ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı makul bulunmuştur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13.04.2021