Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1453 E. 2021/330 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1453
KARAR NO : 2021/330

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.10.2017
NUMARASI : 2015/912 E. – 2017/954 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.03.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.10.2017 gün ve 2015/912 E. – 2017/954 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 09.07.2015 tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpmasıyla meydana gelen kazada, müvekkiline ait araçta hasar ve değer kaybı oluştuğunu, İzmir 10.Sulh Hukuk Mahkemesinde alınan tespit raporunda müvekkili aracında hasar ve değer kaybı bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL hasar bedeli ve 50,00 TL değer kaybının dava tarihiden itibarin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,delil tespiti giderlerinin ise yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bedel arttırım dilekçesi ile hasar bedeli istemini 18.802,00 TL’ye, değer kaybı istemini 675,00 TL’ye yükselmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirkete tüm belgelerle birlikte hasar ihbarında bulunulmadığını, tek taraflı alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi raporlarında kazanın meydana gelmesinde davacı temlik verenin % 25, davalıya sigortalı olan araç sürücüsünün % 75 kusurlu, davacı aracında oluşan hasar tutarının 25.069,23 TL, aracın piyasa değerinin 35.000,00 TL olduğununu ve daha önce de davacı aracının aynı bölgelerinden kazada hasarlanması, aracın yaşı, kullanım durumu, kilometresine göre değer kaybı olmadığının tespit edildiği, bilirkişi raporlarının benimsendiği sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranına göre, davalı sigortacının hasa miktarının 18.801,92 TL’sinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 18.801,92 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, değer kaybı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacıya ait aracın davaya konu kazadan önce başka bir kazaya karıştığı ve ağır hasarlı olarak pert kaydının olduğunun tespit edildiğinin, aracın yedek parça ve işçilik ile birlikte 15.000 TL ye onarıldığını bildirdiklerini, ağır hasarlı aracın onarımında kullanılan yedek parçalar orjinal parçalar olmayıp, tamiratın eşdeğer veya muadil parçalar ile yapıldığını, dava konusu kazada aracın üzerindeki parçalar orjinal olmamasına rağmen, yeni hasar tespitinde orjinal parça fiyatları verilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, aracın hasar bedelinin yüksek olarak hesaplandığını, hatalı bilirkişi raporunda aracın tamirinin ekonomik olmayacağı hususu kusur indirimi yapıldıktan sonra ortaya çıkan tutar üzerinden verildiğini, raporları ve hasarı, hasar tutarı ve emsal fiyatı kabul anlamına gelmemekle birlikte; aracın aracın tamir bedelinin KDV dahil 25.069,23 TL ve piyasa emsal değerinin 36.000 TL olarak değerlendirildiğini, bu durumda 25.069,23 TL / 36.000 = 0,70 oranı bulunmakta olup, %70 oranlı bir hasarda aracın tamirinin ekonomik olmayacağının belirtilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından önce kusur indirimi yapılarak 18.801,92 TL üzerinden pert değerlendirilmesi yapılarak bulunan oranın %52′ ye tekabül ettiğini, aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağı değerlendirilmesinin hatalı kriterlere göre yapıldığını, aracın 2. el emsal değeri fahiş olarak belirlendiğini, araç daha önce ağır hasarlı olarak kayıtlı bir arac olup, piyasa değeri hasarsız emsalleri ile aynı olmaması gerektiğini,aracın 2. el emsal değeri araştırılmasında kullanılan kriterlerde aracın daha önceden ağır hasarlı olmasının eklenmediğini, Karayolları Trafik Kanunu’na göre dava şartı olarak öncelikle müvekkil şirkette yasal başvuru yapılması gerekirken, davacı tarafından müvekkil şirkete başvuru yapılmadığını, davanın ön şartı yerine davanın usulden reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusurun hatalı olduğunu, müvekkil şirkete başvuru yapılmadan delil tespiti yaptırılmış ve müvekkil şirketin eksper göndererek araç üzerinde tespit yaptırılmasının engellendiğini, davanın reddi gerektiğini ileri sürülmektedir.

GEREKÇE : Dava, trafik kazasından hasarlanan davacı aracında medana gelen hasar ve değer kaybı bedelinin tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince, makine mühendisi bilirkişiden alınan 14.01.2016 havale tarihli raporda; sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 75, davacı sürücünün % 25 oranında kusurlu olduğu, dosyadaki belge eksikliği nedeniyle, davacı aracındaki hasar miktarı ile değer kaybı yönünden değerlendirme yapılamadığı belirtilmiş, ek raporda ise aracın tamir bedelinin 25.069,23 TL, araçtaki değer kaybının 600,00 TL olduğu belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan, iki makine mühendisi ve bir sigorta uzmanından oluşturulan bilirkişi heyetince düzenlenen 31.05.2017 havale tarihli raporda; kavşağa yaklaşırken, yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçlara öncelik hakkını verme kuralı ihlal edildiğinden sigortalı araç sürücüsünün % 75, davacı sürücünün % 25 oranında kusurlu olduğu, davacı aracında davaya konu kaza nedeniyle meydana gelen hasarın onarım bedelinin 25.069,23 TL, sigortalı araç sürücüsünün kusuruna göre sigortacı davalının bu miktarın 18.801,92 TL’sinden sorumlu olduğu, tramer kayıtlarının sorgulanmasında davacının aracının daha öncede kazalar geçirdiğinin ve ağır hasar ( pert ) kaydı olduğuna ilişkin eksper raporu bulunduğunun, kazalar nedeniyle hasar dosyalarının açıldığının, aracın 15.000,00 TL’ye onarıldığının tespit edildiği, davaya konu kaza öncesindeki hasarlı olan piyasa rayiç değeri ile ilgili servisler ile yapılan görüşmeler ile internet üzerinde yapılan araştırmalara göre, aracın modeli, yaşı ve kilometresine göre, piyasa rayiç değerinin 36.000,00 TL-37.000,00 TL aralığında satıldığı ve ortalama olarak satış değerinin 36.500,00 TL olabileceği, aracın tamirinin ekonomik olduğu, pert total işlemine tabi tutulmasına gerek olmadığı, aracın daha önceki kazada da aynı bölgesinde hasar oluştuğundan, değer kaybı bulunmadığı görüş olarak bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, tamir bedelinin 25.069,23 TL olduğu belirtildikten sonra, sigortalı araç sürücüsünün % 75 kusuruna göre hasar bedelinin 18.801,92 TL olabileceği belirtilmiş olup, pert total değerlendirilmesinde açıkça kusur indirimi yapılmadan önceki onarım bedeline göre değerlendirme yapıldığı belirtilmemiş, hasar bedelinin 18.801,92 TL olduğu belirtildikten sonra, aracın tamirinin ekonomik olduğu belirtilmiştir. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, bilirkişi heyetinden, kök raporlarında, pert total değerlendirilmesinde, tespit edilen araç tamir bedelinden, kusur indirimi yapılmadan önceki değerinin esas alınıp alınmadığı, aracın pert total işlemine tabi tutulması gerekip gerekmediği konusundaki değerlendirmenin hangi miktara göre yapıldığı, ayrıca aracın tamirinin ekonomik olmadığı tespit edildiğinde ise aracın kaza sonrası hurda (sovtaj) değerinin tespit edilerek, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının hesaplanması yönünden ek rapor alınması gerekirken, eksik ve hatalı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporun, davalı … şirketine tebliğ edilmeden, davalının savunma hakkı kısıtlanarak esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olması ve bu aşamada esasa yönelik istinaf denetimi yapılması mümkün bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.10.2017 tarih 2015/912 E. – 2017/954 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 11.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.