Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1445 E. 2021/716 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1445
KARAR NO : 2021/716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2018
NUMARASI : 2017/111 Esas 2018/56 Karar
DAVANIN KONUSU : Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 16.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.06.2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 16.04.2018 tarih 2017/111 Esas 2018/56 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı adına tescilli 2014/08334 sayılı şişe tasarımın yeni ve ayrıt edici olmadığını, harcı alem bir tasarım olduğunu, temizlik malzemeleri ve madeni yağ üreticileri tarafından çok uzun yıllardır kullanıldığını ileri sürerek, davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin tasarımının yeri ve ayırt edici olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait tasarım yeni olmakla birlikte ayırt edici olma özelliğine ulaşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davaya konu temizlik malzemelerinin şişelenmesinde kullanılan şişe tasarımının yurt içinde pazarlanmadığını, üretilen temizlik malzemelerinin Irak’a ihraç edildiğini, kemikleşmiş bir alıcı kitlesi olduğunu, tasarımın belirleyici ve ayırt edici özelliğe sahip olduğunu, bilirkişilerin tasarımın ayırt edici olmadığını rapor etmelerinin doğru olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.554 Sayılı KHK’nin 6. maddesi(6769 sayılı Kanunun 56. maddesi) uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.
554 Sayılı KHK’nin 7. maddesinde(6769 sayılı Kanunun 56. maddesinde) düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nin 11. maddesi(6769 sayılı Kanunun 58. maddesi) ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. (Yargıtay 11. H. D’nin 05.03.2014 tarih 2013/11345 E, 2014/420 K).
Somut olayda davacı vekili, davalıya ait tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince davalıya ait tasarım ile 2006 tarihli Amerikan Patenti, 2004/ 01686/1 ve 2004/0442 sayılı tasarımları karşılaştırılarak omuz ve gövdenin belirgin eğimli yapısı, dip kısmının içeri eğimli yapısı, ön kısmın içeri belirgin girinti yapması sonrasında üzerinde girintili alanlarının bulunması ortak özellik olduğu, davalıya ait tasarımın sırt kısmında bulunan sıvı miktarını gösteren çizgi formatındaki bölüm ve paralel çizgi şeklindeki kabartma görünümün farklılık oluşturduğu, bu durum yenilik oluşturmakta ise de bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edici olmadığı belirtilmiştir. Yasal mevzuata uygun şekilde tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözüyle inceleme yapan bilirkişi raporu denetime elverişli ve bilimsel olup rapora itibar edilerek davalıya ait tasarımın ayırtedici olmadığı gerekçesiyle tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16.06.2021