Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1401 E. 2021/1243 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1401
KARAR NO : 2021/1243

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018-09/04/2018
NUMARASI : 2015/280 Esas 2018/53 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 25.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.10.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.04.2018 tarihli ek karar, 17.01.2018 tarih 2015/280 Esas 2018/53 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalıların davacı kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olduğunu, davalılardan …, … ve …’ın 15.04.2006 tarihinde dava dışı …. İnş şirketi ile inşaat sözleşmesi imzaladığını, sözleşme ile inşaat şirketinin kooperatife ait taşınmaz üzerine inşaat yapmayı taahhüt ettiğini, kooperatif yöneticilerinin sözleşmenin imzalandığı anda bile ifasının mümkün olmadığını bilmelerine rağmen iş bu sözleşmeyi imzaladıklarını, yöneticisi oldukları kooperatifi ciddi bir cezai şart yükü altına soktuklarını, kooperatif arsası üzerinde kaçak olarak inşa edilmiş ve hakkında yıkım kararı bulunan bir inşaat bulunduğunu, arsanın yarısının da başka kişilere ait bulunduğunu, inşaat sözleşmesinin imzalandığı anda arsa üzerinde inşaat yapılmasının imar mevzuatı uyarınca hukuken mümkün olmadığını, davalıların kooperatif adına bu şirketten imar sorunlarını halletmek adı altında 85.000,00 TL nakit para aldığını, aradan geçen uzun zamana rağmen imar sorununun halledilemediğini, inşaat ruhsatının alınamadığını, yüklenici firmaya yer tesliminin yapılmadığını, bunun üzerine yüklenici firmanın kooperatife 2 ihtar çekerek ek süre verdiğini, yer teslimi yapılmayınca son bir ihtarname ile inşaat sözleşmesini tek taraflı olarak ve haklı nedenle feshettiğini, yüklenici firmanın sözleşmeyi feshettikten sonra kooperatif aleyhine 85.000,00 TL nin iadesi ve sözleşmede yazılı cezai şart bedeli olan 200.000,00 TL nin tahsili için dava açtığını, İzmir 1. ATM’nin 2007/655 esas 2011/331 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda mahkemece toplam 176.000,00 TL’nin kooperatiften alınarak yüklenici firmaya verilmesine karar verildiğini, bu kararın icra takibine konu edilerek yaklaşık 400.000,00 TL nin kooperatiften talep edildiğini, kararın temyiz edilmesine rağmen teminat yatırılamadığı için tehiri icra kararı alınamadığını ve arsanın icra ile satılma durumu ile karşı karşıya kaldığını, bu nedenle anlaşma ile pazarlıklar sonucunda 280.000,00 TL nin yüklenici firmaya ödendiğini, davalıların yönetici oldukları dönemde bu şekilde imzaladıkları kooperatifi yükümlülük altına sokan sözleşme ile kooperatifi 280.000,00 TL ödemek zorunda bıraktıklarını, davalıların bu sözleşmeye ağır hükümler koyduklarını, şahsi ve ağır kusurlarının bulunduğunu, basiretli tacir sıfatıyla hareket etmediklerini, imar uygulaması devam eden ve mevcut bina hakkında yıkım kararı bulunan arsa için inşaat sözleşmeleri yaparak kooperatifi bilerek ve isteyerek borçlandırdıklarını ileri sürerek 280.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, davacı kooperatif ile dava dışı inşaat şirketi arasında imzalanan ana sözleşmede, kooperatif kayıtlarının hiçbirinde para makbuzlarında ve alındı belgelerinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin 2006 yılının sonlarında davalı …’ın yöneticilikten ayrılması nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, doğduğu iddia edilen kooperatif zararıyla müvekkilinin bir ilgisi ve irtibatının olmadığını, eski yönetim kurulu ibra edilmiş ise meydana geldiği iddia edilen zarara yeni yönetimin katlanması gerektiğini, sözleşmenin feshedilmesinde eski yönetim kurulunun hiçbir kusuru ve ihmalinin olmadığını, sözleşmeyi yeni yönetimin iptal ettiğini, dava konusu sözleşme feshedilmeden başka bir şirket ile yeni yönetimin sözleşme yaptığını, zarardan yeni yönetimin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …, 05.03.2006 tarihinde yapılan genel kurulda sayman üye olarak yönetim kuruluna seçildiğini, defalarca sözlü uyarılarına rağmen kooperatif yönetiminin istediği belgeleri vermediğini, kooperatifin sıkıntılarından dolayı 05.09.2006 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden kaydının silindiğini bildirdiğini, sözleşmenin tamamının kooperatif başkanı tarafından düzenlendiğini, inşaat şirketinin de kooperatif hakkında herşeyi bile bile bu sözleşmeyi imzaladığını, ek sözleşmenin neden yapıldığını bilmediğini, kooperatifte aktif bir görevde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar …. ve …., yeni yönetimin basiretsiz ve nedensiz olarak tek taraflı sözleşmenin feshini istediğini, ortakların aidat ödememesi nedeniyle kooperatif yönetiminin kaynak arayışı sebebiyle sözleşme imzaladığını, imarsız kaçak ve projeye aykırı işlerin taraflarınca yapılmadığını, yeni yönetimin yaptığı işlemlerin usulsüz olduğunu, yeni yönetimin arsaya inşaat alınamaz şeklinde olumsuz söylemlerle kooperatifi borçlandırarak ortakların hisselerini devretmeye mecbur ettiğini, yeni yönetimin yükleniciyle sözleşmeyi feshetmeden yeni inşaat şirketi ile sözleşme imzaladıklarını, yeni yönetimin ortakları zarara uğrattığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/655 Esas 2011/331 karar sayılı dosyasında belirlendiği üzere davacı kooperatifin kaşeli makbuzu ile 45.000,00 TL ve kaşesi olmayan diğer makbuz ile de 31.000,00 olmak üzere toplam 76.000,00 TL tutarında para aldığı ve bahsi geçen mahkeme kararı ile bu kararın faizi ile birlikte yükleniciye ödenmesine karar verildiği, bu paranın kooperatif kayıtlarında yer almadığı ve kooperatif harcamalarında kullanıldığına dair delil mevcut olmadığı, bu paranın alındığı dönemde görev yapan yönetim kurulu üyeleri olan …, … ve …’ın sorumlu olduğu, davacı kooperatife ödeme yapılan 76.000 TL’nin kooperatif kayıtlarına girmediği ve bu miktardan yöneticilerin sorumlu tutulması gerektiği, bu paraların tahsil edildiği tarih itibariyle yönetici olan davalılar …, … ve …’ın sorumlu oldukları, kooperatifin …. Ltd Şti ile yaptığı sözleşmenin fesih tarihi olan 12.07.2007 tarihine kadar eski yönetimin görev yaptığı, eski yöneticilerin sorumluluğunun sözleşmenin feshine sebebiyet vermelerinden kaynaklandığı, dava dışı yüklenici ile kooperatif arasında yapılan 15.04.2006 tarihli sözleşmenin eki niteliğinde yapılan 29.11.2006 tarihinde yapılan sözleşme ile kooperatifin, sözleşmeyi feshetmeyerek süre kısıtına girdiği ve cezai şart hükümlerinin uygulanmasına sebebiyet verdiği, tek taraflı fesih hakkı ve cezai şart ödenmesinin önünü açan 29.11.2006 tarihli sözleşmeyi imzaladığı böylece kooperatife zarar verdiği, ek sözleşmede kararlaştırılan sürede taahhüdünü yerine getiremediğinden yükleniciye cezai şart borcu doğduğu, bu nedenle ek sözleşmeyi imzalayan yönetim kurulu üyesi … ve …ın davacı kooperatife karşı sorumlu olduğu, bu durumun İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/655 Esas 2011/331 karar sayılı dosyasında belirlendiği, İzmir 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/655 esas 2011/331 karar sayılı kararının icra takibine konu edilmesi üzerine 15.11.2011 tarihli protokolle 280.000,00 TL ödenmesi konusunda anlaşıldığı ve bu anlaşma kapsamında 29.11.2006 tarihli ek sözleşmeden doğan 100.000,00 cezai şart borcu karşılığı kooperatifin ödemek zorunda kaldığı 159.090,90 TL den ek sözleşmeyi imzalayan yöneticiler … ve …ın, kooperatifin iade etmek zorunda kaldığı 76.000,00 TL karşılığı 120.909,09 TL’den bu paranın alındığı tarihte görev yapan yöneticiler …, … ve …’ın müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı kooperatif zararı olan 280.000,00 TL’nin 120.909,09 TL’sinin …, … ve …’dan, 159.090,90 TL’sinin davalılar … ve …’dan, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı …’ın kararı istinaf etmesi üzerine mahkemenin 09.04.2018 tarihli ek kararı ile bu davalının istinaf başvurusunun süreden reddine dair ek karar verilmiştir.
Davalı …’ın kararı istinaf etmesi üzerine davalı vekiline istinaf başvuru ve karar harcını yatırması için HMK 344 maddesi uyarınca çıkarılan muhtıra davalı vekiline 17.04.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, muhtırada belirtilen süre içinde istenilen istinaf harçlarının yatırılmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair 21.05.2018 tarihli ek karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … tarafından asıl ve ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı … vekili, mahkemece eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/655 Esas ve 2011/331 Karar sayılı dosyası esas alınarak incelemeler yapıldığını, ancak davaya dayanak yapılan bu mahkeme kararının kooperatif tarafından temyizden feragat edilmesi sebebiyle Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleştiğini, kooperatif yönetimi haklı olmasına ve dosyada iki farklı bilirkişi raporu bulunmasına rağmen karar temyiz edilmediği için gerçeğin ortaya çıkmadığını, bu nedenle bilirkişi heyetinden izmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/655 esas ve 2011/331 karar sayılı dosyasının kesin hüküm olarak kabul edilmeyerek, dosyanın esası hakkında inceleme yapılmasını ve kararının hukuka uygun olup olmadığı konusunda ek rapor alınmasına dair talebin bulunmasına rağmen dosyaya sunulan ek bilirkişi raporunda itirazlarının hiçbirine cevap verilmediğini, bu nedenle eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak verilen mahkeme kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, dava dışı …. İnş. Şirketinden alındığı iddia edilen paralara ilişkin kooperatif adına işlem yapan mimar ile yönetimdeki muhasip üye …’ın kooperatifi zarara uğrattığını, bu nedenle bu kişiler hakkında İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/290 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda bu kişilerin mahkum edildiğini, bu nedenle bu dosyanın celbi gerektiğini, dava dışı şirketten alınan para miktarının 40.400,00 TL olduğunun ve bu şekilde kooperatifin zarara bu kişiler tarafından uğratıldığının bu dosya kapsamında aşikar olduğunu, dosya celp edilmesine ve gerekçeli kararda izmir 2. ağır ceza mahkemesinin dosyası incelendiği belirtilmesine rağmen kooperatiften alınan paraların büyük kısmının bu şekilde kullanıldığı sabit olmasına rağmen bu bedelin borçtan düşülmesi ve müvekkilinin bu paradan sorumlu olduğuna dair verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, dava dışı yüklenici tarafından davacı kooperatif yönetimine ihtarname keşide edilmesi üzerine davacı kooperatif yönetiminin cevabi ihtarnamede feshi kabul ettiğini, bütün suçlamaları önceki yönetime atarak zararın büyümesine sebebiyet verdiklerini, bu konuda mahkeme tarafından hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmaması nedeniyle verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, daha önce alınan bilirkişi raporunda 2008 yılında yapılan genel kurul toplantısında 2007 yılında görev yapan yönetim kurulunun ibra edildiğinin belirtildiğini, bu nedenle ibra edilen yönetim kuruluna karşı sorumluluk yoluna başvurulamayacağını ancak bilirkişinin dava konusu olayın genel kurulda gündeme getirilmemiş olması eski yönetim kurulunun ibra edilmiş olamayacağı da düşünülebilir şeklinde zorlama yorum yaptığını, ancak ibranın amacı ve sonuçlarının açık olduğunu, bilirkişi raporunda ibra ile ilgili hiçbir inceleme yapılmadığını, kooperatif üyelerinin aidatlarını ödememesi ve işlemlerin yürütülmesinin mümkün olmaması nedeniyle o tarihte yönetimde bulunan yöneticilerin işlemlerin yürütülebilmesi için dava dışı yükleniciden 76.000,00 TL parayı bu amaçla aldıklarını, bu durumdan tüm kooperatif üyelerinin bilgisi ve haberinin olduğunu, alınan bu bedellerin inşaatın başlamasına müteakip yüklenicinin hak edişlerine eklenerek geri ödeneceği konusunda tüm kooperatif üyelerinin bilgisi olduğunu, müvekkilinin bu parayı kendi şahsi için alıp harcamadığını, 2006-2007 yılı genel kurul tutanakları celp edilerek genel kurul tutanakları da incelenmek suretiyle ibra edilme hususunda dosyanın bilirkişiye tevdi ile bu konuda ek rapor alınması talebi üzerine alınan ek raporda hiçbir inceleme yapılmadığını, ilk iki ihtarnameye karşılık 3. Madde gereğince anlaşma yapıldığını, 2. ihtardan 8-9 ay sonra başka ihtar bulunmadığını, ek sözleşme ile yüklenici firma ile anlaşma sağlandığını, bu anlaşma akabinde yüklenici firma tarafından kooperatifin temerrüde düşürülmediğini, ilk iki ihtarname dayanak gösterilerek sözleşmenin feshedilmesinin hayatın olağan akışına ve hukuka aykırı olduğunu, temerrüt şartlarının oluşmadığını, bu nedenle sözleşmenin kooperatif tarafından feshedildiği konusunda inceleme yapılmamasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, kooperatifin yeni üyeleri tarafından yüklenici firmaya sözleşmenin feshedildiği bildirilmesi üzerine yüklenici firmanın sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenle zararın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, davanın 280.000,00 TL harca esas değer taşıdığını, ancak müvekkili açısından 120.909,09 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen 159.090,91 TL üzerinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesinin açıkça hukuka aykırı olup, bu yönüyle kararın kaldırılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, dava değerinin başlangıçta 285.000.000,00TL. olarak belirtildiğini ve mahkemece müvekkili olan davalının sadece 159.090,90 TL den sorumlu tutulduğunu, bu nedenle aradaki fark olan, 125.909,10 TL üzerinden hesaplanacak vekalet ücretinin lehine hükmedilmesi gerekirken, kararda bu hususun eksik bırakıldığını, belirtecekleri itirazlarından feragat anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması sebebiyle anılan karara itiraz ettiklerini, davacı kooperatif ile …. Ltd.Şti arasında imzalanan ana sözleşmede ve kooperatifin kararlarının hiç birinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, para makbuzlarında ve alındı belgelerinde de müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin 2006 yılının sonlarında, davalı … isimli kişinin yöneticilikten ayrılması nedeniyle bu kişiden boşalan yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, doğmuş olduğu iddia edilen kooperatif zararıyla da müvekkilinin bir ilgisi ve bağlantısının olmadığını, kooperatiflerde yeni yönetim kurulunun seçiminden önce eski yönetimin ibra edilmiş olması gerektiğini, 2007 yılı ağustos ayında göreve başlamış olan ve bu davayı açan yeni yönetim seçilirken; eski yönetim kurulu ibra edilmiş ise bu takdirde ortada bir zarar var ise dahi buna yeni yönetimin katlanmak mecburiyeti bulunduğunu, kaldı ki; davacı kooperatif ile …. Ltd Şti arasında imzalanan sözleşmenin feshedilmesinde ve ortaya bir zarar çıkmışsa dahi bu zararın çıkmasında eski yönetim kurulunun hiç bir kusuru yahut ihmali olmadığını, sözleşmeyi iptal edenlerin 2007 yılında göreve gelen ve bu davayı açan yeni yönetim kurulu olduğunu, davacı kooperatifin henüz …. şirketi ile arasındaki sözleşme feshedilmeden, …. İnşaat ile başka bir sözleşme yaptıklarını, ortada bir zarar varsa dahi bu zararın sorumlusunun yeni yönetim kurulu olduğunu, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunun defalarca belirtildiğini, müvekkilinin sorumlu tutulduğu sözleşme hükmünün uygulanmamasını sağlamak davacıların elinde iken davacıların bu sözleşmenin ayakta kalmasını sağlayarak bizzat sorumlu hale geldiklerini, zira davacıların henüz söz konusu sözleşme feshedilmeden …. İnşaat ile başka bir sözleşme yaptıklarını, davacıların başka bir şirket ile anlaşmayıp dava dışı ….Ltd. Şti ile anlaşarak meydana gelen zararları önlemesi gerektiğini, müvekkilinin alınan kararlarda hiçbir zaman aktif olarak rol almadığını, ek sözleşmeyi imzalarken dahi muhasip üye seçilmesinden kaynaklanan imza zorunluluğu nedeniyle mecbur kılındığını, meydana gelen zararlarda müvekkilinin hiçbir kusur ve sorumluluğunun olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davalı bakımından davanın reddini istemiştir.
Davalı …, mahkemece verilen kararı hastalığı nedeniyle mahalle muhtarlığından 02.04.2018 tarihinde tebliğ ederek aldığını, önceki verdiği dilekçedeki tüm hususları tekrar ettiğini, kooperatif başkanının 2006 yılındaki harcamaları cebinden yaptığını açıkladığını, 05.03.2006 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında sayman üye olarak kooperatif yönetimine seçildiğini, kooperatife ait defter ve belgelerin incelenmesini istediğini, ancak mahkemece talebinin kabul edilmediğini, kooperatif başkanının ceza mahkemesindeki ifadesinde parayı …. İnşaat isimli firmanın yetkilisinden alarak ….’a verdiğini beyan ettiğini, paranın kimlerden alınıp kimlere ne şekilde verildiğini kesin tespiti yapılmadan mahkemece karar verildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle ek kararın ve asıl kararın kendisi ile ilgili olan kısımlarının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatifte yönetici olan davalıların kooperatifi zarar uğrattıkları iddiasıyla kooperatif zararının davalılardan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile davacı kooperatif zararı olan 280.000,00 TL’nin, 159.090,90 TL’sinin davalılar … ve …’dan, 120.909,09 TL’sinin ise …, … ve …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin. 09.04.2018 tarihli ek kararı ile davalı …’ın istinaf başvurusunun süreden reddine dair karar verilmiş olup, öncelikle ek karara karşı davalı …’ın istinaf başvurusunun incelenmesi gerekmektedir..
Davalı …’a gerekçeli kararın Tebligat Kanunun 21/1 maddesine göre 15.03.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının kararı 05.04.2018 tarihinde istinaf ettiği, TK’nın 21/1 maddesine göre yapılan tebliğlerde 2 nolu ihbarnamenin muhatabın kapısına asıldığı tarihin tebliğ tarihi sayıldığı, 2 nolu ihbarnamenin davalının kapısına 15.03.2018 tarihinde asıldığı, bu nedenle tebliğ tarihinin 15.03.2018 tarihi sayılması gerektiği, tebliğ evrakının mahalle muhtarından 02.04.2018 tarihnide tebliğ alınmasının tebliğ tarihini değiştirmeyeceği, mahalle muhtarından teslim alındığı tarihin yasaya göre tebliğ tarihi sayılamayacağı, bu hali ile davalıya gerekçeli karar tebliğinin 15.03.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde yapılması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun süresinde olmadığı anlaşılmakla; mahkemece davalı …’ın istinaf başvurusunun süreden reddine dair verilen ek karar doğru olup, davalının ek karara karşı istinaf itirazları yerinde görülmeyerek ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve bu sebeple esasa ilişkin gerekçeli karara karşı istinaf itirazları incelenmemiştir.
Davalı … vekiline istinaf başvuru ve karar harcını yatırması için HMK 344 maddesi uyarınca çıkarılan muhtıra 17.04.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, muhtırada belirtilen süre içinde istenilen istinaf harçlarının yatırılmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair 21.05.2018 tarihli ek karar verilmiş, ek kararın davalı vekiline 06.06.2018 tarihinde tebliğine rağmen ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığından davalı …’ın istinaf başvurusu incelenmemiştir.
Davacı vekili, davacı kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların dava dışı inşaat şirketi ile inşaat sözleşmesi imzaladığını, davalıların kooperatif adına bu şirketten imar sorunlarını halletmek adı altında nakit para aldığını, aradan geçen uzun zamana rağmen imar sorununun halledilemediğini, inşaat ruhsatının alınamadığını, yüklenici firmaya yer tesliminin yapılmadığını, bunun üzerine yüklenici firmanın kooperatife 2 ihtar çekerek ek süre verdiğini, daha sonra dava dışı yüklenici ile kooperatif arasında 29.11.2006 tarihinde yapılan ek sözleşme ile süre kısıtlaması getirildiği ve kooperatif aleyhine cezai şart konulduğunu, verdiği, ek sözleşmede belirtilen süre içerisinde de imar sorunları halledilemeyip yer teslimi yapılamayınca yüklenici firmanın sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden sonra yüklenici şirket tarafından kooperatif aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonucunda İzmir 1. ATM’nin 2007/655 esas 2011/331 karar sayılı kararı ile toplam 176.000,00 TL nin kooperatiften alınarak yüklenici firmaya verilmesine karar verildiğini, anlaşma ile pazarlıklar sonucunda 280.000,00 TL nin yüklenici firmaya ödendiğini, davalıların yönetici oldukları dönemde bu şekilde imzaladıkları kooperatifi yükümlülük altına sokan sözleşme ile kooperatifi 280.000,00 TL zarara uğrattıklarını ileri sürerek 280.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, mahkemece alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile kooperatif zararı olan 280.000,00 TL’nin, 159.090,90 TL’sinin davalılar … ve …’dan, 120.909,09 TL’sinin ise …, … ve …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dava tarihinden önce alınan 08.01.2012 tarihli genel kurul kararı kooperatifin eski yöneticileri olan davalılar hakkında dava konusu olay ile ilgili tazminat davası açılması kararı alınmış olmakla yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılmasına yönünde genel kurul kararı olan dava şartı yerine getirilmiştir.
Kooperatif yöneticisi olan davalıların sorumluluğunun gerçek zarara göre tespit edilmesi gerekip somut olayın özelliğine göre dava dışı inşaat şirketinden paranın alındığı tarihte yönetici olan davalılarca 76.000,00 TL tutarında para alındığı, bu paranın kooperatif kayıtlarında yer almadığı gibi kooperatif harcamalarında kullanıldığına dair delil mevcut olmadığı, İzmir 1. ATM’nin 2007/655 esas 2011/331 karar sayılı kararı ile bu paranın faizi ile birlikte yükleniciye ödenmesine karar verildiği, ek sözleşme gereği cezai şartın yargılamayı gerektirdiği, anılan mahkemece hükmedilen cezai şart bedelinin makul olduğu sonucuna varılmakla ; mahkemece alınan davalıların sözleşmelere göre sorumluluklarını tespit eden bilirkişi raporları ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hükme elverişli olup bu hususlarda yeni bir bilirkişi raporu alınması yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Dava dışı inşaat şirketinden alınan paradan 40.400,00 TL’nin mimar ile yönetimdeki muhasip üye davalı …’a verildiği, bu kişiler hakkında İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/290 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda bu kişilerin mahkum edildiği, bu şekilde kooperatifin zarara bu kişiler tarafından uğratıldığı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; bu paranın kooperatif kayıtlarında yer almadığı gibi kooperatif harcamalarında kullanıldığına dair delil de mevcut olmadığından inşaat şirketinden paranın alındığı tarihte yönetici olan davalıların basiretli bir yönetici olarak davranması gerektiğinden, bu husustaki istinaf itirazları da yerinde değildir.
Davacı kooperatifin 05.07.2007 tarihinde ve 08.06.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantılarında yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş ise de; dava dışı yüklenici şirket tarafından kooperatif aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonucunda İzmir 1. ATM’nin 2007/655 esas 2011/331 karar sayılı kararı ile dava konusu sözleşmeler nedeniyle toplam 176.000,00 TL’nin kooperatiften alınarak yüklenici firmaya verilmesine karar verildiğinden genel kurulların yapıldığı tarihte henüz kooperatif zararının tespit edilmediği, bu nedenle davalı yöneticilerin dava konusu olay yönünden ibra edilmedikleri sonucuna varılmakla; davalılar vekillerinin ibra ile ilgili istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Dava dilekçesinde davalıların sorumlu oldukları sözleşmeler belirtilerek bu sözleşmelere göre davalıların müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi istenmiş olup mahkemece davalı yöneticilerin imzaladıkları sözleşmelere göre müteselsilen sorumlu tutulmaları davanın tam kabulü sonucunu doğurmakta olup, esasen reddedilen kısım bulunmadığından davalılar …. ve …. vekilinin davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi yönündeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalıların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, asıl kararda ve ek kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, asıl kararın ve ek kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı …’ın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/280 Esas 2018/53 Karar sayılı 09.04.2018 tarihli ek kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 19.126,80 TL’den peşin alınan 2.064,82 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 17.061,98 TL’nin davalı …’den tahsiline,
4-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 19.126,80 TL’den peşin alınan 2.716,87 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 16.409,93 TL’nin davalı …’dan tahsiline,
5-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’nin davalı …’dan tahsiline,
6-İstinaf başvurusu nedeni ile davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.