Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1339 E. 2021/733 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1339
KARAR NO : 2021/733
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.04.2018
NUMARASI : 2014/946 E. 2018/348 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.04.2018 tarih 2014/946 E. 2018/348 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili ve davalı …… vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …… tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 12.04.2011 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü zmms sigortacısı bulunduğu aracın yaya haldeki müvekkiline çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin kemiklerinde oluşan kırığın hayat fonksiyonlarını etkilediğini, vertigo hastalığına yakalandığını, bir ömür boyu bu sebeple ilaç kullanmak zorunda olacağını, müvekkili kazadan önce örgü işi yaparak aylık ortalama 150,00 -200,00 TL gelir elde ettiğini, hastanede 10 gün boyunca yatalak olarak müvekkilinin tedavi gördüğünü, tek başına ihtiyaçlarını giderebilecek durumda olmadığından ve müvekkilinin oğlunun sürekli yanında kalamaması nedeniyle 4 gün boyunca ….. isimli bakıcı tutulduğunu, bu süre zarfında müvekkilinin gelini davacı …..’ın müvekkili yanından ayrılmadığını, refakat ettiğini ve müvekkilinin ihtiyaçlarını karşıladığını 4 gün boyunca bakıcıya günlük 80,00 TL den toplam 320,00 TL ödeme yapıldığını, süreç içerisinde özel bakıcı gerekse de bakımının aile fertleri tarafından yapıldığını, bu dönem için bakıcı gideri talepleri bulunduğunu, müvekkilinin taburcu olduktan sonraki 60 gün boyunca ihtiyaçlarını gideremediğini, bakıma muhtaç yaşadığını, müvekkili ….. tarafından hastane girişi için 180,00 TL ödendiğini, hastanede yatan müvekkilinin ihtiyaçlarının giderilmesi için refakatçıların evden özel eşyaları ve ilaçlarını temin ederek hastane ulaşımı için bir takım ulaşım giderlerine katlanmak zorunda kaldıklarını bu giderlerin günlük gidiş- dönüş 42,00 TL olmak üzere toplam 294,00 TL olduğunu(7 günlük taksi ücreti) hastane tarafından yemek ihtiyacı karşılanmış ise de bir takım gıdasal ihtiyaçları, hastane işlemleri için kırtasiye masraflarının ortaya çıktığını, müvekkil tarafından toplam 110,00 TL sarf edildiğini ileri sürerek, davacı ….. için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL masraf, 100,00 TL bakıcı, 9.700,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, olmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanmasına, davacı ….. için 80.000,00 TL diğer davacılar için 50.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ….. vekili, müvekkili şirketin sigorta araç sürücüsünün kusur oranında poliçe limiti ile sınırlı olarak gerçek zarardan sorumlu olduğunu, olayda hatır taşıması söz konusu olup, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, teminat dışında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. vekili, davacının oturma , gezme, yeme ,içme gibi zorunlu ihtiyaçlarını giderme gibi mutat davranışlarından kaza nedeniyle mahrum kaldığı iddiasının gerçek olmadığını, davacının tek başına pazar alış verişi yaparken görüldüğünü, davacının sağlığının yaş ile orantılı aşınma payı bulunduğunu, olay tarihinde 78 yaşında olan davacının yaşlılığa başlı olarak kas ve kemik yapısında bir kırılganlık ve dejenerasyon olacağını, davacı taleplerinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkilinin nafaka borcu mevcut olup, kredi kartları ve çektiği kredilerden dolayı ayrıca borçları olduğunu, davacılardan …..’a hastaneye taksi ile gidip geldiğini belirtmesi nedeniyle elden 2.300,00 TL nakit para ödemesi yapıldığını, davacının ödemeden bahsetmediğini, müvekkili tarafından davacının manevi acılarının dindirilmesi için yapılan girişimlerin engellendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. cevap dilekçesinde aracını 7 yıl önce …..’a sattığını ve aracın 7 yıldır …..’ın kardeşi olan diğer davalı ….. tarafından kullanıldığını, sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, alınan kusur raporunun ceza mahkemesinde alınan kusur raporu ile örtüştüğü, kazanın oluşumunda davacı sürücünün %75 davacı …..’ın %25 oranında kusurlu olduğunu, alınan maluliyet raporlarındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla ATK 3. İhtisas Kurumundan rapor alınmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin müvekkilinin yaşlılığı ve refakat edecek kimsenin bulunmaması sebebiyle müvekkilinin gidemeyeceğini bildirmesi üzerine ara karardan dönüldüğü, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan raporun hükme esas alındığı, hesap raporunun benimsendiği, bu rapora göre davacıda maluliyet oluşmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 2 oluştuğunu, davalı sigortalının poliçeye göre sürekli maluliyet tazminatı teminat altına aldığı, davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından ….. hakkındaki davanın reddi gerektiği, davacı …..’ın yaralanmasından dolayı çektiği ızdırabın derecesi dikkate alınarak manevi tazminatın miktarının belirlendiği, diğer davacıların davacının yaralanma ve yakınlık derecesine göre tazminat talep hakları olabileceği, davacı …..’ın yaralanmasının sürekli maluliyet oluşturmayacağı, 2 ay geçici iş göremezlik oluşturur şekilde yaralandığı dikkate alındığında davacı …..’ın oğlu ve gelini olan diğer davacılar yönünden manevi tazminat şartları oluşmadığı gerekçesiyle davacılar …..’a, …..’ın manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı ….. …..’ın sürekli maluliyet iddiasına dayalı maddi tazminat talebinin reddine, davalılar ….. ile ….. aleyhindeki maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile geçici iş göremezlik, bakın gideri, tedavi gideri ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 2.432,58 TL’nin 12.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı …..’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 8.000,00 TL manevi tazminatın 12.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ….. ve …..’tan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili ve davalı ….. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, ATK İzmir Şube Müdürlüğünden alınan raporda müvekkili …..’ın maluliyet oranı %19 olarak belirlendiğini ve 2 ayda iyileşebileceğinin ve iyileşme sürecinin sonuna kadar bakıcıya ihtiyaç duyulacağının tespit edildiğini, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan raporda müvekkilinin özür durumunun sürekli olduğunun ortaya konulduğunu, raporlar arasında çelişki olmasından dolayı İstanbul ATM 3. İhtisas Kurumundan rapor alınmasına karar verilmiş ise de, müvekkilinin yaşı ve sağlık problemleri sebebiyle İstanbul’a gitmesi mümkün olmadığından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalından rapor alınmasını talep ettiklerini, Ege Üniversitesi Ana Bilim dalından alınan son rapora göre müvekkilinin maluliyet hesaplamasının yapılamayacağının tespitinde bulunulduğunu, raporlar arasında çelişki bulunduğunu mahkemede kabul ettiği halde İzmir ATK raporundaki maluliyet oranının hükme neden esas alınmadığının kararda açıklanmadığını, davacı ….. yönünden manevi tazminatın az belirlendiğini, diğer davacıların …..’ın oğlu ve gelini olması nedeniyle yakınlık dereceleri ve 2 ay geçici iş göremezlik süresi dikkate alındığını manevi tazminatın oluştuğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ….. …..’ın maluliyet oranının tespiti için ATK İzmir Şubesinden rapor alınmasına, açılan davaların kabulüne karar verilmesi istemiştir.
Davalı ….. vekili, davacı tarafça bakıcı gideri yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, kazadan 2 hafta sonra Bayraklı pazarında alış veriş yaparken görüldüğünü, iddiaların gerçek olmadığını, maddi tazminata kusur oranında indirim yapılırken manevi tazminatta kusur oranında indirim yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece 8.000,00 TL manevi tazminat takdiri kabul edildiğine göre %25 kusur indirimi yapılarak 6.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı ….. poliçeye istinaden davaya konu maddi tazminatlardan sorumlu olduğu halde sigorta şirketine açılan davanın hatalı olduğunu, sigorta şirketinden talepte bulunulmadan müvekkili hakkında dava açılmasının yasaya aykırı olduğunu, müvekkili davada temerrüde düşürülmediğinden faizin dava tarihinden itibaren geçerli olacağını, somut belgeye dayandırılmadan bilirkişi hesaplamasında dikkate alınmayan bakıcı masraflarının gerekçeli kararda maddi tazminata dahil edilmesinin, manevi tazminata kusur indirimi yapılmamasının, faizin olay tarihinden itibaren değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf dilekçesinde belirtilen kısımlar yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2018 tarihi itibariyle 3.560,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda, davacı ….. için 100,00 TL bakım gideri, 100,00 TL geçici iş göremezlik gideri, 100,00 TL masraf, 9.700,00 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın tahsili istenmiş, mahkemece 03.04.2018 tarihinde davanın kısmen kabulü ile 2.432,58 TL’nin tahsiline karar verilmiş olup, kabul edilen miktar hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davalı ….. vekilinin istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin, davacı ….. yönünden hükme esas alınan ve kabul edilen maluliyet raporuna karşı istinaf itirazlarının incelenmesinde; ilk derece mahkemesince İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan, tek hekim tarafından düzenlenen 24.02.2015 tarihli maluliyet raporunda 11.10.2008 tarihli Çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında yapılan değerlendirmede 1934 doğumlu davacı …..’ın yaşına göre maluliyet oranının %19, yaralanmasının 25 gün süre ile iş gücüne engel teşkil edeceği, 2 ayda şifa bulacağı, iyileşme süresi sonuna kadar bakıcıya ihtiyaç duyacağı görüş olarak bildirildiği,
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan özürlülük raporunda; davacıda sekel kalmadığı, diabetes melitus tip 2 olduğu, trafik kazasına bağlı olmadığı, izlem sonucu demansiyel süreçler açısından anlamlı bulunmadığı, nörolojik özürlülüğünün bulunmadığı, kas iskelet sisteminde fonksiyon kaybı bulunmadığı, özür durumuna göre tüm vücut kaybı oranının % 0 olduğu belirtilmiştir.
Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalından alınan raporda 11.10.2008 tarihli Çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında yapılan değerlendirmede dosyadaki tıbbi evraklar, davacının şikayeti ve muayenesi sonucu davacı …..’ın kazada aracın çarpması sonucu 15 gün bilincinin yerinde olmadığını, kazadan sonra vertigo rahatsızlığının başladığını, tek başına işlerini yapmakta ve sokağa çıkmakta zorlandığını, bu yönde sağlık şikayetleri olduğunun Anabilim Dalına bildirdiğini, davacıda yapılan testlerde ve muayenelerde periferik vestigüler patoloji saptanmamakla birlikte, hastanın şikayetlerinin raporda belirtilen rapora bağlı ve kalıcı olup olmadığının belirlenmesinin tıbben mümkün olmadığı, hastanın nörolojik muayenesinin normal olduğu, ellerinde titreme olduğuna yönelik şikayette bulunmuş i,se de tespit edilemediği, yapılan muayene ve testler sonucu belirtilen baş dönmesi şikayetinin travma ile doğrudan başlı olduğunun söylenmesinin mümkün olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin iki ay olduğu belirtilmiştir.
Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için ilk derece mahkemesince, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiş ve sevki gerekmesi nedeniyle davacı tarafa süre verilmiş ise de, davacı vekili müvekkilinin yaşlı olması nedeniyle ara karar gereğinin yerine getirilemeyeceğini beyan etmiş, istinaf dilekçesinde de aynı yönde beyanda bulunarak İzmir ATK raporuna itibar edilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalından alınan raporun, uzman doktorların da yer aldığı heyet tarafından düzenlemiş olması, doktorların tıbbi evraklarla birlikte davacının muayenesini yaparak tespit ettikleri hususlarla birlikte değerlendirme yaparak ayrıntılı şekilde rapor düzenlenmiştir. İzmir ATK den alınan raporun ise tek hekim tarafından düzenlenmiş olması ve raporu düzenleyen adli tıp uzmanının hastanın iddia ettiği şikayetleriyle ilgili teşhis ve tespit yapamayacak olmasına göre, İzmir ATK roporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Davacı tarafça, İstanbul ATK 3.İhtisas Dairesinden rapor alınmasının istenilmemesi, yeniden İzmir ATK’ den alınacak raporun yine tek hekim tarafından düzenlenecek olması, Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalından alınan rapor ile İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan özürlülük raporundaki davacı …..’nın kazaya bağlı maluliyetinin bulunmadığına ilişkin tespitlerin örtüşmesi karşısında, ilk derece mahkemesince Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalından alınan maluliyet raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir.
Davacılar vekilinin, ….. ve ….. ‘nın manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin hükme karşı istinaf itirazlarının incelenmesinde; davaya konu kazanın meydana geldiği 12.04.2011 tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu ile yargıtay içtihatlarına göre, davacı …..’da kazaya bağlı maluliyet oluşmadığından, oğlu ve gelini olan davacıların yansıma yoluyla manevi tazminat talep haklarının bulunmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir .
Davacı ….. vekili ve davalı ….. vekilinin, davacı ….. yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davacı …..’ ın iyileşme süresi, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ,kusur durumu, hak ve nesafet kuralları gözetildiğinde bu davacı yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarının dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun bulunmasına , manevi tazminat miktarının takdirinde kusur oranlarına göre oranlama yapılamayacak olmasına göre, istinaf itirazları yerinde değildir .
Yukarıda açıklanan gerekçe ışığında, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının, davalı ….. vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar veklinin istinaf başvurusunun, davalı ….. veklinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ….. vekilinin hükmedilen maddi tazminat miktarına ilişkin istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ile davalı ….. vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-HMK’nın 341. maddesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarının miktar itibariyle kesinlik sınırı içerisinde kalması nedeniyle davalı ….. vekilinin istinaf dilekçesinin maddi tazminat itirazları yönünden REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacılardan tahsiline,
3-Davalının istinaf harcının manevi tazminat yönünden istinaf karar harcı olan 546,48 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 510,58 TL’nin davalıdan tahsiline,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21.06.2021