Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1317 E. 2021/540 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1317
KARAR NO : 2021/540

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.01.2018
NUMARASI : 2014/1267 E. 2018/78 K.

DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi ve Manevi
Tazminat
KARAR TARİHİ : 26.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.04.2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.01.2018 tarih 2017/700 E. 2018/303 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili ile davalı … ve davalı …’un dava dışı ….’nin ortakları olduğunu, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/191E 2012/181K sayılı kararıyla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, kararın temyiz aşamasında bulunduğunu, davalı ortakların TTK’nın 613/2. maddesine aykırı olarak aynı faaliyet kolunda davalı ….şirketini kurduklarını, tasfiye kararı verilen şirketin adresini davalı şirketin adresi olarak gösterdiklerini, iki şirketi fiilen ve web sitesinde bir çatı altında birleştirdiklerini, halen faal olan …. şirketine ait telefonları davalı …şirketine devrettiklerini, davalı … şirketine ait logoyu …. şirketinin logosu ile aynı düzen, şekil ve renkler ve resimlerle iltibas yaratmak suretiyle kullandıklarını, davalı …. şirketine ait araçların üzerine …. ibaresini yazarak …. şirketinin davalı şirketle birleştiği izlenimi verdiklerini, davalı …. şirketince üretilen makine ve techizatlara …. markası konularak satışa arz ettiklerini, …. şirketinin faaliyetlerinin tamamen durduğunu, halen hiçbir üretiminin bulunmadığını, araçlarının ve imalat için kullanılan tüm makine ve teçhizatlarının 3. kişilere satıldığını, çalışanların işten çıkarılıp davalı …. şirketinde işbaşı yaptırıldığını öğrendiklerini, davalı şirketin müdürü olan davalı ….’un tüm yazışmalarında davalı …. şirketi yanında …. ibaresini kulllandığı gibi bu birleşmeye yine aynı faaliyet kolunda bu ortaklarca kurulan ….’ni de eklediğini ileri sürerek, müvekkiline isabet eden ve yoksun kalınan gelir neticesi şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, …. şirketine yönelik haksız rekabetin tespiti ile buna yönelik durumun ortadan kaldırılmasına, mevcut durumun korunmasını ve haksız rekabetin önlenmesi yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili, müvekkili ….’in 2350/2000, müvekkili ….’in 50/2000, davacının ise 600/2000 payla …. şirketine ortak olup müvekkili ….’in davacının babası, diğer müvekkili ise davacının amcası olduğunu, müvekkili ….’in müdürlük görevini yürüttüğünü, davacıların dava açma yetkisi olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, açıklanan zararlar, dava dışı limited şirketin doğrudan, davacı ortağın ise, dolaylı zararı kapsamında kaldığı, 6102 sayılı TTK’nın 626/(2). maddesi uyarınca açılan davalar ancak şirket tarafından rekabet yasağına aykırı hareket eden ortaklar aleyhine açılabileceği, davacının dava dışı …. ortağı olup kendi adına TTK’nın 626 maddesi uyarınca dava açamayacağı, her ne kadar ıslah ile zararın davacı şirkete ödenmesini talep etmişse de davacının talepleri arasında haksız rekabetin tespiti, önlenmesi de bulunduğu, bu taleplerin birbirleriyle bağlantılı oldukları ve bunun sonucu olarak zararın tazmini yönündeki talebinde sadece şirket tarafından ileri sürülebileceği, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ispatlanan zararların hem müvekkilinin hem de şirketin zararı olduğunu, bilirkişi raporunda da zararın tespit edildiğini, davalıların eylemi hukuken müvekkile karşı doğrudan zarar doğurmaya yönelik eylemler olup sonuçta haksız rekabet içeren eylem ve davranışlar, usulsüz Know-How Arge Paylaşım Sözleşmesi ile hem müvekkil davacı ….’a hem de dava dışı …’ne büyük zarar verildiğini, müvekkilinin şirket ortaklığı nedeniyle şahsi malvarlığı ile de borçlu hale geldiğini, şahsen sorumlu olduğu borçlardan dolayı doğrudan zararının doğmadığını iddia edebilmenin mümkün bulunmadığını, öte yandan dava dosyasında talep kısmı ıslah edilerek ödenecek tazminatın dolaylı zarar kabul edilmesi halinde …. adına hükmedilmesi talep edildiğini, ancak ıslah talepleri değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, şirket ortağının şirket aleyhine haksız rekabet eyleminde bulundukları iddiasıyla şirket ortakları ve haksız rekabet yapan şirket aleyhine haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu …. şirketinin diğer ortakları olan davalıların, davalı şirketi kurarak haksız rekabette bulunduklarını, ortak oldukları şirketin içini boşaltıklarını ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, ıslah dilekçesiyle tazminatın şirkete verilmesini istemiştir. Bilirkişi raporunda haksız rekabet eylemlerinin başlangıç tarihi davalı şirketin kuruluşunun ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği 19.08.2011 tarihi olarak belirtmiş, davacı tarafça da bu belirlemeye karşı çıkılmamıştır. Dosyadaki ticaret sicil kayıtlarına göre davalılardan …., 05.08.2011 tarihinde müdürlük görevinden istifa etmiş yerine …. atanmıştır. Esasen dava dilekçesinde de davalı ….’in yöneticiliğinden bahsedilmeyip davalı gerçek kişilerin ortak sıfatıyla bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandıkları iddiasında bulunulmuştur. TTK’nın 613. maddesinde ortakların bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı düzenlenmiş olup bu kurala aykırılık nedeniyle şirket ortağının doğrudan dava açabileceğine dair bir hükme yer verilmemiştir. TTK’nın 555. maddesindeki yöneticinin sorumluluğuna ilişkin açılabilecek tazminat davalarında tazminat şirkete verilmek üzere ortağa da dava hakkı tanınmış ise de bu durum kanunda özel olarak düzenlenmiş bir istisnadır. Davalı gerçek kişiler, şirket ortağı olduğuna ve dava dilekçesinin içeriği itibariyle şirketin uğradığı zarar nedeniyle dava açıldığına göre davacı ortağın dolaylı, dava dışı şirketin dolaylı zararı söz konusudur. Dava dilekçesindeki iddia edilen vakıalar dikkate alındığında davacının doğrudan zararından bahsedilemez. O nedenle eldeki bu davayı ortak değil ancak doğrudan zarar gören şirketin açması mümkündür. Yine TTK’nın 555. maddesindeki özel düzenleme de bu davada uygulanamayacağı için tazminatın şirkete verilmesi yönündeki ıslah dilekçesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenlerle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmuştur. Nitekim Yargıtay 11 H.D’nin 09.12.2019 tarih 2018/4796E -2019/7978K, 19.12.2019 tarih 2019/1684E – 2019/8327K kararları da bu yöndedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26.04.2021