Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1259 E. 2021/749 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1259
KARAR NO : 2021/749
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.01.2017
NUMARASI : 2015/254 E. 2017/77 K.
DAVANIN KONUSU : İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.01.2017 gün ve 2015/254 E. 2017/77 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunun 25.11.2014 gün 2014/7 sayılı kararı ile davacının aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatif üyeliğinden ihracına karar verdiğini, kooperatif tarafından müvekkiline aidat tutarının ödenmesi için 2 kez ihtarname gönderildiğini, 2. ihtarnamenin tebliği üzerine müvekkilinin kooperatife 14.547,53 TL aidat borcunun olmadığını ve 2014 yılında genel kurulda alınan karar doğrultusunda 2.040,00 TL’yi 10.11.2014 tarihinde konutta ödemeli posta havalesiyle ödediğini, geçmişten gelen borcu olmadığını bildirdiğini, buna rağmen yönetim kurulunca ortaklıktan çıkarıldığını ve 23.12.2014 tarihinde öğrendiğini, müvekkilinin tüm aidat borcunu eksiksiz olarak ödemesine rağmen kooperatif yönetim kurulunca ortaklıktan çıkarılmasının kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının kooperatife olan borçlarının ödememeyi alışkanlık haline getirdiğini, daha önce de parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için 1997 yılında ortaklıktan çıkarıldığını ancak ihtarnamede 30 gün yazıldığı için çıkarma kararının iptal edildiğini, davacının kooperatife 31.05.2014 tarihi itibariyle 6.345,00 TL asıl alacak 8.202,53 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 14.547,53 TL borcu bulunmakta iken 2.ihtardan sonra 2.040,00 TL’sini ödeyip bakiyesini ödememesi nedeniyle yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığını, çıkarma kararının ihtarname ile 23.12.2014 tarihjinde tebliğ edildiğini, davanın maddi ve hukuki dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporu içeriğindeki hesaplamaların denetime açık ve dosya kapsamına uygun bulunduğu, davacının, bu tespitlere göre parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı kooperatif tarafından usulüne uygun olarak iki ihtarname ile davacıya parasal yükümlülüklerinin yerine getirmesinin ihtar edildiği, ihtarname içeriğindeki borcun gerçek borcu yansıttığı, ihtarnamelerin tebliğine rağmen davacının borcunu ödemediği, davacı tarafından ihtarnameden sonra yapılan kısmi ödemenin ihtarnamelerin geçerliğine ve çıkarma kararına bir etkisinin olmayacağı, davacının gerek 1163 s. Kanununda gerekse kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle çıkarma kararının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişi raporunun kooperatife ait defter ve kayıtlarının önemli bir kısmının adli emanete teslim edilmesi sebebiyle ihraç kararı veren yöneticilerin sunduğu mevcut defter ve kayıtlarla sınırlı yapılan inceleme sonucunda düzenlendiğini, bu hali ile gerçek durumun tespit edilemeyeceğini bu nitelikteki bir raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtara konu alacağın davacının aidat borcu olmadığını, davacının davalı kooperatife aidat borcunun olmadığını, ihtara konu edilen alacağın genel kurul kararı olmadan tüm üye ödemelerinin en fazla ödeme yapan üye ile 11.470,00 TL’ye denkleştirilmesi ve eksik olanların ödenmesine ilişkin yönetim kurulunca alınan karardan doğan bir borç olduğunu, genel kurul kararına dayanmayan yönetim kurulu kararının hukuken geçersiz olduğunu, kooperatiflerde tüm parasal yükümlülükler konusunda yetkili organın genel kurul olduğunu, yetkisiz yönetim kurulunun ihraç kararının dayanağı olan ihtarlarıyla hukuki sonuç doğuramayacağını, 2007 yılında kooperatif yönetiminin yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, her üyenin yükleniciye 40.000,00 TL ödeyeceğini, her üyenin değişik miktar ödemeler yapmış iken 2008 yılı aralık ayında kooperatifin yüklenicinin işe başlamaması nedeniyle sözleşmeyi feshedip üyelerce yapılan ödemelerin belli bir formül çerçevesinde 124.572,00 TL’nin üyelere iadesine karar verildiğini, daha sonra yönetim kurulunun en fazla ödeme yapmış görünen üye ile tüm üyelerin ödemelerinin eşitlenmesi kararı aldığını, davacıya ihtarnamelerin keşide edildiğini, davacıdan başka bir çok üyenin de denkleştirme işlemi nedeniyle borcu bulunduğunu, diğer üyelerin hiç birine ihtar ve icra işlemi yapılmadığını, genel kuruldan yetki almadan yönetim kurulunun parasal konudaki bu kararının hukuka aykırı olup ihraç kararına esas alınamayacağını, kooperatif genel kurulunca 2007-2014 yılları arasında üyelerin aidat ödemesi ve miktarı konusunda alınmış bir karar olmadığını, ana sözleşmede aksi mümkün olmadıkça ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi üzerine genel kurulca karar verilebileceğini, genel kurul kararı olmadan yönetim kurulunca alınması nedeniyle kararın hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı hakkındaki ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece kooperatif uzmanı bilirkişiden alınan 23.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, 31.05.2014 tarihi itibariyle davalı kooperatif tarafından davacının 6.345,00 TL anapara, 8.202,53 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 14.547,53 TL tutarında borcunun hesaplandığı, ortakların ödemelerinin 1980 li yıllara kadar gerilere gittiği, 2007 yılı Temmuz ayına kadar genel kurulca belirlenen aidatların uygulandığı, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle ödenmesi gereken aidat miktarının 5.488,65 TL olduğu, 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 606,15 TL ödeme yapıldığı, ödenen bu miktar düşüldüğünde 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle davacı tarafından 4.882,50 TL eksik ödeme yapıldığı, 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kurulda 2008 yılı Ekim ayında 5.000,00 TL, 2008 yılı Kasım ayından itibaren 25 ay süre ile 1.400,00 TL ödenmesinin kabul edildiği, bu para ile müteahhide ödeme yapılması düşünülmüş ise de bu karar gereğince ortaklardan 19.000,00 TL civarında para tahsil edildikten sonra tahsilatların durdurulduğu, bir miktarının müteahhidin imalatlara başlayamaması nedeniyle iade edildiği, yukarıdaki tespitlere göre kooperatif ortaklarının 5.488,65 TL + 19.000,00 TL olmak üzere toplam 24.488,65 TL ödeme yapmaları gerektiği, kooperatif ortaklarının bir çoğunun bu şekilde ödeme yaptığı, müteahhit ile yaşanan sorunlar üzerine yönetim kurulunun özel bir formül ile yaptığı hesaplama sonucunda tam ödeme yapan ortaklara 13.018,00 TL’nin iade edilmesine karar verdiği, böylece ödenmesinde eksiklik olmayan ortaklar tarafından iade edilmesine karar verilen kısım düşüldüğünde 11.470,65 TL ödeme yapılmış olduğu, 01.01.2014 tarihi itibariyle ortaklara borçlar ve ortaklara alacaklar hesabının açılış kaydı incelendiğinde düzenli ödeme yapan ortakların ödemeleri 24.488,65 TL’ye ulaştığı ve bunlara 13.018,00 TL iade yapıldığının görüldüğü, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından davacıya para iadesi yapılmadığı, 20.07.2011 tarihinde toplanan yönetim kurulunun davacının borcunun 5.719,00 TL olduğu ve bunun da yatırıldığı, davacının başka borcunun kalmadığına ilişkin karar verdiği, davacının daha önce ödemiş olduğu 606,15 TL ilave edildiğinde davacının 6.325,15 TL kooperatif kayıtlarında görülen ödeme miktarının bulunduğu, davacının esas aldığı hesaplamanın 30.06.2008 ve 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurulda belirlenen parasal yükümlülükleri içermediğinden kabulünün mümkün olmadığı, 02.02.2014 tarih 2014/5 sayılı yönetim kurulu kararı ve ekindeki denkleştirme listesinde açıkça belirtildiği üzere her ortağın 11.470,65 TL ödeme yapmasının gerektiği, tüm bu tespitlere göre davacının 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken 6.325,15 TL ödediği, 5.145,50 TL eksik ödemesinin bulunduğu, davalı kooperatifin de 30.06.2008 tarihinde yapılan genel kuruldan önceki süreç için bu meblağı talep ettiğinin görüldüğü, 08.03.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatif ortaklarından Mart ayı sonuna kadar 1.000,00 TL, Nisan- Aralık döneminde ise aylık 100,00 TL tahsil edilmesinin kararlaştırıldığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2014 yılının Mart ayının aidatı 1.000,00 TL ile Nisan ve Mayıs ayı aidatları 200,00 TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL’nin talep edildiği, bu durumda davacının eksik ödemesi 5.145,50 TL ile 1.200,00 TL olmak üzere toplam 6.345,50 TL anapara (aidat borcunun) bulunduğu ve davacıya gönderilen ihtarnamelerde anapara olarak bu meblağın talep edildiği, davacıya gönderilen ihtarnamelerde 2007 yılı Temmuz ayındaki borç bakiyesi için ilk ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle 82 aylık gecikme olduğu halde kooperatif tarafından 64 aylık TBK’nın 120/2 maddesi ile getirilen sınırlamaya riayet edilerek aylık %1,5 (yıllık %18) üzerinden gecikme faizi hesaplandığından davalının lehine olduğu, davalının ödemediği 7.519,00 TL üzerinden faiz hesaplanmasının da davalının lehine olduğu, ikinci ihtarnamenin tebliğinden sonra kısmi ödeme yapılmasının ihtarnamedeki borç miktarını etkilemediği, kooperatif tarafından talep edilen anapara ve gecikme faizi hesabında davacının aleyhine bir yanlışlığa rastlanmadığı bildirilmiş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle çıkarma kararının usulüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli listeye göre; ihraç kararına dayanak genel kurul kararları gereğince üyelerin 11.470,65 TL ödeme yapması gerekirken davacı dışında 8 üyenin daha eksik ödeme yaptığı ve halen parasal yükümlülüklerinin devam ettiği görülmüş, ancak buna rağmen davacı dışında eksik ödemesi bulunan 8 üyeye ihtarname gönderilip gönderilmediği ve haklarında ihraç kararı alınıp alınmadığı anlaşılamamış, bilirkişi raporunda bu husus incelenmemiştir. Bilirkişi raporu bu haliyle hükme esas alınamaz. Kooperatifler Kanunu’nun 23 ncü maddesi uyarınca kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve vecibelerde eşittir. Ortaklar arasında eşitlik ilkesinin dışına çıkılmak istendiği takdirde bu husus, yönetim kurulunca genel kurula getirilmeli ve genel kurulca karara bağlanmalıdır. Bu nedenle mahkemece, davalı kooperatif yönetim kurulunca borcu olan diğer ortaklar hakkında da ihraç prosedürünün işletilip işletilmediği ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ihraç kararı alınıp alınmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının ihracına karar verilmesinin Kooperatifler Kanununun 23.maddesindeki hak ve vecibelerdeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturup oluşturmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılmaksızın yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.01.2017 gün ve 2015/254 E. 2017/77 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere. 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.