Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1181 E. 2021/393 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1181
KARAR NO : 2021/393

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.12.2017
NUMARASI : 2015/702 E. – 2017/700 K.

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24.03.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.03.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.12.2017 tarih 2015/702 E. – 2017/700 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davalıların işleteni, sürücünün mirasçıları ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacıların çocuğu ve kardeşi olan …’ın meydana gelen trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, murisin ölümü nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını, murisin sağlığında babasının yanında çalışarak babasına maddi ve manevi destek olduğunu, davalı … şirketine yapılan başvuruya rağmen tazminat talebinin reddedildiğini ileri sürerek asıl davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere davalı … şirketinden tahsiline, birleşen davada ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı … için 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, davacı … için 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, davacı … için 10.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın işleten ve sürücü olan davalılar yönünden haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden maddi tazminat talebini 38.520,00 TL’ye, davacı … yönünden maddi tazminat talebini 50.670,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı … vekili, davacı tarafından aynı maddi tazminat talepli olarak daha önce Karşıyaka 1.ASHM’nin 2015/565 E.sayılı dosyası ile dava açıldığından işbu dava açılırken alacağın tahsilinde tekerrür olmamak kaydının konulmadığını, bu nedenle derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, her davada ayrı ayrı maddi tazminat talebinde bulunulamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla önce açılan dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusur oranı ile ve teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacı … için murisin destek olmadığını, ölenin kaza anında sigortalı araçta hatır taşıması ile taşınmakta olup, hatır taşıması nedeniyle tazminattan en az %25 oranında indirim yapılması gerektiğini, ayrıca davacılar murisi ile sigortalı araç sürücüsünün kaza anında çok yüksek miktarda alkollü olduklarını, davacılar murisinin alkollü araç sürücüsününü aracına binmekle müterafik kusurlu olduğunu, müterafik kusur sebebi ile de tazminattan %25 indirim yapılması gerektiğini, SGK tarafından yapılmış ödeme var ise düşülmesi gerektiğini, uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmadığından faiz türünün ancak yasal faiz olabileceğini, sigortalı aracın da ticari bir araç olmadığını, avans faizi talebinin haksız olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin dayanaksız olup, mahkemece yaptırılacak aktüer bilirkişi hesabı en güncel hali ile yapılacağından faiz başlangıç tarihinin aktüer hesaplamasının yapıldığı tarihten itibaren olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, dava konusu trafik kazasında aracı kullanan davalı müvekkillerinin oğlunun da vefat ettiğini, davalıların oğulları olan sürücünün 18 yaşının üstünde fiil ehliyeti olan birisi olması sebebiyle ana babanın sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davanın öncelikle sürücünün anne babası olan davalı müvekkilleri yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davalılar anne ve babanın kusurlu ya da kusursuz sorumluluklarının söz konusu olmadığını, davacılar ile sürücü arasında ailecek yakın ilişkiler bulunduğunu, ölen sürücünün defalarca davacıları gitmek istedikleri yere aracı ile götürdüğünü, olay günü muris …’ın sürücü …’nın kullanacağı araç ile eğlenceye gitmek istediklerini, ölenin babası olan davacı babanın ise bu duruma izin verdiğini, davacı …’ın ölenlerin alkol alacaklarını bilmesine rağmen araçla seyretmelerine izin vererek aslında suça ortak olduğunu, bu olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, ölenlerin geçmişlerinin de adli sicil kayıtlarının da irdelenmesi gerektiğini, davacı tarafın dayanaklarının hukuki bir temeli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların çocuğu ve kardeşi olan …’ın yolcu olduğu araç sürücüsünün % 100 kusurlu kullanımı ile gerçekleşen trafik kazası sonucu vefat ettiği, aracın … Ltd.Şti. ait olduğu, davalılar … ve …’ın sürücü …’ın anne ve babası oldukları, davalı … şirketinin bu aracın ZMSS sigortacısı olduğu, alkollü sürücünün kullandığı araca binmesi nedeni ile ölenin müterafik kusurunun bulunduğu, müterafik kusur indirim oranının % 40 olarak uygulanmasının olaya uygun olduğu, hükme esas alınan aktüerya raporunda belirlenen miktarlar üzerinden % 40 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, sürücünün mirasçıları ile araç maliki olan davalılar yönünden tazminata kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği, Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde düzenlenmiş bulunan manevi tazminat unsurunun da gerçekleştiği, davacıların olay nedeniyle elem ve ızdırap çektiği, bu durumun sosyal bir gerçek olduğu manevi tazminatın amacının çekilen acıları yeterince dindirme, yaşama yeniden bağlamak ve ruhsal dengeyi sağlamak olduğu, bu amacı sağlayacak olan manevi tazminatın da paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonamik durumları, davalıların olaydaki kusuru durumu, olayın işleniş şekli, Türk Borçlar Kanunun 51-56., Türk Medeni Kanunun 4. ve Yargıtay İçtihadi Birleştirme (22/06/1966 tarih 7/7 sayılı) ilkeleri çerçevesinde davalıları müzaka durumuna düşürmeyecek ve davacıyı haksız yere zenginleştirmeyecek şekilde taktiri gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davada maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı … için 33.773,95 TL, davacı … için 25.686,91 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, davacı … yönünden davanın reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı … için, 5.000,00 TL, davacı … yönünden 5.000,00 TL, davacı … yönünden 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Ltd.Şti.den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar … ve … vekili, maddi tazminat ile ilgili % 40 oranında yapılan indirimin fahiş olduğunu, hatır taşımacılığında yapılan indirimlerin %10 ila %20 arasında olması gerektiği yönünde Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, kazaya sebep olan davalılardan … Ltd.Şti.üzerine kayıtlı aracın ticari araç olması nedeniyle ve davalı … şirketine başvuru tarihine 8 gün cevap süresi eklenerek 04.11.2015 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi işletilmesi gerekirken davalı … sigorta yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminatın oldukça düşük takdir edildiğini, alkollü araç kullanan sürücünün kusurlu davranışı sonucunda trafik kazası gerçekleştiğini, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamasına rağmen usul ekonomisi düşünülerek ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların davasının tek davada birleştirilerek açılmış olmasının dikkate alınmayarak toplam tazminat üzerinden vekalet ücreti takdir edildiğini, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin kararları dikkate alınarak kendisini vekille temsil ettiren her bir davacı lehine hükmedilen tazminat miktarına göre vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar …, …, …. Ltd. Şti.vekili, müvekkillerinin oğlu ile davacıların oğlu olan ölenin yakın arkadaş olup, ölenin talebi ve davacı babasının izni ile araba ile yola çıktıklarını, kazada müvekkillerinin kusurunun olmadığını, yakın arkadaş olan ölenlerin geçmişine, sicillerine bakıldığında tarafların kazasında büyük etken olan uyarıcı madde alımının sebebinin davacıların çocuğu olan ölen … olduğunun kuşkusuz olduğunu, tarafların arkadaş olması sebebiyle o gün müvekkilinin hatır taşıması yaptığını, müvekkili şirketin ise olayla ilgili en küçük bir bağlantısı bulunmadığını, sadece aracın maliki olduğunu, müvekkillerinin oğullarını da kazada kaybettiklerini, acı yarıştırması yapılarak müvekkillerinin oğlunun kazada sürücü olduğu gerekçesi ile müvekkillerinin acısının daha az olduğunu düşünmenin imkansız olduğunu, müvekkillerinin o gün oğullarını davacıların oğlu ile eğlenmeye gitmesine izinlerinin olmadığını, mahkemece acı yarıştırması yapılarak manevi tazminata hükmedildiğini, müvekkili tarafından davacı babanın dükkan kirasının karşılandığını, müvekkillerinin bu dava ile acılarının katlanarak büyüdüğünü istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, mahkemece savunmaları dikkate alınmadan eski trafik sigortası genel şartları hükümlerine göre PMF yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplamaya binaen hüküm kurulduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilen poliçelere uygulanacağını, Yargıtay 17 HD’nin kararının bu doğrultuda olduğunu, trafik sigortalı aracın müvekkili şirket nezdinde 05.06.2015 ila 05.06.2016 vadeli trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe tanzim tarihi 05.06.2015 tarihi olduğundan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplarının TBK hükümlerine göre değil, genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirleneceğini, genel şartların ek 2 başlıklı maddelerinde destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması sırasında TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınacağını, hesaplamalarda iskonto oranının teknik faizin 1,8 olarak kabul edileceğini, hesaplamalarda ölen kişinin vergilendirilmiş gelirinin belgelenmiş olması halinde dikkate alınabileceğini, belge sunulmaması halinde asgari ücretin dikkate alınacağını, aynı kriterlerin pasif dönem hesaplamalarında da geçerli olacağını, tazminat hesaplanırken devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanacağının belirtildiğini, mahkemece yeni genel şartların hükümlerine aykırı şekilde PMF yaşam tablosu kullanılarak yapılan hesaplama sonucu belirlenen zarar miktarı esas alınarak verilen kararın yasaya, hukuka, sigorta mevzuatına ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı …’ın maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemenin gerekçeli kararı davalılar …, …, …. Ltd. Şti vekiline 05.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, 6100 sy. HMK’nın 345. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal istinaf süresinin sona ermesinden sonra 01.03.2018 tarihinde davalılar vekili tarafından gerekçeli karar istinaf edilmiş ve istinaf defterine kaydedilmiştir. Bu durumda davalılar …, …, …. Ltd. Şti vekili tarafından kararın iki haftalık yasal istinaf süresininden sonra istinaf edildiği anlaşıldığından davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili, poliçe tanzim tarihinin 05.06.2015 tarihi olması nedeniyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplarının TBK hükümlerine göre değil, genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirleneceğini, genel şartların ek 2 başlıklı maddelerinde destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması sırasında TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınacağını, hesaplamalarda iskonto oranının teknik faizin 1,8 olarak kabul edileceğini istinaf itirazları olarak ileri sürmektedir. Poliçe tarihi 05.06.2015 tarihi olup 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların uygulanması gerekmekte ise de; istinaf aşamasında, 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’ nin 2019/ 40 E.- 2020 / 40 K.sayılı kararıyla, 2918 saylı KTK ‘nın 90.madesinin 1.cümlesinde yer alan ” ..ve bu kanun çercevesinde hazırlanan genel şartlarda’ ibaresi ile 2.cümlesinde yer alan ” ..bu kanun..” ve genel şartlarda ” ibaresinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümez ise de, 10.03.1969 gün ve 1/3 sayılı İBK nın gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal kararı, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyecek, ancak devam eden anlaşmazlıkları ve derdest davaları etkileyecektir. 2918 saylı KTK’nın 90.madesinin 1.cümlesinde yer alan ” ..ve bu Kanun çercevesinde hazırlanan genel şartlarda’ ibaresi ile 2.cümlesinde yer alan ” ..bu kanun..” ve genel şartlarda ” ibaresinin iptaline karar verildiğinden, anılan kanun maddesindeki mevcut düzenlemeye göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar, 2918 sayılı KTK ve bu kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri ile genel şartların bu kanunlara aykırı olmayan hükümleri ile yeni genel şartlarla kanun hükümlerinin çeliştiği durumda Yargıtay’ın yeni genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda belirlenmelidir. O halde, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’ nin iptale konu değişiklikten önceki içtihatlarına göre tazminat hesabının ise PMF yaşam tablosuna göre hesaplanması gerekmektedir. Bu nedenle istinaf aşamasında 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’ nin 2019/ 40 E.- 2020 / 40 K.sayılı kararı da dikkate alındığında destek tazminatının PMF yaşam tablosu esas alınarak hesaplanması doğru olduğundan davalı … vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarına göre müterafik kusur indirimi olarak en fazla % 20 oranında indirim yapılması gerekmekte olup mahkemece bu oran aşılarak % 40 oranında müterafik kusur indirimi yapılması doğru görülmemiş, davacılar vekilinin bu konudaki istinaf itirazı haklı bulunmuş, ölen desteğin alkollü sürücünün kullandığı araca bilerek binmesi nedeniyle hükme esas alınan aktüerya raporu ile belirlenen maddi tazminat tutarlarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması yönünde kararın kaldırılması gerekmiştir. Yargıtay 17. HD’nin 10.05.2018 tarihli ve 2015/17764 E.-2018/4846 K. sy. emsal kararında da belirtildiği üzere davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinden, Dairemizce aşağıda kurulan hükümde davacı anne ve babanın reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden müterafik kusur indiriminden dolayı davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilmemiş ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilmemiştir.
2918 sayılı KTK.nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut olayda dosyadaki belgelere göre davacının davadan önce davalı … şirketine başvurduğu anlaşılmakla davalı … şirketinin bu tarihten 8 iş günü sonrası olan 04.11.2015 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile bu tarihten itibaren, kazaya sebebiyet veren sigortalı karşı aracın davalı işleten şirket adına kayıtlı otobüs ve ticari araç vasfında olması nedeniyle talep doğrultusunda reeskont faiziyle sorumlu tutulması gerekirken mahkemece davalı … yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi yasal düzenlemelere ve Yargıtay 17. H.D’nin içtihatlarına aykırı olduğundan davacılar vekilinin faiz başlangıç tarihi ve faiz türü yönünden istinaf itirazı yerindedir. Bu nedenle kararın davalı … yönünden faiz başlangıç tarihi ve faiz türü yönünden de kaldırılması gerekmiştir.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazına gelince, manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece kazanın oluşumunda davalı sürücü % 100 oranında kusurlu, ölen destek alkollü sürücünün kullandığı araca bilerek bindiğinden % 40 oranında müterafik kusurlu kabul edilerek davacı anne ve baba için ayrı ayrı 5.000,00 TL, davacı kız kardeş için 2.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı sürücünün % 100 oranında kusuruyla 2015 yılında gerçekleşen kazanın oluş şekli, kaza tarihi, zararın ağırlığı, tarafların kusur durumu, ölenin müterafik kusuru, ölen destek ile davacıların yakınlık dereceleri, tarafların ekonomik sosyal koşulları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında mahkemece davacı anne ve baba için takdir edilen 5.000,00 TL manevi tazminat, davacı kız kardeş için takdir edilen 2.500,00 TL manevi tazminat düşük olup Dairemizce takdiren davacı anne ve baba için ayrı ayrı 10.000,00 TL, davacı kardeş için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmetmenin daha makul ve ılımlı olduğu kanatine varılarak, davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmuştur.
Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin yakınlarının ölümü nedeniyle ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması halinde her birinin davası diğerinden bağımsız olup usul ekonomisi gereği birlikte dava açıldığı gözetilerek her bir davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi ve AAÜT’nin 3/2. maddesi gereğince de red sebebi aynı olan davalılar için tek vekalet ücretine hükmedilecek şekilde reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre bağımsız davası olan her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 2016/14514 E, 2019/6514 K). Mahkemece açıklanan ilkelere riayet edilmeksizin her bir davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemiş, ayrıca reddedilen manevi tazminat miktarına göre işleten ve sürücü olan davalılar lehine bağımsız davası olan her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmemiştir. Bu sebeple Dairemizce her bir davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti ile reddedilen manevi tazminat miktarına göre her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalılar …, …, …. Ltd. Şti.vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan şekilde kaldırılmasına, kaldırılan kısımlar dışında yasa gereği hükmün diğer kısımları aynen tekrar edilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …, …, …. Ltd. Şti.vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,
3-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.12.2017 tarih, 2015/702 E. – 2017/700 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Asıl ve birleşen davada;
A)Maddi tazminat yönünden;
Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile:
Davacı … için 45.031,93 TL maddi tazminatın, davalı …. sigorta yönünden 04.11.2015 tarihinden itibaren reeskont faizi ile, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline,
Davacı … için 34.249,20 TL maddi tazminatın davalı …. sigorta yönünden 04.11.2015 tarihinden itibaren reeskont faizi ile, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline,
Fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
Davacı … ın maddi tazminat davasının REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.415,69 TL karar harcının 170,78 TL’si peşin, 841,00 TL’si ıslah harcı olarak alındığından mahsubu ile bakiye 4.403,91 TL karar harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … maddi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 6.654,15 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı … maddi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 5.137,38 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
Davalı …, reddedilen davacı …’ın maddi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 3.567,50 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı … Sigortaya verilmesine,
Davacılar tarafından maddi tazminat talebi yönünden yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 841,00 TL ıslah harcı, 1.053,50 TL müzekkere, tebligat, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.097,08 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
B)Manevi tazminat yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… yönünden, 10.000,00 TL,
… yönünden 10.000,00 TL
… yönünden 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, … Ltd.Şti.den kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.707,75 TL karar harcının 580,64 TL’si peşin olarak alındığından mahsubu ile bakiye 1.127,11 TL karar harcının davalılar …, …, …. Ltd.Şti.den alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … manevi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı davalılar …, …, …. Ltd.Şti.den alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı … manevi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …. Ltd.Şti.den alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı … manevi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …. Ltd.Şti.den alınarak bu davacıya verilmesine,
Davalılar …, …, …. Ltd.Şti. reddedilen manevi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
Davalılar …, …, …. Ltd.Şti. reddedilen manevi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
Davalılar …, …, …. Ltd.Şti. reddedilen manevi tazminat talebi yönünden kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı … ‘dan alınarak davalılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 580,64 TL peşin harç 4,10 TL vekalet harcı, 50,00 TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam 662,44 TL yargılama giderinin kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen takdiren 118,31 TL yargılama giderinin davalılar …, …, …. Ltd.Şti. den alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
4-Davalılar …, …, …. Ltd.Şti. tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 4.061,77 TL ‘den peşin alınan 1.015,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.046,27 TL’nin davalı … şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı … şirketinin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuran davacılara iadesine,
8-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 129,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 227,60 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 25.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.