Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1052 E. 2021/928 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1052
KARAR NO : 2021/928

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.02.2018
NUMARASI : 2017/438 E. 2018/39 K.
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 06.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.09.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.02.2018 tarih 2017/438 E. 2018/39 K. sayılı kararının Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, davalı kooperatifin 22.05.2017 tarihinde gerçekleşen genel kurul toplantısına usulüne uygun çağrı yapılmadığını, genel kurul gündeminin gereği gibi ilan edilmediğini, toplantıya katılmaya yetkili olmayan kişilerin toplantıya katıldığını, divan başkanı ve üyeleri ile yönetim kurulu ve denetim kurulunun ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde seçildiğini, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeliğine seçilenlerin kanuni vasıfları taşımadığını, toplantı tutanağının ilk üç sayfasında bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmadığını, yönetim kurulu asıl ve yedek üyelerinden …, …., …., …., …. ile denetim kurulu üyeleri …. hakkında Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/193 E sayılı dosyasında görevi kötüye kullanma suçundan ceza davası açıldığını, …. hakkında da Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/292 E, 2012/1026 K sayılı görevi kötüye kullanma suçundan kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunduğunu, söz konusu genel kurul toplantısında alınan tüm kararlarının 1163 sayılı Kanun, TTK, TMK, kooperatif ana sözleşmesi ve dürüstlük kuralına açıkca aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifin 22.05.2017 tarihli genel kurul toplantısında 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu maddeler ile alınan genel kurul kararlarının mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine, aksi halde anılan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, Kooperatifler Kanunun 53.maddesi ve ana sözleşmenin 38. maddesi uyarınca davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kooperatifin 14 üyeli olup tüm üyelere genel kurul çağrısının yapıldığını, davacı ….’un kooperatife bildirmiş olduğu adresine çıkarılan çağrının ekte olduğunu, ….’ün üyelikten çıkarma kararının tebligatları tamamlanmamış olduğundan genel kurul çağrı kağıdının gönderildiğini, ….’ün toplantıya katılmadığını, dolayısıyla oy kullanmadığını, genel kurul toplantısında kooperatife üye olmayan hiç kimsenin oy kullanmadığını, denetim kurulu yedek üyeliğine seçilen ….’nın kooperatif üyesi olmadığını ve toplantıya katılmadığını, KK’nın 65 maddesi ve ana sözleşmenin 52 maddesine göre dışarıdan denetim kurulu üyesi seçilmesinin mümkün olduğunu, denetim kuruluna seçilen ….’ın yürümeye engel bir sağlık sorunu olmadığı gibi vekaletini de bizzat kendisinin Sinop’tan postaya verdiğini, …. ile kardeş olmadıklarını, divan üyeliğine ve denetim kurulu yedek üyeliğine seçilen ….ün …’ün kardeşi olduğunu, ancak bu durumun yasaya göre divan üyeliği ve yedek denetleme üyeliğine seçim için engel olmayıp butlan ve iptal sebebi olmadığını, genel kurulun bakanlık temsilcisinin denetim ve gözetiminde yapıldığını, imzalarının mevcut olduğunu, 02.04.2016 tarihli genel kurulda 3 yıl için seçilmiş yönetim kurulunun dava konusu 22.05.2017 günlü genel kurulda tekrar seçilmesinin yasal bir engeli olmadığını, ibra maddesinin de seçim maddesinden önce olduğunu, iddia edilen ceza davalarının mahkemenin 2014/532 E. 2017/281 K. sayılı dosyasında da değerlendirildiğini ancak genel kurul kararlarının iptali için delil olarak görülmediğini, davada iptal veya butlan koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı …’un dava dilekçesinde gösterilen adresi ile genel kurul toplantısına davet çağrısında gösterilen adresinin aynı yer olduğu, daha önce kooperatife bildirilen adresin daha sonra belediye tarafından değiştirilmesinin davalı kooperatife yüklenemeyeceği, bu çağrının usulüne uygun olmadığının ileri sürülemeyeceği, davacı …’a yapılan çağrının Koop. K.nun 45.maddesine ve ana sözleşmenin 28.maddesine uygun olduğu, Koop. K.nun 87.maddesinde, genel kurul toplantılarında bakanlık temsilcisinin bulunması gerektiği ve tutanaklar ile toplantıya katılanlar listesinin bakanlık temsilcisi tarafından imzalanması gerektiğinin belirtildiği, esas olanın toplantı tutanağının bakanlık temsilcisi tarafından imzalanması olduğu, genel kurul toplantı tutanağının her sayfasına imza atılması şeklinde bir zorunluluk olamayacağı, bu yöne ilişkin davacılar iddiasının da yerinde görülmediği, Koop. K.nun 53.maddesine göre, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere 1 ay içinde iptal davasının açılması gerektiği, davaya konu kararların alındığı genel kurul tarihi 22.05.2017, davanın açıldığı tarihin ise 04.08.2017 olup, iptal davası için öngörülen 1 aylık sürenin geçtiği, genel kurul kararlarına karşı iptali davası açılması için üyenin alınan karara muhalif kalması ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmesi gerektiği, genel kurul toplantı tutanağında davacıların muhalefetinin bulunmadığı, kooperatif genel kurulunda alınan kararların iptali bakımından davacıların gerekli şartları yerine getirmediği, davanın Koop. K.nun 53.maddesinde iptal davası için öngörülen 1 aylık sürenin geçmesinden sonra açılması ve gerekli olan muhalefet şerhinin davacılar tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle dava konusu genel kurulda alınan kararların iptal müeyyidesine tabi tutulmasının mümkün olmadığı, bu nedenle, iddia çerçevesinde genel kurul kararlarının butlan ya da yokluk müeyyidesi ile malul olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, kooperatiflerde genel kurulun toplanabilmesi için ortaklardan en az 1/4’ünün şahsen veya temsilci aracılığıyla bulunması gerektiği,dava konusu genel kurul toplantı tutanaklarında toplantı yeter sayısının mevcut olduğu, ….’ün ortak olmadığı halde toplantıya çağrıldığı iddiasında bulunulmuş ise de bu kişinin genel kurul toplantısına katılmadığı, ….’ın ….’ya temsil yetkisi vermediği iddia edilmiş ise de, bu iddia gerçek farzedilse dahi bu hususun iptal davasının konusunu oluşturacağı ve iptal davası açılmasının şekli şartlarının yerine getirilmediği, dava konusu genel kurulun 1.gündem maddesi ile ilgili olarak davacı tarafça divanın gereği gibi oluşturulmadığı iddiasında bulunulduğu, Koop. K.nun 45.maddesine göre genel kurulun sevk ve idaresinin ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasından seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanacağı, divan üyeliğine ortak sıfatını haiz …. ve ….’ün seçildiği, bu şahısların yönetici ve denetçi olmalarının divan kuruluna seçimine ilişkin kararın geçersizliği sonucunu doğurmayacağı, bir kararın salt dürüstlük kuralına aykırı olması alınan kararın butlanı ve yokluğu sonucunu doğurmadığı, gündemin 1. Maddesi ile alınan kararda butlan ve yokluğu sonucunu doğuran bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı tarafın gündemin 2.maddesi ile ilgili olarak, yönetim kurulu faaliyet raporu bakımından yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin oy kullanamayacağını iddia ettiği, Koop. K.nun 50/1.maddesinin oy kullanma yasağını yönetim kurulu üyelerinin ibrası ile sınırlı tuttuğu, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun onaylanması kararının butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durumdan bahsedilemeyeceği, gündemin 3.maddesi yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin olup tutanakta yönetim kurulu üyelerinin ibrasında 5 olumlu ve 3 olumsuz oy kullanıldığı, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları, ibra kararı oylamaya katılanların çoğunluğu ile alındığından ibraya ilişkin kararın geçersizliği sonucunu doğuran bir hukuka aykırılık bulunmadığı, yönetim kurulu üyesinin kardeşinin ve ortak sıfatına sahip olan denetçilerin yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanmasını engelleyen yasal bir hüküm de bulunmadığı, gündemin 4.maddesi tahmini bütçenin okunması, bütçeye bağlı olarak ödenti seviyesinin eşitlenmesi, aylık aidatların tespiti ile bütçenin kabulüne ilişkin olup, davacı tarafın bu gündem maddesi ile ilgili olarak özel bir hukuka aykırılık halini ileri sürmediği ve mahkemece de dosya kapsamına göre bir usulsüzlük görülmediği, gündemin 5.maddesi ödenti seviyesine, ödeme süresi ve şekline, süresinde ödenmeyen ortaklar için aylık gecikme bedelinin belirlenmesine ilişkin olduğu, toplantıda kooperatif ödenti seviyesinin 67.000,00 TL sına tamamlanmasını teminen eşitleme süresi de 3 ay olarak belirlenmesine ilişkin kararın 7 kabul 3 ret oyuna karşılık oyçokluğu ile kabul edildiği, arsa alımı için ek ödenti talep edildiği ve bu gerekçe ile aidatların davaya konu olan genel kurul kararı ile 67.000,00 TL’ye eşitlenmesi yönünde karar alındığı, 22.05.2017 tarihli genel kurul toplantısına en yakın dönem olan 31.03.2017 tarihli kooperatif kayıtlarına göre davalı kooperatifin 94.555,65 TL nakit varlığı ve 45.807,99 TL özvarlığının bulunduğu, genel kurul kararında istenilen tutarın ek ödenti olduğu belirtilmiş ise de; kooperatifin bilanço açığının bulunmadığı, konut yapmak ve bununla bağlantılı olarak arsa temin etmek için bu bedelin istendiği anlaşıldığından bu tutarın ek ödeme olarak nitelendirilmesinin mümkün görülmediği, gündemin 6.maddesi, süresinde ödeme yapmayan üyelerden alacağın tahsiline ilişkin olup, söz konusu gündeme bağlı olarak alınan kararın geçersizliğine ilişkin bir durum mevcut olmadığı, bu durumun kooperatifin idamesi için olağan faaliyet kapsamına girdiği, gündemin 7.maddesi, uyarılara rağmen tüm ödemeleri yapmayanların ortaklıktan çıkarılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olup, bu gündem maddesi ile alınan kararın geçersizliğine neden olacak bir hukuka aykırılık olmadığı, aidatlarını ödemeyen ortağın ihracı yetkisinin ana sözleşme hükümleri uyarınca yönetim kuruluna ait olduğu, gündemin 8.maddesinin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin 3 yıl süre ile seçimine ve huzur haklarının tespitine ilişkin olduğu, konut yapı kooperatifleri tip ana sözleşmesinin 36.maddesinde ibra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin aynı organa üye seçilemeyeceğinin belirtildiği, yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri ibra edilmiş olduğundan sözleşmeye aykırılık bulunmadığı, Koop. K.nda denetçilerle yönetim kurulu üyeleri arasında akrabalık ilişkisi olması seçilme engeli olarak düzenlenmediğinden yönetim kurulu asil üyeliğine seçilen … ile denetim kurulu asil üyeliğine seçilen ….’ün yakın akraba oldukları iddiasının yasal bir karşılığı bulunmadığı,davalı kooperatif ana sözleşmesinin 53.maddesinin 3.fıkrasında denetçilerin aynı zamanda kooperatif yönetim kurulu üyesi, kooperatif personeli ve kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile üçüncü dereceye kadar olan hısımlığının olmaması gerektiğinin belirtildiği,nüfus kayıt örneklerinden … ile ….’ün kardeş oldukları, bu hali ile yapılan atama kararının ana sözleşmenin 53.maddesine aykırılık teşkil ettiği, ancak ana sözleşmeye aykırı atama butlan veya yokluk değil iptal sebebi olup iptali davası için gerekli şekli şartların yerine getirilmediği, … denetim kurulu üyeliğine, …. denetim kurulu yedek üyeliğine seçilmiş olup, Koop. K.nda veya ana sözleşmede denetçiliğe seçilen üyelerin birbirleri ile akraba olmasını yasaklayan bir hüküm bulunmadığı, Koop. Kanunun 56.maddesinde yönetici seçimine engel durumun “güveni kötüye kullanma suçu” olarak gösterildiği, yönetici …. hakkında kesinleşen mahkumiyet kararının görevi kötüye kullanma suçundan verildiği, dosyada adı geçen şahsın güveni kötüye kullanma suçundan mahkum olduğuna ilişkin bir karar ve delil bulunmadığından bu husustaki bilirkişiler görüşüne itibar edilmeyerek bu yöne ilişkin iddiaların da yersiz olduğu,Koop.K.nun 56.madde hükmünden kamu davası açılmasının yönetim kurulu görevinin sona erme nedeni olamayacağı sonucunun çıkarıldığı, dava açılmışsa ve henüz sonuçlanmamışsa kooperatif üyelerinin yönetim kurulu üyeleri hakkında güven açıklamasında bulunabilecekleri, bu itibarla, Karşıyaka 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/193 E.sayılı dosyası ile bir kısım yönetici ve denetçiler hakkında dava açılmasının yönetici ve denetçilerin seçimine ilişkin kararın geçerliliğini etkilemeyeceği, Koop.K.nun 56.madde hükmü uyarınca, kamu davası açılması yönetim kurulu görevinin sona erme nedeni olamayacağından Karşıyaka 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/193 E.sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmadığı, denetçi seçimi için bizzat aday olunması şeklinde bir şartın kanunda yer almadığı, ….’ın ağır hasta olduğunun ifade edildiği, denetim görevini yerine getirmeyecek birinin denetçi olarak seçilmesinin usule uygun olmadığı, ancak yapılan böyle bir seçimin iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle iptali davası için gerekli şekli şart olan kararın tesisinden itibaren 1 aylık süre içerisinde dava açma şartının yerine getirilmediği, gündemin 9.maddesi dilek ve önerilere ilişkin olup geçersizliğini gerektiren bir durum söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili, toplantı ve karar nisaplarına uyulmadan karar alınmasının genel kurul kararlarını sakatlayan hallerin başında geldiğini, kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olmasının genel kurul kararlarını sakatlayan hallerin ikincisi olduğunu, TTK 445. maddesi gereğince toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve bu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin karar tarihinden itibaren 1 ay içerisinde iptal davası açabileceğini, 1 aylık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan kararı öğrenme tarihinden itibaren 1 ay içerisinde açılabileceğini, batıl genel kurul kararlarının sınırlı sayı ilkesi ile belirlenmediğini, TBK’nın 27.maddesinde göre butlanın bir hukuki işlemin kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına veya konusu imkansız olması nedeniyle başlangıcından itibaren hüküm ve sonuç doğurmaması olup süreye bağlı bulunmaksızın bu konuda tespit davası açılabileceğini, TTK’nın 447.maddesinin batıl olan genel kurul kararlarına kategoriler halinde gösterdiğini, maddedeki özellikle sözcüğünün sadece maddede belirtilen kararlar olmayıp butlan hallerinin sınırlı sayı ile gösterilmediğini ifade ettiğini, konusu itibariyle batıl olan genel kurul kararlarının pay sahipliğinin haklarını kaldıran veya sınırlandıran, kooperatifin temel yapısını bozan ve eşitliğin korunması ilkesine aykırı olan kararlara özgülendiğini, toplantı nisabı sağlanmadan ve temsile ilişkin hükümlere uyulmadan alınan, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı, ortakların şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve sınırlayan, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeliklerinin sorumluluklarını ortadan kaldıran kararların batıl kabul edilmesi gerektiğini, genel kurul kararının butlanla sakat olduğu iddia eden ortakların toplantıda hazır olması ve muhalefetini yazdırması gerekmeyip, katılmayan ortakların da böyle bir iddia ile dava açabileceğini, KK 52.maddesi gereğince ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümlülüklerinin getirilmesi için bütün ortakların 3/4’nün rızasının gerektiğini, davalı kooperatifin 22.05.2017 günlü genel kurul toplantısında ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisabı olmaksızın bilanço açığını kapatmaya yönelik ek ödeme niteliğinde yoklukla malul karar aldığını, ek ödemenin bilanço açıklarının kapatılmasında kullanılmasının zorunlu olduğunu, ek ödeme niteliğindeki genel kurul kararının iptali için 2006-2016 yılları arasındaki kooperatifte görev yapan bütün yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında açılan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkillerinin kooperatife böyle bir borcu olmadığını, müvekkillerinin ödediği aidat miktarlarının yönetim kurulu üyelerince eksik muhasebeleştirilmesinin TTK’nın emredici hükümlerine aykırı olduğu gibi zimmet ve resmi evrakta sahtecilik suçlarını oluşturduğunu, muhasebe kayıtlarının ve bilançoların TTK’ya aykırı olarak tutulduğunu, üyelerin yanıltılarak yönetim kurulu üyelerinin ibrasının sağlandığını, bu şekilde hileli olarak yapılan genel kurulda alınan kararların batıl olacağını, neden her üyeden eşit aidat istenmediğinin özellikle müvekkillerinden diğer üyelerden istenenin üstünde bir rakam talep edildiğinin gerekçeli kararda irdelenmediğini, kooperatifin arsa devri yapan üyelerin arsasını yok sayarak ödediği aidat miktarlarını eksik gösterdiğini ve üyeler arasında eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dosyaya sundukları ptt gönderi takip listesinde davalı kooperatifin müvekkili Halis’in adresini eksik yazması nedeniyle teslimatın yapılmadığının belli olduğunu, müvekkilinin adresinin değişmediğini ancak belediye tarafından numarataj değişikliği yapıldığını, eski adresi kooperatif tarafından doğru yazılmış olsaydı numarataj değişikliğinin postacı tarafından otomatik olarak görüntülenerek teslimatın gerçekleşeceğini, kooperatifin kasten sokak adını eksik yazarak gönderdiğini ve iade edilen zarfı da dosyaya sunamadığını, bu nedenle müvekkilinin usulüne uygun genel kurula davet edilmediğini, muhalefet şerhlerini de koyamadığını, müvekkilinin bu kararları daha sonra davalı kooperatifin aynı adrese yaptığı bildirimler ile öğrendiğini ve 1 aylık hak düşürücü süre geçmeden de davasını açtığını, ….’ın ….’ya vermiş olduğu vekaletnamede imzasının olmaması veya sahte olmasının başlı başına genel kurulun feshi sebebi olduğunu, yetki belgesindeki imzanın incelenmesi gerektiğini, ….’ün ortak olmadığı halde haziran cetvelinde gösterilmesinin de başlı başına genel kurulun feshi sebebi olduğunu, bu hususun iptal sebebi sayılması halinde hak düşürücü sürenin öğrenme tarihi itibariyle başlayacağını, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun usulüne uygun tutulmadığı, hesap ve ödemeler konusunda üyelerin doğru bilgilendirilmediği açıklanmasına rağmen yönetim kurulu üyelerinin açıkça üyeleri yanıltmasının bilirkişi heyetince hoş karşılandığını, ayrıca divan heyetinin usul ve yasaya aykırı oluşturulması, genel kurul tutanaklarının usulüne uygun imzalanmaması, genel kurula ilgisiz insanların davet edilmesinin de bilirkişi heyetince hukuka uygun kabul edildiğini, bu hususların değerlendirilmesinin hakimin görev ve yetkisi kapsamında olduğunu, genel kurul tutanağında ortak olmayan ….’ün de sayıya dahil edilerek 14 ortaktan 12 sinin katılımı ile genel kurulun açıldığı şeklinde tutanak tutulduğunu, oysa ortak sayısının 13 olduğunu, 2015 yılında yapılan genel kurulda yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine …, …., …., …., …. ve …. seçildiğini, bu nedenle 6 üyenin yönetim kurulu ibrasında oy kullanamayacağını, yönetim kurulunun ibrasında kullanılması gereken oy sayısının 13-6=5 olması gerekirken 8 oyun kullanılmış olmasının ibra işleminin batıl olduğunu gösterdiğini, kaldı ki …. ve ….’in yönetim kurulu üyeleri olan …. ve …. tarafından temsil edildiklerini, …. adına oy kullanan ….’nun kendi ibrasında hukuku dolanarak oy kullandığını, yönetim kurulu üyesi olan ….’in de başka bir yönetim kurulu üyesi olan …. tarafından temsil edildiğini, ….’nun ibrasında oy kullandığını, bu durumun kararların butlanla malul olduğunun en açık delili olduğunu, ….’nın ortak olmamasına rağmen denetim kuruluna yedek üye seçildiğini, ortak olmadığına göre genel kurula katılma hak ve yetkisine sahip olmadığını, dava dilekçesinde bilanço ve gelir gider tablosunun da KK ve TTK’daki hükümlere açıkça aykırı olduğunu belirtmelerine rağmen bilirkişi heyetinin gündemin 4.maddesi ile ilgili özel bir neden iddia etmediklerini belirterek herhangi bir tespit yapmadığını, bilirkişi heyetinin davalı kooperatife arsa veren ve ödeme yapan müvekkillerinden neden diğer ortaklardan çok ödeme talep edildiğini açıklamadığını, dürüstlük kuralına ve üyelere eşit davranma yükümlülüğüne açıkça aykırı olan bu durumun eleştirilmemesinin raporun taraflı olduğunun ispatı olduğunu, müvekkillerinin 1086-1087-1088 nolu parsellerden hisse alanlar arasında olduğunu, bu arsaların daha sonra sit ilan edilmesi nedeniyle yapılaşmaya izin verilmemesi üzerine başka bir hazine arazisi ile takas edilmek amacıyla kanunun zorlaması ile kooperatif çatısı altında bir araya gelerek sahibi oldukları arsadaki hisselerini bedelsiz olarak kooperatife devrettiklerini, söz konusu takas işleminin bu güne kadar yapılmadığı gibi yapılsa bile kooperatifin devlete tek kuruş bile ödemeyeceğini, kooperatifin nakit para ihtiyacı bulunmadığını, arsa devri yapan ve aidatlarını ödeyen müvekkillerinden 66.500,00 TL’nin talep edilmesinin ve bu miktarın diğer üyelerden talep edilenden fazla olmasının gerekçesinin açıklanmadığını,KK’nın 23.maddesinin emredici nitelikte olup eşitlik ilkesine aykırı olan her türlü kararın da mutlak butlan ile batıl olduğunu, genel kurul tutanağında üyelerden ek ödenti istendiğinin açıkça yazılı olmasına rağmen bilirkişi heyetinin takdir hakkı yokken bu paraları ek ödeme saymamasının hukuki dayanağı olmadığını, ek ödeme için kanunda gerekli karar nisabının da olmadığını, … ile ….’ün kardeş olup birinin denetçi diğerinin yönetim kurulu üyesi seçildiğini, Tüzügün 53/3.maddesine ve KK’nın 8.maddesine açıkça aykırı olan bu hususun mahkemece butlan sebebi değil iptal sebebi sayıldığını, kanuna ve emredici hükümlere açıkça aykırı olan bu hususun mutlak butlan sebebi olduğunu, bu sebeple 1 aylık hak düşürücü sürenin hesaplanamayacağını, hesaplansa bile bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağını, …. ve …’un kardeş olduklarını, sağlık durumu iyi olmayan ve bu nedenle yıllardır genel kurullara bizzat katılamayan bir kişinin İzmir dışında yaşadığı düşünülecek olursa denetim kuruluna seçilmesinin açıkça dürüstlük kurallarına, ahlaka ve iyi niyete aykırılık teşkil ettiğini, bu hususla ilgili iptal davası açma süresinin öğrenme ile başlayacağını istinaf sebepleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE : Dava, dava konusu genel kurul kararlarının butlanla malul olduğunun tespiti ve olmadığı taktirde iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir. Aynı Yasa’nın “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir.
Kooperatifler Kanunun 98. maddesi uyarınca bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. TTK’nın 447. maddesinde genel kurul kararlarının butlan halleri gösterilmiştir.
İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53/1. maddesi uyarınca toplantıya katılıp red oyu veren ve muhalefetini tutanağa geçiren ortak alınan kararın kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile karar tarihinden itibaren 1 aylık hak düşürücü sürede iptal davası açabilir.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yine 53/1. maddesi uyarınca, oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri de alınan kararın iptali için bir aylık hak düşürücü sürede iptal davası açılması mümkündür.(Yargıtay 23. HD’nin 2015/2561 E, 2016/1050 K)
Eldeki davada, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararlar yönünden iptal şartlarının bulunup bulunmadığı değerlendirildiğinde; davaya konu kararların alındığı genel kurul tarihi 22.05.2017, davanın açıldığı tarihin ise 04.08.2017 olup, iptal davası için öngörülen 1 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği, genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılması için üyenin alınan karara muhalif kalması ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmesi gerektiği, genel kurul toplantı tutanağında davacıların muhalefetinin bulunmadığı, kooperatif genel kurulunda alınan kararların iptali bakımından davacıların gerekli şartları yerine getirmediği, davanın Koop. K.nun 53.maddesinde iptal davası için öngörülen 1 aylık sürenin geçmesinden sonra açılması ve gerekli olan muhalefet şerhinin davacılar tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle dava konusu genel kurulda alınan kararların iptal şartları oluşmamıştır.
Dava konusu genel kurul kararlarının butlan ya da yokluk müeyyidesi ile malul olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede ise; kooperatiflerde genel kurulun toplanabilmesi için ortaklardan en az 1/4’ünün şahsen veya temsilci aracılığıyla bulunması gerekmektedir.Davalı kooperatif 14 ortaklı olup, genel kurul 10 ortağın asalaten 2 ortağın vekaleten olmak üzere 12 ortağıın katılımıyla yapıldığına ve kararlar oy çokluğu ile alındığına göre, 1/4 toplantı nisabı ile katılanların salt çoğunluğuyla alınan kararlarda karar nisabı da sağlanmış olmakla; dava konusu genel kurul toplantısında toplantı ve karar nisabı bulunduğundan yokluk hali söz konusu değildir. ….’ün ortak olmadığı halde toplantıya çağrıldığı iddiasında bulunulmuş ise de bu kişinin hazirun listesinde imzasının bulunmadığı ve genel kurul toplantısına katılmadığı anlaşılmıştır. Davacı …’un dava dilekçesinde gösterilen adresi ile genel kurul toplantısına davet çağrısında gösterilen adresi aynı yer olup, davacı tarafından kooperatife bildirilen bu adreste daha sonra belediye tarafından numarataj değişikliği yapılması yüzünden çağrı tebligatının iade edilmesi nedeniyle bu çağrının usulüne uygun olmadığı ileri sürülemeyeceğinden davacı …’a yapılan çağrı Koop. K.nun 45.maddesine ve ana sözleşmenin 28.maddesine uygundur. Dava konusu genel kurul toplantısında bakanlık temsilcisi bulunmuş ve tutanağı imzalamıştır. Sonuç olarak dava konusu genel kurul toplantısında toplantı ve karar nisabı bulunduğundan yokluk hali söz konusu değildir.
Dava konusu genel kurulun 1.gündem maddesi ile divan heyetine ortak sıfatını haiz …. ve ….’ün seçilmesine karar verildiği, Koop. K.nun 45.maddesine göre genel kurulun sevk ve idaresinin ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasından seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanacağı, divan üyeliğine seçilen bu şahısların yönetici ve denetçi olmalarının divan kuruluna seçimine ilişkin kararın geçersizliği sonucunu doğurmayacağı, bir kararın salt dürüstlük kuralına aykırı olması alınan kararın butlanı ve yokluğu sonucunu doğurmadığı kanaatine ulaşılmakla; gündemin 1. Maddesi ile alınan kararda butlan ve yokluğu sonucunu doğuran bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Gündemin 2.maddesi ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin karar alınmıştır. Koop. K.nun 50/1.maddesi oy kullanma yasağını yönetim kurulu üyelerinin ibrası ile sınırlı tutmuş olup, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olmadığından yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun onaylanması kararının butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Gündemin 3.maddesi ile yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin karar alınmış olup, tutanakta 5 olumlu 3 olumsuz oy kullanıldığı, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları belirtilmiştir. Hazirun listesine göre genel kurul toplantısına 12 ortak katılmış, bu ortakların 3’ü yönetim kurulu asil üyesi 3’ü yönetim kurulu yedek üyesidir. Yönetim kurulunun yedek üyeleri icracı olmayıp kanunda yedek yönetim kurulu üyelerinin de ibra kararındaki oylamaya katılamayacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta olup istisnai bir durum geniş yorumlanamaz. Yönetim kurulunun ibrasına ilişkin kararda yedek üyelerin katıldığı işlemlerden de bahsedilmediğine göre yönetim kurulu asil üyelerinin oylamaya katılmamış sayılması halinde 9 kişi oy kullanabileceğinden, 5 üyenin olumlu 3 üyenin olumsuz oy kullanması nedeniyle ibra kararı geçerlidir. Yönetim kurulu üyesinin kardeşinin ve ortak sıfatına sahip olan denetçilerin yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanmasını engelleyen yasal bir hüküm de bulunmadığından ve oy yasağı ihlal edilmediğinden ibraya ilişkin kararın butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Gündemin 4.maddesi ile tahmini bütçenin okunması, bütçeye bağlı olarak ödenti seviyesinin eşitlenmesi, aylık aidatların tespiti ile bütçenin kabulüne ilişkin karar alınmış olup, bu kararın da butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Gündemin 5.maddesi ile arsa alımı için ödenti seviyesinin 67.000,00 TL sına tamamlanmasını teminen eşitleme süresinin de 3 ay olarak belirlenmesine ve süresinde ödemeyen ortaklar için aylık gecikme faizinin % 1,25 olarak belirlenmesine ilişkin karar alındığı, bu kararın arsa alımı için alındığı, davalı kooperatifin bilanço açığının bulunmadığı, konut yapmak ve bununla bağlantılı olarak arsa temin etmek için bu bedelin istendiği anlaşıldığından bu tutarın ek ödeme olarak nitelendirilmesi mümkün görülmediğinden ağırlıklı karar nisabı gerekmez. Kooperatifin en yetkili organı genel kurul olup genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden sözedilemez. Bu nedenlerle bu kararın da butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır.Gündemin 6.maddesi ile süresinde ödeme yapmayan üyelere icra takibi yapılmasına, gündemin 7.maddesi, uyarılara rağmen tüm ödemeleri yapmayanların ortaklıktan çıkarılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin kararlar alınmış olup olup, süresinde ödeme yapmayan üyelere icra takibi yapılması kooperatifin görev ve yetkileri kapsamında olduğundan ve aidatlarını ödemeyen ortağın ihracı yetkisi ana sözleşme hükümleri uyarınca yönetim kuruluna ait olduğundan , bu kararın da butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Gündemin 8.maddesi ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin 3 yıl süre ile seçimine ve huzur haklarının tespitine ilişkin karar alınmış olup genel kurulun 3. maddesinde alınan kararda yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ibra edildiği ve dolayısıyla yeniden seçilmelerine engel bir durum bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ana sözleşmesinin 53.maddesinin 3.fıkrasında denetçilerin aynı zamanda kooperatif yönetim kurulu üyesi, kooperatif personeli ve kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile üçüncü dereceye kadar olan hısımlığının olmaması gerektiği belirtilmiştir. Yönetim kurulu üyeliğine seçilen … ile denetim kurulu yedek üyeliğine seçilen ….’ün kardeş olmaları nedeniyle yapılan atama kararı ana sözleşmenin 53.maddesine aykırılık teşkil etse de, ana sözleşmeye aykırı atama butlan veya yokluk değil iptal sebebi olup iptali davası için gerekli şekli şartlar da yerine getirilmemiştir. Koop. K.nda veya ana sözleşmede denetçiliğe seçilen üyelerin birbirleri ile akraba olmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır. Koop. Kanunun 56.maddesinde yönetici seçimine engel durum “güveni kötüye kullanma suçu” olarak gösterilmiş olup , yönetici …. hakkında kesinleşen mahkumiyet kararının görevi kötüye kullanma suçundan verildiği, dosyada adı geçen şahsın güveni kötüye kullanma suçundan mahkum olduğuna ilişkin bir karar ve delil bulunmdığından görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararı yönetici olarak seçimine engel teşkil etmemektedir. Karşıyaka 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/193 E.sayılı dosyası ile bir kısım yönetici ve denetçiler hakkında görevi kötüye kullanma suçundan derdest dava bulunmakta olup, anılan suç Kooperatifler Kanunun 56/3. maddesinde sayılan suçlardan olmadığı gibi henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı da bulunmadığı için önceki yöneticinin tekrar seçilmesi mümkündür. Koop.K.nun 56.madde hükmü uyarınca, kamu davası açılması yönetim kurulu görevinin sona erme nedeni olamayacağından Karşıyaka 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/193 E.sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmaması da doğrudur. Bu nedenlerle gündemin 8.maddesi ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin 3 yıl süre ile seçimine ve huzur haklarının tespitine ilişkin alınan kararın da butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm sebeplerle ; dava konusu kararların butlanı veya yokluğunu gerektiren bir durum bulunmadığı ve iptal davasının da şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmakla; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacılar vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06.09.2021