Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1051 E. 2021/775 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1051
KARAR NO : 2021/775
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.02.2018
NUMARASI : 2015/520 E. – 2018/52 K.
DAVANIN KONUSU : Şirket Ortağı Olunduğunun Tespiti ve Hisse Tespiti ile Tescili
KARAR TARİHİ : 25.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.06.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.02.2018 tarih 2015/520 E. – 2018/52 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacılar …, … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Esas dosyada davacı … vekili, davalı … … ünvanlı şirketin ortaklarından olan müvekkilinin murisi …’ın 12.04.2004 tarihinde vefatından sonra,müvekkili ile diğer mirasçıların ortaklığı kabul edilerek, imkan ve faydalar sağlandığını,ayrıca yükümlükler verildiğini,müvekkiline hissedar olması nedeniyle şirket çalışmalarına katılabileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin tercihi oğlunun akaryakıt işletmesinde çalıştırılması yönünde olduğundan,uzun süre şirket ve işletmede çalışmadığını,şirket için gerekli muvafakatlar müvekkilinden alınarak şirket hissadarı olduğuna inandırıldığını, müvekkiline veraseten intikal eden hisse nedeniyle hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin ortaklığının vergi dairesine de bildirldiğini, ancak ticaret sicilde müvekkilinin ortak olarak tescilli olmadığını öğrendiğini ileri sürerek,müvekkili hissedarlığının, hisselerini ve oranlarının tespiti ile ticaret sicilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili, müvekkillerinin “…” unvanlı davalı şirketin ortağı olduklarını, mahkememizin 2015/520 E sayılı dosyasında verilen ara kararı gereğince iş bu davanın açıldığını, veraset ve gelinen aşama itibariyle müvekkillerinin şirket nezdinde %20,83’er den toplam %41,66 hissesine sahip olduklarını ileri sürerek, müvekkillerinin davalı kollektif şirketindeki hissedarlığının, hisselerinin ve oranlarının tespiti ve ticaret sicile tescilini, bu talebin kabul görmemesi halinde ise müvekkillerinin babaları …’ın 05.06.2011 tarihinde ölümünden sonra davalı …’ın ve …’in Menemen Ticaret Odası Başkanlığı ticaret sicil müdürlüğüne 19.03.2014 tarihinde verdikleri müşterek imzalı dilekçede açıkca …’ın mirasçıları olan müvekkillerinin şirkette hissedar olarak katılmalarına hiç bir şekilde muvafakatlarının olmadıklarını beyan ettiklerinden iş bu davanın açılmasından sonra da bu beyanlarından feragat etmedikleri taktirde TTK nun 195/1 madde hükmü uyarınca davalı kollektif şirketin 05.06.2011 tarihinde …’ın vefatı ile birlikte infisah etmiş olduğunun tespitine ve davacılar …’ın ve …’ın şirketin tasfiyesi kapsamında ayrı ayrı %20,83 adet şirket hissesine isabet eden tasfiye payının talep hakkının bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl dosyada davalılar … ve … vekili; … adlı şirketin 1/ 3 hissedarlarından …’ın müvekkillerinin murisi olup, 05.06.2011 tarihinde vefat ettiğini, şirket sözleşmesinde ölen ortağın mirasçıları ile devam edeceğine ilişkin düzenleme bulunmadığını, TTK’nın 253.maddesine göre sağ kalan ortaklardan birinin şirketin devamına onay vermemesi sebebiyle oybirliği sağlanamadığı taktirde şirketin sona ereceğini, müvekkillerinin şirkete ortak olmak istediklerini, davacının da bu yönde isteği olduğunun anlaşıldığını, şirketin sağ kalan tek ortağı olan müvekkilerinin amcası … ile ortaklık görüşmeleri yapıldığını,ancak uzlaşma olmadığını, sağ ortağın onay vermemesi durumunda şirketin sona ereceğini savunmuş ve müdahale talebinde dava dilekçesinde belirtilen hisse pay oranlarına göre hissedarlığın, hisselerin ve oranların tespiti ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dosyada davalı …, davaya cevap vermemiş, 13.11.2015 tarihli celsede yetkisizlik kararına karşı bir diyeceği olmadığını belirtmiştir.
Asıl dosyada davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile, davacı … ile aynı doğrultu ve düşüncede olduklarını, şirket ana sözleşmesinde ölen ortağın mirasçıları ile şirkete devam edileceğine dair bir hüküm bulunmadığını ve 6102 sayılı TTK’nun 253/1 maddesinin açık olduğunu, şirketin dava tarihi itibariyle ortak sayısının 2 olduğunu, …’ın vefatından sonra …, kızı …, … ve …’ın şirket ortağı olduklarını, …’ın vefatından sonra şirket ortaklarının …, … ve … olduğunu, …’ın vefatından sonra … ve …’ın şirket ortağı olduklarını; 19.01.2016 havale tarihli dilekçe ile, davacı …’in şirket ortağı ve babası …’ın 12.11.2004 tarihinde vefatından bugüne kadar hem mirasçı hem de şirket ortağı olarak şirkette fiilen görev aldığını, alınan kararlara katıldığını ve çalıştığını, kendisinin ortaklığı ile ilgili olarak sadece ticaret siciline tescil işlemlerinin yerine getirilmediğini bildirerek, …’in açtığı şirket ortağı olduğunun tespiti ve tesciline ilişkin davayı kabul ettiğini beyan etmişlerdir.
Birleştirilen dosyada davalı … vekili cevap dilekçesi ile; şirketin ortaklarından …’ın 12.11.2004 tarihinde vefat ettiğini, vefatı ile … ve …’in şirketin sağ ortakları … ve … tarafından şirkete kabul edildiğini, buna göre … ve dava dışı mütevvefa …’ın şirket ortağı sıfatını haiz olduğu; 05.06.2011 tarihinde ortaklardan …’ın vefat ettiğinin vefattan sonra şirketin ticari faaliyetlerine ve hukuki varlığına devam ettiğini; bu nedenle kollektif şirketin TTK nun 195/1 madde hükmü uyarınca infisah etmiş olduğununu kabul edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen dosyada davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile; davalı şirketin sağ kalan ortaklarının …’ın mirasçıları dışındaki mirasçılar ile davalı şirketi bugüne kadar devam ettirdiklerini, ortaklardan …’ın 12.11.2004 tarihindeki vefatından sonra … ve annesinin diğer iki mirasçı olan şirket ortakları … ve … tarafından şirket ortağı olarak kabul edildiğini ve tüm iş ve işlemlerde kendilerinin ortak oldukları söylenerek eşit imkan ve faydalar sağlandığını ve belli yükümlülükler ortaya çıktığını, ortaklardan …’ın da 05.06.2011 tarihinde vefatından sonra murisinin eşinin mirası kayıtsız şartsız reddetmesi nedeniyle mirascı sıfatıyla kızları davacılar … ve …’a kaldığını, mirasçıların müvekkilinin ve davacının müşterek iradesi ile şirkete ortak olamadığını ve şirketin geriye kalan ortaklar … ve … tarafından devam ettirildiğini, bu itibarla olay da eski TTK nun 195.madde hükmünün uygulanamayacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Asıl dosyada davacının murisi ortak …’ın 12.11.2004 te, birleştirilen dosyada davacılar murisi …’ın 05/06/2011 tarihinde vefat ettiğinden, 6103 sayılı TTK’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 2/a maddesinde yer alan “TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse, o kanun hükümleri uygulanır” hükmüne göre, dava-birleştirilen dava konusu uyuşmazlığın adı geçen murislerin vefat ettiği tarihlerde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerektiği, kollektif şirkette bir ortağın ölümüne bağlanan hukuki sonuçları düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 195/1..maddesinde “Şirket mukavelesinde şirketin ölen ortağın mirasçılariyla devam edeceğine dair hüküm yoksa, mirasçılarla diğer ortakların ittifakla verecekleri karar üzerine şirket aralarında devam edebilir. Mirasçılar veya içlerinden biri şirkette kalmaya razı olmazlarsa, diğer ortaklar ölen ortağın payı üzerindeki miras hisselerini razı olmayan mirasçılara vermek suretiyle onları şirketten çıkarır ve şirkete devam edebilirler. Sağ kalan ortaklardan birinin şirketin devamına razı olmaması sebebiyle ittifak hasıl olamadığı takdirde şirket infisah eder.” şeklinde düzenlendiği, kollektif şirket ana sözleşmesinde şirketin ölen ortağın mirasçılarıyla devam edeceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmadığı, ortak …’ın vefatından sonra sağ kalan ortaklar … ve … ile … ve … tarafından şirketin devamına dair oybirliği ile alınan açık bir karar olmamakla birlikte davalı şirketin faaliyetine sağ kalan ortaklar tarafından devam edildiği ve … mirasçılarının da buna herhangi bir itirazlarının olmadığı, sağ kalan ortaklar ile adı geçenin mirasçıları tarafından şirketin devamına örtülü olarak rıza gösterilmiş olduğu ve dolayısıyla davalı kollektif şirketin 12.11.2004 tarihinden sonra hukuki varlığını devam ettirdiği ve davacı …’in de …’ın yasal mirasçısı sıfatıyla şirkete ortak olduğu kanaatine varıldığı, ortaklardan …’ın 05.06.2011 tarihinde vefat ettiği ve bunun ardından davacı … ile davalı kollektif şirket adına şirket ortağı olan davalı … tarafından Menemen Ticaret Sicil Müdürlüğüne verilen 19.03.2014 tarihli dilekçe ile “… mirasçılarının adı geçen şirkete hissedar olarak katılmalarına hiçbir şekilde muvafakatım olmadığını peşinen beyan ederim” şeklinde beyanda bulundukları, davalı kollektif şirketin infisahını gerektirir bir durumun olmadığı, asıl dosyada davacı … ve birleştirilen dosyada davacılar … ve …’ın davalı kollektif şirket nezdinde ortaklık sıfatını haiz oldukları kanaatine varıldığı, kollektif şirketin hisseleri toplamı 100.000 adet kabul edildiğinde- asıl dosyada davacı …’in müteveffa …’ın mirasçısı olarak sahip olduğu 8/24 miras hissesine göre …’ın şirkette sahip olduğu 50.000 adet payın 1/3’üne yani davalı kollektif şirket nezdindeki 100.000 adet hissesinden 16.666,6 adet hissesine; birleştirilen dosyada davacılar … ile …’ın her birinin müteveffa …’tan miras yoluyla intikal eden 25.000 adet hissenin yarısına isabet eden 12.500 er adet hisseye ve müteveffa …’ın şirket hisselerinden murisleri …’a miras yoluyla intikal eden hisselerden 8.333,3 adet hisse olmak üzere toplam 20.833,3 adet hisselere; davalı …’ın şirketin kuruluşundan gelen 25.000 adet ve ortak …’tan intikal eden 16.666,6 adet olmak üzere toplam 41.666,6 adet hisseye sahip olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, hisselerin tespitne ilişkin taleplerin kabulüne, tespit edilen ortaklık hisselerinin ticaret sicil müdürlüğüne tescili hususunun idarenin yetkisinde bulunmaması ve şirketin infisah durumunun söz konusu olmamasına göre, diğer talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, asıl dosyada davalı -birleşen dosyada davacılar …, … vekili esas dosyada verilen kabul kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacılar …, … vekili, esas dosyada davacı olan …’in davasının kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, esas dosyada verilen davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılarak, davanın reddine karar karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Esas ve birleşen dosyada dava, davacıların davalı kolektif şirkette ortak olduklarının ve hisselerinin tespiti ile tescili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı kolektif şirket ortakları, …, … ve … iken, esas dosya davacıs …’in murisi olan ortak … 12.11.2004, birleştirilen dosyada davacılar … ve …’ın murisi olan ortak … 05.06.2011 tarihinde vefat ettiğinden, geriye sağ olan ortak … kalmıştır. Sağ kalan ortak … tarafından, esas dosya davacısı … ‘in mirasçı sıfatıyla ortaklığı fiilen kabul edilerek, şirketin faaliyetine devam edilmiş, birleşen dosya davacıları … ve …’n ise kabul edilmemiş ve … ile birlikte Menemen Ticaret Sicil Müdürlüğüne verilen 19.03.2014 tarihli dilekçe ile “… mirasçılarının adı geçen şirkete hissedar olarak katılmalarına hiçbir şekilde muvafakatım olmadığını peşinen beyan ederim” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Esas dosyada, davacı …’in fiilen ortaklığı kabul edildiği halde, ortaklığının ticaret sicilde tescil ettirilmemiş olması nedeniyle, dava açılmış, sağ kalan ortak …, davanın kabul edilmesini istemiştir. Davalılar … ve … vekili cevap layihasında, müvekkillerinin şirket ortağı olan murislerinin vefatı sonrasında ortak olmak isteklerinin, kabul edilmediğini beyan ederek, müvekkillerinin de ortaklığının ve hisselerinin tespitine ve tesciline karar verilmesi yönünde müdahale talebinde bulunmuş, mahkemece müdahale talebinin red edilmesi üzerine, birleşen dosyada müvekkillerinin ortalıkları ile hisselerinin tespiti ve tescili istemli davayı açmıştır. Her iki dosyada, hisselerin tespiti istemi kabul edilerek, ölen ortakların yasal mirasçıları ile sağ kalan ortağın hisse oranları hükümde belirtilmiş, davacıların ortak olarak ticaret sicile tescil istemleri red edilmiştir. Esas dosyada verilen kabul kararına karşı, dosya davalısı olarak … ve … vekili istinaf yoluna başvurmuş olup, birleşen dosyada verilen karara karşı istinaf yolun başvurulmamıştır. Esas dosyada verilen kabul kararı kaldırılsa da , birleşen dosya için de kurulan hükme göre, esas dosya davacısı …’in hisse miktarına ilişkin kesinleşmiş hüküm olacaktır.
6103 sayılı TTK’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 2/a maddesinde yer alan “TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse, o kanun hükümleri uygulanır” hükmüne göre, dava-birleştirilen dava konusu uyuşmazlığın adı geçen murislerin vefat ettiği tarihlerde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Kollektif şirkette bir ortağın ölümüne bağlanan hukuki sonuçları düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 195/1. maddesinde “Şirket mukavelesinde şirketin ölen ortağın mirasçılariyla devam edeceğine dair hüküm yoksa, mirasçılarla diğer ortakların ittifakla verecekleri karar üzerine şirket aralarında devam edebilir. Mirasçılar veya içlerinden biri şirkette kalmaya razı olmazlarsa, diğer ortaklar ölen ortağın payı üzerindeki miras hisselerini razı olmayan mirasçılara vermek suretiyle onları şirketten çıkarır ve şirkete devam edebilirler. Sağ kalan ortaklardan birinin şirketin devamına razı olmaması sebebiyle ittifak hasıl olamadığı takdirde şirket infisah eder. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Kollektif şirket ana sözleşmesinde şirketin ölen ortağın mirasçılarıyla devam edeceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmadığından, yukarıda anılan kanun maddesine göre, uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir. Şirketin hala faal olması, esas dosyada davacı ile birlikte yasal mirasçıların ortaklık faaliyetlerinde yer alması ve imkanlardan faydalanması, mirasçıların şirkette ortak olarak yer almalarını istemesi, istinaf başvurusunda bulunan mirasçılık sıfatı nedeniyle ortaklığına karar verilen … ve …’ın diğer ortağın mirasçısı olan esas dosya davacısının ortak olma isteğine karşı koyma hakkının bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davacılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davacılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davacılar … ve … ‘tan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davacılar … ve … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 25.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.