Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1021 E. 2021/688 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1021
KARAR NO : 2021/688

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.12.2017
NUMARASI : 2016/88 E. – 2017/1103 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Alacağı)
KARAR TARİHİ : 09.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.06.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.12.2017 tarih 2016/88 E. – 2017/1103 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye ….. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin genel kurul toplantısında aidat ödemesinin gecikmesi halinde üyelerden alınacak gecikme zamlarını aylık % 5 ve % 15 olarak belirlendiğini, genel kurul kararına göre üyeler hakkında takip başlatıldığını, gecikme zammı hesaplandığını, davalı ortağın sadece ana parayı ödediğini, gecikme zammına itiraz etmesiyle takibin durduğunu ileri sürerek, Selçuk İcra Müdürlüğü’nün 2014/1752 E sayılı takibine itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı kooperatifin müvekkilinin temerrüde düşürmediği için gecikme zammı talep edemeyeceğini, hangi aylara ve ne miktar üzerinden faiz talep edildiğinin anlaşılmadığını, talep edilen 1.525,00 TL kooperatif aidat borcunu ödendiğini, bakiyesinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından yapılan ödeminin TBK’nın 100. maddesi uyarınca faiz ve diğer masraflardan mahsubu gerektiği, davalının 1.525,00 TL aidat borcu ve 1.637,98 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu, 29.12.2014 tarihinde yapılan ödemenin işlemiş faize mahsubu sonrası davalının 1.525,00 TL ana para ve 260,00 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Selçuk İcra Dairesinin 2014/1752 E sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 1.785,00 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 1.525,00 TL üzerinden yasal faiz yürütülmesine, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilince genel kurul toplantısında alınan kararlar uyarınca takip başlatıldığını, bilirkişi raporunda bu kararların yok hükmünde sayılarak Borçlar Kanunun genel hükümlerinin uygulanması yoluna gidildiğini, genel kurul kararlarına yasal süresi içerisinde davalı da dahil hiçbir üye itiraz etmediğini ve yasal yollara başvurmadığını, bu nedenle fazladan istenen bir miktar bulunmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, davacının talebinde belirsizlik bulunduğunu, davacı tarafça müvekkilinin temerrüde düşürülmediği için faiz ve tazminat talep edilemeyeceğini, mahkemece faize yönelik itirazlar kabul edilmesine rağmen müvekkilinin ödemiş olduğu bedelin işlemiş faizden mahsup edilmesinin çelişki oluşturduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif aidat alacağının tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2017 tarihi itibariyle 3.10,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda davacı taraf toplam 8.380,25 TL yönünden itirazın iptali isteminde bulunmuş mahkemece 12.12.2017 tarihinde davanın kısmen kabulü ile 1.785,00 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş olup, kabul edilen miktar hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı kooperatif, genel kurul kararlarına dayanarak aidat ve gecikme faizi talebine ilişkin olarak başlattığı takiple ilgili olarak davalı ortağın faize itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Yargıtay 23. H. D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere kooperatif gecikme faizi hesabı yapılırken 6098 sayılı TBK’nın 120/2 maddesindeki sınırı aşmamak ve davalının ödemeleri borçtan düşülürken de TBK’nın 100. (BK.84. m.) maddesi uyarınca öncelikle kooperatifin gecikme faizi alacağına mahsup etmek gerekmektedir.(Yargıtay 23. H.D’nin 09.06.2020 tarih 2016/8399E, 2020/1980K). Hükme esas alınan bilirkişi raporunda genel kurulca belirlenen yüksek gecikme faiz oranı değil TBK’nın 120/2. maddesi gözetilerek gecikme faizi hesaplanmış olmakla bilirkişi raporuna itibar edilerek verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341. maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olması nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 09.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.