Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/832 E. 2022/1241 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/832
KARAR NO : 2022/1241

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2021
NUMARASI : 2020/604 Esas 2021/149 Karar
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.02.2021 tarih 2020/604 Esas 2021/149 Karar sayılı ilamına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi;
A)DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı …’in … Şti.’nde yarıya yarıya ortak olduklarını, dava dışı …’in Urla Noterliği’nin 24.06.2010 tarih ve 05878 yevmiye sayılı onayı ile 24.06.2010 tarih ve 2010/1 nolu Genel Kurul Kararı ile 10 yıl müddetle müdür seçildiğini, davacı tarafından dava dışı …’e Urla Noterliğinin 04.04.2014 tarih ve 3812 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile şahsi ve şirket adına tüm yetkilerden azledildiğinin ve şirket adına iş ve işlemlerde bulunmaması gerektiğinin bildirildiğini, dava dışı …’in müdürlük yetkisinin sona ereceği tarih olan 24.06.2020 tarihine iki gün kala 22.06.2020’de şirketin tüm taşınmaz malvarlığını muvazaalı olarak devrettiğini, iş bu devirlerin …’in avukatı olan ve tüm süreci bilen davalı …’a ve …’in oğlu …’in tek yetkilisi ve tek ortağı olduğu davalı … Şti.’ye yapıldığını, bu davranışın şirketi fiilen tasfiyeye tutmak olduğunu, şirket müdürü sıfatıyla genel kurul kararı bulunmaksızın dava konusu taşınmazların davalılara muvazaalı olarak satışı işleminin hem müdürün yetkisizliği hem de muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu, davalıların taşınmazlar üzerinde çok sayıda haciz ve takyidat olduğunu bilmelerine rağmen satışın gerçekleştiğini, bu nedenlerle İzmir İli, … İlçesi, … Mah., …. Ada, … Parsel ve İzmir İli, …. İlçesi, … Mah., … Ada, … Parselde kayıtlı taşınmazlar hakkında davalılar adına yapılan tescilin muvazaalı olduğunun tespiti ile ve …’in devir konusunda kendisine genel kurul kararı ile verilmiş bir yetkisinin olmadığı göz önüne alınarak tapu kayıtlarının iptali ve davacının da %50 ortağı olduğu dava dışı … Şti. adına tescilini, tapu iptal ve tescil talebinin kabul görmemesi halinde terditli olarak dava konusu taşınmazların muvazaalı ve yetkisiz devrinden kaynaklı davacının zararına karşılık normal şartlarda satış olsa idi elde etmesi gereken gelirin hesaplanarak 22.06.2020’den itibaren ticari faizi ile birlikte şimdilik 20.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
B)DAVALI CEVABININ ÖZETİ
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazın davalı şirkete satışını 19.10.2011 tarihli mal alım satım protokolünü bizzat imzalayarak ve beyanda bulunarak kabul ettiğini, davacının kendi imzasının yer aldığı satış ve alım sözleşmesi kapsamındaki işlemlerden dolayı şirketin zarara uğradığının iddia etmesinin mümkün olmadığını, davacının şahsi menfaat ve kişisel yarar gayeleri ile hukuken haksızlığını bilerek iş bu davayı ikame ettiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, davalı şirkete yapılan satış işleminin, dava konusu taşınmazın davalı şirket tarafından ihya edilmesi ve dava dışı … Şti. tarafından iş bu inşa bedeli karşılığının ödenmemiş olması nedeniyle gerçekleştiğini, davacı tarafın bu satıştan haberdar olduğunu, şirketin ortaklarının kendi eylemlerinden doğan zararları talep edemeyeceğini, davacının da kendi imzasının yer aldığı satış sözleşmesi kapsamındaki işlemlerden dolayı şirketin zarara uğradığını iddia etmesi ve bu yönde hak talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı … Şti. İle davalı arasında imzalanan borç tasfiyesi protokolü uyarınca taraflar arasında alım ve satım sözleşmesi imzalandığını, bu satım sözleşmesine göre davalı şirketin sözleşme gereği taşınmazları inşa ettiğini ve fakat inşa bedellerini tahsil edemediğini ve bu kapsamda dava konusu taşınmazı tüm haciz ve takyidatları ile birlikte devralacağı konusunda tarafların mutabık kaldığını, taşınmazın üzerindeki tüm haciz ve vergi masrafları ödenerek devralındığını, bu anlamda … firmasının tasfiyeye sürüklenmesinin aksine borçlarından arındırıldığını, davalının 01.12.2011 tarihinden taşınmazın devri tarihine kadar dava konusu taşınmazın kiracısı olduğunu, davacının bu döneme kadar bu hususla ilgili herhangi bir itirazının olmadığını, dava dışı … ile davacı arasında gerçekleşen ihtilaflar nedeniyle davalının hak kaybına uğrama tehlikesi ile karşılaşmasının borcun şahsiliği ilkesi ile bağdaşmadığını, sicil gazetesine verilen ilanla dava dışı …’in her türlü taşınır ve taşınmaz satışı için yetkili kılındığını, tescile güven ilkesi gereği iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki davalının hak kaybına uğramasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacını dava dışı …’i özel vekaletnameden azlettiğini ancak şirketin yönetimi ve temsiline ilişkin bir azlin söz konusu olmadığını, davacının şirketin ortağı olduğunu ve şirket adına işlem yapma yetkisinin bulunmadığını, davanın şahsi hakka dayandığını ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu beyan etmekle davanın reddini talep etmiştir.
C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.02.2021 tarih 2020/604 Esas 2021/149 Karar sayılı kararı ile; “ davacının ortağı olduğu şirketin ve temsil yetkisine sahip şirket ortağının dosyamızda taraf olarak yer almadığı , bu nedenle taraf olmayan kişilere ilişkin olarak değerlendirme yapılması yasal olarak olanaklı olmadığı gibi dava sebebi, davanın konusu, ve taraflarına göre uyuşmazlığın saptanması ve görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının ortağı olduğu şirkete ait taşınmazların davalılara devrinin muvazaalı olup olmadığı hususunda olduğu, uyuşmazlığı niteliğine göre davanın mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, davacının tacir olmadığı, bu nedenle söz konusu uyuşmazlıkta her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmeyeceğinden davanın nisbi ticari dava olarak da nitelendirilemeyeceği sonucu ile mahkemenin görevsizliğine” karar verilmiştir.
D)İSTİNAF NEDENLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ortağı olduğu şirket adına açılan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin davada, şirketin tacir olduğunu ve şirkete ait taşınmazlara ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin bulunduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu, şirket adına açılan davanın TTK madde 4 ve madde 19 çerçevesinde ticari iş olduğunu, adına dava açılan … Şti. ile davalı şirketin tacir olduğunu, şirket müdürünün yetkilerinin sona ermesine 2 gün kala genel kurul kararı olmaksızın şirketin malvarlığını devretmesine ilişkin davanın ticari mahiyette olduğunu, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, muvazaa iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesinde 12.02.2021 tarihli karar ile görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı istinaf yoluna başvurmuştur.
Somut olayda; davacının İzmir Vergi Dairesi Başkanlığından alınan cevabı yazıda 25.06.2010 tarihinden itibaren … Şti.’nin ortağı olduğu, dava dışı …’in dava dışı … Şti.’ ni temsilen İzmir İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parseldeki taşınmazı davalı … Şti’ne ve İzmir İli, Urla İlçesi, … Mah., … Ada, … Parselde kayıtlı taşınmazı davalı …’a 22.06.2020 tarihinde tapuda satış yoluyla devrettiği tapu kayıtlarından ve resmi senetten anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 04.01.2022 tarih 2021/2034 Esas 2022/10 sayılı kararı incelendiğinde, incelenen kararın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/327 Esas 2020/331 Karar sayılı ilamı olduğu, tarafların “davacı: …” ve “davalı: …” olduğu, davacının talebinin “ İzmir İli, …. İlçesi, … Mah., … Ada, … Parsel ve İzmir İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … Parseldeki taşınmazların genel kurul kararı olmadan davalı tarafından yapılan satış işlemlerinin iptali ile … Şti. adına tescili, bu talep kabul edilmediği takdirde terditli olarak, davacının zarar ve ziyanının normal şartlarla satış olsa idi elde etmesi gereken gelirin hesaplanarak 22.06.2020’den itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili” istemine ilişkin olduğu, yerel mahkemenin usulden ret kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır. Dairemize istinaf incelemesi için gelen İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/604 Esas sayılı dosya ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/327 Esas sayılı dosyada; davacı taleplerinin aynı taşınmazlara yönelik tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Davacının. limited şirket müdürünün genel kurul kararı olmaksızın taşınmazları gerçek değerlerinin çok altında bir bedelle davalılara devrettiği, bu devirlerin muvazaalı olduğu ve şirket müdürünün genel kurul kararı olmadan yaptığı devirlerin yetkisizlik sebebiyle geçersiz olduğu iddiaları ile davalının, sicil gazetesine verilen ilanla dava dışı …’in her türlü taşınır ve taşınmaz satışı için yetkili kılındığı, tescile güven ilkesi gereği iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki davalının hak kaybına uğramasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu iddiaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın temelinin şirket müdürünün temsil yetkisi ile şirket adına yapabileceği işlemlerin kapsamı olduğu anlaşılmıştır. Şirket ortakları arasında ortaklık ilişkisi ve şirket müdürlüğü sıfatı ile yapılan işlemlere karşı hakları zedelenen ortağın dava açma hakkı TTK’da düzenlemelerine dayandığından dava ticari dava niteliğindedir. Bu durumda davanın ticari dava olduğu gözetilerek yargılamaya devamla hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1 -Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.02.2021 tarih 2020/604 Esas 2021/149 Karar sayılı sayılı ilamının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2 – Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan 1.367,00 TL istinaf karar harcının iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kalan kısmın davacıya iadesine,
5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/05/2022