Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/1975 E. 2023/511 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1975
KARAR NO : 2023/511

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/711 Esas 2021/228 Karar
TARİH : 07/04/2021
DAVA : Tespit
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/03/2023

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/04/2021 tarih 202020/711 Esas 2021/228 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafınca İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi;
A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin kurucu ortağı ve yetkilisi olduğunu, Torbalı’da bulunan ve kumaş üretimi ve boyama işleri yapan tekstil fabrikasının üretimde kullandığı bazı kimyasal maddeleri Turgutlu’da … Şti. ünvanlı firmadan aldıklarını, bu şirketin sahiplerinin … ile kardeşi … olduğunu, tekstil sektöründe Çin ve uzak doğu ülkelerinin rekabetine dayanamayıp 2012 yılı sonunda üretimi durdurmaya ve fabrikayı satmaya karar verdiklerini, … Şti ortağı olarak bildiği …’ın kendisine ziyarete gelerek kardeşi …’tan ayrılacağını, yeni bir şirket kuracağını, bayilikler alacağını ancak nakdi yönder darda olduğunu söyleyip fabrika satışından sonra elime geçecek paradan finansman desteği sağlaması durumunda %30 civarı para kazanacaklarını beyan ederek ticari iş ortaklığına davet ettiğini, söylediklerinin doğru olduğuna inanarak aralarında Ticari İşbirliği Sözleşmesi imzaladıklarını, ortağı ve yetkilisi olduğu … A.Ş ye ait paraları …’ın kendisine şirketin hesap numarası olarak bildirdiği … Bankası Turgutlu Sanayi Şubesindeki … Ltd. Şti hesabına 2013 yılı içinde ve farklı tarihlerde 28 adet havale ile toplam 1.400.000,00 TL havale ettiğini, ayrıca fabrikanın içindeki makinaların satışından elde ettiği 271.340,00 TL bedelli 20 adet çeki kendisine elden teslim ettiğini, aradan 4-5 ay kadar geçitikten sonra işlerin yürümediğini görünce aradığını, telefonlarına çıkmamaya başladığını, bahaneler uydurmaya başlayınca aldatıldığını anladığını, daha sonra paraları hesaptan hesaba aktararak izini kaybettirmeye çalıştığını tespit ettiğini, noterden …. Şti ye ihtarname çekerek paranın iade edilmesini talep ettiğini, ihtarnamelere cevap verilmemesi üzerine Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık suçundan şikayetçi olduğunu, ancak takipsizlik kararı verildiğini, avukatı tarafından Manisa 1. Asliye Ticaret Mahkemesine 2015/661 esas numarası üzerinden dava açıldığını, ancak yetkisizlik kararı verilerek Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilerek 2016/187 esas numarasını aldığını, hakim değişiklikleri nedeniyle davanın sürüncemede kaldığını, eksik soruşturma neticesinde mağdur edilmiş olduğunu, Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/187 esas sayılı dosyasında belirlenen 1.220.143,80 TL tutarındaki alacağın sadece … Şti tarafından ödenmesine karar verilip içi boşaltılan gayri faal hale getirilen şirketten alacağını alamadıklarını, açıklanan nedenlerle planlı ve organize şekilde ortağı ve yetkilisi olduğu davacı şirketin 1.220,143,00 TL alacağının … , eşi … ve kardeşi … ile sahibi olduğu …. Şti ve … A.Ş isimli şirketlerin aralarındaki organik ve illiyet bağı mevcudiyetinin mahkemece onaylanarak tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını, böylece şirket alacağının ödenmesinde … ve …’ın şahsen, …. Şti ve … A.Ş nin de şirket varlıklarıyla muhatap tutulmalarının önünün açılmasını talep etmiştir.
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … A.Ş , … Şti ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zorunlu arabuluculuğa başvurmadan işbu davayı açtığını, dava konusunun müvekkillerinin hiçbir ilgisinin olmadığını, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı bir talep söz konusu ise iki yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, davacının aynı konuda Turgutlu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/187 esas numarası ile dava açtığını, yargılama sonunda verilen kararın istinaf yolu açık olmak üzere verildiğini, karar kesinleşmemiş ise derdestlik itirazında bulunduklarını kesinleşmiş ise kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/04/2021 2020/711 Esas 2021/228 Karar sayılı ilamı ile, “…Davanın reddine,” karar verilmiştir.
D)İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Sahtekarlık yaparak şirketlerini dolandıran ve iş ortaklığı yapmak için 2013 yılında … A.Ş olarak gönderdikleri paraları elden ele hesaptan hesaba aktararak zimmetlerine geçiren …,…, … ile Şirketleri … Şk. ve … Şk. isim ve ünvanları farklı olsa bile, aralarındaki çok yakın (abi-kardeş) akrabalığının verdiği güvenle oluşturdukları organik bağ ve illiyet bağı sayesinde, planlı ve organize bir şekilde daima birlikte hareket ettiklerini, iş adresleri ile ev adreslerinin aynı olduğunu, aynı iş konusunda aynı kimyasal ürünleri sattıklarını, bir kardeşin ( veya eşi) bir şirkette, diğer kardeşin (veya eşi) ise , diğer şirkette ortak ve yetkili gösterildiğini, şirketlerden birinde kayıtlı olan bir işçi veya vasıtanın diğer şirkette de çalıştırıldığını, dava dilekçesinde yer alan isimlerin ve şirketlerin iddia ettiği gibi hepsinin aslında bir bütünün parçaları olduğunun tespitini, adı geçen her üç şahıs ile yetkili ve sahibi gözüktükleri … ŞTİ. ile … ŞTİ. lerinin aralarındaki organik ve illiyet bağlarının mevcudiyetinin tespiti sonucunda, son yıllarda Yargıtay İçtihatlarında sık sık rastlanmaya başlanan ” Tüzet Kişilik Perdesinin Kaldırılması ” teorisi kapsamında önlerinin açılmasını talep etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tespit istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 106. Maddesinde; ” Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince; “HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davası açılabilmesi için hukuki yararın dava şartı niteliğinde olduğu, bu şartın varlığı için davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı, bu tehdit nedeniyle davacının hukuki durumu tereddüt içinde bulunmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte olmalı, ayrıca kesin hüküm etkisine sahip cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli mahiyette olması gerekmektedir. Bu şartlar dikkate alındığında görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararın bulunmadığı hususu Yargıtay İçtihatlarında da defaten tekrarlanmış olup ( Yargıtay 8. H. D. 26/01/2016 tarih 23/1177 sayılı kararı) eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar şartı bulunmamaktadır.
“… davalı taraflardan işbu davada herhangi bir alacak talebinin bulunmadığı yönündeki beyanları nazara alınarak eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının ve bu bağlamda dava şartının işbu davada bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Taraflarca delil olarak gösterilen Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/187 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda verilen 12/10/2018 tarihli karar ile davalılar …, … ve … yönünden davanın husumetten reddine, davalı şirket yönünden davanın kabulü ile 1.220.143,80-TL’nin 50.000,00-TL’si yönünden 17/07/2015 tarhinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, bakiye 1.170.143,80-TL’si yönünden ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine dair kararın kesinleştiği, davacının İlk Derece Mahkemesinin 1. oturumunda davalı taraflardan işbu davada herhangi bir alacak talebinin bulunmadığı yönündeki beyanları nazara alınarak, eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine, davanın niteliğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre; İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur;
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/04/2021 tarih 202020/711 Esas 2021/228 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-İstinaf gider avansının artan kısmının davacıya İADESİNE,
4- İstinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/03/2023