Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1268
KARAR NO : 2021/1252
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/196 Esas 2020/207 Karar
TARİH : 17/10/2017
DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/07/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2020 tarih 2019/196 Esas 2020/207 Karar nolu kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi;
A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı müvekkilinin geçmiş yıllarda Ankara ilinde yaptığı …. mesleğini, 1983 yılında taşındığı İzmir ilinde devam ettirdiğini, bu sebeple davalı odanın üyesi olduğunu, ancak bir süre sonra …. mesleğini bırakan müvekkilinin 1989 yılında Ankara’ya geri taşındığını, bu tarihten sonra da davalı odanın merkezinin bulunduğu İzmir ili ile bir bağı kalmadığını, davalı oda tarafından müvekkili aleyhine İzmir 17. İcra Müdürlüğü 2017/14250 esas sayılı dosyası ile “birikmiş üyelik aidatları” alacağının tahsili istemi ile icra takibi başlatıldığını, 21.06.2005 tarihinde 5362 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılan 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu düzenlemesinde esnaf odasından kaydın silinebilmesi için başvuru şartının bulunduğunu, 5362 Sayılı Yasa’nın Geçici 3. Maddesinin 1. Fıkrasına göre odaların üyelerinin esnaf faaliyetine devam edip etmediklerini araştırma, ayrıca 5362 sayılı yasanın 7. Maddesindeki şartları bulunmayan üyelerinin, üyeliklerini sonlandırma yükümlülüğüne tabi tutulduklarını, davacının vergi kaydının 1989 yılının çok daha öncesinde sonlandırıldığını, davalı odanın faaliyet alanı olan “….” işine dair bir faaliyetinin kalmadığı gözönünde bulundurulduğunda, 5362 sayılı yasanın geçici 3. Maddesine göre yapılması gereken inceleme sonucunda üyelik kaydının en geç 15.8.2005 tarihi itibariyle sonlandırılması gerekirken davalı oda üzerine düşen bu sorulmluluğu yerine getirmediğini, bu anlamda davacının birikmiş aidat alacağının tahsili amacı ile başlattığı takibin yerinde olmadığını ileri sürerek müvekkilin davalı odaya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, davalının ihmaline dayanarak icra takibi yapmak suretiyle haksız kazanç elde etme amacı taşıdığından kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı tarafın odadan kaydını sildirmediği için aidat borcunun işlemeye devam ettiğini, İzmir İcra Müdürlüğü’nün 2017/14250 Esas Sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının itiraz etmesi üzerine İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/646 dosyası üzerinden yapılan yargılamada alacaklı olduklarının tespit edildiğini, buna göre davacı tarafın davalı odaya borçlu olduğunun sabit olduğunu, karşı tarafın beyanda bulunmaması sonucu; Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Esnaf Ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünü 10.05.2013 tarih 35220978/1407 sayılı yazısı ve 5362 Sayılı Esnaf Ve Sanatkarlar Kanunu üyelik şartları, üyeliğin son bulması seçilme şartları ve oda yönetim kurulunun görev ve yetkileri hükümleri gereği, vergi kaydı kapalı olan üyelerin Esnaf Ve Sanatkarlar bilgi sistemi ESBİS üzerinde bulunan Oda Modülünde terk görünen kişilerin vergi mükellefiyeti sona erdiğini, karşı tarafın vergi kaydının terk olduğunun görülmesi nedeniyle oda kaydının silinmesine davalı kurum tarafından karar verildiğini, davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği için geçmiş dönemlere ait son 5 yıllık zamanaşımı dahil aidat borçlarının ödenmesi için takip başlatıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2020 tarih 2019/196 Esas 2020/207 Karar sayılı kararıyla, TTK.’ nun 5/A maddesi ve HMK’ nun 114/2 ile 115/2 maddeleri gereğince davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE, karar verilmiştir.
D)İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; üyelik kaydının silinmiş olması gerektiğinin tespiti ve herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine ilişkin dava açıldığını, ara buluculuk şartı sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, görevin kamu düzenine ilişkin olduğunu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/1397 Esas 2017/1379 Karar sayılı ilamına göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davaların yığılması durumu nedeniyle verilen kararın kesin nitelikte bulunmadığını, zorunlu ara buluculuk kapsamında olmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, oda üyesi olmadığının ve aidat borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda ilk derece mahkemesince, “6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesine ve 6325 sayılı yasanın değişik 18/A-2 maddesine göre dava şartı olarak arabuluculuğa tabi davada, davanın açılmasından evvel arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davamızda dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulmadığı ve iş bu dava şartının sağlanmadığı anlaşılmakla davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 02/10/2012 gün 2012/9700 esas 2012/10566 karar sayılı ilamı ile “… Üyelik kaydının silinmesi ve borçlu olunmadığının tespiti istenildiği…sulh hukuk mahkemesi ancak kanunların kendisine verdiği dava ve işlere bakabilir…bunun dışındaki davalara ise genel görevli asliye hukuk mahkemesinde bakılır.Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır…görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken…” denilmektedir.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 02/06/2014 gün 2014/2039 esas 2014/9608 karar sayılı ilamı ile “…asliye ticaret mahkemesinin oda üyelik kaydının silinmesi ve oda üyesi olmadığının tespiti istemli davada görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu…” belirtilmiştir.
Her ne kadar İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince davacının oda üyeliğinin bulunmadığının tespiti ve aidat borcu olmadığının tespiti istemli iş bu davada ara buluculuk şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, görev kamu düzenine ilişkin olup mahkelerce resen gözönüne alınması gerekeceğinden ve davanın niteliği itibari ile ticaret mahkemesinin görev alanına girmeyip genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı verilmemiş olması doğru olmadığından, kamu düzenine ilişkin bu duruma göre davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmektedir.
Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2020 tarih 2019/196 Esas 2020/207 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacıdan alınan 54,40 TL istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-İstinaf gider avansının bakiyesinin istinaf eden davacıya İADESİNE,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 09/07/2021