Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2019/1760 E. 2021/723 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1760
KARAR NO : 2021/723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1114 Esas 2018/1106 Karar
TARİH : 30/10/2018
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/10/2018 tarih 2016/1114 Esas 2018/1106 Karar nolu kararına karşı, taraf vekilleri tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi;
A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, …. İli … İlçesi … Köyü … ada … ve … parsel numaralı taşınmazların davacı şirket adına kayıtlı olduğunu, şirket yetkilisi …’in anılan taşınmazları görmeye gittiğinde giriş kapısında davalı şirkete ait tabela bulunduğu ve taşınmazların davalı şirket tarafından kullanıldığını tespit ettiğini, davalı şirketin davaya konu taşınmazları 1991 yılından bu yana kullandığını, davalı şirketin haksız işgaline davacı şirket yetkilisi ve tasfiye memuru olan …’in uyarısı üzerine 28.01.2016 tarihinde son verdiğini, 29.01.2016 tarihli … düzenlenen tutanakta “taşınmazlar idindeki 5 adet tavuk ahırının sadece temellerinin kaldığı, duvarlarının yıkık ve çatısının sökülmüş durumda olduğu, araziyi çevreleyen beton direkli tel örgülerin tamamen sökülmüş olduğu, beton direklerin bir kısmının kırık olduğu, sökülen tel örgünün bir kısmının demetler halinde yerde bulunduğu, ofis ve mesken olarak kullanılan binaların tahrip edildiği, binayı besleyen elektrik kablolarının söküldüğü, panel içinde bulunan 2 adet artezyen kuyusundaki su pompalarının sökülmüş olduğu ve kablolarının, elektrik panolarının yerinde olmadığı, elektrik trafo direğindeki trafonun yerinde olmadığı, hususlarının tespit edildiği, Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/90 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığı, davalı şirkete ecrimisil ve sökmek, yıkmak ve tahrip etmek suretiyle verdiği zararların ödenmesinin ihtar edildiği ancak sonuç alınamadığı, bu sebeplerle haksız ve kötü niyetli işgal süresince kısmen yada tamamen tahrip edilen … ada … parsel üzerinde 1 adet bina ve … ada … parsel üzerinde bulunan 2 adet bina, tamamen yıkılan 5 adet kümes, 2 adet su kuyusu, sökülüp götürülen hidrofor, jeneratör, trafo, kompanzasyon paneli, basket potası, su pompaları, tel örgü ve beton direklerdeki zararın bilirkişi ile tespit edilerek bu zarar için şimdilik 5000 TL, … ada …. ve … parsellerdeki taşınmazların, bina ve malzemelerin haksız işgali nedeniyle dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisil tazminatının tespit edilerek bu tazminata mahsuben şimdilik 5000 TL olmak üzere toplam 10000 TL nin ve dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı şirketin dava konusu parsellerin 1981 yılından davalı şirketin ise dava konusu parsellere komşu parsellerin 1992 yılından bu yana maliki durumunda olduklarını aradan geçen 24 yıllık süreden sonra davalı şirketten haksız zilyetliğe dayalı ecrimisil talebinin dürüst davranma ve iyi niyet prensipleri ile bağdaşmayacağını, davalının davacı şirketin hangi tarihten itibaren dava konusu taşınmazlar ve bu taşınmazlar içinde yer aldığı iddia edilen taşınır mallar üzerinde kötü niyetli, haksız zilyet durumuna girdiğini kanıtlayamadığını, dava konusu parsellerin her birinin 50.000 m2 civarında olduğunu, davalının ticari iştigal alan içinde sadece kanatlı hayvan eti üretimi olduğunu tarımsal üretim yer almadığını, bu derece geniş bir alanın davalı şirketçe kötü niyetli zilyetliğe konu edildiğinin kanıtlanamadığını, dava konusu parsellerin ve üzerinde yer alan tesislerin yıllarca terk edilmiş ve başıboş durumda bırakıldığını, çevre köylülerin bu parseller üzerinde yıllarca tarımsal faaliyette bulunduğu, zaman zaman çöp alanı haline getirildiği, … ve Köy Muhtarlığı tarafından davacının tek taraflı beyan ve iddiaları doğrultusunda tanzim edilen bir kısım belgelerin dava tarihinden itibaren geriye doğru işleyecek 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi olan 2011 yılından itibaren davalının “kötü niyetli, haksız zilyet” durumunda dair delil teşkil edebilecek hiçbir somut tespiti içermediğini, kendisi de tavukçuluk işi ile iştigal eden davacının kendi iştigal alanına giren dava konusu tesisleri yıllarca komşu parselde faaliyet gösteren davalının haksız zilyetliği altına terk etmeyeceğinin hayatın olağan akışı gereği olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş ayrıca süresi içerisinde davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin kötü niyetli haksız zilyet olduğunun ispatlanamadığını savunmuştur.
C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/10/2018 tarih 2016/1114 Esas 2018/1106 Karar sayılı kararıyla, “Davanın kısmen kabulüne, 5.000,00.-TL ecri misil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin ecri misil talebinin saklı tutulmasına, Davacının yıkılan, tahrip edilen, kullanılmaz hale getirilen, yerinden sökülüp götürülen muhtesatlara ilişkin davasının zaman aşımı nediniyle reddine, ” karar verilmiştir.
D)İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıklarının dahi 24 yıl gibi çok uzun bir süre geçtikten sonra açılan dava kapsamında davacının hiçbir müdahalede bulunmadığını beyan ettiklerini, davalının haksız zilliyet durumunda bulunduğunu gösteren hiçbir somut delilinin olmadığını hukukçu olmayan bilirkişilerin mahkemenin görev alınına giren konularda değerlendirmede bulunduklarını, davalı şirketin haksız şekilde işgalci olduğu veya mala zarar verdiği yönünde kanıt bulunmadığı, zarar olmamasına rağmen esas yerine zaman aşımı nedeniyle ret kararı verilmesinin doğru olmadığını, ecrimisil şartlarının oluşmadığını, HMK açısından hatalı değerlendirme yapıldığını, HMK’nın 107 kapsamında belirsiz alacak davası niteliğini taşımaması nedeniyle usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, HMK’nın 84 ve 323 maddeleri kapsamındaki taleplerinin karşılanmadığını, reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken gerekçeli kararda iki kez takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verildiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece reddedilen kısmın hatalı olduğunu, zaman aşımı yönünden reddedilen kısmın hatalı olduğunu, zaman aşımı gerekçesinin yerinde olmadığını, taşınmazlarda bu belirtilen zaman dilimi içerisinde davalı şirketin haksız hukuka aykırı işgalinin sabit olduğunu, buna ilişkin fotoğraflar sunulduğunu, kabul edilen ecrimisile ilişkin bilirkişi raporlarına itiraz etmelerine rağmen ecrimisil hesabında metrekare ve metrekare birim fiyatının yanlış olarak belirlendiğini, gerçekte dava konusu her iki parselin tamamının davalı şirketin haksız işgali altında olduğunu, belirterek reddedilen kısıma ilişkin kararı istinaf etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, karar her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda ilk derece mahkemesince, ” davacıdan önce dava konusu yerin maliki olan ….’nin 1992 yılından itibaren dava konusu yerdeki bütün tesislerini terk ederek gittiği ve 29/01/2016 tarihli … vermiş olduğu dilekçe tarihine kadar maliki bulunduğu taşınmazlarla hiç ilgilenmediği bu süre zarfında yine davacıya ait olup davalı tarafında satın alınan ve aynı faaliyet alanında faaliyet gösteren davalı … tarafından bu taşınmazların üzerinde bulunan muhtesatların bir kısmının kullanıldığı, gerek dinlenen tanık beyanları, gerekse bilirkişilerin yapmış olduğu tespitler sonucunda dava konusu taşınmazların 12.000m2 lik alanının ve bulan üzerinde mevcut bina ve tesisin davalı tarafından işgal edildiği, işgalin başladığı 1992 yılında davaya konu edilen trafonun, su kuyusu pompalarının bulunmadığı, su kuyusunun kullanılmadığı jenaratör ve güneş enerjileri mevcut olmakla kim tarafından söküldüğünün bilinmediği ancak davaya konu taşınmazlar üzerindeki binaların yaşı ve hasar durumu nazara alındığında göçmelerinin olağan yıpranmadan kaynaklandığı, hatta 5 adet kümesin kar yükünden dolayı yıkıldığı, 2 adet su kuyusunun işgalden önce kullanılamaz halde olduğu, tavuk kümeslerinin göçmesi sonucu ortaya çıkan demir aksanının her nekadar davalı şirket temsilcisinin talimatı ile kesilip hurdaya satılmış ise de bu tarihin tanık beyanlarına göre 1993 – 1994 yıllarına tekabül ettiği ve aradan dava tarihi itibariyle 22 yıl gibi bir sürenin geçtiği ve zaman aşımı şartlarının oluştuğu, ancak haksız işgalin devam eden bir süreç olup dava tarihine kadar devam ettiği, bu nedenle davalının süresinde yapmış olduğu zaman aşımı defi nazara alındığında davacının talep etmiş olduğu yıkılan, tahrip edilen, kullanılmaz hale getirilen, yerinden sökülüp götürülen muhtesatlara ilişkin zararın ve 5 yıldan daha fazla süren işgalden kaynaklı ecrimisil alacağının zaman aşımına uğradığı nazara alınarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ecri misil istemli davasının 5 yıllık tutarı ile ilgili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00.-TL’lik ecri misil talebinin kabulüne diğer zararlara ilişkin talebinin ise zaman aşımı nedeniyle reddine ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama ile varılan sonuca göre hüküm içeriği usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekir. Davalı vekilinin sair istinaf gerekçeleri yerinde olmamakla beraber aleyhine iki kez vekalet ücreti takdir edildiğinden ve karar içeriği ile kısmen kabul kapsamında ikinci hükmedilen vekalet ücretinin esasen davalı lehine olduğu görüldüğünden bu kısmın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :YUKARIDA AÇIKLANAN GEREKÇELERLE
1-Davalının istinaf talebinin kısmen KABULÜ ile,
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/10/2018 tarih 2016/1114 Esas 2018/1106 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
a-Davanın kısmen kabulüne,
5.000,00.-TL ecri misil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin ecri misil talebinin saklı tutulmasına
b-Davacının yıkılan, tahrip edilen, kullanılmaz hale getirilen, yerinden sökülüp götürülen muhtesatlara ilişkin davasının zaman aşımı nediniyle reddine,
c-Alınması gereken 341,55.- TL nispi ilam harcından, peşin alınan 170,78.- TL nispi harcın mahsubu ile kalan 170,77.- TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye irat kaydına.
d-Davacının yatırmış olduğu toplam 199,98.-TL harç tutarının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine.
e-Davacının yapmış olduğu 241,30.-TL tebligat-posta gideri, 2.000,00.- TL bilirkişi ücreti, 621,80.-TL keşif giderleri, olmak üzere toplam 2.863,10.-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdir ve tayin edilen 1.431,55.- TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine. Kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
g-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf harcının davalıya İADESİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL nin mahsubu ile bakiye 14,10 TL istinaf harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/03/2021