Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/733 E. 2023/684 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/733 Esas
KARAR NO : 2023/684
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 02/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.03.2018 tarih ve … E., … K. Sayılı kararı ile muris …’ nin 13.02.2007 tarihinde ölümü ile mirasının 1 pay kabul edilerek Hazineye aidiyetine karar verildiğini, murise yönelik yapılan malvarlığı araştırmasında … Bankası … Şubesinden gelen yazıda, bankalarında bulunan mevduat hesabının İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.03.2014 tarih ve … E. Ve … K. sayılı kararına göre mirasçısı olan …’ a 25.04.2014 tarihinde 355.669,83 TL. nin ödenerek kapatıldığının bildirildiğini, söz konusu mirasçılık belgesi incelendiğinde; sahteliği gözle görülecek kadar net olduğunun ortada olduğunu, gerek yazı karakterleri gerekse mühür kısmının küçüklüğü ile ilk bakışta veraset belgesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, murise ait banka hesabındaki parayı sahte mirasçılık belgesine dayanarak ödediğinden davalı banka özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek Hazine zararına sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 355.669,83 TL’nin 25.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Hazine tarafından talep edilen ana para tutarı, Hazinenin arabuluculuk yoluna başvurduğu tarih olan 29.08.2022 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 10.10.2022 tarihinde ödenmiş olup, davanın bu tutar açısından konusuz kaldığını, ancak, dava dilekçesi ile sahte veraset ilamı uyarınca …’a yapılan ödeme tutarı yönünden, 25.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil talebinde bulunulmuş olup, talep edilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini, Türk Ticaret Kanunu’nun 8/1 maddesine göre ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilecek olup, bununla birlikte aynı kanunun 9. Maddesine göre ticari işler açısından kanuni faiz, ana para ve temerrüt faizi konularında ilgili mevzuat hükümleri uygulanmakta olduğunu, ticari işlerde uygulanacak kanuni faiz ve temerrüt faizi ise “3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun” da düzenlenmiş olup, buna göre, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse, faiz oranı yıllık %9 olarak belirlendiğini, bu kanuni faiz olup, avans faizi talebinde bulunulması hukuka aykırı olup, yasal faizi ile birlikte ana para borcu ödendiğinden, bakiye faiz olacağı da bulunmadığını belirterek davacı Kurumuna ana para borcu, Kurumun arabulucuya başvuru tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 359.090,11 TL olarak 10.10.2022 tarihinde ödendiğinden, ödenen tutar yönünden dava konusuz kalmış olup, bu doğrultuda karar verilmesini, dava dilekçesinde belirtilen faiz başlangıç tarihi ve faiz türü hukuka aykırı nitelikte olduğundan davacının bakiye faiz alacağı talebi yönünden davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı bankanın özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek hazine zararına sebebiyet verdiği iddiasına dayalı, davalı bankadan 355.669,83 TL’nin tahsili istemine ilişkindir.
“Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,” karar verildiği aşikardır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde istinaf ilamında da belirtildiği üzere; dava konusu uyuşmazlığın, davalı bankanın sahte olduğu açıkça anlaşılan veraset belgesi ile geride mirasçı bırakmadan vefat eden murisin hesabından para çekerek hesabın kapatılması şeklinde işlemlerin gerçekleştirilmesine izin verdiği gerekçesiyle tazminat talebine ilişkin olduğundan, TTK 4/1-f maddesindeki düzenlemeye göre bankacılık işlemlerinden doğan uyuşmazlıkları açısından İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 2021/5828 Muh sayılı 06/12/2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen 25/11/2021 tarihli 1232 numaralı Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi Kararı uyarınca İzmir İlinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli kılındığı, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin ihtisas mahkemesi olarak belirlenen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla usul ekonomisi ve yargılamanın süratle bitirilmesi ilkeleri nazara alınarak yapılan inceleme neticesinde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davaya konu uyuşmazlığın İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 2021/5828 Muh sayılı 06/12/2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen 25/11/2021 tarihli 1232 numaralı Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi Kararı uyarınca İzmir İli açısından İhtisas Mahkemesinin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği anlaşılmakla, dosyanın ihtisas mahkemesi olan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Yargılama giderlerinin ihtisas mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluklarında, kesin olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.02/10/2023
Katip…
e-imza
Hakim…
e-imza