Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/687 E. 2023/635 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/687 Esas
KARAR NO : 2023/635
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketçe kasko sigortası ile sigortalı olan ve …’e ait… plakalı aracın 17.11.2021 tarihinde … Caddesinde seyir halindeyken yanmaya başladığını, itfaiye ekiplerinin müdahale etmesine rağmen araçta ağır maddi hasar meydana geldiğini, kaza nedeniyle aracın pert niteliğinde hasar gördüğünü ve araç için pert işlemleri uygulandığını, davacı şirket tarafından aldırılan eksper raporu ile tespit edilen 67.000,00 TL hasar bedelinin ödendiğini, davacının, perte çıkan aracın hurda hali ile satışından sovtaj bedeli olarak 5.360,00 TL elde ettiğini, yangın sonrası aldırılan teknik raporda yangının başlangıç noktasının sağ ön far elektrik bağlantısı tesisatı olduğunun belirtildiğini, yangının sigortalı araca 05.10.2021 tarihinde yapılan onarım ve işçiliklerin nizami ve teknik özelliklerine uygun yapılmaması nedeniyle meydana geldiğini, aracın onarımın davalı … İnşaat Turizm Gıda ve Pazarlama San Tic AŞ tarafından gerçekleştirildiğini, davalının hatalı onarım yaparak kazaya sebebiyet verdiğini belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 61,640,00TL’nin ödeme tarihi olan 23.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davada hizmetin yapıldığı ve davalı firmanın bulunduğu İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yanma hadisesi ile davalının söz konusu aracı tamir etmesi arasında illiyet bağı bulunmadığını, 05.10.2021 tarihinde gerçekleşen kaza neticesinde … plakalı aracın davalı firma tarafından onarılarak 01.11.2021 tarihinde araç sahibine teslim edildiğini, söz konusu aracın teslim tarihinden 16 gün sonra 17.11.2021 tarihinde seyir halindeyken yandığının iddia edildiğini, araç sahibinin aracı teslim aldıktan sonra, birkaç gün boyunca İzmir ilinde dolaşıp daha sonrasında ise Çanakkale iline gittiğini, şayet söz konusu yanma hadisesi davacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmiş olsaydı, olayın 16 günlük süreçten çok daha önce gerçekleşmesinin gerekeceğini, aldıkları bilgiye göre, araç davalı firma tarafından onarıldıktan sonra araç sahibi tarafından aküsünün ve iç koltuk kılıflarının değiştirildiğini, bir başka serviste yağ bakımı gibi onarım ve bakımlarının yapıldığını, davacı tarafça sunulan teknik inceleme raporunun tamamen taraflı olduğunu, söz konusu yangının davalının ayıplı hizmeti nedeniyle gerçekleştiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklandığı, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, davalı şirket karşısında davacı şirketin halefi olduğu dava dışı sigortalının tüketici sıfatını haiz olduğu, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca davacı şirketinin halefi olduğu gerçek kişinin tüketici, dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasındaki sözleşme de tüketici işlemi sayılmakla, rücuen tazminat talebi ile ikame edilen iş bu dava açısından Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, uyuşmazlık açısından mahkememizin görevli olmadığı, anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın USULDEN REDDİ İLE, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k. maddesi atfiyla aynı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.15/09/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı