Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/51 E. 2023/36 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/51 Esas
KARAR NO : 2023/36
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

Mahkememize tevzi edilen kıymetli evrak iptali (çek iptali) istemli dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile … arasındaki bahis ilişkisi sebebiyle …’in, müvekkilinin kumar borcuna karşılık yetkilisi olduğu … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine ait; 382.000,00-TL, 490.000,00-TL, 2.005.000,00-TL ve 480.000,00-TL bedelli çekleri tehditle müvekkilinin rızası dışında elinden aldığını ve müvekkiline aldığı çeklere karşılık keşidecisinin ….. Şirketinin olduğu 250.000,00’er TL bedelli …ve … tarihli çekleri verdiğini, müvekkilinin …’e olan borcunu ve keşidecisinin ….. Şirketinin olduğu iki adet çek bedelini ödemiş olmasına rağmen bedeli ödenen çeklerin müvekkiline teslim edilmediğini, 382.000,00-TL ve 490.000,00-TL bedelli çeklerin … tarafından kardeşi …’e ciro edildiğini, müvekkili ve yetkilisi olduğu ….. Şirketi aleyhinde bu çeklerle ilgili icra takibi yapıldığını, Midyat İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açtıkları davanın halen derdest olduğunu, bu çeklerde hamilin … olarak göründüğünü, 2.005.000,00-TL ve 480.000,00-TL bedelli çeklerin hamilinin … olabileceği gibi cirolanmış olmasının kuvvetle muhtemel olması nedeniyle üçüncü kişiler de olabileceğini, çeklerin müvekkilinin rızası dışında tehdit edilmesi sebebiyle elinden çıkmış olmasına ve müvekkiline verilen müşteri çeklerinin bedeli ödenmiş olmasına rağmen mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığını, ibraz süresi gelmeyen çekler hakkında ibraz süresi geldiğinde işlem yapılması ve icra takibine konu edilmesinin oldukça yüksek olduğunu, çeklerle ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, … soruşturma nolu dosyada soruşturma yapıldığını, ödemeden men kararı verilse dahi müvekkili ve şirket aleyhinde ihtiyati haciz kararları alınıp icra takibine geçilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, bu durumun müvekkilinin ticari ve ekonomik itibar kaybına ve mal varlığında eksilmelere neden olduğunu, bu nedenle TTK’nun 757.maddesi gereği ödeme yasağı konulmasına ve TTK’nun 651 ve devamı hükümleri gereği çeklerin iptaline karar verilmesi gerektiğini bildirmiş, dava konusu, şirkete ait çeklerin iptali ile birlikte ödenmesinin önlemesi için ödeme yasağı konulmasına, ihtiyati haciz kararı verilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ilgili banka şube müdürlüklerine müzekkereler yazılarak ibrazı halinde “ihtiyati haciz başvurularına ve icra takiplerine konu edilemez” şeklinde bankalarca şerh düşülmesi ve başlatılan icra takiplerinin tedbiren durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun 818(1/s) maddesinin yollaması ile TTK’nun 759(1) maddesi uyarınca zayi nedeniyle dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
TTK’nun 651. maddesinde; kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişinin senedin iptaline karar verilmesini isteyebileceği, TTK’nun 818(1/s) maddesinde: kıymetli evrakın iptali hakkındaki 750. ile 763. maddelerle 764. maddenin birinci fıkrası ile ilgili poliçeye ilişkin hükümlerin çekler hakkında da uygulanacağı belirtilmiş, TTK’nun 757. maddesinde; iradesi dışında poliçe elinden çıkan kişinin ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebileceği, 758.maddesinde; poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde mahkemenin dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre vereceği, dilekçe sahibinin verilen süre içinde davayı açmaması halinde mahkemenin muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldıracağı, 759.maddesinde; poliçeyi eline geçiren kişinin bilinmemesi halinde poliçenin iptaline karar verilmesinin istenebileceği, iptal isteminde bulunan kişinin poliçe elindeyken ziyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek ve senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlü olduğu, 760.maddesinde; mahkemenin ziyaa ilişkin açıklamaları inandırıcı bulması halinde ilan yolu ile poliçenin belli bir sürede ibrazını aksi takdirde iptaline karar verileceğini ihtar edeceği, 763.maddesinde; poliçenin mahkemeye sunulması halinde iptal talep edene iade davası için süre verileceği, dava açılmadığı takdirde poliçenin iptal talep eden kişiye geri verilerek ödeme yasağının kaldırılacağı, 764.maddesinde; süre içinde poliçenin sunulmaması halinde iptaline karar verileceği düzenlenmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden açıkça anlaşılacağı üzere çek için iptal başvurusunun yasal koşulları; çekin kaybolması veya çalınması gibi ziyaa uğramasına ilişkin bir halin mevcudiyeti ile birlikte ziya anında çekin yetkili hamilinin talepte bulunması ve talep anında çeki eline geçiren kişinin bilinmemesidir. Bir başka deyişle çek iptali davası çekişmesiz yargı işi olup yalnız yetkili hamil tarafından, çekin ziyaa uğraması halleri ile sınırlı olarak, kimde olduğu bilinmediği takdirde ve bu nedenle hasımsız olarak açılabilir.
Dava dilekçesinde; iptali talep edilen çeklerin, davacının rızası dışında tehdit yoluyla hakkında ceza soruşturması yürütülen ve kimliği belirli üçüncü kişi tarafından, davacının elinden alındığı, bir kısım çeklerin ödenmesine rağmen iade edilmediği, bir bölümünün ciro edilerek icra takibine konu edildiği belirtilmiştir.
Dilekçeye ekli sunulan çek örnekleri ile; keşidecisi ….. Şirketi olan dört adet çekin lehtarının davacı, keşidecisi ….. Şirketi olan iki adet çekin ise lehtarının üçüncü kişi şirket olduğu, dilekçedeki anlatıma göre dava konusu çekleri tehdit yoluyla aldığı iddia edilen kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğü, çeklerden ikisinin, soruşturma yürütülen kişi tarafından dilekçede adı belirtilen kardeşine ciro edilerek bu kişi tarafından iki ayrı icra dosyasında icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ile sunulan belge örneklerine göre; dava konusu çeklerin ziyaa uğramadığı, kimin elinde olduğunun bilindiği, rızası hilafına dahi olsa bile davacı tarafından hakkında soruşturma yapılan kişiye verilerek teslim edildiği, çeklerin talep anındaki hamilinin soruşturma yapılan kişiyle dava konusu iki çek yönünden ciro yoluyla devralan ve icra takibi yapan kişi olduğu bellidir. İcra takibine konu çekler dışındaki dava konusu diğer çeklerin üçüncü kişilere ciro edilmesi çeklerin kimin elinde olduğunun bilinmediği anlamına gelmez. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereği; somut dava yönünden kanunda öngörülen hiçbir yasal koşul gerçekleşmemiş olup, davacının, çek iptali istemli davasının dinlenmesi mümkün olmamakla birlikte; çeklerin iadesi, istirdatı ve menfi tespit istemli nitelikte davalar açabilmesi ve talep ettiği ihtiyati tedbirleri ancak bu nitelikteki davalarda talep edebilmesi mümkündür. Bu davanın dinlenebilirliğinin kabulü halinde dahi dava konusu çeklerin kimin elinde olduğu bilindiğinden, TTK’nun 758.maddesi uyarınca davacıya istirdat davası açmak üzere süre verilmesi gerekecektir ki, her halükarda davacının çek iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacının, dava konusu çeklerin iptali istemli dava açmasında hukuki yararının bulunmaması nedeniyle HMK’nun 114(1/h) maddesinin yollaması ile hukuki yarar yokluğuna bağlı olarak HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
İptal başvurusunda bulunan hamil, TTK’nun 757.maddesi uyarınca muhatabın çeki ödemekten men edilmesini isteyebilme yetkisine sahiptir. İptale ilişkin düzenlemelerde yalnız bu nitelikteki bir ihtiyati tedbire yer verildiğinden muhatabın çeki ödemekten men edilmesi dışında iptal davalarında başkaca nitelikte bir ihtiyati tedbir kararına hükmedilemez.
Dava dilekçesinde, ödemeden men kararı dışında, ” ihtiyati haciz kararı alınmaması, bankalara müzekkere yazılarak çeklerin ibrazı halinde ihtiyati haciz başvurularına ve icra takiplerine konu edilemez şeklinde bankalarca şerh düşülmesi, açılan icra takiplerinin durdurulması” konularında da ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de; davanın reddine karar verilmesi nedeni ile TTK’nun 757.maddesi uyarınca talep edilebilecek muhatabın ödemeden men edilmesi konusundaki ihtiyati tedbir isteminin de reddine karar verilmesi gerektiği, bunun yanında diğer ihtiyati tedbir istemlerinin çek iptali davasında talep edilebilir nitelikte bulunmadığı dikkate alınarak davacı tarafın, bütün ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Davanın, hasımsız olması nedeniyle dilekçeler teatisine ve ön incelemeye tabi bulunmadığı gibi basit yargılama usulüne tabi olması nedeniyle ön incelemenin duruşma açılmadan yapılmasının mümkün olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının, dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı ve davanın dinlenmesinin mümkün bulunmamasına bağlı olarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünün de mümkün olmadığı, duruşma açılmasında herhangi bir yarar ve yasal gereklilik bulunmadığı, davacının yasal haklarını dosyanın sürüncemede kalmadan bir an önce kullanabilmesi ile usul ekonomisi gereği dosya üzerinden karar verilmesinin mümkün, gerekli ve yararlı olduğu anlaşılmakla duruşma açılmaksızın dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın ve tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(1/h) maddesinin yollamasıyla HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Dava dilekçesinde talep edilen bütün ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artacak yargılama giderinin HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi….

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …