Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/491 E. 2023/797 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/491 Esas
KARAR NO : 2023/797
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2023
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketine … poliçe numaralı Nakliye Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Nakliyat Otomotiv Sanayi Ticaret Ltd. Şti., … Elektronik Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye ait televizyon, derin dondurucu ve uydu alıcılarının taşınmasını üstlendiğini, sigortalı ile fiili taşıyıcı … ve araç sürücüsü … arasında 15.08.2016 tarihinde 15 adet uydu alıcısı, 30 adet derin dondurucu ve 18 adet televizyon emtiasının …’ya ait … plakalı kamyon ile …’dan …’ya taşınması hususunda anlaşma sağlandığını, davaya konu tarihinde 15 adet uydu alıcısı, 30 adet derin dondurucu ve 18 adet televizyon emtiası …’dan …’ya nakliyesi için … plakalı kamyona yüklenmiş; ancak yük alıcısı … Day. Tük. Mal. Pet. Ür. Paz. San. Tic. Ltd. Şti.’ye 12 adet uydu alıcısı, 12 adet 32” LCD televizyon ve 3 adet 24” LCD televizyon eksik olarak teslim edildiğini, araç sürücüsü davalı …”ın ifade tutanağında 15.08.2016 tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile irsaliyede belirtilen malları …’ye teslim edilmek üzere kamyona yüklendiğini ancak yükün boşalacağı yer olan … Tük. Mal. Pet. Ür. Paz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin … adresine mallar indirildiğinde 12 adet uydu alıcısı, 12 adet 32” LCD televizyon ve 3 adet 24’” LCD televizyon emtialarının eksik olduğunu beyan ettiğini, hasar poliçe teminat kapsamına giren rizikolardan olduğu için, sigorta şirketi tarafından sigorta ettirene hasar bedeli olarak 7.677,96-TL ödendiğini, ödenen bedelden zarardan kusurlu durumda bulunanlara kusuru oranında rücu etme zorunluluğu doğduğunu, davalı tarafların kusur oranı %100 olduğundan rücu bedelinden davalı sorumlu olacağını, davalı kendisine teslim edilen malları zarar ve ziyan gelmeksizin, tam ve eksiksiz şekilde yük alıcısına teslim ile yükümlü iken dikkat ve özen eksikliği sebebiyle gerçekleşen hırsızlık olayı sonucu doğan zarardan kusuru oranında sorumlu olduğunu, zarara sebebiyet veren davalılar hakkında İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup borçluya ödeme emri gönderildiğini, ancak borçlu/davalı ilgili takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek İzmir … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına borçlular tarafından yapılan itiraz haksız olduğundan, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ise davalı borçluya yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanun’un 5. maddesinde de ticari davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanun’da düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar. (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı-İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Öte yandan, HMK’da mahkemenin görevli olması, dava şartları arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında aynen; ”…..davacı … Sigorta Sigorta A.Ş’nin sigortalısı … Otomotiv Şirketi ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; mahkemece davaya Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla bakılması doğru görülmemiştir.
…..” denilerek sigorta şirketi tarafından haksız fiilden kaynaklı olarak kusuru bulunan üçüncü kişiye yöneltilen rücuen tazminat talepleri açısından görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
Yine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 20/09/2016 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında da aynen; ”…..Davacı … Sigorta A.Ş. Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olmasına karşın sigortalısı … isimli gerçek kişidir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir…..” ibarelerine yer verilmiştir.
Somut olayda, davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu, davanın sigorta poliçesinden kaynaklanmadığı, mutlak ya da nisbi ticari davalardan olmadığı tacirler arası haksız fiilin söz konusu olmadığı, bu nedenle davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Davacı vekilinin ile davalı asilin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2023
Katip…
e-imza
Hakim…
e-imzalı