Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/472 E. 2023/806 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/472 Esas
KARAR NO : 2023/806
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2023
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; davalı tarafından müvekkili … aleyhine 3.500 TL bedelli bonoya dayalı olarak İzmir … İcra Dairesi … esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, icra dosyası ve nüfus kayıtları incelendiğinde borçlu olarak gösterilen müvekkili …’ün doğum tarihinin 12.08.2004 olduğunu ve takibe konu bononun düzenlendiği tarih olan 18.07.2022 tarihinde 18 yaşını doldurmamış olduğunun görüleceğini, bu sebeple takibe konu bononun TTK m.670 ve diğer ilgili mevzuat gereğince geçersiz olduğunun açıkça orta olduğunu, TTK m 670’de ‘Sözleşme ile borçlanmaya ehil olan kişi, kambiyo senetleri ile borçlanmaya da ehildir.” denildiğini, Yargıtay kararlarındanda anlaşılacağı üzere müvekkilinin fiili ehliyetinin bulunmamakla beraber velisinin de bu bononun düzenlenmesine muvafakatinin bulunmadığını, dava şartı olması sebebiyle davalı ile yapılan arabuluculuk oturumunda anlaşma sağlanamadığını, davalı alacaklının kötü niyetli olarak açmış olduğu icra takip dosyası ile müvekkili hakkında haciz işlemi uyguladığını ve müvekkiline ait banka hesaplarına haciz koydurduğunu, takibin dava sonuna kadar teminatlı veya teminatsız olarak durdurulmasına, müvekkilinin yaşının küçük olması sebebiyle fiili ehliyetsiz olduğunun tespiti ile davalıya takibe konu bonodan dolayı borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile bonolarda yazılı miktar olan 3.500 TL’nin % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı yana usulüne uygun tebliğ işleminin yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği ve böylece iş bu uyuşmazlığın davalı yanca inkar çerçevesinde savunduğu anlaşılmakla dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 3.500,00 TL asıl alacak ve 148,49 TL işlemiş faizden oluşan toplam 3.648,49 TL alacağın tahsili bakımından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu taraflar arası uyuşmazlığın; davacı aleyhine yukarıda belirtilen şekilde başlatılan icra takibine konu bononun düzenlenme tarihinde davacı yaşının tespiti ile 18 yaşını doldurmadığının tespiti halinde bononun davacı açısından bağlayıcı olup olmayacağının tespiti ile değerlendirilmesine yönelik kambiyodan kaynaklı menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arası uyuşmazlığın yukarıdaki şekilde olduğu anlaşılmakta ise de menfi tespit istemine konu bononun üzerinde “…” ibaresinin bulunduğu görülmekle bu husus tereddüt oluşturduğundan hangi amaçlı olarak verildiği konusunun sorulması üzerine KPSS kursu için verildiğinin belirtilmesi karşısında uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel dosyanın öncelikli olarak dava şartlarından olan görev konusu bakımından değerlendirilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanun’un 5. maddesinde ise ticari davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususlarının yer aldığı, ticari davaların söz konusu yasanın 4/1 maddesinde tanımlandığı, buna göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, buna göre ticari davaların mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında dosyanın değerlendirilmesi sonucu;nın anlaşıldığı, konu bononun TTK’da düzenlendiği görülmekle birlikte mutlak nitelikte ticari davaya sebebiyet vereceği düşünülse bile bononun eğitim amaçlı olarak verildiği anlaşılmakla özel nitelikte yasa olduğu anlaşılan 6502 sayılı yasanın 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının l bendinde aynen “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki İşlemi” şeklinde emredici düzenleme nitelikteki tanımlama göz önüne alındığında taraflar arası ilişkinin tüketici işlemi olduğu kanaatiyle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemeleri tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılarak açılı davanın görevsizliğine yönelik aşağıda belirtilen şekilde usulden redde yönelik karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5-Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/10/2023
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.