Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/467 E. 2023/808 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/467 Esas
KARAR NO : 2023/808
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2023
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi özetle: müvekkili olduğu şirketin reklam ürünleri ticareti gerçekleştirdiğini, Eski Ünvanı … Reklamcılık olduğunu, ünvan değişikliğine ilişkin ticaret sicil gazetesi ilanının dilekçe ekinde olduğunu, müvekkilinin, borçluya da çeşitli tarihlerde reklam ürünleri ve malzemeleri gönderdiğini ve karşılığında çeşitli tarihlerde faturalar kesildiğini, borçlu ile müvekkili arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, zaman zaman borçludan da senet aldığını, davalı borçlu tarafınca bir kısım ödeme yapılmadığını müvekkilinin alacağının bulunduğunu, müvekkili olduğu şirket, alacağın tahsili için İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalı-borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, ancak borçlu davalı herhangi bir borcu olmadığını iddia ederek icra takibine itiraz ettiğini, taraflarınca dava şartı arabuluculuk başvurusunun gerçekleştirilmiş olduğunu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, müvekkili olduğu şirket ile davalı borçlu arasında alışverişler yapılmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından çeşitli tarihlerde mal satışı yapılarak faturalar kesildiğnini, verilen ürünlere karşılık senet alındığını, ancak davalı borçlunun borcunu ödemediğini, müvekkili şirketin resmi muhasebe kayıtlarına ve cari hesaba göre müvekkili şirket ile alacaklı göründüğünü, bu sebeple borçlu davalıya karşı 7 örnek ilamsız icra takibi açıldığını, davalı borçlunun bu takibe haksız yere itiraz ettiğini, borçlunun itirazlarının yerinde olmadığını, davalı tarafın bu belirlenebilir, bilinebilir alacağa kötüniyetli olarak itiraz ettiğini %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle: davacı yan tarafından, müvekkili aleyhine “30/10/2014 tarihli 20.000,00-TL bedelli, 30/11/2014 tarihli 20.000,00-TL bedelli 2 adet “senet” dayanak gösterilerek 7 örnek ilamsız takip başlatıldığını, takip talebinde senet bedellerine ek olarak Yıllık Reskont Avans Faizi(%15,75) işleterek davacının müvekkilinden toplam 79.799,29-TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, İzmir …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlattığını, buna rağmen huzurdaki davada dava esas değerinin yalnızca senetlerin toplam bedeli olan 40.000,00-TL olarak gösterilmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu, davacı yanın esasında icra takibinde talep ettiği alacak miktarınca alacaklı olmadığını kendi eylemleriyle ikrarı niteliğinde olduğunu, icra takibinde neredeyse 2 katı kadar alacaklı olduğunu iddia eden yanın dava değerini yarısı kadar gösterip bunun üzerinden harçlandırma ile talepte bulunması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, işbu takipte bedelinin ödenmesi istenen senetler açıkça zamanaşımına uğradığını ve ayrıca müvekkilinin alacaklı görünen yana herhangi bir borcunun bulunmadığını müvekkiline vekaleten taraflarınca borca ve tüm ferilerine 10/05/2022 tarihli dilekçe ile itiraz edilerek takibin İcra Müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, davacı şirket tarafından huzurdaki dava ile müvekkiline çeşitli tarihlerde faturalar kesildiğini, zaman zaman müvekkilinden senet alındığını müvekkilin davacı şirkete bir kısım ödemeler yaptığını davacı şirket tarafından çeşitli tarihlerde mal satışı yapılarak faturalar kesilmiş olduğu bahisle aynı cari hesap ve fatura ilişkisine dayalı olarak İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyalarıyla da dava açılmış olduğundan derdestlik itirazlarının bulunduğunu, bununla birlikte huzurda açılan işbu itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından usulden reddini talep ettiklerini, esasa ilişkin cevap ve itirazlarını cevap dilekçeleri ile sunduklarını itirazları doğrultusunda açılan davanın esastan reddini talep etmiştir.
Her ne kadar taraflar arası uyuşmazlığın yukarıdaki şekilde oluştuğu anlaşılmakta ise de öncelikle birleştirme konusunun incelenmesi ile incelenecek hususun somut uyuşmazlığa tatbiki ile sonuca gidilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davaların birleştirilmesi başlıklı adı geçen maddenin aynen “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alındığında davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki reklam ürünleri ve malzemeleri alım satımına dair bulunan ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalıya satılan reklam ürünleri ve malzemelerine ilişkin olarak davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, mahkememiz dosyasının dava konusu olan itirazın yöneltildiği ödeme emrine dayanak alacak ile İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının dava konusu olan itirazın yöneltildiği ödeme emrine dayanak alacağın aynı olduğu, yine dosyaların taraflarının aynı olduğu, neticeten dava konusunun ve taleplerin aynı olduğu, buna göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166/4. maddesinde belirtilen şekilde davaların aynı nedenlerden doğduğu ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle davalar arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu, davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse delillerin birlikte değerlendirilmesi ve birbiri ile çelişmeyen hükümlere ulaşılması yanında yargılamanın hızı ve bütünlüğü açısından yarar ve zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca mahkememizin … Esas sayılı dosyasının İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Devam eden duruşmaların olması ve iş yoğunluğu nedeniyle ayrıntısı bir aylık süre içerisinde yazılacak gerekçeli kararda gösterileceği üzere;
1-Mahkememizin … Esas sayılı dosyasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememizin … sayılı Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,
3-Yargılamaya İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 168. maddesi uyarınca nihai kararla birlikte istinaf yolu açık olmak üzere bu aşamada kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı