Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/309 E. 2023/466 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/309 Esas
KARAR NO : 2023/466
DAVA : Limited Şirketin TTK’nun 636(3) Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Feshi Ve Tasfiyesi İstemli
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Limited Şirketin TTK’nun 636(3) Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Feshi Ve Tasfiyesi İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 24/11/1995 tarihinde yapılan ilan ile kurulduğunu, şirket kurucu ortaklarının …, … olduğunu, …’in 29/03/2023 tarihinde vefat ettiğini, şirketin kuruluşunda ilk beş yıl için …’in şirket müdürü olarak seçilmesinden sonra 30/03/2004 tarihli ortaklar kurulu kararı ile on yıl süre ile şirketi temsile yetkili seçildiğini, 13/11/2012 tarihinde ortak …’in ortaklık payını …’e devrettiğini, …’in ölümü ile ortaklık payının mirasçıları …, … ve …’e intikal ettiğini, mirasçıların diğer ortak … ve ailesine karşı tamamen gerçek dışı, uydurma gerekçelerle karakol şikayetleri ve savcılıklara suç duyuruları yapmaya başladıklarını, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … ile … Sayılı Soruşturma dosyalarında Kovuşturmaya yer Olmadığına karar verildiğini, Menderes …Asliye Ceza Mahkemesinde işletmenin kilitlerini değiştirme fiili ile ilgili bir davanın halen görülmekte olduğunu, ortakların bir araya gelip karar alamamaları nedeniyle … Şirketine ait dolabın iade edilmemesinden dolayı ilgili şirketin davacı hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine bu konuda açılan davada, davacının beraat ettiğini, şirketin bir kısım demirbaş ve eşyaları ile davacıya ait şahsi eşyaların … tarafından götürüldüğünü, bununla ilgili davacının suç duyurusunda bulunduğunu, şirket ortaklarının aralarında oluşan husumet nedeniyle bir araya gelerek genel kurul toplantısı yapmalarının ve şirket müdürü seçmelerinin mümkün bulunmadığını, bu durumun kanunda fesih nedenleri arasında sayıldığını, şirket ve ortakların mevcut durumu göz önünde tutulduğunda şirketin gayesini gerçekleştirme amacının ortadan kalktığının aşikar olduğunu, mirasçı ortakların tutum ve davranışlarıyla şirketin aktifinde geri dönüşü olmayacak azalmalara sebep olduklarını bildirmiş, davalı şirketin feshine, şirkete ait mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasına şirketin yönetim ve tasfiye işlemlerinin yapılmasın için kayyım atanmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı şirketi, münferiden temsili ortağın görev süresinin 30/03/2004 tarihinde sona erip 29/03/2020 tarihinde ölümü ile birlikte şirket ortaklarının genel kurul toplantısı yapmadıkları gibi şirket müdürü de seçmedikleri bu nedenle şirketin 30/03/2014 tarihinde itibaren yönetimsiz ve organsız kaldığı, bu nedenle davalı şirketin davada temsil edilmesi imkanının bulunmamasına bağlı olarak davacı tarafa, davalı şirketi bu davada temsil edecek temsil kayyımı atanması için dava açmak üzere yetki ve kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafın, kesin süre içinde dava açmaması nedeniyle temsil kayyımının atanmamış olmasına bağlı olarak davalı tarafça cevap dilekçesi sunulması imkanı bulunmadığı gibi davada temsil edilmesi ve davaya karşı beyanda bulunulması da mümkün olmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 636(3)maddesi uyarınca, haklı sebep iddiasıyla davalı şirketin, feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TTK’nun 636(3). maddesinde; haklı sebeplerin varlığında her ortağın, mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, mahkemenin istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir bir diğer çözüme hükmedebileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
Ticaret sicil kayıt örnekleri ile dosyada toplanan belge örneklerinden; limited şirket niteliğindeki davalı şirketin, 1995 yılında kurucu ortaklar …, … tarafından kurulduğu, ilk beş yıl için ve ardından 30/03/2004 tarihli ortaklar kurulu kararı ile …’in şirketi münferiden temsile yetkili olarak seçildiği, görev süresinin 30/03/2023 tarihinde sona ermesine rağmen şirketin genel kurul toplantılarının yapılmadığı gibi yeni bir müdür seçimi yapılmaması nedeniyle bu tarihten itibaren şirketin organsız kaldığı, 13/11/2012 tarihinde ortak …’in ortaklık payını davacıya devrettiği, ortak …’in 29/03/2023 tarihinde vefat ettiği, …’in ölümü ile ortaklık payının mirasçıları …, … ve …’e intikal etmesine rağmen adı geçen mirasçıların şirket ortaklığına kabulü ile pay defterine kayıtları ile tescil ve ilan yapılması konusunda hiç bir işlemin yapılmadığı, görülmüştür.
Davacı taraf, dava dilekçesinde dile getirtiği haklı sebeplerin varlığı iddiası ile şirketin feshi ve tasfiyesini talep etmektedir. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere şirketi münferiden yetkili ortağın 30/03/2014 tarihinde görev süresi sona ermesine rağmen şirketi temsil edecek yetkilinin seçilmemesi nedeniyle şirket bu tarihten itibaren yönetimsiz kalmıştır. Davacı tarafça ihtiyati tedbir yoluyla şirketin yönetimi için kayyım atanması talep edilmiş ise de mahkememizce verilen 18/04/2023 tarihli kararın gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere yönetim kayyımı atanması isteminin reddine karar verilmiş, temsilsiz kalan şirket hakkında taraf teşkilinin sağlanabilmesi görüp sonuçlandırılabilmesi mümkün olmadığından ön inceleme ve tensip tutanağının 19 nolu ara kararı ile davacı vekiline davalı şirkete temsil kayyımı atanması konusunda iki haftalık kesin süre verilip bu kararın davacı vekiline 29/04/2023 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kesin süre içinde ve ön inceleme duruşmasına kadar bu konuda dava açılmadığı anlaşılmakla davaya devem edilmesi mümkün bulunmadığından davacı vekiline verilen ihtarlı kesin süreye uyulmamış olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcının peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2023
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza