Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/257 E. 2023/427 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/257 Esas
KARAR NO : 2023/427
DAVA :Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/04/2023
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin, davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olan kardeşi …’in ölümü nedeniyle külli halefiyet yoluyla şirkette pay sahibi olduğunu, Muris …’in şirket yönetim kurulu başkanı olmakla birlikte ayrıca tek üyesi de olduğundan ölümüyle birlikte şirketin organsız kaldığını, TTK’nın 410(2). maddesi ve ilgili yönetmelik gereği olağanüstü toplantının yapılabilmesi için mahkemeden izin verilmesi gerektiğini, organsız kalan şirketin tamamlaması gereken birçok iş ve işleminin bulunması, şirkette çalışan işçilerin olması nedeniyle bir an önce genel kurulun toplanmasının ve yönetim kurulunun belirlenmesinin gerektiğini bildirmiş, TTK md. 410(2) uyarınca şirket yönetim kurulunun oluşturulması gündemiyle toplanmak üzere davacıya, genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırma izni verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirket yetkilisi …’in ölmüş olması nedeniyle şirketin organsız kaldığını, bu nedenle İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında kayyum atanması için dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, kayyımın belirlenmesinden sonra gerekli işlemlerin yürütüleceğini, mali müşavir tarafından defter ve kayıtların verilmemesi nedeniyle mirasçıların pay defterine ortak olarak kayıtlarının henüz yapılmadığını, davacının talebine bir diyeceklerinin olmadığını, takdiri mahkemeye bıraktıklarını bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, T.T.K.’nun 410(2) maddesi hükmü çerçevesinde; davalı şirketin, genel kurulunun toplantıya çağrılması istemine ilişkindir.
TTK’nun 410. maddesinin birinci fıkrasında; genel kurulun süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği, ikinci fıkrasında ise; yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olması durumunda mahkemenin izniyle tek bir pay sahibinin, genel kurulu toplantıya çağırabileceği düzenlenmiştir.
Dava dilekçesinin, davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirketin talebe ilişkin beyanlarını dosyaya sunduğu, dosyaya getirtilen ticari sicil kayıt örneğinden şirketi münferiden yetkili ortak …’in vefatından önce görev süresinin 30/10/2022 tarihinde sona ermesine rağmen olağan üstü genel kurul toplantılarının yapılmadığı ve yeni yönetim kurulunun oluşturulmadığı, dikkate alınarak ve TTK’ 410. maddesinde dosya üzerinde karar verilebileceğine ilişkin bir düzenleme yapılmamış olması nedeniyle hukuki dinlenme hakkı göz önünde tutularak, duruşma açılmış ve hüküm kurulmuştur.
Dosyada toplanan deliller ile; davalı şirketin anonim şirket olup, 4.130.000 payından toplam 83 payın dava dışı üç ortağa ait olup kalan 4.129.917 payın vefat eden ortak …’e ait olduğu, şirketin tek yönetim kurulu üyesi ve münferiden yetkilisi olan ortak …’in 06/11/2019 tarihli kararla yetkili seçilip 30/12/2022’ye kadar belirlenen yetkisinin sona ermesine rağmen şirketin yönetim kurulu konusunda seçim yapılmadığı gibi bir genel kurul toplantısının da yapılmadığı, …’in 16/01/2023 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının yarı paylarla davacı ve … oldukları, yetkili ortağın vefatı ile birlikte şirketin gerek olağan gerekse ivedi işlemleri için yetki kullanabilecek bir yöneticinin seçilmediği, şirketin organsız kalması nedeniyle mirasçı … tarafından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görülen davanın 27/02/2023 tarihinde açılmış ve halen derdest olduğu, mirasçıların ortak sıfatıyla pay defterine kayıt talebinde bulunmadıkları, kayıt işleminin yapılmadığı gibi buna ilişkin tescil işlemininde yerine getirilmediği, davacı ile diğer mirasçıya, vefat eden yönetici ortak muristen intikal eden payların müşterek mülkiyete dönüştürüldüğüne veya TTK’nun 477. maddesi uyarınca terekeye temsilci atandığına ilişkin dosyada bir delil toplanmadığı görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20/12/2011 günlü ve 2010/ 5905 esas ve 2011/17291 karar, 02/11/2022 günlü, 2021/3662 esas ve 2022/7682 karar sayılı ilamları ile benzer çok sayıda ilamlarında belirtildiği üzere TTK’nun 477. maddesinde düzenlenen payın şirkete karşı bölünemeyeceği ilkesi gereğince anonim şirketlerde payların, paydaşın ölümü halinde, limited şirketlerin aksine, kendililiğinden mirasçılara intikal etmeyeceği, bunun için öncelikle miras taksim sözleşmesinin yapılması veya Medeni Kanunun 2. maddesi ile bağdaşır şekilde, yazılı taksim sözleşmesine eş değer bir halin varlığının kanıtlanması ve mirasçılarca bu suretle şirkete başvurulması gerektiği, mirasçıların taksim sözleşmesi ve buna eş değer bir halin varlığını gerçekleştirememeleri halinde genel kurul toplantısına katılamayacakları, bu şekilde yapılmış genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olacağı belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve örnek kararlar ile somut olay yönünden çoğunluk pay sahibi ve yönetici ortağın vefatından önce görev süresinin sona erdiği, şirketin müteveffa yöneticinin görev süresinin sona ermesiyle birlikte organsız kaldığı, davacı ve diğer mirasçı …’in 4.130.000 toplam şirket payından 4.129.917 payına el birliği mülkiyeti hükümlerine göre sahip oldukları, TTK’nun 418. maddesinde kanunda veya ana sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı ile toplanacağının, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmayacağının, kararların toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verileceğinin düzenlendiği, TTK’nun 494 (2) maddesinde payların miras, mirasın paylaşımı yoluyla iktisap edilmesi halinde bunların mülkiyetinin ve bunlardan kaynaklanan mal varlığına ilişkin hakların derhal genel kurula katılma haklarıyla oy haklarının ancak şirketin onayı ile birlikte devralana geçeceğinin düzenlendiği, bu düzenlemelere göre borsaya kota edilmemiş nama yazılı ve miras yoluyla mirasçılara intikal eden paylar yönünden el birliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi veya TTK’nun 477. maddesi gereği tüm mirasçıların şirkete karşı olan haklarını kullanmak üzere bir temsilci atamasının yapılması, genel kurul toplantısına katılma ve oy haklarının kullanılması için ise şirketin onayının alınması zorunlu bulunmakla somut olay yönünden; davacı ve dava dışı mirasçının murisin payı yönünden el birliği mülkiyetine sahip oldukları, henüz müşterek mülkiyete dönüştüğüne veya tekereye temsilci atandığına ilişkin davacı tarafça dosyaya bir delil sunulmadığı gibi ortak sıfatıyla mirasçıların pay defterine işlenip tescil işlemininde yapılmasının organ yokluğu nedeniyle mümkün bulunmadığı, yine davacı ve diğer mirasçının genel kurul toplantısına katılması ve oy kullanması konusunda şirket onayının alınmasının şirketteki organ boşluğu nedeniyle mümkün bulunmadığı, şirkete kayyım tayini için açılan davanın henüz sonuçlanmadığı, kayyım tayin edilmesi halinde kayyımın genel kurul toplantısı yapabileceği gibi mirasçıların genel kurul toplantısına katılmaları konusunda onay vermesinin de söz konusu olabileceği, davacı ve diğer mirasçının el birliği mülkiyetini müşterek mülkiyete çevirdikten veya tekeye temsilci atadıktan sonra şirkete karşı haklarını kullanabilecekleri, bu aşamada davacı ve diğer mirasçının genel kurul toplantısına katılma ve oy kullanma hakkının bulunmadığı gibi TTK’nun 410 ve 411. maddelerinde düzenlenen hakları ortak sıfatıyla talep etmelerinin mümkün bulunmadığı, ilgili maddelerde yazılı hakların ancak ortak sıfatını taşıyan kişiler veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından kullanılabileceği dikkate alınarak davanın, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın, aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harcın peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artacak yargılama giderinin HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 410 (1) (son cümlesi) uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı