Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/254 E. 2023/796 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/254 Esas
KARAR NO : 2023/796
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 02/04/2023
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının işletmesine ilişkin elektrik aboneliği nezdinde hatalı ve yasaya aykırı kaçak/usulsüz ektrik kullanımı tespit edildiğini, davacı … … adresinde kurulu Bilgin Baklava isimli işyerini işletmekte olduğunu, söz konusu işletmenin mukim olduğu yerde elektrik dağıtım hizmeti sağlamakta olan … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ile davacı arasında … Tesisat numarasıyla abonelik sözleşmesi yapıldığını, söz konusu elektrik hizmeti aboneliği nezdinde Davalı Şirket tarafından 12/02/2022 tarihinde Kaçak / Usulsüz Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlendiğini, söz konusu tutanak doğrultusunda fatura düzenlenerek toplam olarak 39.518,80 TL bedel tahakkuk ettirildiğini, davacıya fatura tebliğ edilmediğini, davacı fatura miktarını şirket adresinde şirket çalışanlarından öğrenmiş ve davacı tarafından işletmenin elektrik kesintisi tehdidi altında söz konusu bedel 23/02/2022 tarihinde ödendiğini, yine aynı tarih olan 23/02/2022 tarihinde davalı şirkete ödeme sonrasında kaçak tahakkuk itirazı yapıldığını, ancak davalı şirket tarafından bu itiraza herhangi bir yazılı yanıt verilmediğini, davalı şirket tarafından düzenlenen tutanak ve faturalar hem usul hemde hesaplanan bedel bakımından kanunlara ve yönetmeliğe aykırı olduğunu belirterek davacı aleyhine Kaçak / Usulsüz Elektrik Kullanım Tespit Tutanağına istinaden düzenlenen fatura nezdinde tahakkuk ettirilen tutarda borçlu olmadığının tespitine, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıya başvuru tarihi olan 23.02.2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak tarafımıza ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle açılan davanın niteliği bakımından yasanın aradığı süre içinde dava açılmadığını, bu bakımdan davanın zamanaşımı ve hakdüşürücü yönünden reddini talep ettiklerini, davacı kaçak elektrik kullandığını, faturalama işlemi hukuka uygun olduğunu, … adresinde bulunan … tesisat numaralı aboneliğin yerinde yapılan inceleme de “harici hat çekmek” suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilerek Şirketlerince … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlenmiş, tutanağa istinaden … adına … faturalama belge numaralı 39.518,80 TL kaçak kullanım faturası oluşturulduğunu, kaçak kullanım faturası; 12.02.2022 ile kullanıcının abonelik başlangıç tarihi 08.09.2021 tarihleri arası 157 gün için, tesisatın 12,96 kWh kurulu gücü üzerinden, ‘’8” çalışma saat ile çarpılmasıyla, 12,96 x 157 x 8 = 16.277 kWh tüketimin kurul onaylı tarife tablolarındaki ilgili tüketicinin tüketici grubuna ilişkin tek terimli, tek zamanlı aktif enerji ve dağıtım tarifenin 1,5 katı ile çarpılmasıyla, 39.518,80 TL fatura oluşturulduğunu, kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu belirterek davanın usulden reddine, esasa girilecekse yargılama sonucunda haksız açılan davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır. Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Yamanlar Vergi Dairesi Başkanlığı’nın cevabi yazısında; davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu (2.sınıf tüccar) olduğu bildirilmiştir. Buna göre davalının işletme hesabına göre defter tutan ikinci sınıf tüccar olduğu görülmektedir. İkinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Davalının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmüştür.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerektirici nederlerle:
1-Açılan davanın USULDEN REDDİ İLE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı