Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/194 E. 2023/365 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/194 Esas
KARAR NO : 2023/365
DAVA : Tasfiye Memurunun İstifa Bildirimi Ve Yeni Tasfiye Memuru Tayin Edilmesi Talepli
DAVA TARİHİ : 24/02/2023
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan tasfiye memurunun istifa bildirimi ve yeni tasfiye memuru tayin edilmesi talepli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı, dava dilekçesinde; İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı dosyasında; İzmir ili, … ilçesi, … köyü, … mevkii … parseldeki taşınmazın tasfiye edilmesi ile sınırlı olarak ticaret sicilinde kayıt ve ilanına ve ek tasfiye için ticaret siciline tesciline karar verildiğini, tasfiye memuru olarak kendisinin atandığını, sağlık sorunları nedeniyle görevini yerine getiremediğinden istifa ettiğini bildirmiş, bu nedenle yerine yeni tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2017 günlü … esas ve … karar sayılı ilamı ile İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı olup Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilen tasfiye halinde SS … Arsa ve Konut Yapı Koperatifinin adına kayıtlı taşınmazın tasfiye edilmesi ile sınırlı olarak ihyasına, davacının ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesinden sonra sağlık sorunları nedeniyle istifa ettiğini bildiren tasfiye memuru davacının yerine bir başka tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacı … tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek 07.06.2016 tarihinde TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca 26.09.2013 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilen SS … Arsa ve Konut Yapı Koperatifinin adına kayıtlı İzmir ili, … ilçesi, … köyü, … mevkiinde yer alan … parsel sayılı taşınmazının tasfiye edilmesi amacıyla ve sınırlı olarak ihyasına ve bu amaçla sınırlı olmak üzere ek tasfiye işlemleri için ticaret siciline kaydına ve ilanına tasfiye memuru olarak davacı …’ın atanmasına, tasfiye memuruna 4.000-TL ücret verilmesine, ücretin davacı tarafça karşılanmasına karar verilmiş, taraflarca istinaf yoluna gidilmemesi üzerine hüküm 19.10.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Kararın kesinleşmesinden sonra davalı tasfiye memuruna görevinin tebliği konusunda 18.12.2020 tarihinde tebligat yapıldığı, 21.07.2020 tarihinde davacı …’ın, tasfiye memuru olarak atanan …’ın tasfiye memurluğu görevinden 08.03.2018 tarihinde istifa ettiği belirtilerek kendisinin tasfiye memuru olarak atanmasını talep ettiği, dilekçe üzerinde talebin reddine karar verildiğinin belirtildiği, ardından tasfiye memuru olarak atanan …’ın 25.12.2020 tarih havaleli dilekçesi ekinde 14.05.2019 tarihli istifaname örneğini sunarak tasfiye memurluğu görevinden azlini talep ettiği, bu istemi konusunda bir karar verilmediği dosya içindeki getirtilen belge örnekleri ile görülmüştür.
TTK’nun 547(2).maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verilmesi ile birlikte bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayacağı düzenlenmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26.11.2014 günlü, … esas ve … karar sayılı ilamında; davacı tasfiye memurunun, ortaklığı zarara uğratmayacak şekilde, münasip bir zamanda görevini herhangi bir sebeple yapmak istemediği takdirde istifa etmesinin mümkün olup, bu nedenle dava açmasının gerekmemesi nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiği, böyle bir davanın açılabileceği kabul edildiği takdirde ise husumetin ihyasına karar verilen şirkete yöneltilmesinin gerekmesi nedeniyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği, 24.09.2012 günlü … esas ve … karar sayılı ilamında kanunda aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde, tasfiye memurunun istifasının karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran tek taraflı bir işlem olup, sonuçlarını doğurması için ayrıca kabule gerek bulunmadığı, tasfiye memurunun istifa ettiğinin bildirmesi ile birlikte görevinin sona ermiş olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve Yargıtay kararları çerçevesinde her ne kadar davacı tasfiye memurunun istifa niteliğindeki görevden azledilmesi talebini kararı veren mahkemeye bildirmiş olması nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiği düşünülse de, davacı tasfiye memurunun 14.05.2019 tarihli istifasını ve sağlık nedenlerini gerekçe göstererek görevden azledilmesi talebinin kararı veren mahkeme tarafından usulüne uygun düzenlenmiş bir kararla olmasa da, 25.09.2020 tarihli dilekçe üzerinde verilen kararla reddine karar verildiği, kararın bu niteliği ile dahi istinaf edilebilmesinin mümkün bulunduğu, istinaf yolu açık olarak ve yasa yolu gösterilmeden verilen karar nedeniyle talebi reddedilen davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, ancak terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleşmiş olması ve tasfiye memuru değişikliği talebinin, terkin edilen şirketin haklarını ilgilendirir nitelikte olması nedeniyle davanın hasımsız açılmasının mümkün olmayıp, terkin edilen şirketin davalı olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, bunun yanında davacının istifasını bildirmesi yeterli olup, bu konuda verilecek kararı istinaf ederek uyuşmazlığın çözümünün mümkün olup, tasfiye memurunun istifasının kabulü ve yerine bir başka tasfiye memuru atanması talepli bir dava açması konusunda aktif husumet sıfatının bulunmadığı, buna göre davacı tasfiye memurunun somut dava yönünden aktif husumet sıfatı bulunmadığı gibi davanın hasımlı olarak açılması mümkün olup, hasımsız olarak açılmış olması nedeniyle pasif husumet yokluğunun da bulunduğu dikkate alınarak, davanın aktif ve pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın AKTİF ve PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacının yüzüne karşı, HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı