Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/108 E. 2023/178 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/108
KARAR NO : 2023/178

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/02/2023
KARAR TARİHİ : 17/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa …, işvereni …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi işletmesinde 14/01/2022 tarihinde Karnet bölümünde ön açma makinesinden sesler gelmeye başladığını fark etmesi üzerine vardiya amiri dava dışı … ile makineye müdahale ederken, bilinmeyen bir sebeple sağ kolunu makineye kaptırdığını, makinenin kapağı müteveffanın üzerine kapandığını, dava dışı …’ın acil müdahalesine rağmen olay yerinde …’ın vefat ettiğini, müteveffa … işveren …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile davalı sigorta şirketi ile düzenlediği 09/12/2021 başlangıç tarihli … numaralı Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olarak gösterildiğini, teminat süresi içerisinde ölüm rizikosunun gerçekleşmesi nedeniyle davacılar davalı sigorta şirketine poliçe bedelinin tamamının ödenmemesi üzerine arabuluculuk görüşmelerinde başvurduğunu ancak davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir olumlu dönüş olmadığını, oysa ki gerçekleşen kazada, müteveffanın kusuruna bakılmaksızın davalı sigorta şirketi tarafından poliçe teminat bedelinin tamamını ödemesi gerektiğini belirterek 500.000,00-TL teminat bedelinin davacıların miras payı oranında temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu borcun alacaklıya takip sonrasında ödendiğini, davacının davayı açmakta köyü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun… Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesinin …MTS sayılı dosyası,
3-Davacı vekilinin 15/03/2023 havale tarihli beyan dilekçesi,
4-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, davacı şirket tarafından düzenlenen 31/05/2022 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesinin …MTS sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı Sistem 9 Medya Anonim Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 6.085,22-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davacı vekili 15/03/2023 havale tarihli dilekçesi ile dava açıldıktan sonra davalı tarafından ödeme yapılması ve icra dosyasının kapatılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri, icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İzmir Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesine müzekkere yazılarak dosya akıbeti sorulmuş, dosyanın ödeme sebebiyle kapatıldığı mahkememize bildirilmiştir.
Bu aşamada, davanın konusuz kalması hususunda genel açıklama yapılmasında yarar vardır.
İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
Davacı tarafça ikame edilen dava kapsamında talep edilen alacağın davalı tarafça ödendiği, davalı tarafın ödeme yapmak suretiyle davanın haklılığını kabul etmiş olduğu dikkate alındığında, hukuk yargılamasının genel ilkelerinden olan ”Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır.” ilkesi gereğince haksız olduğunu kabul etmiş olan davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağı izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun… Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesinin …MTS sayılı dosyası, davacı vekilinin 15/03/2023 havale tarihli beyan dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın davacı şirket tarafından düzenlenen 31/05/2022 tarihli ve … numaralı fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesinin …MTS sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 6.085,22-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekilinin 15/03/2023 havale tarihli dilekçesi ile dava açıldıktan sonra davalı tarafından ödeme yapılması ve icra dosyasının kapatılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını bildirdiği, İzmir Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesine yazılan müzekkere cevabında icra dosyasına 14/02/2023 tarihinde ödeme yapıldığının bildirildiği, ödemenin dava tarihi olan 10/02/2023 tarihinden sonra gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda davanın konusuz kaldığı, davalının dava açıldıktan sonra ödeme yapması çerçevesinde davacının haklılığını kabul etmiş olduğu, alacağın faturaya dayanması sebebiyle likit mahiyette olduğu ve davalı şirketin icra takibine itiraz etmesi sebebiyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın konusuz kalması sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu alacak miktarı olan 6.575,31-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı Sistem 9 Medya Anonim Şirketinden alınarak davacı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 30,00-TL elektronik tebligat, 69,75-TL posta gideri, 179,90-TL peşin harç, 179,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 459,55-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 6.575,31-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza