Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/97 Esas
KARAR NO : 2023/153
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ‘… Mahallesi … Sokak No… … İzmir adresinde kâin “…– …” isimli taşınmazda dekorasyon yapılması amacıyla davalı yüklenici …. ile 13.01.2021 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, işbu sözleşmenin imzalanmasından ve 160.000-TL avans ödemesinin ardından işin teslim süresinin 50 iş günü olarak belirlendiğini, müvekkilin avans ödemesi olan 160.000-TL’yi … Bankası 14.01.2021 işlem tarihli ve “…– … Mimari Proje Ön Ödeme Tutarı” açıklamalı dekont ile davalıya ödediğini, avans ödemesinin yapıldığı tarihten itibaren davalı-yüklenici tarafından çalışmalara başlanılıp taşınmazın 50 iş gününde teslim edilmiş olması gerekmekte iken sözleşmede yazan 2 ve 3 numaralı işlere hiç başlanmadığını, 1 numaralı işlerin ise eksik ve hatalı olarak yapıldığını, belirterek fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla fazladan ödenen bedel olan 34.936,00-TL’nin ve Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası masrafları olan 1.831,20-TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun olarak çıkartılan tebligatlara rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Açılan dava, taraflar arasındaki davacıya ait taşınmazda dekorasyon yapılmasına ilişkin olarak yapılan sözlü anlaşmaya binaen bulunan ticari ilişki kapsamında davalı tarafından davacıya ait taşınmaza yapılacak dekorasyonun süresinde yapılmaması ve eksik yapılması sebebiyle davacı şirket tarafından davalı şirkete ödenen 34.936,00 TL bedelin davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddeleri anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.
Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle eser sözleşmesi olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır.
Diğer yandan yüklenicinin borçları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 471. maddesinde; ”Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.” şeklinde düzenlenmiş olup, yüklenici olan hekimin de bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere edimini sadakat ve özenle ifa etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunda benzer alanlardaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kuralların esas alınacağı da açıklanmıştır. Yine eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmiş sayılmalıdır. Eserin; sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine ya da işsahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da birkaçının bulunmaması halinde, ayıplı ifa edildiğinin kabulü gerekir. Ayıp, Kanun ya da sözleşme hükümleri gereğince bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Mahkememizce dosya SMMM bilirkişi ve İnşaat Mühendisi bilirkişilere tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 03/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Teknik incelemeler doğrultusunda; Taraflar arasında sözleşmeye ve tespit rapor ile dava dilekçesindeki taleplere göre yapılan teknik değerlendirmede, davalıya ödenmiş olan 160.000,00TL avans değerlendirilerek, 280.000,00TL bedelli 3 kalem halinde yapılacak işin, toplam yapılmayan iş miktarının 158.000,00TL %56,17 kadar olduğu, toplam yapılan iş miktarının 123.300,00TL %43,83 kadar olduğu anlaşılmakla, ayrıca 3.000TL ayıp/kusurlu inşaat işlerinin ve 4.500TL ayıp/kusurlu elektrik işler olmak üzere, toplam 7.500 TL kadar ayıp / kusurlu elektrik ve inşaat imalatlarının bulunduğu belirlenmek suretiyle bu durumda davalıya fazladan ödenmiş miktar, davalının yapmış iş tutarı 123.300,00 TL + 8 : 133,164,00 TL davalının aldığı avans 160.000,00TL olup bu durumda davacı alacağı 160.000,00 TL – 133.164,00TL : 28.836,00 TL olduğu, Bundan başka; toplam: 7.500,0O00TL kadar ayıp/kusurlu imalatların giderim bedeli de ilave edildiğinde davacının toplam alacağı:28-836,00TL+7-500,00TL:36-336,00TL kadar olacağı anlaşılmaktadır. Davacı ise: 34.936,00 TL. talep ettiği görülmüştür. Bu kapsamda ortaya çıkan eksikliklerden dolayı, davalı savunmasının bulunmadığı görülmekle, teknik olarak, davalının sorumluluğunun bulunduğu görüşlerine varılmıştır. Davacı ise, 34.936,00 TL talep ettiği görüldüğünü, bu kapsamda ortaya çıkan aksiliklerden dolayı, davalı savunmasının bulunmadığı görülmekle, teknik olarak davalının sorumluluğunun bulunduğu görüşlerine varıldığını. Mali incelemeler doğrultusunda; Davacı firma kayıtları nezdinde yapmış olduğu inceleme sonucunda, ticari defter ve belgelerin usulüne uygun bir şekilde tutulmakta olduğu, ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun bir şekilde yapılmış olduğu, davacının restaurant işletmecisi olması, davalının ise inşaat ve iç mimarlık konusunda iştigal etmesi, öte yandan sözleşmeye göre davacının işletmesinin tadilat işlerinin yapılması amacıyla aralarında sözleşme imzalamaları nedeniyle davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu, teknik bilirkişinin de değinildiği üzere, yasal ve muavin defter, kayıtlarına göre davacı firma tarafından davalı Burcu Sönmez’e işin yapılması amacıyla 09.10.2021 tarihinde 160.000,00TL avansın ödenmiş olduğu, teknik bilirkişinin de belirttiği üzere, davacının davalıdan 34.936 TL lira alacağının bulunduğu, talebinin ise 34.936 Lira olarak ortaya koyulmuş olduğu, ancak, taahhüt edilen işin yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan 36.936 Liralık davacı alacağının işin bitirilmemesi nedeniyle muhasebe kayıtlarında yer almadığı, davalının defter ve kayıtları da incelenmek istenilmişse de defterlerin nerede muhafaza edildiği konusunda mahkemeye bilgi verilmemesi nedeniyle taraflarınca bu durumun yerine getirilemediği hususlarındaki tespitlerini bildirdiği görüldü.
Dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında davacı şirkete ait … – …” isimli taşınmazda dekorasyon yapılması amacıyla gerçekleştirilen sözlü anlaşma, 13/01/2021 tarihli uygulama sözleşme formu , delil dilekçesi ekinde yer alan dekont sureti, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, davacıya ait ticari defter ve belgeler, bilirkişi heyetinin 03/01/2023 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki davacıya ait …–…” isimli taşınmazda dekorasyon yapılması amacıyla gerçekleştirilen sözlü anlaşmaya binaen bulunan ticari ilişki kapsamında davalı tarafından sözleşme konusu işlemlerin eksik ve ayıplı yapılması sebebiyle davacı şirket tarafından davalı şirkete ödenen 34.936,00-TL -TL bedelin davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 03/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmeye ve tespit raporu ile dava dilekçesindeki taleplere göre yapılan teknik değerlendirmede, 280.000,00TL bedelli 3 kalem halinde yapılacak işin, toplam yapılmayan iş miktarının 158.000,00TL (%56,17) kadar olduğu, toplam yapılan iş miktarının 123.300,00TL (%43,83( kadar olduğu anlaşılmakla, ayrıca 3.000TL ayıp/kusurlu inşaat işleri ve 4.500TL ayıp/kusurlu elektrik işleri olmak üzere, toplam 7.500 TL kadar ayıp / kusurlu elektrik ve inşaat imalatlarının bulunduğu belirlenmek suretiyle bu durumda davalıya fazladan ödenmiş miktarın 36-336,00TL kadar olacağının anlaşıldığı, bu durumun davalının taraflar arasındaki eser sözleşmesinde üzerine yüklenen yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğine delalet teşkil ettiği, davacı şirket tarafından sözleşme gereğince davalı şirkete gönderilen havalenin 160.000,00-TL tutarında olduğu, davalı tarafın yaptığı işin yaklaşık toplam bedelinin (kdv dahil) 133.164,00 -TL olduğu, söz konusu işlerden 7.5000,TL ‘lik kısmın ayıplı olduğu bu kapsamda davacı şirketin davalıdan talep edebileceği alacağının36.336,00TL olduğu fakat davacının 34.936,00-TL’nin tahsilini talep ettiği, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın kabulü ile 34.936,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 2.511,,56 TL harç olmak üzere, 627,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 1.883,66 TL eksik harç ile 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 397,00 -TL tebligat, 36,50-TL elektronik tebligat,15,00-TL dosya masrafı, 627,90-TL peşin harç, 59,30- TL başvurma harcı ve 1.600- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 2.735,70- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı