Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/966 E. 2022/993 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/966 Esas
KARAR NO : 2022/993

DAVA : TTK’nun 235. Maddesi Uyarınca Haklı Sebep İddiası İle Şirket Yetkilisinin Temsil Yetkisinin Kaldırılması İle Şirkete Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 07/12/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022

Mahkememizin … esas sayılı dosyasında açılan yukarıda yazılı davanın tefrik edilerek yukarıdaki esas numarasına kaydedilmesinden sonra dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
DAVA:
Davacılar vekili, … esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı…, davalı … Şirketinin ortakları olup davalı…’nin yönetim kurulu başkanı, davacı …’un yönetim kurulu başkan yardımcısı, davacı …’un ise yönetim kurulu üyesi olduğunu, 28 Eylül 2021 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilan ile… ve …’un şirketi müştereken temsile yetkili kılındıklarını, 08/05/2017 tarihli genel kurul kararı ile…’nin münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına rağmen hiçbir ortağa bankalar nezdinde şirketi borçlandırıcı işlem yapmaya yönelik teminat verme, ipotek tesis etme, kefalet ve borçlandırma yetkisi verilmediğini, davalı şirketin ortağı…’nin soruşturmaya konu olan 13/06/2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile sahte imzalarla şirketin üçüncü kişiler lehine mal alımı için teminat mektubu düzenleme, şirketin herhangi bir kayda bağlı olmaksızın üçüncü kişiler için borçlanabileceği, yükümlülük altına girebileceği ve üçüncü kişiler lehine teminat verebileceği/kefil olabileceğine ilişkin karar alıp notere tasdik ettirildiğini, ardından 15.04.2021 tarihli yine sahte imzalarla oluşturulmuş benzer nitelikte yönetim kurulu kararı aldığını ve yaptığı haksız işlemlerle ortaklarını zarara uğrattığını, bu durumun öğrenilmesinden sonra suç duyurusunda bulunulup tasarrufun iptali davaları açtıklarını, soruşturmada bazı yönetim kurulu kararlarındaki imzaların müvekkillerine ait olmadığının belirlendiğini, davalı…’nin müvekkillerin imzalarını taşımayan sahte yönetim kurulu kararları ile kendi lehine kazanımlar yaptığını ve tasarruf işlemlerinde bulunduğunu, sahte imzalar ile resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve sair suç teşkil eden diğer eylemleri ile şirketi tamamen batırmaya çalıştığını, şirketi iflasa götürecek şekilde batık hale getirdiğini, … Kemer Şubesi nezdinde ipotekler tesis edip teminat mektupları alındığını, alınan teminat mektuplarının…’nin diğer şirketleri lehine kullanıldığını, tüm bu konularda hukuki yollara başvurulduğunu, şirket üzerinde kurduğu hakimiyet nedeniyle şirket muhasebecisinin müvekkillerine belge ve bilgileri aktarmadığını, davalı…’nin bir takım usulsüz işlemlerle şirketin iflasına sebebiyet verecek süreçlere şirketi sürüklediğini ve şirketin organları ve resmi yetkili kişileri arasında iş birliği içerisinde yürümesi gereken yönetimini imkansız hale getirdiğini, …’ya ait olan davalı … Şirketi tarafından, kötü niyetli ve esasen gerçek olmayan bir alacak iddiası ile davalı … Turizm.. Şirketi aleyhine toplam 2.874.603,07 TL cari hesap alacağı için İzmir 12. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyada icra takibi başlatıldığını, alacağın kaynağının dahi belirtilmemiş olup sahte evraklar ile müvekkillerinin rızası hilafına bir takım tasarruf işleriyle sahte alacak olarak oluşturulduğunu, müvekkillerinin takipten haciz ihbarnamesi ile haberdar olmalarına rağmen takibin usule aykırı şekilde kesinleştiğini, davaya konu icra takibinde borçlu ve alacaklı sıfatlarının davalı…’de birleşmesi nedeniyle ve … Şirketi adına sorumluluğunun yerine getirmemesi nedeniyle kötü niyetinin açık olup icra takibinin durdurulması gerektiğini, davalı…’nin şirketi temsil ettiği her dakika müvekkili …’un tüm birikimini, nakdi ve gayrimenkullerini kaybetme tehdidiyle karşı karşıya olup bu sebeple acil olarak şirket ortağı…’nin tüm yetkilerinin kaldırılmasının gerek müvekkili gerekse şirket açısından son derece hayati önem arz ettiğini, TTK’nun 235.maddesi gereği mahkemece yapılacak inceleme süresi içerisinde…’nin sahte yönetim kurulu kararı ile şirketi borca batık hale getirmesinin yanında davacıları cezai ve hukuki anlamda sorumluluk yaratacak durumlar altında bırakma durumunun da mevcut olduğunu, davalı…’nin, şirketin aktiflerini azaltmak ve pasiflerini arttırmak suretiyle şirketin aleyhinde işlemlerde bulunmasının yanı sıra davaya konu icra takibinin kesinleşmesine sebebiyet vermesi, alacağın gerçek olması halinde dahi alacaklı ve borçlunun tek şahısta birleşmiş olması nedeniyle ortada bir usulsüzlüğün olduğunun şüphesiz olması nedeniyle diğer tasarruf işlemleri de göz önüne alındığında şirkete kayyım atanmasının zaruri hale geldiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde icra dosyasına ilişkin işlemlerin şirket adına yürütülebilmesi için bağımsız işlem kayyumu atanmasına karar verilmesi gerektiğini, şirkete ait elektronik tebligat adresinin kimde olduğunun, şirketin evrak işlemlerinin kim tarafından hangi adreste yürütüldüğünün müvekkilleri tarafından bilinmediğini, davalı … Şirketine ait mevcut elektronik posta adresinin iptali ile davacı … tarafından da tebligat takibi yapabileceği şekilde yeni bir elektronik posta şifresinin oluşturulması gerektiğini, şirketin müşterek yetki ile temsil edilmesi nedeniyle müvekkili tarafından icra takibine ilişkin hiçbir işlem yapılamadığını, şirketin varlıklarının icra kanalı ile yok edilme tehlikesi altında olduğunu, bu nedenlerle şirketi temsil noktasında…’nin müştereken temsil yetkisinin kaldırılması ve müvekkili …’un tedbiren şirketi temsil hususunda yetkilendirilmesi gerektiğini bildirmiş, açıklamalar bölümünde dile getirdiği dava konu ve sebepleri sonrasında sonuç ve istem bölümünde tedbiren şirket yetkilisi davalı…’nin müştereken temsil yetkisinin kaldırılması ve davacı …’un şirket temsilcisi olarak yetkilendirilmesine, aksi kanaat halinde borçlandırıcı işlemlere itiraz ve ilgili yasal sürecin yürütülebilmesi için işlem kayyımı atanmasına, davalı …..Şirketine ait elektronik posta adresinin iptali ile davacı … tarafından da tebligat takibi yapabileceği şekilde yeni bir elektronik posta şifresi oluşturulmasına, İzmir 12. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibi dosyasındaki alacak nedeniyle davalı …Şirketinin borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali ile tedbiren durdurulmasına, davalı tarafından yetkisiz bir şekilde sahte imzalarla düzenlenen yönetim kurulu kararlarının varlığı nedeniyle davalı …Şirketi aleyhine yapılacak tüm icra takibi, haciz ve sair işlemlerin durdurulması ve iptaline, davalı … …Şirketi adına davalı…’nin temsil yetkisinin kötü kullanılması nedeniyle ortağı bulunduğu ….. Şirketine davaya konu icra takibi haricinde de herhangi bir borcu olmadığının tespitine, şirketin kötü idaresi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat talebi ile, TTK’nun 235.maddesi gereği davalı…’nin temsil yetkilerinin kaldırılması ile davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında oluşturulan 08/12/2022 tarihli tefrik ara kararı ile tefrikine karar verilen ve yukarıdaki esasa kaydı yapılan bu dosyaya konu dava; davalı…’nin temsil yetkilerinin kaldırılması ile davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Bu davanın tefrik edildiği mahkememizin … esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesindeki anlatım ve sonuç talebe göre; dava dosyasında davaların yığılması söz konusu olup; dava dilekçesindeki gerek konu gerek açıklamalar gerekse ve özellikle sonuç ve istem bölümündeki talepler birlikte değerlendirilerek ve hukuki tavzifin mahkemeye ait olması nedeniyle davacı tarafın, dava konuları ve sonuç talepleri belirlenmiştir. Buna göre; davalardan birinin, dosya ve icra takibi içeriğine göre davalı …Şirketinin, davalı … …Şirketine ve davacı şirket ortaklarının dava dilekçesinde davacı sıfatıyla yer almaları nedeniyle davacıların, davaya konu İzmir 12.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ayrıca bu icra dosyası dışında bir başka borcu bulunmadığının tespiti istemli menfi tespit davası olup bu dava yönünden gerek icra dosyasına konu gerekse icra dosyası dışındaki alacak miktarı belirtilmeksizin ve hiçbir nisbi harç ödenmeden davanın açıldığı, ikinci davanın; şirketin kötü idaresi nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat talebine yönelik dava olup gösterilen bu dava değeri üzerinden dava dilekçesinde harca esas değer gösterilmiş ise de peşin nisbi harcın yatırılmadığı gibi tazminatın kimden talep edildiğinin dilekçede belirtilmemesine rağmen davacıların ortağı olup davalı…’nin ortağı ve yetkilisi olduğu … Şirketi ile ilgili olarak tazminatın davalı…’den talep edildiğinin anlaşılır olduğu, üçüncü davanın ise; konu ve anlatımlar bölümünde açıklamaların yapılmasından sonra sonuç ve talep kısmında her ne kadar temsil yetkilerinin kaldırılması talep edilen davalı…’nin hangi davalı şirketteki temsil yetkilerinin kaldırılması ve hangi davalı şirkete kayyım atanması talep edildiğinin açık ve anlaşılır biçimde gösterilmemesine rağmen dosya kapsamı itibariyle davalı … Şirketindeki temsil yetkilerinin kaldırılarak adı geçen bu şirkete kayyım atanması talebinde bulunulduğu anlaşılır olsa da bu talebe yasal dayanak olarak gösterilen TTK’nun 235.maddesinin kollektif şirketlere ilişkin hüküm olup haklı sebeplerin varlığı halinde şirket temsilcisinin temsil yetkisinin ortağın başvurusu üzerine mahkemece kaldırılabileceğinin düzenlendiği, aynı fıkranın ikinci cümlesinde gecikmesinde tehlike bulunan hallerde mahkemenin temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırarak bu yetkiyi bir kayyıma verebileceğinin düzenlendiği, ilgili hükmün anonim şirketlere ilişkin düzenlemelerde yer almadığı gibi anonim şirketlere ilişkin düzenlemelerin bu maddeye bir atıf da yapmadığı, dava dilekçesinde açıklamalar bölümünde davalı…’nin temsil yetkisinin kaldırılmasının gerekçelerinin açıklanması yanında hem konu bölümünde hem de sonuç ve istem bölümünde menfi tespit davasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi dışında temsil yetkisinin kaldırılması ve … Şirketine kayyım atanması davası yönünden de birden çok ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu gibi bu ihtiyati tedbir talepleri dışında ayrıca TTK’nun 235.maddesinde dayanılarak davalı…’nin ihtiyati tedbir kapsamında değil, diğer davalar gibi ayrı bir paragraf halinde…’nin temsil yetkisinin kaldırılması ve … Şirketine kayyım atanması talebinde bulunulduğu, hatta bu isteme ilişkin kayyım atanması talebinin sonuç ve istem bölümünün ilk paragrafında talep edilen işlem kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemi dışında ayrıca yapıldığı, bunun yanında TTK’nun 235.maddesinin kollektif şirketlere ilişkin hüküm niteliğinde bulunmasına rağmen anonim şirket niteliğinde olan ve bu şirketteki yetkilerin kaldırılması istenilen … Şirketi yönünden 235.maddenin kıyasen uygulanması talebinden de söz edilmediği gibi bu maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde talepte bulunulduğunun da belirtilmediği, mahkememizde yargılaması yapılmasına karar verilen davalar için oluşturulan tensip tutanağında dahi menfi tespit davası yönünden değerlendirilen ihtiyati tedbir talebi dışındaki ihtiyati tedbir talepleri için davacıya açıklamada bulunarak mahkememiz dosyasındaki davalar kapsamında da talepte bulunduklarını bildirmesine göre taleplerin değerlendirilebileceğine karar verildiği, dava dilekçesindeki anlatımlar ve taraflara göre kimden kime talep edildiği belirtilmeyen alacak ve tazminat talepleri dışında sonuç ve talep bölümünde HMK’nun 119(1-ğ) maddesinde düzenlenen açık şekilde talep sonuçlarının dile getirilmiş olması nedeniyle HMK’nun 119(2) maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı, mahkememizce ayrı bir dava olarak değerlendirilen tefrik konusu davanın davacı tarafça aksinin iddia edilmesi halinde veya resen görevli ve kesin yetkili mahkeme tarafından ayrı bir dava olmayıp ihtiyati tedbir istemi olduğuna ilişkin takdirin kesin yetkili mahkemeye ait olmak üzere bu yönde bir takdire ulaşılsa dahi davalı … Şirketinin merkezinin Adıyaman olması nedeniyle bu talep yönünden değerlendirme ve takdirin Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu ve kesin yetki kuralı gereğince bu talep yönünden mahkememizce bir karar oluşturulmasının mümkün bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde; bu konudaki istemin şirket yetkilisi…’nin şirketi temsil yetkisinden azli ile davalı şirkete kayyım atanması talepli dava olduğu kabul edilmiş, menfi tespit ve şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası gibi bu davanın maktu harca tabi nitelikte olup bu dava yönünden de yönünden de bir harç yatırılmadığı, hangi dava yönünden yatırıldığı bilinmeyen yalnız tek bir maktu harç yatırıldığı görülmüştür.
Her ne kadar her üç davaya ilişkin dava, sebepleri aynı veya benzer olsa da, her bir dava farklı hükümleri ve konuları içeren farklı yargılama usullerine tabi olduğu gibi her bir davanın kendine özgü yargılama usulüne göre yargılamasının yapılması dava şartları, ilk itirazlar, hak düşürücü süre, zamanaşımı, husumet gibi hukuki konular yönünden her birinin ayrı ayrı değerlendirilerek her bir talep hakkında ayrı hüküm kurulması zorunludur. Bu kapsamda her üç dava öncelikle görev yönünden değerlendirilmiş, menfi tespit davasının nisbi ticari dava, şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminata ilişkin dava ile davalı…’nin, davalı … Şirketindeki temsil yetkilerinin kaldırılması ve … Şirketine kayyım atanmasına ilişkin davanın mutlak ticari nitelikteki dava olduğu dikkate alınarak, davalar kesin yetki kuralı yönünden değerlendirilmiş, menfi tespit davası yönünden İİK’nun 72.maddesindeki yetki düzenlemesi ile şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemli dava yönünden TTK’nun 561.maddesindeki yetki düzenlemesi nedeni ile kesin yetki düzenlenmesinin bulunmadığı, bu davalarda davalı tarafın yetki ilk itirazında bulunmasının mümkün bulunduğu, buna göre yetkisiz mahkemede dahi her iki davanın yargılamasının yapılabileceği, ancak diğer iki dava yönünden ihtiyati tedbir konusu olmayacak nitelikte olması nedeniyle ve bunun yanında sonuç talep bölümünde talebin ihtiyati tedbir olarak talep edildiğine ilişkin açık ve anlaşılır bir açıklamanın bulunmamasına bağlı olarak TTK’nun 235.maddesine dayanılarak açılan hukuki dayanağının kesin yetkili mahkemece takdir edilmek üzere dava dilekçesinde sonuç ve istem bölümünde ayrı bir dava olarak talep edildiği açık ve anlaşılır olan, haklı sebeple şirket yöneticisinin temsil yetkisinin kaldırılması ve şirkete kayyım atanması talepli davanın HMK’nun 14(2) maddesi uyarınca bir ortağın, ortaklık üyesi bir başka ortağa açacağı davalarda ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olup, bu dava yönünden şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi dışında bir başka mahkeme tarafından yargılama yapılması ve hüküm kurulmasının mümkün bulunmaması karşısında bu davanın diğer davalardan tefrikine karar verilerek mahkememizin bu dava dosyasına ilişkin esasına kaydedilmiş, dava dilekçesindeki menfi tespit davası ile ilgili görülen ihtiyati tedbir talepleri mahkememizce değerlendirilmiş, diğer ihtiyati tedbir taleplerinin şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasına konu nitelikte tedbir talepleri olmadığı, davalı…’nin temsil yetkilerinin kaldırılması ve davalı şirkete kayyım atanmasına ilişkin dava kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, mahkememizde yargılaması yapılan her iki dava kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi talep edilen ihtiyati tedbirlerin türü ve niteliğine göre ancak bu taleplerin tefrik edilen dava kapsamında ve şirket merkezinin bulunduğu yerdeki kesin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu dikkate alınarak bu yöndeki ihtiyati tedbir taleplerinin kesin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle mahkememizce değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir.
Davalı … Şirketinin ticaret siciline kayıtlı şirket merkezi adresinin Adıyaman olmasına bağlı olarak kesin yetki kuralı gereği asıl dosyadan tefrikine karar verilerek bu dosyanın esasına kaydedilen davalı…’nin davalı …Şirketindeki temsil yetkilerinin kaldırılması ile davalı …Şirketine kayyım atanması talepli davanın, ancak asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi mümkün bulunmakla kesin yetki kuralı nedeni ile mahkememiz yetkisiz olup, davalı…’nin yöneticisi olduğu davalı …Şirketinin ticaret siciline kayıtlı adresinin Adıyaman olmasına bağlı olarak Adıyaman 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) kesin yetkili olduğu, HMK’nun 119, 114(1/ç) maddesinde kesin yetki halinin dava şartı olarak sayılıp, HMK’nun 115(1) maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği ve aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı eksikliği halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği dava dilekçesinde davacı tarafça bu dava çerçevesinde ihtiyati tedbir taleplerinde bulunulduğu, bu taleplerin bir an önce değerlendirmesinin yapılması ve görevli ve kesin yetkili mahkeme tarafından dilekçeler teatisinin yapılmasında yarar bulunması nedeniyle bu dava yönünden kesin yetki kuralına bağlı olarak yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Kesin yetkili mahkemenin Adıyaman 4. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olması ve Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1/ç) maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın kesin yetkili ADIYAMAN 4. ASLİYE HUKUK (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
5-Dava dilekçesinde menfi tespit davası yönünden talep edilip mahkememizce değerlendirilen ihtiyati tedbir istemi dışındaki diğer ihtiyati tedbir istemlerinin tefrik edilen dosyayla ilgili olması nedeniyle görevli ve kesin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza