Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/909 E. 2023/408 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/909 Esas
KARAR NO : 2023/408
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın … Bankası … Şubesinden çekmiş olduğu krediye karşılık müvekkilinin eski eşi … ve kardeşi …’a ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi … parsel numarasında kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazın …’ın kredi borcuna karşılık ipotek olarak verildiğini ve müvekkilinin kredi sözleşmesine kefil olduğunu, davalının kredi borcunu ödemediğini, o süreçte müvekkilinin eski eşi üzerine olan taşınmazın satışının icradan düşük fiyata satılmaması için, haricen taşınmazın satıldığını, davalının 110.000 TL kredi borcunun müvekkili tarafından 19.01.2012 tarihinde … Şubesinden … numaralı banka dekontu ile yatırıldığını, kredi borcunun kapanması ile ipoteğin kaldırılması içinde bankaya ipotek fek ücreti olarak 525,00 TL’nin 20.01.2012 tarihinde yine müvekkili tarafından yatırıldığını daha sonra bankadan ipoteğin kaldırıldığına dair yazı verildiğini, müvekkilinin o zamanki evlilik birliği içinde edindiği malını davalının borcu için satmak zorunda kaldığını, davalı …’ın kullanmış olduğu kredisini kapatan müvekkiline ödeme yapmadığı gibi müvekkili tarafından başlatılan icrta takibine konu bu borca da itiraz ettiğini belirterek Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, Haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu alcyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın gerek olayın gelişimine ilişkin açıklamaları gerekse kredi borcuna kendisinin de müteselsil kefil olduğu ve ödeme yaparak kredi borcunu kapattığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın, gerçekte bu krediyi kimin kullandığını, eski eşi ve kardeşinin, kendilerine ait bir taşınmaz üzerine, işbu kredi için neden ipotek konulmasına rıza gösterdiğini bilerek açıklamadığını ve gizlediğini, davacı tarafın, şahsen bu krediye kefil olmadığı gibi kredi borcu kendisinin ödeme yapması sebebiyle de kapanmadığını, söz konusu kredinin, 13.12.2011 tarihinde, … Bankasından gelen 110.000,00 TL’lik ödeme ile davalı müvekkil … tarafından kapatıldığını, ayrıca davacının eski eşi ve kardeşinin, ipotek borçlusu olarak dahil olduğu krediyi, davacının ödediği iddiasının kabulü halinde dahi bu krediyi müteselsil kefil eşi ve kardeşi adına ödediğinin kabulü gerektiği, kaldı ki müvekkil adına bir ödeme söz konusu olmadığını, diğer yandan, her ne kadar dava dilekçesinde, davanın hukuki sebebine ilişkin bir açıklama yer almamakta ise de davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, buna karşın TBK madde 82/1 “sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar” hükmünü içerdiğini, dolayısıyla davacı tarafın böyle bir ödeme yaptığı kabul edilse bile zamanaşımı süresinin öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl olduğu, davacının ödeme yaptığı sırada kimin ne miktarda sebepsiz zenginleştiğini bildiği, bunun için ayrıca bir araştırma ve inceleme yapılmasına gerek olmadığı, dava dilekçesindeki açıklamaların bu hususun davacı tarafından en başından beri bilindiğini ortaya koyduğu, bu nedenle 2 yıllık zamanaşımı süresinin ödeme tarihi olan 19.01.2012 tarihinden itibaren işlemeye başladığı ve takip tarihi olan 2020 ile dava tarihi olan 2021 yılları itibariyle bu sürenin çoktan dolduğunu belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar aksi halde ise cevap dilekçesinde öne sürülen diğer savunmaları kapsamında reddine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Dava davalıya ait bir borcun, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması için ödendiği iddiası ile yapılan ödemenin davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Davaya konu alacak isteğinin dayandığı hukuksal nedenin TBK 77-82 maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğu, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak için istem hakkının, 6098 Sayılı TBK un 82 inci maddesine göre, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın (mülga 818 Sayılı BK un 66. maddesinde bir yıl) her halükarda zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının hüküm altına alındığı, davaya konu olayda, kredi borcunun ödemesinin 20/01/2012 tarihinde gerçekleştirildiği dolayısıyla sebepsiz zenginleşme olgusunu bilen davacının, borcun ödendiği 20/01/2012 tarihinde yapmış olduğu ödemeyi istemesinin mümkün hale geldiği, bu durumda, davacının talep hakkının doğduğu 20/01/2012 tarihinin zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak kabul edilmesi gerekeceğinden, takibin açıldığı 2020 tarihinde yasada öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi tamamlandığından aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının, alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle REDDİNE,
Davacının adli yardımdan yararlanmış olması nedeniyle HMK’nun 339 (1) maddesi uyarınca Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90-TL başvurma harcı ile 179,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Adli yardımdan karşılanan ve 1,00-TL KEP, 37,00-TL elektronik tebligat ücreti olmak üzere toplam 38,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Adli yardım masasından gönderilen 500,00 TL’nin Hazineye iadesine,
Davalı tarafından yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 30.627,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı