Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/894 E. 2023/382 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/894 Esas
KARAR NO : 2023/382
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2022
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracın sahibi olup okul servisi işlettiğini, 22.06.2022 tarihinde davalının maliki olduğu … plakalı otobüs ile müvekkilinin okul servisi olarak işlettiği minibüsü arasında İzmir ili Menemen ilçesi 29 Ekim Mahallesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirketin … plakalı otobüsünün asli ve tam sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracında maddi hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, davalının maliki olduğu … plakalı aracın … Sigorta Şirketince … ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, müvekkilinin maliki olduğu aracın 22.06.2022 tarihinde karıştığı kazada almış olduğu 48.119,12 TL değerindeki maddi hasarın … Sigorta Şirketince karşılandığını, değer kaybına yönelik olarak müvekkiline … numarasıyla hasar dosyası oluşturulduğunu ve poliçe limitleri doğrultusunda müvekkiline 1.880,88 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin müvekkilinin aracındaki değer kaybını karşılamaktan çok uzak olduğunu, müvekkilinin aracının … marka 2021 model, dizel yakıt tipine sahip, 70.953 km’de olduğunu, kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarının zamanında ve yetkili serviste yaptırıldığını, kaza gerçekleşene kadar geçen süre içerisinde aracın değişen herhangi bir parçasının bulunmadığını, kaporta ve boyasında herhangi bir kusur ve çiziğin söz konusu olmadığını, ancak davalı şirketin sürücüsü …’in kusurlu eylemiyle yaptığı kaza sonrası müvekkilinin aracında ciddi oranda değer kaybı olduğunu, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda müvekkilinin aracında yaklaşık 50.000 TL hasar kaydı oluştuğunu belirterek 22.06.2022 tarihindeki maddi hasarlı kazadan kaynaklı müvekkilinin aracında oluşan değer kaybından kaynaklı olarak HMK madde 107 uyarınca şimdilik 200,00 TL belirsiz alacağın kaza tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalı taraftan tazmin ve tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olmamasına bağlı olarak görev yönünden davanın reddinin gerektiğini, davanın, belirsiz alacak davası olarak açılmasının ve dava değerinin belirtilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın oluşumunda idarenin veya idareye bağlı sürücünün bir kusurunun bulunmadığını, davacıya ait servis aracını kullanan sürücü …’nın ehliyetinin bulunmadığını, davacının hızlı ve kontrolsüz şekilde kavşağa girdiğini, gidiş-geliş (bölünmemiş) olan yolda araçlar yan yana geçerken geçişini tamamlamış olan otobüsün sol arka kısmına çarptığını, kazanın meydana gelmesinde davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının aracında hasar gören parçaların yenilenmesi durumunda aracın değerinde kayıp yaşanmayacağının, aksine aracın değerinde artış olmasının bile muhtemel olacağının kabulünün gerekmekte olduğunu, idarenin trafik sigortası tarafından davacıya 1.880,88 TL değer kaybı bedeli ödenerek değer kaybına ilişkin zararının tazmin edildiğini belirterek davanın reddine, her türlü yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Ticari davalar, mutlak ticari davalar nispi ticari davalar ve yalnız bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruptan oluşur.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın yasal düzenlemelerce ticari sayılan davalardır. Bu davalar TTK’nun 4(1) , kooperatifler kanununun 99, İİK’nun 154, Finansal kiralama kanununun 31, ticari işletme lehine kanununun 22. Maddelerinde sayılmış olup, bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava sayılabilmesi için ilgili özel kanunlarda nitelendirilmesi ya da TTK’nun 4(1) maddesinde sayılmış olması yeterlidir.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve tarafların tacir olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Uyuşmazlığın nispi ticari dava sayılabilmesi için bu iki koşulun birlikte varlığı zorunludur.
Üçüncü grup ticari davalar yalnız bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirilen havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu davalar TTK’daki yasal düzenleme gereği uyuşmazlığını bir yanı tacir olmasa dahi bir yanının tacir olması halinde ticari dava sayılmıştır.
6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanununun ikinci maddesi ile değişik TTK’nun 5(1) maddesi gereğince ticaret mahkemesi ticari nitelikli davalara ve çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlendirilmiş olup, buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir.
Somut olayda, davacı tarafın trafik kazası neticesinde yaralandığı ve davalı gerçek şahıslara karşı trafik kazasından kaynaklı manevi tazminat taleplerinin ileri sürüldüğü, uyuşmazlığın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49 vd. maddeleri ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85 vd. Maddelerinde düzenlenen araç maliki ve işletenin haksız fiil sorumluluğuna dayandığı, bu itibarla davanın mutlak veya nispi ticari dava niteliğinin bulunmadığı, davacının tacir olmadığı, uyuşmazlığın ticari hiçbir yönünün bulunmadığı, bu nedenlerle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın çözümü, delillerin değerlendirilmesi ve yargılama görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan görev hususu dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu yasal düzenlemeler, kabuller ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde huzurdaki davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın ve/veya karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin ve ihbar olunanın yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2023
Katip ….
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı