Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/828 E. 2022/861 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/828 Esas
KARAR NO : 2022/861

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Görevsizlik kararı sonrasında mahkememize tevzi edilen dava İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20.07.2016 tarih, 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen OHAL kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan … Kolejinin bağlı olduğu … Koleji İşletmeleri A.Ş.’nin, 670 sayılı KHK.nın 5(3) maddesi uyarınca, faaliyetinin sonlandırılıp Ticaret Sicilinden terkin edildiğini ve tüm hak ve alacakları ile birlikte malvarlığının Hazineye devrolduğunu, aynı kararnamenin 5(1) maddesi uyarınca oluşturulan komisyon tarafından davalı şirketin kapatılan ve terkin edilen şirkete 510.785,63TL borcu olduğunun tespit edilmesi üzerine tahsili için davalı hakkında, davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazın herhangi bir dayanağının bulunmadığını bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirkete yöneltilen davanın hukuki ve yasal hiç bir dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin de dahil olduğu … Şirketler Grubundaki şirketler arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, kararname gereği kapatılıp terkin edilen Özel….. Şirketinin 13.08.2016 tarihinde mühürlenerek kapatıldığını, müvekkili şirketin idari ofisinin kapatılan şirketin ……. Sk. No:……….İZMİR adresinde bulunan mühürlenen bina içerisinde olduğunu, kolejin kapatılma tarihinden itibaren ofise girilemediğini, müvekkili şirkete ait demirbaş ve bilgisayarların bina içerisinde kaldığını ve henüz iade edilmediğini, şirketin datalarına ulaşılamadığını, bu nedenle … Koleji İşl. AŞ. ile ilgili tamamlanması gereken pek çok kaydın müvekkili şirket tarafından tamamlanmasının mümkün olmadığını, karşılıklı mutabakat sağlanamadığı için eksik bilgi ve kayıtlara dayalı olarak tespit edildiği ileri sürülerek müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, şirket kayıtlarında borç görülmesi sebebinin şirket kayıtlarının tamamlanmadan el koyma suretiyle alınmış olmasından kaynaklandığını, müvekkili şirketin terkin edilen şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, olağanüstü hal KHK’leri ile olağanüstü halin süresi dışında uygulaması sürecek kurallar konamayacağını, kapatılma kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu alacağın … Şirketler Grubuna dahil iki şirketin cari hesap ilişkisine dayalı olup likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkar tazminatı talebi yerinde olmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, 20.07.2016 tarih, 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen OHAL kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılarak Hazineye devredilen şirketin, davalıdan olan alacağının tahsili için yapılan icra takibinde, davalı tarafın, borca ve ferilerine ilişkin yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, asliye hukuk mahkemesinde açılmış, yapılan yargılama sonunda 17/02/2022 tarihli kararla görevsizlik kararı verilmiş, kararın taraflarca istinafı sonrasında İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin kesin kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin gerekçeli kararlarında da açıklandığı üzere, davanın halefiyet esasına göre açılmış olması nedeniyle kapatılan şirketin özel hukuk tüzel kişisi tacir, davalı tarafın da özel hukuk tüzel kişisi tacir olması nedeniyle davanın nispi ticari dava niteliğindedir.
6102 s. TTK.nın 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun üçüncü maddesinin birinci fıkrasında davacının arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağı aslını veya onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, eklenmemesi halinde verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde sunulması gerektiği, aksi taktirde dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Dava dosyası içeriğinden, davanın açılmasından önce arabuluculuk yoluna gidilmediğinin anlaşıldığı gibi yargılama sırasında ve dosyanın mahkememize tevzi edilmesine kadar arabuluculuk başvurusu yapıldığına dair bir bildirimin yapılmamış olması nedeniyle davacı tarafa 6325 s. Kanunun 18A/2 fıkrası uyarınca arabuluculuk son tutanağını sunması konusunda 1 haftalık kesin süre verilmesi yoluna gidilmemiştir.
Uyuşmazlık konusu, davaya konu icra takibinde tahsili talep edilen bir miktar para alacağıdır.
Davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan itirazın iptali talepli dava olmasına bağlı olarak ve nispi ticari dava niteliği itibariyle, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olmasına rağmen davacı tarafın, arabuluculuk başvurusu yapmadan doğrudan dava açtığı, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa eklenen 18/A-2 maddesinde dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaması halinde herhangi bir işlem yapmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin amir bir hükümle düzenlenmiş olması karşısında davacı tarafa zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmesi konusunda bir süre verilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınarak; TTK’nın 5/A 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nın 114 (2) ve 115 (2) maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle;
1-7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle, TTK’nın 5/A 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nın 114 (2) ve 115 (2) maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE ,
2-Davacının harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı yararına AAÜT’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan ve altı adet elektronik tebligat giderinden oluşan toplam 44,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvuru ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2022

Başkan….
e-imza
Üye ….
e-imza
Üye …
e-imza
Katip…
e-imza