Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/809 E. 2022/940 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/809 Esas
KARAR NO : 2022/940
DAVA : Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 14/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların terkin edilen … Teknik Elektrik Ve İklimleme Malzemeleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin müdürü ve pay sahibi muris …’in mirasçı olup, şirketin 6102 sayılı TTKnun geçici 7. maddesine istinaden 12.08.2014’te ticaret ünvanı ve işletme kaydının sicilden silindiğini, müteveffanın işlerinin bozulması sebebi ile 2007 yılında fiilen ve fiziken şirketin faaliyetinin son bulmasına rağmen … Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde kaydının münfesih olana kadar açık kalmaya devam ettiğini, … plaka sayılı aracın şirket envaterinde olmasına rağmen tasfiyeden ari tutulmuş ya da unutulmuş olabileceğini, müteveffanın aracı vefat ettiği 2019 yılı Kasım ayına kadar kullanmaya devam ettiğini, mirasçıların aracın şirket adına kayıtlı olup araç üzerinde tasarrufta bulunabilmeleri için TTK’nun 224. ve 445. maddeleri anlamında şirketin ihyasına gerek bulunduğunu bildirmiş, terkin edilen … Teknik Elektrik ve İklimleme Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası ile şirket adına kayıtlı … plaka sayılı aracın noterde devri için şirketin terkinden önceki ortağı müteveffa …’in mirasçısı …’e yetki verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; terkin edilen şirketin 13/12/2000 tarihinde tescilinden sonra 5000 TL olan sermayesini 6103 sayılı kanunun 20. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesinin a) bendi uyarınca 04/04/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, ihtarın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasının ardından yasal süresi içerisinde yanıt verilmemesi nedeniyle 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, davanın TTK’nun 7(15) maddesi uyarınca beş yıllık hak düşürücü yasal süre içerisinde açılmaması nedeniyle süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, terkin işleminin yasal düzenlemelerde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde uygulandığını, ihtara rağmen ilgililerin basiretli tacir gibi bildirimde bulunmaması üzerine terkin sürecinin işletildiğini, adres değişikliklerinin bildirilmemesi nedeniyle kayıtlı adreslerine çıkarılan tebligatların geçici 7. maddenin 4. kısmının a bendi gereği tebliğ edilmiş sayılacağının esas olduğunu, bu konuda müdürlük tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun bulunduğuna ilişkin Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları bulunduğunu, müdürlüğün yasal hasım olup işlemlerde bir kusurunun bulunmaması nedeniyle dava açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile sorumlu tutulmaması gerektiğini, şirket yetkililerinin terkin sırasında devam eden bir dava bulunduğuna ilişkin bir bildirimde de bulunmadıkları gibi bu durumun müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bildirmiş, davanın yasal süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderinden müdürlüğün sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez-… sicil numarasında kayıtlı iken Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından TTK’nun geçici 7. maddesi hükmü uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen … Teknik.. Şirketi adına kayıtlı … plaka sayılı aracın satış ve tasfiyesi işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olarak ihyası istemine ilişkindir.
Davaya konu … Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez-… sicil no’sunda kayıtlı … Teknik.. Şirketinin, 6103 sayılı kanunun 20. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle, TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında, Ticaret Sicil Müdürlüğünce, sicil kaydı 12/08/2014 tarihinde resen terkin edilmiştir.
Dosyaya gelen tescil kayıt örneğinden … plaka sayılı aracın terkin edilen şirket adına tescilli olup kaydının halen devam ettiği görülmüştür.
Terkin edilen şirket, iki ortaklı limited şirket olup ortakları 1/20 payla davacı …, 19/20 payla 15/11/2019 tarihinde vefat eden davacıların murisi …’dir.
Dosyada bir örneği sunulan mirasçılık belgesine göre davacılar terkin edilen şirketin …’in mirasçılarıdır.
Davalı tarafça, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddinin gerektiği iddia edilmiş ise de; TTK’nun geçici 7.maddesinin 15.fıkrasında tasfiye edilmeksizin ünvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığının, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal edeceğinin düzenlendiği, ilgili fıkranın son cümlesinde ise ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceklerinin belirtildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/10/2021 tarih 2021/2387 esas ve 2021/6034 karar sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 13/06/2019 tarih 2020/1657 esas ve 2021/832 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK’nun geçici 7(15)maddesinde 5 yıllık hak düşürücü süre yanında terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının 10 yıl sonra hazineye intikal edeceğinin düzenlenmesi karşısında terkin tarihinden itibaren 10 yıllık süre içinde şirket ortaklarının şirkete ait mal varlığı üzerindeki mülkiyet hakkının devam ettiğinin, bu süre içinde talepte bulunmaları halinde mal varlıklarının tasfiyesi için ihya davası açmaya hakları bulunmasına göre bu sebebe bağlı hak düşürücü sürenin 10 yıl olarak uygulanması gerektiği dikkate alınarak; somut olayda şirketin 12/08/2014 tarihinde terkin edilip dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin sona ermediği anlaşılmakla, davalı tarafın aksi yöndeki iddiası haklı görülmemiş ve davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile; terkin edilen şirketin ortağı …’in 15/11/2019 tarihinde vefat ettiği, buna göre davanın, davacı şirket ortağı … ile birlikte diğer mirasçıları tarafından açılmış olması nedeniyle taraf sıfatı yönünden davanın usul ve yasaya uygun olarak açıldığı, … plaka sayılı aracın terkin edilen şirket adına kayıtlı olduğu, davacıların amacının şirketin ticaret hayatına devamı değil, şirket adına kayıtlı aracın mirasçı sıfatıyla kendi adlarına devredilmesine ve bu nedenle şirket adına kayıtlı aracın tasfiyesine yönelik olduğu, şirket adına kayıtlı aracın tasfiye edilmeksizin davacıların mirasçı sıfatına bağlı olarak kendi adlarına geçişinin mümkün bulunmadığı, buna göre aracın aracın devir ve tasfiyesi ile diğer işlemlerinin yapılabilmesi için terkin edilen şirketin ihyasının zorunlu olduğu ve davanın TTK’nun geçici 7(15) maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı birlikte değerlendirildiğinde; davanın kabulü ile şirketin ihyasına, ihyanın yalnız terkin edilen şirket adına kayıtlı aracın tasfiyesiyle ilgili tüm işlemlerin yapılması amacıyla ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı tutulmasına, aracın satış ve tasfiyesiyle ilgili tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için şirketin terkinden önceki yetkilisi …’in vefatı nedeniyle ve davacıların birlikte yaptıkları dava dilekçesindeki talepleri göz önünde tutularak mirasçı davacı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, atanan tasfiye memuruna mirasçı sıfatı nedeniyle ücret verilmesine yer olmadığına ve kararın ticaret siciline tescil ve ilanına karar vermek gerekmiştir.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olduğu, davacı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediği dikkate alınarak; davalı, yargılama gideri ile sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın kabulü ile; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Merkez … sicil numarasında kayıtlı iken 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince sicil kaydı terkin edilen … Teknik Elektrik ve İklimleme Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin
Sicilde adına kayıtlı … plaka sayılı aracın tasfiyesiyle ilgili tüm işlemlerin yapılması amacıyla ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Sicili’ne tescili ile ihyasına,
2-Tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için davacı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına,
Tasfiye memurunun terkinden önceki vefat eden şirket ortak ve yetkilisinin mirasçısı olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına,
3-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcının peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin harç, 27,00-TL üç elektronik tebligat gideri, 2,00-TL kep reddiyat giderinden oluşan toplam 190,4‬0-TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yokluğunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza