Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/790 E. 2023/202 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/790
KARAR NO : 2023/202

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı … Sigorta Anonim Şirketinin trafik sigortasını düzenlediği … plakalı araç ile, 29.09 2021 tarihinde çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı aracın tam kusurlu olduğunu, müvekkili aracında kaza sonrası eksik ödenen değer kaybının da Yargıtay kararlarına göre kazadan önceki değeri ile kazadan sonraki değeri arasındaki fark oluştuğunu, müvekkili tarafından uzman görüşü raporu alındığını, bu rapora göre değer kaybı tutarının 10.000,00-TL olarak hesaplandığını, bu hizmetleri için 500,00-TL fatura düzenlendiğini, davalının değer kaybını genel şartlara göre yaptığından 1.020,42-TL ödeme yaptığını, bu ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şimdilik 10,00-TL’nin 29.09.2021 ihbar tarihinden 8 iş günü sonrası 12.10.2021 tarihinden itibaren davalı sigortacıdan yasal faiz ile tahsiline karar verilmesini, uzman görüşü ücret bedeli diğer yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin poliçe de yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, delillerin tebliğ edilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete usule uygun başvuru yapılmadığını, başvuran tarafından kesin olarak belirlenmiş bir rakam mevcutken kısmi dava açılmasının kabul edilemeyeceğini, davanın zaman aşımı geçtikten sonra açıldığını, müvekkili şirkete hasar aşamasında başvuru yapıldığını, şirketin piyasa koşulları dikkate alınarak değer kaybına ilişkin 1.020,42-TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketçe bahse konu hasara ilişkin toplam da 5.900,00-TL aracın kasko sigortacısına ödendiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket aleyhine tazminat hükmedilecek olması halinde değer kaybının uzman sigorta eksper tarafından belirlenmesi gerektiğini, ekspertiz ücretine ilişkin bir sorumluluğun bulunmadığını, kusur oranları ile ilgili uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, eksper raporunda ki değer kaybın fahiş olduğunu, değer kaybı hesaplanacaksa ZMMS şartları ekinde ki formüle göre hesaplanması gerektiğini, aracın hasar tarihi ile piyasa değerinin belirlenmesi gerektiği, müvekkili şirketin faizden sorumluluğun sınırlı olduğunu, hasar aşamasın da ödeme yapıldığından zaman aşımı ve gerekçeli itirazlarımız dikkate alınarak haksız davanın reddine, hasar aşamasında ödeme yapıldığını belirterek değer kaybı taleplerin reddine, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu 29/09/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, ödeme evrakları,
3-Hasar dosyası,
4-29/09/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve …. plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 17/02/2023 havale tarihli raporları,
8-Davacı vekilinin 13/03/2023 havale tarihli bedel artırım dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 29/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ne kadar olduğu, hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinden dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 1.020,42-TL değer kaybı bedelinin mahsubu ile bakiye değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi olan 12/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesi, ayrıca uzman görüşü bedeli 500,00-TL’nin yargılama giderleri arasında sayılarak davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır. Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir. Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.). 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir. Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Kara yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır. İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır. Davalı vekili davanın kısmi dava olarak açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından bahisle hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiş olup, yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde kazaya karışan araçların kusur oranlarının, varsa araçta oluşan değer kaybı bedelinin ne kadar olduğunun, alanında uzman teknik bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme neticesinde belirlenebileceği, tarafın teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenebilecek hususları kendi başına belirleyerek dava açmasının kendisinden beklenemeyeceği, kaldı ki davanın kısmi dava olarak açılıp açılmaması noktasında hak sahibinin inisiyatif sahibi olduğu göz önünde bulundurularak, davalı vekilinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin zamanaşımı itirazının ise, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddesinde tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının, ancak, tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağının düzenlendiği, dava konusu trafik kazasının 29/09/2021 tarihinde vuku bulduğu, davanın ise 10/10/2022 tarihinde ikame edildiği, bu kapsamda 2 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Davalı vekilinin, dava açılmadan önce sigorta şirketine usulüne uygun şekilde yapılmış bir başvuru bulunmadığından bahisle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan ekran görüntüsü suretinden de anlaşıldığı üzere dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyasının incelenmesi neticesinde görüldüğü üzere davacı yönünden hasar dosyası açılmış olduğu, hatta davacıya bir kısım ödemede bulunulduğu anlaşılmakla reddine karar vermek gerekmiştir. Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir. Davalı … Sigorta Anonim Şirketine müzekkere yazılarak, … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin, dava konusu 29/09/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı … tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesinin, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evraklarının, yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyasının ve varsa davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtların eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmış, hasar dosyası incelenmiş ve davacı tarafça dava açılmadan önce yapılan başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 11/02/2022 tarihinde 1.020,42-TL değer kaybı ödemesi yapıldığı görülmüştür.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 29/09/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde …. plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, ödeme evrakları, … plakalı araca ait tramer kaydı, ekspertiz raporu, dava dilekçesine ekli fotoğraflar ve sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 29/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek, belirlenen değer kaybı bedelinden davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce davacı tarafa ödenen bedelin mahsubu neticesinde bakiye değer kaybı tazminatı alacağının hesaplanarak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 17/02/2023 havale tarihli raporlarında sonuç olarak; … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 46/2-C ve 56/1-A maddelerini ihlal ettiğini, …’ın maliki olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın bu kazanın oluşumunda atfi kabil kusurunun olmadığını, dava konusu aracın 115.000,00-TL olarak belirlenen kaza öncesi rayiç değerine göre ve kaza sonrası belirlenen 106.500,00-TL rayiç değerine ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının; aracın kaza öncesi rayici ile (115.000,00-TL), onarım sonrası rayiç değeri (106.500,00-TL) arasında ki farktır” kararları göz önüne alındığında ve aracın sağ ön çamurluk, sağ ön kapı, sağ arka kapı ve kaynaklı parça olan sağ marşpiyel onarım ve boya yapılması, hasarın büyüklüğünün tramer kayıtlarında görüleceği sebebiyle ve aracın piyasa koşullarında değer kaybının 8.500,00-TL olabileceğini ancak sigorta şirketinin davacı vekiline 11/02/2022 tarihinde 1.020,42-TL ödeme yapması sebebiyle eksik ödenen değer kaybı bedeli için sigorta şirketinin 7.479,58-TL daha ilave değer kaybı bedeli ödemesi gerektiğini mütalaa etmişlerdir. Davalı vekilinin bilirkişi heyetinin 17/02/2023 havale tarihli raporlarına karşı itirazlarının, kusur durumunun kazaya karışan araç sürücülerinin özgür iradeleri ile belirttikleri ifadeleri esas alınmak suretiyle tespit edildiği, … plakalı araç sürücüsünün anlatımı dikkate alındığında kazanın sürücü …’nun %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiğinin açık olduğu, değer kaybı bedelinin ise mahkememiz ara kararı doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değeri ile kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değeri açısından serbest piyasa araştırması yapılarak ve bu araştırma sonuçlarına raporda somut bir şekilde yer verilmek suretiyle belirlendiği anlaşılmakla reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 13/03/2023 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 10,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 7.479,58-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür. Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde sunulan uzman raporu çerçevesinde fatura bedeli olan 500,00-TL’nin yargılama giderleri arasında değerlendirilerek davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi talep edilmiş ise de, talebe konu raporun davacı tarafın kendi özgür istek ve iradesi ile almış olduğu bir rapor olduğu, halbuki dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru yapıldığında sigorta şirketi tarafından da ekspertiz raporu tanzim ettirildiği, ayrıca yargılama sırasında değer kaybı bedeli yönünden mahkemelerce de rapor alındığı, açıklanan gerekçeler dahilinde davacının, davalı sigorta şirketinin talebi veya mahkememiz ara kararı olmaksızın ya da zorunluluk bulunmamasına rağmen kendi istek ve iradesi ile almış olduğu uzman görüşü raporu bedelinin davalı sigorta şirketine yüklenemeyeceği kanaatine varılmış, davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddi yönünde hüküm tesis edilmiştir. Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu 29/09/2021 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafından şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakları, ödeme evrakları, hasar dosyası, 29/09/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 17/02/2023 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 13/03/2023 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 29/09/2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ne kadar olduğu, hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinden dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 1.020,42-TL değer kaybı bedelinin mahsubu ile bakiye değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi olan 12/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesi, ayrıca uzman görüşü bedeli 500,00-TL’nin yargılama giderleri arasında sayılarak davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davaya konu trafik kazasının sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … yolu üzerinde sağ şeritte seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde dikkatsiz ve tedbirsizce şerit ihlali yaptığı esnada aracının sol yan kısımları ile aynı yön ve istikamette sol şerit üzerinde sollama yapan sürücü İbrahim Korkmaz’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ yan kısımlarına çarpması neticesinde meydana geldiği, kaza neticesinde davacıya ait araçta hasar meydana geldiği, dava konusu aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değerinin 115.000,00-TL, kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değerinin ise 106.500,00-TL olduğu, bu kapsamda araçta oluşan değer kaybının 8.500,00-TL olduğu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa ödenen değer kaybı bedeli olan 1.020,42-TL’nin mahsubu ile davacı tarafça talep edilebilecek bakiye değer kaybı bedelinin 7.479,58-TL olduğu, davacı vekilinin 13/03/2023 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 10,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 7.479,58-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, açıklanan gerekçeler dahilinde davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Değer kaybı bedeli tazminatı talebinin KABULÜNE, 7.479,58-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 13/10/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 510,93-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 80,70-TL harç ile 127,60-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 302,63-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 56,00-TL elektronik tebligat, 4,00-TL posta masrafı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 80,70-TL peşin harç, 80,70-TL başvurma harcı ve 127,60-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.149,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekilinin uzman görüşü raporu bedeli 500,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi talebinin reddine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 7.479,58-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/03/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim….
e-imzalı