Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/774 E. 2022/808 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/774
KARAR NO : 2022/808

DAVA : Ticari Şirkete Yönetim Kayyım Atanması İstemli
DAVA TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirkete Yönetim Kayyım Atanması İstemli dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Merkez – … sicil numarasıyla kayıtlı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı ve temsilcisi olup, şirketin karar defterinin kayıp olması sebebiyle müvekkilinin, şirketi temsil yetkisinin uzatılamadığını, zayi belgesi verilmesi için açılan davanın İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, 29.09.2022 tarihli duruşmada şirketin organsız kalmış olması sebebiyle şirkete kayyım atanması için dava açmak üzere mahkeme tarafından yetki ve süre verildiğini, bildirmiş, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne öncelikle müvekkilinin, kabul edilmemesi halinde resen belirlenecek kişinin kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davacının, ortağı ve süresi sona eren yetkilisi olduğu şirketin zayi olan karar defteri konusunda açtığı zayi belgesi istemli davada davacının, temsilcilik görev süresinin sona ermesi nedeniyle şirketin organsız kaldığı gerekçesi ile şirkete yönetim kayyımı atanması konusunda verilen süre ve yetkiye ilişkin ara kararı uyarınca davacının ortağı olduğu şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkindir.
İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında; davacı, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin zayi olan karar defteri için zayi belgesi verilmesi talepli dava açmış, 29/09/2022 tarihli ara kararı ile şirketin organsız kalması nedeniyle davacı tarafa, davalı şirketi temsil etmek üzere yönetim kayyımı atanması için kesin süre verilmiştir.
TTK’da şirketlere yönetim kayyımı atanması konusunda bir düzenleme bulunmamakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 427(1/4) maddesinde bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması halinde yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir.
Gerek TMK’nun 426.maddesinde düzenlenen temsil kayyımı, gerek 427.maddesinde düzenlenen yönetim kayyımı, gerekse tasfiye halindeki şirketlere tasfiye memuru atanmasına veya değiştirilmesine ilişkin TTK’nun 536 ve 537.maddelerinden kaynaklanan davalarda kayyım veya tasfiye memuru atanması talep edilen şirketin, davalı sıfatı ile dava dilekçesinde gösterilmesi zorunludur.
Somut davaya ilişkin dava dilekçesinde, yönetim kayyımı atanması talep edilen şirket, davalı sıfatı ile gösterilmediği gibi açıklamaların üzerinde yer alan konu başlığında “Şirkete kayyım atanması talebimiz hakkındadır.” sözcükleri başlığı ve içerdiği anlam itibariyle davanın konusunun açıklanmasına ilişkin olup şirketin davalı sıfatı ile gösterildiği anlamını taşımamaktadır.
Dava, davalı sıfatlı bir gerçek veya tüzel kişi gösterilmeden hasımsız olarak açıldığından HMK’nun 124.maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı gibi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca dava açıldıktan sonra, dahili dava yolu ile davanın, taraf sıfatı ile yer alması gereken gerçek veya tüzel kişiye yöneltilmesi ve davaya taraf eklenmesi de mümkün değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2019 tarih, 2019/304 esas, 2019/7377 karar sayılı ilamında ve yerleşmiş çok sayıda benzer ilamlarında da, şirkete yönetim kayyımı atanması davalarının hasımsız açılamayacağına hükmedilmiştir.
Somut olayda; davanın hasımsız olarak açılıp, davalı tarafın yokluğu nedeniyle görülmesi mümkün bulunmadığından, HMK’nun 115(1) maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında resen gözetilmesinin gerektiği göz önünde tutularak; davanın, hasımsız olarak açılmış olması nedeni ile duruşma günü verilse dahi aynı kararın verilecek olduğu, tebligat yapılacak davalı bulunmadığı, HMK’nun 320(1) maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesinin, davacı tarafın derdest davasının sürüncemede kalmaması ve usul ekonomisi yönünden davacı yararına olduğu birlikte değerlendirildiğinde taraf sıfatı yokluğuna bağlı olarak HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın, davalı taraf sıfatının yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından arta kalanın HMK 333 maddes uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/10/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza