Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/748 E. 2023/72 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/748
KARAR NO : 2023/72

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/09/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/08/2021 tarihinde sürücüsü … olan davalı Balçova Belediye Başkanlığına ait … plakalı moloz konteyner taşıma aracının müvekkillerinin eşi ve annesi olan yaya …’ı altına alarak ölümüne sebebiyet verdiğini, kaza sonrasında müvekkillerinin şikayeti sebebiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası ile soruşturma açıldığını, sürücü …’in kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın 1950 doğumlu, evli ve iki çocuk annesi olup ev hanımı olduğunu, ölümüyle birlikte eşi ve çocuklarının destekten yoksun kaldıklarını, müvekkillerinin ölüm nedeniyle psikolojilerinin ve manevi dünyalarının tamamen bozulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili …için 30.000,00-TL, … için 30.000,00-TL ve … için 30.000,00-TL olmak üzere toplam 90.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … ve Balçova Belediye Başkanlığından müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu kazada kusurunun bulunmadığını, kazanın …’ın dikkatsiz ve kusurlu olmasından dolayı meydana geldiğini, maddi tazminat talepleri yönünden alacak kalemlerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Balçova Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacının maddi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığını, dava konusu kazada müvekkiline ait aracı kullanan diğer davalı …’in kusurunun bulunmadığını, soruşturma dosyasının devam ettiğini ve ceza yargılamasının sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacıların talep ettikleri manevi tazminat taleplerinin fahiş miktarda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete 11/05/2021 – 11/05/2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda şahıs başına azami 430.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, müteveffa sebebiyle talep edilen tazminata ilişkin belgelerin eksiksiz bir şekilde müvekkili şirkete iletilmediğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini, sigorta araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu kaza incelendiğinde müteveffa …’ın asli kusurlu olduğunun anlaşıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı Balçova Belediye Başkanlığına ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası,
3-27/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
4-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası,
5-İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı müteveffa …’A ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli,
6-İzmir Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 27/08/2021 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle 27/08/2021 tarihli ölümlü trafik kazası nedeniyle davacılar … TC kimlik numaralı …, … TC kimlik numaralı … veya … TC kimlik numaralı …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin olarak bulunan kayıtlar,
7-Trafik alanında uzman bilirkişinin 24/06/2020 havale tarihli raporu,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 27/08/2021 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası neticesinde davacılar desteği …’ın vefatı nedeniyle davacıların muris …’ın desteğinden mahrum kalıp kalmadıkları, yoksun kalmışlar ise murisin vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalan davacılar açısından destekten yoksun kalma tazminat bedellerinin belirlenmesi ve davacılar açısından belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı bedellerinin kaza tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacı … açısından 30.000,00-TL, davacı … açısından ise 30.000,00-TL ve davacı …açısından 30.000,00-TL olmak üzere toplamda 90.000,00-TL manevi tazminat bedelinin ise kaza tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … ve Balçova Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tazmini ile davacılara verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılarak kazaya karışan araca ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 27/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası ile içeriğinde yer alan kaza anını gösterir kayıtları içerir CD, 27/08/2021 tarihli CD İzleme Tutanağı ve trafik alanında uzman bilirkişinin 07/12/2021 tarihli kusur raporu ve sair deliller göz önünde bulundurularak, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı araç sürücüsü … ile yaya …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 27/08/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 12/12/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak; … plakalı kamyon sürücüsü …’in kazanın oluşumunda kavşak içinden geçen yayaya ilk geçiş hakkını vermeyip dikkatsiz ve özensiz sürüş yaptığından dolayı kazanın oluşumunda etken olduğunu, müteveffa yaya … karşıdan karşıya geçerken akan trafiği yeterince kontrol etmediğinden dolayı kazanın oluşumunda etken olduğunu mütalaa etmiştir.
Mahkememizce 27/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası ile içeriğinde yer alan kaza anını gösterir kayıtları içerir CD, 27/08/2021 tarihli CD İzleme Tutanağı ve trafik alanında uzman bilirkişinin 07/12/2021 tarihli kusur raporu ve trafik alanında uzman bilirkişinin 12/12/2022 havale tarihli raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında asli, davacılar murisi yaya …’ın %25 oranında tali kusuru neticesinde meydana geldiği kabul olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacılar vekilinin 02/02/2023 tarihli 2 numaralı celsede “Biz iki gün önce sigorta şirketi ile maddi tazminat taleplerimiz yönünden sulh olduk, sigorta şirketi tarafından tarafımıza ödeme yapıldı, maddi tazminat daleplerimiz yönünden davadan feragat ediyoruz, manevi tazminat yönünden davamız devam etmektedir, kusur raporuna karşı itirazlarımızı tekrarla talebimiz gibi karar verilmesini talep ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunarak maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat etmiştir.
Feragat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde; ”Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde, davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır, hükmü yer almaktadır.
Davacı tarafından alacağın tahsili sebebiyle maddi tazminat alacağından dolayı davanın konusuz kalması gerekçesiyle davadan feragat edilmiş ise de; feragat davadan feragatta hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. (Bkz. Yargıtay 17 HD nin 2018/5619 esas 2020/3841 Karar sayılı ilamı)
Bu sebeple, davadan sonra sigorta tarafından maddi tazminat alacağının ödenmiş olması nedeniyle, esasen konusuz kalması nedeniyle yapılan feragat nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi, ayrıca yargılama giderinin hükmedilen miktarlara göre belirlenmesi usul ve yasaya uygun olacaktır.
Davacılar vekilinin 02/02/2023 tarihli duruşmada maddi tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketi ile sulh olmaları ve kendilerine ödeme yapılması sebebiyle davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragat yetkisinin bulunduğu, 26/01/2023 tarihli duruşmada da sunmuş oldukları feragat dilekçesini tekrar ettiklerini bildirdiği, davalı vekilinin 26/01/2023 havale tarihli dilekçesiyle tarafları lehine herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmakla, maddi tazminat talepleri yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, feragatin ödeme sebebine dayanması sebebiyle yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi (818 sayılı BK’nun 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve bu tarih itibariyle ülkenin ekonomik koşulları, paranın değeri, dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında asli, davacılar murisi yaya …’ın %25 oranında tali kusuru neticesinde meydana gelmiş olması, kaza neticesinde davacılar murisinin vefat etmiş olduğu göz önünde bulundurularak; davacı …’ın yaklaşık olarak yarım asırlık eşini, davacılar İlker ve İlhan’ın ise annelerini bir trafik kazası neticesinde kaybetmiş olmasının manevi dünyalarında yaratacağı derin elem ve üzüntü gözetilerek davacı İsmail lehine 20.000,00-TL, davacılar İlker ve İlhan lehine ise 15.000,00’er-TL manevi tazminat takdirinin uygun olacağı değerlendirilmiş ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Davalı …’in … plakalı aracın sürücüsü ve davalı Balçova Belediyesinin de … plakalı aracın maliki olduğu gözetildiğinde, davalı … ve davalı Balçova Belediyesi yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi olan 27/08/2021 tarihi itibariyle gerçekleştiği izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde davalı Balçova Belediye Başkanlığına ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası, 27/08/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı soruşturma dosyası, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı müteveffa …’A ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, İzmir Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 27/08/2021 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle 27/08/2021 tarihli ölümlü trafik kazası nedeniyle davacılar … TC kimlik numaralı …, … TC kimlik numaralı … veya … TC kimlik numaralı …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin olarak bulunan kayıtlar, trafik alanında uzman bilirkişinin 24/06/2020 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın 27/08/2021 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası neticesinde davacılar desteği …’ın vefatı nedeniyle davacıların muris …’ın desteğinden mahrum kalıp kalmadıkları, yoksun kalmışlar ise murisin vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kalan davacılar açısından destekten yoksun kalma tazminat bedellerinin belirlenmesi ve davacılar açısından belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı bedellerinin kaza tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacı … açısından 30.000,00-TL, davacı … açısından ise 30.000,00-TL ve davacı …açısından 30.000,00-TL olmak üzere toplamda 90.000,00-TL manevi tazminat bedelinin ise kaza tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … ve Balçova Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tazmini ile davacılara verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında asli, davacılar murisi yaya …’ın %25 oranında tali kusuru neticesinde meydana geldiği, kaza neticesinde davacıların …’ın desteğinden mahrum kaldıkları, davacılar vekilinin 02/02/2023 tarihli duruşmada maddi tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketi ile sulh olmaları ve kendilerine ödeme yapılması sebebiyle davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragat yetkisinin bulunduğu, 26/01/2023 tarihli duruşmada da sunmuş oldukları feragat dilekçesini tekrar ettiklerini bildirdiği, davalı vekilinin 26/01/2023 havale tarihli dilekçesiyle tarafları lehine herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, manevi tazminat talepleri yönünden ise açıklanan gerekçeler dahilinde davacı İsmail lehine 20.000,00-TL, davacılar İlker ve İlhan lehine ise 15.000,00’er-TL manevi tazminat takdirinin uygun olacağı kanaatiyle, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE,
a)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 15.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı Balçova Belediyesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 15.000,00-TL manevi tazminat bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 15.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı Balçova Belediyesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 15.000,00-TL manevi tazminat bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
c)Davacı …yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 20.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı Balçova Belediyesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 10.000,00-TL manevi tazminat bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.415,50-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 310,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.104,68-TL karar ve ilam harcının harcın davalılar … ile Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 99,00-TL elektronik tebligat, 126,00-TL tebligat, 3,00-TL (KEP) posta masrafı, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.028,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 564,84-TL’sinin davalılar … ile Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen tahsili alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 310,82-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 391,52-TL harcın davalılar … ile Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen tahsili alınarak davacılara verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden; davalı … ve davalı Balçova Belediyesi ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi lehine vekalet ücreti takdirine yer ve gerek olmadığına,
7-Manevi tazminat yönünden;
a)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
c)Davacı …kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
d)Davalılar … ve Balçova Belediyesinin kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve Balçova Belediye Başkanlığına verilmesine,
e)Davalılar … ve Balçova Belediyesinin kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve Balçova Belediye Başkanlığına verilmesine,
f)Davalılar … ve Balçova Belediyesinin kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve Balçova Belediye Başkanlığına verilmesine,
8-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.640,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak 738,90-TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen, 901,10-TL’sinin davalılar … ve Balçova Belediye Başkanlığından müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı Balçova Belediyesi vekili yüzüne karşı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2023

Katip …
e-imza
¸

Hakim ….
e-imza
¸

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.