Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/727 E. 2023/281 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/727 Esas
KARAR NO : 2023/281
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … Granit Ticareti isimli ticari işletme ile davalı …’in sahip olduğu …. Mermer Granit isimli firma arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, 03/11/2023 tarih ve 0269 sayılı düzenlenen 20.703,10-TL fatura karşılığı ödeme yapılmadığını, davacının çabaları sonuç vermediğini ve ödenmeyen fatura alacağı yönüyle Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığını, genel haciz yoluyla başlatılan takip borçlunun 01/12/2021 tarihli itirazı ile durdurulduğunu, davalının tüm itirazlarının yersiz olduğunu, takibin yetkiye de itiraz ettiğini belirterek Borçlu hakkında Menderes İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı, takip çıkışı 26.343,99 TL olan takibe yaptığı itirazının iptaline ve icra takip dosyasının devamına, davalı borçlunun takip konusu alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesi ve ayrıca kötü niyeti açıkça ortada olduğundan %10 para cezası verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Öte yandan, HMK’da mahkemenin görevli olması, dava şartları arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Davanın ticari dava olup olmadığı bakımından davalının işletmesi bulunup bulunmadığı, işletmesinin ticari işletme vasfında olup olmadığı ve bu itibarla davalının tacir sayılıp sayılamayacağının tespiti için 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11. maddesi ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesi kapsamında esnaf işletmesi için ön görülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için Kütahya Vergi Dairesi Başkanlığı’na yazılan müzekkereye gelen yazı cevabında, …’in 05.02.2018 işe başlama 29.02.2020 diğer terk tarihli Simav Vergi Dairesi Müdürlüğünün Taş Ve Mermerin Kesilmesi, Şekil Verilmesi Ve Bitirilmesi (Doğal Taşlardan, Mermerden, Su Mermerinden, Travertenden, Kayağantaşından Levha/Tabaka, Kurna, Lavabo, Karo, Kaldırım Taşı,Yapı Taşı, Mezar Taşı, Vb. İmalatı Dahil, Süs Eşyası Hariç) faaliyetinden dolayı gerçek usul mükellefi olduğu, gelir vergisinden muaf olmadığı, 2. sınıf tacir sıfatıyla gerçek usulde ticari kazanç mükellefi olarak, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, beyan etmiş olduğu 2019 takvim yılı gelir vergisi beyannamesi işletme hesabı özetinde, dönem başı mal mevcudunun 24.365,86.-TL, dönem içinde satın alınan emtia tutarının 0,00.-TL, elde edilen hasılatının ise 0,00.-TL olduğu, Simav Vergi Dairesi Müdürlüğünce …’in 2020 takvim yılı için beyanname vermediğinden ilgili dönem takdire sevk edilmiş olup, komisyon kararında vergiye esas kazancının olmadığına karar verildiği, adı geçen mükellefin işletme hesabı esasına göre defter tuttuğundan, BA/BS formları verme yükümlülüğünün bulunmadığının bildirildiği, Mülga 6762 sayılı TTK’nun 1463.maddesine göre Bakanlar Kurulunca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf-tacir ayrımının nasıl yapılacağına dair Ticari işletme ile esnaf işletmesinin arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği üzere Tacir-esnaf ayırımı ise Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan, gayri safi hasılatı çerçevesinde davacının gelirlerinin esnaf sınırını aşmadığı dolayısıyla tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, davacının 6102 sayılı TTK 11. maddesi ve 213 s. Vergi Usul Kanunu’nun 177. mad. kapsamında kapsamında esnaf işletmesi için ön görülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin bulunmadığı, tacir sıfatı olmadığı, tarafların ticari işletmesi ile ilgili nisbilik de bulunmadığı, uyuşmazlığın ticari olduğundan bahsedilemeyeceğinden mahkememizin iş bu dava açısından görevsiz olduğu, 6100 s. HMK. 2. maddesinde düzenlendiği üzere dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmaması durumunda Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, usul ekonomisi nazara alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi yollamasıyla 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 4. H.D. 2022/5747 E.-2022/9478 K.,Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4.H.D. 2019/377 E.-2019/322 K.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
13/04/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı