Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/693 E. 2023/213 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/693 Esas
KARAR NO : 2023/213
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.03.2018 tarih ve … E., … K. Sayılı kararı ile muris …’nin 13.02.2007 tarihinde ölümü ile mirasının 1 pay kabul edilerek Hazineye aidiyetine karar verildiğini, murise yönelik yapılan malvarlığı araştırmasında … Bankası … Şubesinden gelen yazıda, bankalarında bulunan mevduat hesabının İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.03.2014 tarih ve … E. Ve … K. sayılı kararına göre mirasçısı olan …’a 25.04.2014 tarihinde 355.669,83 TL. nin ödenerek kapatıldığının bildirildiğini, söz konusu mirasçılık belgesi incelendiğinde; sahteliği gözle görülecek kadar net olduğunun ortada olduğunu, gerek yazı karakterleri gerekse mühür kısmının küçüklüğü ile ilk bakışta veraset belgesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, murise ait banka hesabındaki parayı sahte mirasçılık belgesine dayanarak ödediğinden davalı banka özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek Hazine zararına sebebiyet verdiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 355.669,83 TL’nin 25.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hazine tarafından talep edilen ana para tutarı, Hazinenin arabuluculuk yoluna başvurduğu tarih olan 29.08.2022 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 10.10.2022 tarihinde ödenmiş olup, davanın bu tutar açısından konusuz kaldığını, ancak, dava dilekçesi ile sahte veraset ilamı uyarınca …’a yapılan ödeme tutarı yönünden, 25.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil talebinde bulunulmuş olup, talep edilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini, Türk Ticaret Kanunu’nun 8/1 maddesine göre ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilecek olup, bununla birlikte aynı kanunun 9. Maddesine göre ticari işler açısından kanuni faiz, ana para ve temerrüt faizi konularında ilgili mevzuat hükümleri uygulanmakta olduğunu, ticari işlerde uygulanacak kanuni faiz ve temerrüt faizi ise “3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun” da düzenlenmiş olup, buna göre, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse, faiz oranı yıllık %9 olarak belirlendiğini, bu kanuni faiz olup, avans faizi talebinde bulunulması hukuka aykırı olup, yasal faizi ile birlikte ana para borcu ödendiğinden, bakiye faiz olacağı da bulunmadığını belirterek davacı Kurumuna ana para borcu, Kurumun arabulucuya başvuru tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 359.090,11 TL olarak 10.10.2022 tarihinde ödendiğinden, ödenen tutar yönünden dava konusuz kalmış olup, bu doğrultuda karar verilmesini, dava dilekçesinde belirtilen faiz başlangıç tarihi ve faiz türü hukuka aykırı nitelikte olduğundan davacının bakiye faiz alacağı talebi yönünden davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.03.2018 tarih ve … E., … K. Sayılı kararı ile muris …’nin mirasının 1 pay kabul edilerek Hazineye aidiyetine dair kararına aykırı hareket ettiği iddiası ile davalı bankadan 355.669,83 TL’nin 25.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir.
TTK nun 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
TTK nun 4. maddesinde ise, ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin, … her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda … ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi sayılacağı hükmü düzenlenmiştir.
TTK nun 11. maddesinde, ticari işletme esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmeler olduğu düzenlenmiştir.
TTK nun 12. Maddesinde de, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir deneceği, TTK nun 16/2. maddesinde ise, devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eli ile işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememize alacak isteminde bulunan davacı Hazine ve Maliye Bakanlığının bu kapsamda tacir sayılmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TTK nun 4. Maddesinin 1. Fıkrasının a,b,c,d,e,f bentlerinde sayılan, TTK ve diğer kanunlarda düzenlenen hususlardan doğmadığı, bu nedenle davanın ticari dava niteliğinde olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin genel yetkili asliye hukuk mahkemeleri olduğu, HMK 114/1-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartı olup, yine HMK nun 115/1 maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı, düzenlenmiş olup, iş bu yasal düzenlemeye göre uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, davanın görev yönünden dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar, HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı