Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/687 E. 2022/929 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/687
KARAR NO : 2022/929

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

Mahkememizin … Esas sayılı 2021/819 Karar sayılı kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı ile bozularak mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmakla yeniden yapılan açık yargılamanın sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 06/08/2015 tarihli ve 5716-1 sayılı kurul kararı ile standart sözleşme, perakende satış sözleşmesi düzenlenildiğini, müvekkili 2019 yılı yaz başından bu yana elektrik kullanmakta iken, tarafına herhangi bir fatura tanzim edilmediğini, müvekkilinin kendiliğinden davalı şirketin veznelerine başvuruda bulunduğunu ve faturaların akıbetini araştırdığını, bunun üzerine müvekkiline davalı şirket tarafından 42.329,85-TL tutarlı tesisat cari hesap borç dökümü çıkartıldığını, ayrıca müvekkilinin sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini, yeni abonelik tesis edilebilmesi için de yeniden sözleşme imzalaması gerektiğinin belirtildiğini ve müvekkili halihazırda yeni sözleşme tanzim etmediği için davalı nezdinde hukuken geçerli bir aboneliğinin kalmadığının bildirildiğini, müvekkilinin davalıdan aboneliğinin hangi gerekçelerle feshedildiğinin tarafına bildirilmesini yazılı olarak talep ettiğini ancak cevap alamadığını, müvekkilinin bu aşamada borçlu duruma düşmemek adına çıkartılan borç bedelini de ödediğini, sözleşmenin feshedilmesi aşamasında müvekkiline herhangi bir yazılı ihtarda da bulunulmadığını, davalı tarafça müvekkiline çıkartılan borç bedelinin de fahiş olduğunu ve farazi olarak hesaplandığını, bu nedenlerle … tesisat numarasına ait abonelik sözleşmesinin haksız fesih edildiğinin, feshin geçersizliğinin ve sözleşmenin halihazırda geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ile, müvekkilinden fazla tahsil edilen ve davalıya ödenen önceki yıllardaki tüketim endeksleri mukayese edilerek hesaplanacak belirsiz alacak tutarının şimdilik 15.000,00-TL olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddinin gerektiğini, dava dilekçesindeki “Abonelik Sözleşmesine” ait 1 nolu talep yönünden perakende satış sözleşmesinin tarafı olan … Elektrik Perakende Satış A.Ş.’ne husumet yöneltilmesi Gerektiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12.09.2012 tarihli toplantısında; dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin, dağıtım şirketleri tarafından 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan “Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar” kabul edilerek 27.09.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığını, EPDK’nın bu kararı sonrası İzmir ve Manisa illerinde faaliyet göstermek üzere … Elektrik Perakende Satış A.Ş.’nin kurularak 13.12.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek kuruluş işlemlerinin tamamlandığını ve 01.01.2013 tarihinden itibaren bu şirketin perakende satış faaliyetini sürdürmekte olduğunu, bu çerçevede davacının abonelik sözleşmesine ilişkin işlemin müvekkil! … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin faaliyet konuları arasında olmadığını, bu yüzden aboneliğin feshine ilişkin talebin tarafının … Etektrik Perakende Satış A.Ş. olduğunu, nitekim davacı tarafın dosyaya sunduğu perakende satış sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin tarafının … Elektrik Perakende Satış A.Ş. olduğunun görüleceğini, davacının elektrik faturası gelmeyince müvekkil şirketin veznesine geldiği yönündeki ifadesinin de doğru olmadığını, zira müvekkil şirketin veznesinin bulunmadığını, bu yüzden davanın dava dilekçesindeki 1 nolu talep yönünden husumet sebebiyle reddini talep ettiklerini, davacının, … Elektrik Perakende Satış A.Ş.’ne olan borcu sebebiyle kesilen elektriğini, mührü sökmek suretiyle birden fazla kere kaçak elektrik kullandığını, bu nedenle davaya konu faturaların tahakkuk ettirildiğini, davaya konu edilen … seri nolu ve 40.793,00 TL, … seri nolu ve 686,80 TL, … seri nolu ve 4.985,10 TL’lık faturaların kaçak elektrik kullanım faturaları olduğunu, davacı …’a ait … tesisat nolu aboneliğin enerjisinin … Elektrik Perakende Satış A.Ş’ne olan borcundan dolayı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 35. Maddesi gereği görevli tedarik şirketinin bildirimi üzerine kesildiğini, kesilen elektrik enerjisinin mühür sökerek tekrar bağlanması üzerine …- … – … – …ve … nolu kaçak elektrik faturalarının tahakkuk ettirildiğini, daha sonra belirtilen tesisatta 2018 yılı yaz dönemi sayaç okumasının yapılamadığını, ardından 23.08.2019 tarihinde dava konusu edilen … seri nolu ve 40.793,00 TL . tutarındaki faturanın mühür sökerek kaçak elektrik kullanımı sebebiyle düzenlendiğini, bu faturanın ardından 26.08.2019 tarihinde tekrar mühür sökerek enerji kullanıldığı gerekçesiyle … seri nolu ve 686,80 TL tutarındaki faturanın düzenlendiğini, 23.09.2019 tarihinde tekrar aynı aboneliğe gidildiğinde mühür sökülerek kaçak elektrik kullanımı yapıldığının belirlenmesi üzerine bu kere … seri nolu ve 4.985,10 TL tutarlı faturanın düzenlendiğini, davacının aboneliğinde yapılan işlemlerin ve düzenlenen faturaların bu konudaki yasal mevzuata ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğunu, açıklanan nedenlerle; öncelikle dava dilekçesindeki 1 nolu talep yönünden; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle husumetten reddine, dava dilekçesindeki 2 nolu talep yönünden; Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli mahkeme olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesine ve görevsizlik kararı verilmesi halinde görevli mahkemeye arabuluculuk müracaatı yapılmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, bunun kabul edilmemesi halinde davanın, zaman aşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin itirazları doğrultusun usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı,
2-Davacıya ait … tesisat numaralı Perakende Satış Sözleşmesi,
3-Davacıya ait … tesisat numaralı sayaç tüketim endeks ve ödeme bilgileri,
4-Davacıya ait … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin cari hesap borç dökümü,
5-Davacı tarafından davalı şirkete yapılan 03/09/2019 tarihli başvuru dilekçesi,
6-Davacı tarafından … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin olarak yapılan ödeme belgeleri,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı 24/01/2020 başvuru tarihli 13/02/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşamama tutanağı,
8-Mahkememizin … Esas 2020/… Karar sayılı kararı,
9-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı,
10-Mahkememizin … Esas … Karar sayılı kararı,
11-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 03/03/2021 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı,
12-… Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi nezdinde bulunan, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin olarak imzalanan abonelik sözleşmesinin feshedilip feshedilmediği, feshedilmiş ise hangi tarihte ve hangi sebeple feshedildiği, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin olarak düzenlenen faturaların ve faturaların davacıya tebliğini gösterir evrak ve kayıtlar ile abonelik sözleşmesinin onaylı sureti, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin sayaç okuma kayıtları, bahsi geçen sayaca ait 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olarak düzenlenen enerji kullanım kayıtları, davacı … adına ait … Tesisat numaralı sayacın bulunduğu adres itibariyle düzenlendiği iddia olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve faturalar, kaçak elektrik kullanımını gösterir fotoğraflar, davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin davacı tarafından ödenip ödenmediğine ilişkin olarak düzenlenen kayıtlar,
13-Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 24/09/2021 havale tarihli raporları,
14-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı,
15-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davacıya ait abonelik sözleşmesi gereğince davacı adına tahsis edilen … Tesisat numaralı sayaç kapsamında kullanılan elektrik aboneliği sebebiyle davalı şirket tarafından davacı adına fatura düzenlenmemesi ve bu sebeple kullanım bedellerinin davacı tarafından ödenememesi neticesinde davacıya ait abonelik sözleşmesinin feshedilmesi akabinde davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin davacı tarafından davalı şirkete ödenmesine rağmen, davacıya ait abonelik sözleşmesinin herhangi bir ihtarat olmaksızın feshedildiği iddiası kapsamında … Tesisat numaralı sayaca ait abonelik sözleşmesinin haksız sebeple feshedildiğinin, feshin geçersizliğinin ve sözleşmenin halihazırda geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ile davacı tarafından fazla ödendiği iddia edilen tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin önceki yıllardaki tüketim endeksleri ile mukayese edilerek hesaplanması neticesinde davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Öncelikli olarak yargılama safahatına değinmek gerekirse, davanın açılması akabinde İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği, bahsi geçen mahkemede yapılan yargılama sonucunda İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı neticesinde dosyanın mahkememize tevzi edildiği, dosyanın mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapılarak yargılamaya başlanıldığı, yapılan yargılama sonucunda her ne kadar davacı vekilince İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı 24/01/2020 başvuru tarihli 13/02/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşamama tutanağı mahkememize sunulmuş ise de, zorunlu arabuluculuk yoluna dava açılmadan önce başvurulması gerektiği, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilecek dava şartlarından olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin görevsizlik kararı akabinde yapmış olduğu zorunlu arabuluculuk başvurusunun iş bu dava dosyası açısından geçerliliğinin bulunmadığı göz önünde bulundurularak 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, mahkememizce verilen … Esas 2020/… Karar sayılı kararın ”İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, davacı vekilince 18.02.2020 tarihinde henüz ön inceleme duruşması yapılmadan önce arabuluculuk son tutanağının mahkemeye sunulduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı ve davadan önce arabuluculuğa başvuru yapılması mutlak (tamamlanamaz) dava şartı ise de ; taraflarca ileri sürülmeyen ve mahkemece nazara alınmayan bu eksiklik hükümden evvel giderilmiş olduğundan HMK’nun 115/3 maddesi karşısında davanın dava şartı yokluğundan reddedilemeyeceği halde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş , buna ilişkin davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına; davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesini haiz İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 14/10/2020 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile kaldırılmasına ve esasa girilmek suretiyle yargılama yapılması gerektiğinden bahisle dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verildiği, kaldırma kararı akabinde dosyanın mahkememizin … Esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı ve yargılamaya devam olunduğu, mahkememizin … Esas … Karar sayılı kararı ile ise özet olarak istinaf ilamı çerçevesinde mahkememiz kararının kaldırılmasına dayanak gösterilen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115/3. maddesinde düzenlenen hükmün dava şartı noksanlığının mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmediği, taraflarca ileri sürülmemediği ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderildiği durumlarda, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddine karar verileyeceği hükmünün iş bu dosya açısından uygulama yerinin bulunmadığı, mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sırasında icra edilen 30/06/2020 tarihli duruşma tutanağında da görüleceği üzere yargılama safahatlarından ön inceleme duruşmasına dahi geçilmemediği ve neticeten davanın esasına girilmeden önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvuru dava şartına ilişkin eksiklik fark edilerek hüküm kurulduğu, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartı yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davanın 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’na eklenen 18/A-2. maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddeleri atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, mahkememizce verilen … Esas … Karar sayılı kararın ise ”…dairemizce kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verildiği, bu karara karşı yerel mahkemenin direnme veya dosyayı iade hakkı bulunmadığı ve kaldırma kararına uygun olarak olarak usuli işlemleri yerine getirmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar vermesi gerektiği halde dairemizce kanundan kaynaklanan yetkiye istinaden kesin olarak verilen kaldırma kararında açıklandığı üzere gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi, görev ya da yetki kargaşasına neden olabilecek bu tür davranışlardan kaçınılması, dosyanın gereksiz yere sürüncemede kalmasına neden olunmaması, bu durumun adil yargılanma hakkının ihlali ve hakimin hukuki sorumluluğunu doğuracağının bilinmesi gerektiği sabit iken, ilk derece mahkemesince fiili direnme anlamına gelecek şekilde yazılı biçimde karar verilerek dosyanın dairemize gönderilmesi doğru olmamış ve verilen kararın HMK’nın 353/1-a,4. maddesi gereğince yeniden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesini haiz İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2021 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı üzerine dosyanın mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmektedir.
Davacıya ait iş yerine ilişkin abonelik sözleşmesi ve sözleşmeye bağlı tüm evraklar ile davalı şirket tarafından tanzim olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve tutanaklara bağlı olarak davacı adına düzenlenen faturaların ve sair gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde, dosyanın bir Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi ile bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davalıya ait ticaret sicil kayıtları, davalıya ait esnaf sicil kayıtları, davalıya ait vergi sicil kayıtları, taraflar arasında davacıya ait … tesisat numaralı sayaç kapsamındaki aboneliğe ilişkin olarak imzalanan Perakende Satış Sözleşmesi, davacıya ait … tesisat numaralı sayaç tüketim endeks ve ödeme bilgileri, davacıya ait … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin cari hesap borç dökümü, davacı tarafından davalı şirkete yapılan 03/09/2019 tarihli başvuru dilekçesi, davacı tarafından yapılan … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin ödeme belgeleri, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin sayaç okuma kayıtlarının, bahsi geçen sayaca ait 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olarak düzenlenen enerji kullanım kayıtları, davacı … adına ait … Tesisat numaralı sayacın bulunduğu adres itibariyle düzenlendiği iddia olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve faturalar, davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü ile sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin halihazırda yürürlükte olup olmadığı, değil ise hangi sebeple yürürlükte olmadığı, sözleşmenin davalı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından feshedilip feshedilmediği, feshedilmiş ise hangi sebeple ve hangi tarihte feshedildiği, feshedilmiş ise sözleşmenin feshedildiğinin davacıya usulüne uygun şekilde bildirilip bildirilmediği, abonelik sözleşmesi kapsamında davacı tarafından kullanılan elektrik aboneliğine ilişkin elektrik kullanımının davalı şirket tarafından faturalandırılıp faturalandırılmadığı, dava dilekçesi ekinde ve müzekkere cevaplarında sunulan faturaların mahiyetlerinin ne olduğu, faturaların davacıya gönderilip gönderilmediği, fatura bedellerinin davacı tarafından usulüne uygun şekilde ve zamanında ödenip ödenmediği, sözleşmenin feshedilmesinin usul ve yasa hükümleri ile ilgili mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, sözleşmenin feshi akabinde davacı tarafından kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığı, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen kaçak elektrik kullanım tespit tutanakları ile kaçak elektrik kullanım cezasına ilişkin faturaların usul ve yasa hükümleri ile ilgili mevzuata uygun olup olmadığı, davacı tarafından kaçak elektrik kullanılmış ise davalı şirket tarafından düzenlenen faturada yer alan bedelin yerinde olup olmadığı, davacının ödediği bedelin iadesini talep edip edemeyeceği, edebilecek ise hangi oran ve miktarda iade talep edebileceği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 24/09/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davaya konu faturaların düzenlenme sebebinin aboneliğin iptali olmayıp, kaçak elektrik kullanımı olduğunu, dosyadaki belgelere göre … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından aboneliğin iptal edildiği tarihin 30/09/2019 tarihi olduğunu, yani davacının 8 kere kaçak elektrik kullanımından sonra 30/09/2019 tarihinde abonelik … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından sonlandırıldığını, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin “Haklı Fesih Sebepleri” başlıklı 16. maddesinin 2.b. bendinde “kullanım yerinde kaçak yada usulsüz elektrik enerjisi tüketildiğinde” aboneliğin (ikili anlaşmanın) feshedileceğinin belirtildiğini, … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından davacının aboneliğinin 8 kere kaçak elektrik kullanımı tespit edildikten sonra sonlandırılmasının Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğu görüşüne varıldığını, davaya konu bütün kaçak elektrik kullanımlarının dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi tarafından kesilen elektrik enerjisini, yükümlülüğünü yerine getirmeden … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin izni dışında ve mühür koparılarak açılması şeklinde gerçekleştirildiğinden, bu eylemlerin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26.1.c. maddesine göre kaçak elektrik kullanımı olduğunu, davacının, bu davaya konu ettiği 14/10/2017, 23/08/2019 ve 26/08/2019 tarihli kaçak elektrik faturaların kontrol amaçlı olarak Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine ve söz konusu faturaların tahakkuk ettirildiği tarihlerde geçerli EPDK tarifelerine göre kontrol edildiğini, faturaların yönetmeliğe ve tarifelere uygun hesaplandığı görüşüne varıldığını, bu durumda davacının ödemesi gereken tutarın 14/10/2017 tarihli kaçak elektrik faturası olarak 578,70-TL, 14/10/2017 tarihli kaçak elektrik faturası gecikme zammı ve KDV bedeli olarak 272,45-TL, 23/08/2019 tarihli kaçak elektrik faturası olarak 40.793,00-TL ve 26/08/2019 tarihli kaçak elektrik kullanım faturası olarak 686,80-TL olmak üzere toplamda 42.330,95-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davaya konu edilen sözleşmenin haksız sebeple feshedildiğinin ve sözleşmenin hali hazırda yürürlükte olduğunun tespiti talebine dayanak olan abonelik sözleşmesinin taraflarının davacı ile dava dışı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu dikkate alındığında, davalı … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin iş bu talep açısından pasif husumet ehliyeti bulunmadığı izahtan varestedir.
Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı (dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (biçimsel açıdan) o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan reddedilir.
Hemen belirtmek gerekir ki usul kanununda “husumet” olarak ifade edilen bir terim de bulunmamaktadır.
Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir. Meselâ, bir alacak davasında davacı olma sıfatı o alacağın alacaklısına aittir. Alacak davası, o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, dava, davacı sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan) dolayı reddedilir (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 234; Yılmaz, Ejder; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 530).
Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı). Örneğin bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Sıfatın usul hukuku bakımından önemi (usul hukukunu ilgilendiren yönü) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır (taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır).
Mahkemenin sıfat yokluğunu kendiliğinden (resen) gözetmesi gerekir. Çünkü sıfat yokluğu, bir defi değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hâkim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan, yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (resen) gözetir.
Az yukarıda değinildiği gibi taraf sıfatı, usul hukukuna değil maddî hukuka ilişkin bir sorundur; diğer bütün maddi hukuk sorunlarında olduğu gibi, dava şartı değildir. Taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (defi değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hâllerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da, ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hâkim tarafından kendiliğinden (resen) gözetilir (Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 234- 237).
Davacıya ait … tesisat numaralı Perakende Satış Sözleşmesinin davacı ile dava dışı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi ile imzalandığı ve davalı … Dağıtım Anonim Şirketinin abonelik sözleşmesinin tarafı olmadığı nazara alındığında, dava dilekçesine konu edilen haksız olarak feshedildiğinin ve hali hazırda geçerli olduğunun tespiti talebi açısından davalı … Dağıtım Anonim Şirketinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin 30/06/2020 tarihli duruşmada … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketinin davaya dahil edilmesi talebinin davacıya ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında kullanılan elektrik aboneliğine ilişkin olarak imzalanan abonelik sözleşmesinin tarafının … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi olduğu, bu durumun sözleşme içeriğinde açıkça yer aldığı, ancak davalı … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ile … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi aynı binada, aynı çalışanlar eliyle bir bütün halinde faaliyet gösterdiği, bu kapsamda davacının talebinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği, ayrıca yargılamanın makul sürede tamamlanması açısından davacı vekilinin talebinin kabul edilebilir olduğu kanaatiyle, … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketinin davaya dahil edilmesine karar verilmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinde ve yasal mevzuatımızda dava dilekçesinde davanın yöneltilmediği gerçek veya tüzel bir kişinin dahili davalı yoluyla davaya dahil edilmesi usulünün yer almadığı, mahkememiz ara kararının sehven kurulduğu ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, dahili davalı olarak Uyap sistemine kaydolunan … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ile … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketinin Uyap sisteminde dahili davalı olarak bulunan kaydının silinmesine karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde … Esas … Karar sayılı karar ile davacıya ait … tesisat numaralı sayaç kapsamındaki aboneliğe ilişkin olarak imzalanan Perakende Satış Sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin ve hali hazırda geçerli olduğunun tespiti talebinin pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-e. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine, fazla ödenen bedelin istirdadı talebinin reddine, … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olup, mahkememiz kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine yapılan istinaf incelemesi neticesinde, mahkememiz kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile ”Somut olayda; davacı, davasını … Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye yöneltmiş, davalının itirazı üzerine HMK’nın 124/3.maddesi gereğince elektrik şirketinin kendi iç yapısı nedeni ile husumette yanıldığını belirterek davanın doğru hasım olan … Elektrik Parekende Satış A.Ş.’ ye tebliğini talep etmiştir. Mahkemece, talebin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığı gerekçesiyle tarafta değişiklik talebi reddedilerek (bu konuda verilmiş kabule ilişkin ara kararından rücu edilmek suretiyle) davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince, bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Bu açıklamalar ışığında davacının her iki istemi yönünden ayrı ayrı yapılan değerlendirmede;
a)Fazla ödenen bedele ilişkin istirdat talebi yönünden; istirdat talebine konu faturaların ve fatura dayanağı kaçak elektrik tutanaklarının … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından düzenlendiği, yine davacı tarafça ihtirazi kayıtla 05.09.2019 tarihinde yapılan ödemenin de bu şirkete yapıldığı dikkate alındığında bu istem yönünden dava dilekçesinde davalının yanlış gösterilmesinin, dolasıyla HMK’nın 124. maddesinin uygulanmasının da söz konusu olamayacağı belirlenmiştir.
b)Parakende satış sözleşmesinin haksız feshedildiği ve geçerli olduğunun tespitine ilişkin talep yönünden ise, husumetin … Elektrik Parekende Satış A.Ş. yöneltilmesi gerekirken dava dilekçesinde bu talep yönünden de Dağıtım A.Ş.’nin davalı gösterildiği; ancak, sözleşmenin feshedilmesinin sebeplerinden birinin de davalı Dağıtım A.Ş. tarafından düzenlenen kaçak elektrik tutanakları ve bunlara istinaden düzenlenen faturalar olması ve her iki elektrik şirketinin unvanları arasında benzerlik olması dikkate alındığında dava dilekçesinde davalının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir yanılgıya dayandığı ve davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş ile … Elektrik Parekende Satış A.Ş. arasındaki ilişkinin davacı tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, bu durumda HMK’nın 124. maddesi gereğince davanın … Elektrik Parekende Satış A.Ş.’ye yöneltilmesi talebinin kabul edilerek bu istem yönünden de işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Anlatılan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun değinilen yönlere ilişkin olarak kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan HMK 353/1-a,4.6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiş ve mahkememize gönderilen dosyanın mahkememizin yukarıda belirtilen esas numarasına kaydı yapılarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı doğrultusunda davacı vekilinin 12/12/2019 tarihli iradi taraf değişikliği talebinin sözleşmenin haksız nedenle feshedildiğinin, hali hazırda geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti talebi yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi gereğince kabulüne, davalı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi adına dava dilekçesi ve ekleri ile tensip tutanağı, duruşma tutanakları ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarihli … Esas … Karar sayılı kararını içerir duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkartılmasına karar verilmiş, çıkartılan tebligatın usulüne uygun şekilde tebliği ile davaya konu edilen sözleşmenin haksız sebeple feshedildiğinin ve sözleşmenin hali hazırda yürürlükte olduğunun tespiti talebi yönünden davalı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketinin davaya dahli sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmalar, İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı, davacıya ait … tesisat numaralı Perakende Satış Sözleşmesi, davacıya ait … tesisat numaralı sayaç tüketim endeks ve ödeme bilgileri, davacıya ait … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin cari hesap borç dökümü, davacı tarafından davalı şirkete yapılan 03/09/2019 tarihli başvuru dilekçesi, davacı tarafından … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin olarak yapılan ödeme belgeleri, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı 24/01/2020 başvuru tarihli 13/02/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşamama tutanağı, mahkememizin … Esas 2020/… Karar sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı, mahkememizin … Esas … Karar sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2021 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı, … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi nezdinde bulunan, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin olarak imzalanan abonelik sözleşmesinin feshedilip feshedilmediği, feshedilmiş ise hangi tarihte ve hangi sebeple feshedildiği, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin olarak düzenlenen faturaların ve faturaların davacıya tebliğini gösterir evrak ve kayıtlar ile abonelik sözleşmesinin onaylı sureti, davacı …’a ait … Tesisat numaralı sayaç kapsamında bulunan aboneliğe ilişkin sayaç okuma kayıtları, bahsi geçen sayaca ait 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin olarak düzenlenen enerji kullanım kayıtları, davacı … adına ait … Tesisat numaralı sayacın bulunduğu adres itibariyle düzenlendiği iddia olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve faturalar, kaçak elektrik kullanımını gösterir fotoğraflar, davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin davacı tarafından ödenip ödenmediğine ilişkin olarak düzenlenen kayıtlar, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 24/09/2021 havale tarihli raporları, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 05/09/2022 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davacıya ait abonelik sözleşmesi gereğince davacı adına tahsis edilen … Tesisat numaralı sayaç kapsamında kullanılan elektrik aboneliği sebebiyle davalı şirket tarafından davacı adına fatura düzenlenmemesi ve bu sebeple kullanım bedellerinin davacı tarafından ödenememesi neticesinde davacıya ait abonelik sözleşmesinin feshedilmesi akabinde davacı adına tahakkuk ettirilen 42.329,58-TL tutarındaki tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin davacı tarafından davalı şirkete ödenmesine rağmen, davacıya ait abonelik sözleşmesinin herhangi bir ihtarat olmaksızın feshedildiği iddiası kapsamında … Tesisat numaralı sayaca ait abonelik sözleşmesinin haksız sebeple feshedildiğinin, feshin geçersizliğinin ve sözleşmenin halihazırda geçerli ve yürürlükte olduğunun tespiti ile davacı tarafından fazla ödendiği iddia edilen tesisat cari hesap borç dökümü bedelinin önceki yıllardaki tüketim endeksleri ile mukayese edilerek hesaplanması neticesinde davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, davanın ticari dava niteliğinde olduğu, davacıya ait iş yerine ilişkin abonelik sözleşmesi ve sözleşmeye bağlı tüm evraklar ile davalı şirket tarafından tanzim olunan kaçak elektrik tespit tutanakları ve tutanaklara bağlı olarak davacı adına düzenlenen faturaların ve sair gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde mahkememizce yapılan görevlendirme sonucunda bilirkişi heyetinin 24/09/2021 havale tarihli raporlarında davacının, bu davaya konu ettiği 14/10/2017, 23/08/2019 ve 26/08/2019 tarihli kaçak elektrik faturaların yönetmeliğe ve tarifelere uygun hesaplandığı görüşüne varıldığını, davacının ödemesi gereken tutarın 14/10/2017 tarihli kaçak elektrik faturası olarak 578,70-TL, 14/10/2017 tarihli kaçak elektrik faturası gecikme zammı ve KDV bedeli olarak 272,45-TL, 23/08/2019 tarihli kaçak elektrik faturası olarak 40.793,00-TL ve 26/08/2019 tarihli kaçak elektrik kullanım faturası olarak 686,80-TL olmak üzere toplamda 42.330,95-TL olduğunu mütalaa ettikleri, davaya konu faturaların düzenlenme sebebinin aboneliğin iptali olmayıp, kaçak elektrik kullanımı olduğu, … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından aboneliğin iptal edildiği tarihin 30/09/2019 tarihi olduğu, abonelik sözleşmesinin davacının 8 kere kaçak elektrik kullanımından sonra 30/09/2019 tarihinde … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından sonlandırıldığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin “Haklı Fesih Sebepleri” başlıklı 16. maddesinin 2.b. bendinde “kullanım yerinde kaçak yada usulsüz elektrik enerjisi tüketildiğinde” aboneliğin (ikili anlaşmanın) feshedileceğinin belirtildiği, bu kapsamda … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi tarafından davacının aboneliğinin 8 kere kaçak elektrik kullanımı tespit edildikten sonra sonlandırılmasının Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğu, belirtilen gerekçeler dahilinde sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı, aksine Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin “Haklı Fesih Sebepleri” başlıklı 16. maddesinin 2.b. bendi gözetildiğinde sözleşmenin davalı şirket tarafından haklı olarak feshedildiği, sözleşmenin haklı olarak feshedilmesi yanında davacının elektrik aboneliği kapsamında kendisine sunulan elektrik tedarikine ilişkin olarak düzenlenen faturaları ödememesi üzerine kesilen elektriğini ilgili mevzuata aykırı olarak izinsiz bir şekilde açmak ve mühür bozmak suretiyle kullanmaya devam etmesinin kaçak elektrik kullanımı olduğu, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle davacı adına düzenlenen kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedellerinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine ve söz konusu faturaların tahakkuk ettirildiği tarihlerde geçerli EPDK tarifelerine uygun olduğu, davacının adına tahakkuk ettirilen ve ödediğini belirttiği usul ve ilgili mevzuata uygun olarak düzenlenen fatura bedellerini davalıdan talep edemeyeceği, davacının her iki talebi yönünden de davasının usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlayamadığı anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın davacıya ait … tesisat numaralı sayaç kapsamındaki aboneliğe ilişkin olarak imzalanan Perakende Satış Sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin ve hali hazırda geçerli olduğunun tespiti talebi ile fazla ödenen bedelin istirdadı talebi yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 256,17-TL harçtan mahsubu ile fazla alındığı anlaşılan 175,47-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketine verilmesine,
5-Davalı … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi vekilinin yüzlerine karşı, davalı … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸ e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.