Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/684 E. 2022/668 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/684
KARAR NO : 2022/668

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ : 08/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin muris …’ün mirasçıları olduğunu, muris ile … A.Ş. (“Sigorta Şirketi”) arasında hayat sigortası sözleşmesinin akdedildiğini, bu doğrultuda 23.03.2021 düzenleme ve geçerlilik tarihli … – … numaralı hayat sigortası poliçesi” düzenlenerek davalı şirketin rizikoyu taşıma yükümlülüğünün ortaya çıktığını, muris tarafından dava dışı … A. Ş. (“Banka”) ile kredi sözleşmesi akdedildiğini ve söz konusu kredi, hayat sigortası ile sigortalandığını, bu durumun ise murise ancak hayat sigortası yapılması kaydıyla krediyi kullandırabilecek olduğunun bildirildiğini, sigorta poliçesi içeriğinde banka, sözleşme ilişkisinde sigorta ettiren ve lehtar sıfatlarıyla müvekkiline kredi hesabı açıldığını, poliçede ölüm teminatı tutarı ise poliçede 50.000,00 TL olarak belirlendiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla haklı davanın kabulüne Sigorta ilişkisi içerisinde rizikonun ortaya çıkmasıyla sigorta bedelinin ödenmesi borcunun muaccel hale geldiği göz önüne alınarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL’nin (belirsiz alacak olarak) dava dışı sigorta ettirenin TTK 1446 düzenlemesi uyarınca gerçekleştirdiği bildirim tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte karşı taraftan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır.
Mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Dava şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 1-c. fıkrasında mahkemenin görevli olması da dava şartlarından sayılmıştır.
Yine aynı kanunun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” hükmü yer almaktadır.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan incelemede tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve ekleri ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde,
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/954 Esas 2019/1078 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198-2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226-2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. Bu nedenle, davacılar miras bırakanı tüketici olup, davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmasına göre, 6502 sayılı yasa kapsamında kalan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile…” denilerek sigorta yaptıranın sıfatı ve kullandığı krediye bakılmaksızın kredi kullanımı sırasında yaptırdığı sigorta poliçesi bakımından tüketici sıfatını haiz olduğu vurgulanmıştır.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2019/635 Esas 2019/730 Karar sayılı ilamında da ”…Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup tarımsal kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) sigortalı gerçek kişi ve tüketicidir….” şeklinde karar verilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın 22/12/2021 tarihinde vefat eden davacılar murisi …’ün dava dışı … Bankası’ndan kullandığı krediye ilişkin kredi borcunun davacılar murisi ile davalı … Anonim Şirketi arasında 23/03/2021 tarihinde imzalanan hayat sigortası sözlemesi kapsamında davalıdan tazmini talebine ilişkin olduğu, davacılar murisi ile davalı … Anonim Şirketi arasında akdi bir ilişki bulunduğu, davacılar murisi ile davalı arasında imzalanan … Sigortası sözleşmesinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra imzalandığı, 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde kanunun kapsamının “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklandığı, Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işleminin “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlandığı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli kılındığı, dava şartlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde düzenlendiği, aynı maddenin 1-c. fıkrasında mahkemenin görevli olmasının yer aldığı, aynı Kanun’un 115. maddesinde ise Mahkemenin dava şartlarının varlığını yargılamanın her aşamasında re’sen gözeteceğinin ve dava şartlarının bulunmaması durumunda davanın usulden reddine karar verileceğinin belirtildiği, belirtilen çerçevede iş bu davaya bakmakla görevli Mahkemenin İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, açılan davanın görev dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın USULDEN REDDİ İLE, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k. maddesi atfiyla aynı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20.maddesi gereğince, tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.