Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/680 E. 2022/646 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/680
KARAR NO : 2022/646

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil kişi tarafından davalı firmaya, …/…-… 2017 yılı indirimli oranda KDV iadesi uygulaması için yeminli mali müşavir hizmeti verildiği ancak bu hizmet karşılığı olarak mutabık kalınan KDV dahil 21.240,00 TL bedel davalı tarafça müvekkil kişiye ödenmediği, anılan hizmet bedeli için … sıra numaralı ve 12/06/2019 tarihli serbest meslek makbuzu kesilmesine ve İzmir … Noterliği’nin 28/09/2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi çekilmesine rağmen yine de bir ödeme gerçekleştirilmediği, borcun tahsili için davalı firma aleyhine İzmir … İcra Dairesi’nin …/… E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafın müvekkil kişiye gerçekten de böyle bir borcu olmasına rağmen ödeme emrine ve diğer ferilere karşı itirazda bulunduğu, öncelikle, yargılama sonuna kadar alacak hakkımızın zayi olmaması adına İzmir … İcra Md. …/… E. Sayılı dosyasındaki alacağımız nispetinde, borçlunun malı üzerine ihtiyati haciz kararı ile cebri icra yetkisi verilmesine, İzmir … İcra Dairesi’nin …/… E. Sayılı dosyasıyla başlatılan takibe konu borca, ödeme emrine ve faizlere haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerde bulunması yahut özel bir yasal düzenleme ile dava Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi şarttır.
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 45. maddesine göre serbest muhasebeci veya mali müşavirler ticari faaliyette bulunamazlar. Şu halde serbest muhasebeci olan davacı gerçek kişi tacir olarak kabul edilemez.
Taraflardan birinin mali müşavir olduğu, tacir olmadığı, davalının şirket olduğu, bir davanın yukarıda belirtildiği gibi ticari dava olabilmesi için, salt bir tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yetmeyip, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili bulunması gereklidir.
Bu açıklamalara göre; somut olayda mali müşavirlik hizmeti veren davacının, davalı şirketle olan ilişkisi vekalet ilişkisinden kaynaklı muhasebe alacağına ilişkin olup dolayısıyla gerek TTK 4 gerek 5 anlamında mutlak davalardan sayılamayacağı, sadece davalı tarafın tacir olması, uyuşmazlığı ticari bir iş saysa dahi, ticari bir dava niteliğine getirmeyeceği, uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, nisbi dava olarak da değerlendirilemeyeceği, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken ve genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.HD. 2018/598 Esas ve 2018/520 sayılı Karar)
HÜKÜM:
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/09/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)