Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/670 E. 2022/643 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/670
KARAR NO : 2022/643

DAVA : Alacak (Ticari İşletme Kirası Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/08/2022
KARAR TARİHİ : 05/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin fastfood sektöründe uzun yıllardır … ismi ile İzmir’de işletmesinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında 01/08/2020 tarihli alt kira sözleşmesi ile … Mah. …Cad. No:…/… … İzmir adresinde yer alan … ismi verilen büyük bir işletme içerisinde yer alan dükkanlardan birini kiraladığını, davalı şirketin sözleşme kapsamında müvekkiline sağladığı personel, ortak alan, ortak alan bakımı, ısıtması ve halkla ilişkiler hizmeti karşılığında müvekkili şirketin o ay yaptığı cironun sözleşmede belirlenen unsurlar ile ödemesini aldığını, işletmede müşterilerin aldıkları hizmetler karşılığında bedellerin tek bir hesaba ödendiğini, söz konusu hesabın davalı firmanın pos hesabı olduğunu, ay boyunca tüm restoranların toplam cirosu davalının pos hesabında toplandığını, ay sonunda ise müvekkili şirketin sözleşmede yer alan koşullara göre gerekli kira bedeli, elektrik bedeli ve ortak alan gideri müvekkilinin cirosundan mahsup edilip müvekkiline ödendiğini, işlerin kötüye gitmesi ile birlikte davalı şirketin güven ortamını suiistimal ederek müvekkili şirketi mağdur ettiğini, müvekkili firma ile dava dışı Pasta Kodu adlı firmanın mutfağında ayrı elektrik sayacı bulunduğunu, bu iki restoran dışında işletmede bulunan hiçbir restoranda ayrı bir ayırıcı elektrik sayacı bulunmadığını, davalı şirketin kendi iştirakleri olan restoranların bünyesinde ayırıcı sayaç olmaması nedeniyle 8 mutfağın elektrik kullanımını ortak alan giderinden sayarak müvekkili şirkete kendi restoranlarının ticari faaliyetleri kapsamında kullandıkları elektrik bedelini müvekkili şirketine yansıttığını, ilgili alanın … kapısının hemen yanında olup günlük olarak inanılmaz müşteri kitlesine sahip olması nedeniyle yüksek potansiyelli bir işletme olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalı firmanın her türlü hukuksuzluğuna veya geç hakedişlerini vermesine göz yumduğunu, hatta ciroların müvekkili şirkete iadesi sürecinde davalı tarafından kimi zaman toplam 60 gün boyunca müvekkilinin … şirketinden içeride kalan cirosunu alamadığını, davalı şirket ortaklarının 2022 yılı Şubat ayı itibariyle hiçbir şekilde ticari olmayan nedenler ile anlaşmazlıklar yaşadığını ve yine ticari olmayan bir karar ile söz konusu kar eden işletmeyi kapatma kararı aldıklarını, davalının kiraya veren olduğu müvekkilinin ise alt kiracı olarak ticaretini sürdürdüğü … işletmesi 2022 mart ayı itibariyle ortakların kişisel anlaşmazlıkları nedeni ile kapatıldığını ve servis vermeyi nedensiz bir şekilde durdurduğunu, ortak alana müşteri almadıklarını ve müvekkili şirket işletmesini kapatmaya zorladıklarını belirterek müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen kira sözleşmeleri kapsamında müvekkili şirketin fazla ödemiş olduğu kira bedelleri için 61.253,53-TL bedelin davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline,, davalı şirketin amatör yönetimi nedeniyle müvekkili şirket aleyhine düzenlenen ortak alan faturalarının araştırılarak fazla ödenen ortak alan giderlerinin tespiti ile şimdilik 1.000,00-TL bedelin davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkili şirketin 2022 yılı Şubat ve Mart ayları cirolarının davalının pos hesaplarının kontrol edilerek müvekkil şirketin rehin tutulan cirosunun şimdilik 1.000,00-TL olmak üzere davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı şirketin kiralananda meydana gelen ayıp sebebiyle şimdilik 1.000,00-TL menfi zararının davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkili şirketin kira konusu taşınmazdaki ayıplar olmadığı durumda kazanacağı ciro kapsamında müspet zararının tespit ile şimdilik 1.000,00-TL tazminatın davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Başvuru …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Taraflar arasında imzalanan Alt Kira Sözleşmesi,
3-Faturalar,
4-Sair deliller
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında tanzim olunan alt kira sözleşmesi kapsamında davacının gabin baskısı altında ödediği iddia olunan kira bedelinin, davacı tarafından fazla ödendiği iddia olunan ortak alan giderinin, davacı tarafından şubat ayında yapılan ciro bedelinin, kiralananda meydana gelen ayıplardan kaynaklanan zarar bedelinin ve ayıplar olmasa idi davacının kazanacağı ciro bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Kira sözleşmesi bir malın kullanımının devredildiği sözleşme türü olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinde; ”Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
02/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesinde; “Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen hükmün taşınır-taşınmaz ayrımı olmaksızın tüm kira ilişkilerinde uygulanması gerekmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Diğer yandan mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12/06/2019 tarih ve 2017/8954 Esas 2019/5334 Karar sayılı ilamında aynen; ”…..taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi bulunmakta olup uyuşmazlık bu araç kiralama sözleşmesi kapsamında verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava, 08/12/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına ve kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir…..” ibarelerine yer verilmiş ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin temelinde bulunan sebebin görevli mahkemenin tespiti açısından önemi vurgulanmıştır.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesinde; ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesinde düzenlenen arabulucuya başvuru dava şartı bu madde kapsamına girmektedir.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Başvuru …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, taraflar arasında imzalanan Alt Kira Sözleşmesi, faturalar ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında tanzim olunan alt kira sözleşmesi kapsamında davacının gabin baskısı altında ödediği iddia olunan kira bedelinin, davacı tarafından fazla ödendiği iddia olunan ortak alan giderinin, davacı tarafından şubat ayında yapılan ciro bedelinin, kiralananda meydana gelen ayıplardan kaynaklanan zarar bedelinin ve ayıplar olmasa idi davacının kazanacağı ciro bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi taleplerine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın dayanağını taraflar arasında tanzim olunan kira sözleşmesinin oluşturduğu, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar açısından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu ve bu kapsamda mahkememizin görevli olmadığı, dava şartlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde düzenlendiği, aynı maddenin 1-c. fıkrasında mahkemenin görevli olmasının yer aldığı, aynı Kanun’un 115. maddesinde ise Mahkemenin dava şartlarının varlığını yargılamanın her aşamasında re’sen gözeteceğinin ve dava şartlarının bulunmaması durumunda davanın usulden reddine karar verileceğinin belirtildiği, belirtilen çerçevede iş bu davaya bakmakla görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, usul ekonomisi ve yargılamanın süratle bitirilmesi ilkeleri nazara alınarak ve takdiren dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde görev dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a. maddesi kapsamında İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20.maddesi gereğince, tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceklerinin, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Tarafların görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri durumunda dosyanın görevli İZMİR NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.05/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.