Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/658 E. 2023/15 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/658
KARAR NO : 2023/15
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süregelen ticari bir ilişki mevcut olduğunu, müvekkilinin cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağı olduğunu, davalı tarafından 3.579,45-TL ödeme yapıldığını ancak alacak miktarının toplam 7.259,27-TL olduğunu, ödemelerden sonra bakiye alacağın 3.679,82-TL olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine İzmir …. İcra Dairesinin 2020/7693 Esas dosyasında icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine dosyanın … İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı numarasını aldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu ancak ekte sunulan 30/06/2022 tarihli mutabakat mektubu ile davalının borcunu kabul ve ikrar ettiğini belirterek haksız itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :
1-… Arabuluculuk Bürosunun 2022/33 Dosya 2022/77875 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait vergi sicil kayıtları,
3-Davalı şirkete ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
4-Taraflar arasında düzenlenen 30/06/2020 tarihli Mutabakat Mektubu,
5-… İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı dosyası,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen cari hesaptan kaynaklanan 7.259,27-TL tutarındaki alacaktan davalı şirket tarafından muhtelif tarihlerde yapılan toplam 3.579,45-TL tutarındaki ödemenin mahsubu neticesinde 3.679,82-TL tutarındaki bakiye alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
… İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 3.579,45-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu kısmi itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen ve kaşe basılmak suretiyle imza altına alınan 30/06/2020 tarihli Mutabakat Mektubunun incelenmesinde, davacı şirket tarafından cari hesap bakiyesinin davalı şirket yönünden 3.579,45-TL borç bakiyesi verdiğinin, belirtilen miktar yönünden mutabık olup olmadıklarının belirtilerek taraflarına iade edilmesinin istenildiği, davalı şirket tarafından belirtilen bedel üzerinde mutabık olduklarının davacı şirkete bildirildiği, mutabakat mektubunun davalı şirkete ait kaşe basılmak suretiyle imzalandığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Arabuluculuk Bürosunun 2022/33 Dosya 2022/77875 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davacı şirkete ve davalı şirkete ait vergi sicil kayıtları, davalı şirkete ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, taraflar arasında düzenlenen 30/06/2020 tarihli Mutabakat Mektubu, … İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı dosyası ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen cari hesaptan kaynaklanan 7.259,27-TL tutarındaki alacaktan davalı şirket tarafından muhtelif tarihlerde yapılan toplam 3.579,45-TL tutarındaki ödemenin mahsubu neticesinde 3.679,82-TL tutarındaki bakiye alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, … İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 3.579,45-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu kısmi itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, taraflar arasında düzenlenen ve kaşe basılmak suretiyle imza altına alınan 30/06/2020 tarihli Mutabakat Mektubunun incelenmesinde, davacı şirket tarafından cari hesap bakiyesinin davalı şirket yönünden 3.579,45-TL borç bakiyesi verdiğinin, belirtilen miktar yönünden mutabık olup olmadıklarının belirtilerek taraflarına iade edilmesinin istenildiği, davalı şirket tarafından belirtilen bedel üzerinde mutabık olduklarının davacı şirkete bildirildiği, mutabakat mektubunun davalı şirkete ait kaşe basılmak suretiyle imzalandığı, tarafların tacir oldukları, tacir sıfatlarını haiz olmaları çerçevesinde basiretli davranma yükümlülükleri bulunduğu, mutabakat mektubunun her iki tarafa ait kaşe basılmak suretiyle karşılıklı olarak imzalandığı, mutabakat mektubunun her iki tarafı bağlar mahiyette olduğu, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı, bu kapsamda davaya dayanak mutabakat mektubunda yer alan imzalara açık bir şekilde itiraz edilmediği, belirtilen gerekçeler dahilinde davacı şirketin davalı şirketten 3.579,45-TL tutarında alacağı bulunduğunun sabit olduğu, alacak bedelinin her iki tarafın da kabulünde olması çerçevesinde likit mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hükmün tashihi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesinde; ”Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıdaki madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen veya tarafların talepleri üzerinde düzeltilebileceği belirtilmiştir.
Her ne kadar mahkememizce 12/01/2023 tarihli 2022/658 Esas 2023/15 Karar sayılı hükmünün 1 numaralı fıkrasında icra dosyası İzmir …. İcra Dairesinin 2020/7693 Esas sayılı olarak belirtilmiş ise de, iptali talep edilen itirazın yöneltildiği ödeme emrinin … İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı dosyasında bulunduğu, bahsi geçen hatanın basit, açık ve anlaşılabilir maddi bir hatadan kaynaklandığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi gereğince 12/01/2023 tarihli 2022/658 Esas 2023/15 Karar sayılı hükmünün 1 numaralı fıkrasında yer alan “İzmir …. İcra Dairesinin 2020/7693 Esas sayılı” ibaresinin “… İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı” olarak tashihine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı … Yemek Hizmetleri İnşaat Nakliye Ticaret Limited Şirketinin İzmir …. İcra Dairesinin 2020/7693 Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin 2020/7693 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 3.579,45-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %10 oranında ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 3.579,45-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Yemek Hizmetleri İnşaat Nakliye Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacı … Unlu Mamuller Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 244,51-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 163,81-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 9,00-TL elektronik tebligat, 126,00-TL tebligat, 2,00-TL (KEP) posta masrafı, 80,70-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 298,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.579,45-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2023

Katip …

Hakim …

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar mahkememizce 12/01/2023 tarihli 2022/658 Esas 2023/15 Karar sayılı hükmünün 1 numaralı fıkrasında icra dosyası İzmir … İcra Dairesinin 2020/7693 Esas sayılı olarak belirtilmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi gereğince 12/01/2023 tarihli 2022/658 Esas 2023/15 Karar sayılı hükmünün 1 numaralı fıkrasında yer alan “İzmir … İcra Dairesinin 2020/7693 Esas sayılı” ibaresinin “… İcra Dairesinin 2021/1759 Esas sayılı” olarak tashihine karar verilmiştir.

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.