Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/648 E. 2022/786 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/648 Esas
KARAR NO : 2022/786

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2022
KARAR TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı(borçlu) …’ın, Türkiye genelinde kitap ve kırtasiye malzemeleri dağıtan ve satan müvekkili olan … Şirketinden düzenli olarak kitap ve çeşitli kırtasiye malzemeleri satın aldığını aralarında cari hesap ilişkisi oluştuğunu, ancak cari hesap ilişkisi sonucunda kalan bakiye borç miktarı olan 2.811,04 TL borcunu müvekkili olan şirkete ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyası ikame edildiğini, davalının yetki itirazları üzerine icra dosyası İzmir İcra Dairelerine gönderildiğini, İzmir 20. İcra Müdürlüğü … Esasını aldığını, davalı (borçlu) kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, ticari defter ve belge kayıtları, vergi dairesi kayıtları ve BA-BS formları incelendiğinde iddialarnın haklılığı ve davalının (borçlunun) ödeme emrine itirazlarının haksız ve kötü niyetli itirazlar olduğunun görüleceğini, her ne kadar borçlu haksız ve kötü niyetli itirazlarında “daha önce temerrüde düşürülmemiş olduğundan faiz işletilemeyeceğini” iddia etmiş olsa da Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince cari hesap ilişkisinde alacakların cari hesaba kaydedildiği andan itibaren ticari faiz işlemeye başladığını bu nedenle davalı borçlunun itirazında herhangi bir somut sebep bulunmadığını, takibe dayanak olarak gösterilen belgelere karşı herhangi bir delil ileri sürmediği ve alacaklarının da likit olduğu göz önüne alındığında; haksız, kötü niyetli ve borcunu ifadan kaçınma saikiyle takibe itirazda bulunduğunu açık olup davalının borç tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirketin öncelikle müvekkili aleyhine Küçükçekmece 4. İcra Dairesinin ……E.sayılı dosyası tahtında 01/01/2018-20/04/2019 tarihleri arası cari hesap alacakları sebebi ile icra takibi ikame edildiğini, taraflarınca takibe, borç sebebine ve yetkiye itiraz edildiğini, Yetkisiz icra dairesinde ikame edilen icra takip dosyası daha sonra İzmir İcra Dairelerine gönderilerek yukarıda numarası yazılı bulunan esasa kaydedildiğini belirterek davacı yan aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Arabuluculuk Son Tutanağı, İzmir 20. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı Dosyası, Müvekkil şirkete ait ticari defter ve belge kayıtları, Vergi Dairesi Kayıtları, BA-BS Formları Tanık, Keşif, Bilirkişi İncelemesi, Yemin vb. Her türlü yasal delil,
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava cari hesap ilişkisi sonucunda kalan bakiye borç miktarı olan 2.811,04 TL tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ödetilmesi istemine ilişkindir.
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Öte yandan, HMK’da mahkemenin görevli olması, dava şartları arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Davanın ticari olup olmadığı bakımından davalının işletmesi bulunup bulunmadığı, işletmesinin ticari işletme vasfında olup olmadığı ve bu itibarla davalının tacir sayılıp sayılamayacağının tespiti için 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11. maddesi ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesi kapsamında esnaf işletmesi için ön görülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı’na, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkereler yazılmış, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye gelen 29/08/2022 tarihli yazı cevabında, davalının kaydının bulunmadığının bildirildiği, İzmir Konak Vergi Dairesi Başkanlığı’na yazılan müzekkereye gelen 25/08/2022 havale tarihli yazı cevabında, davalının gerçek gelir mükellefi olduğu, ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu verilen cevaplarda yer alan bilgi ve belgeler doğrultusunda davalının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11. maddesi ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesi kapsamında kapsamında esnaf işletmesi için ön görülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin ve ticari işletmesinin bulunmadığının belirlendiği, Mülga 6762 sayılı TTK’nun 1463.maddesine göre Bakanlar Kurulunca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf-tacir ayrımının nasıl yapılacağına dair Ticari işletme ile esnaf işletmesinin arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği üzere Tacir-esnaf ayırımı ise Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan, gayri safi hasılatı çerçevesinde davalının gelirlerinin esnaf sınırını aşmadığı dolayısıyla tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, davalının 6102 sayılı TTK 11. maddesi ve 213 s. Vergi Usul Kanunu’nun 177. mad. kapsamında kapsamında esnaf işletmesi için ön görülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin bulunmadığı, tacir sıfatı olmadığı ve ekonomik faaliyeti sermayesinden çok bizzat bedeni çalışmasına dayandığı, her iki tarafların ticari işletmesi ile ilgili nisbilik de bulunmadığı, uyuşmazlığın ticari olduğundan bahsedilemeyeceğinden mahkememizin iş bu dava açısından görevsiz olduğu, 6100 s. HMK. 2. maddesinde düzenlendiği üzere dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmaması durumunda Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, usul ekonomisi nazara alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c. maddesi yollamasıyla 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın usulden reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022
Katip …….
e-imzalıdır.

Hakim…..
e-imzalıdır.