Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/635 Esas
KARAR NO : 2023/200
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıya çeşitli gazlar sattığını ve gaz tüpleri kiralanarak fatura düzenlendiğini, davalının tüpleri iade etmediğini, borçları ise vadesinde ödemeyerek temerrüte düştüğünü, müvekkilinin ödenmeyen muaccel alacaklarının ve iade edilmeyen tüplerinin bedellerinin tahsili maksadıyla davalı aleyhine Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı taraf söz konusu icra takibine haksız olarak borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın ardından arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak başvurunun anlaşamama ile sonuçlandığını bildirmiş, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazları ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava dilekçesinde talep edilen alacakların somut olarak belirtilmediğini, davacı tarafın harca esas değer olarak bildirdiği 4130,00 USD+426.88,00-TL’nin hangi miktarının iade edilmeyen tüpler ve kaç tüp için olduğu ve ödenmediğini iddia ettiği borçların belli olmadığını, müvekkilinin davacı firmaya hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkiline ait tüm ticari kayıt ve defterler üzerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile anlaşılacağı üzere davacı tarafça keşide olunan faturalara ilişkin ödemelerin eksiksiz yapıldığını, takip tarihi itibariyle herhangi bir alacağın bulunmadığını, müvekkili nezdinde davacıya ait iade edilmeyen tüpün bulunmadığını, icra takibine itiraz edilmiş olup, haksız ve mesnetsiz davaya da itiraz etme zorunluluğunun doğduğunu bildirmiş, davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacı yan aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, her türlü yargılama gideri ile avukatlık ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Tutanağı,
2-Dava dilekçesine ekli bulunan fatura ve sevk irsaliye suretleri,
3-Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
4-Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
5-Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
6-Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
7-Davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
8-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 24/01/2023 havale tarihli raporu,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, taraflar arasında çeşitli gaz satışı ile gaz tüpü kiralanmasına ilişkin olarak bulunan ticari ilişki kapsamında, satışı yapılan gaz bedellerinin ödenmemesi ve kiralanan gaz tüplerinin iade edilmemesi sebebiyle davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura bedellerinden kaynaklanan bakiye alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine i taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223). İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır. Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır. Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Sanayi Gazları Ticaret Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … Saç Metal Otomotiv İnşaat Ve Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 426,88-TL asıl alacak ve 4.130,00-USD asıl alacak bedelleri üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. 01/11/2022 tarihli duruşma tutanağının 5 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri verilen kesin süre içerisinde olacak şekilde 15/11/2022 tarihli dilekçesi ekinde mahkememize sunmuştur. 01/11/2022 tarihli duruşma tutanağının 6 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekili davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir. Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılması amacıyla İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş ise de, davacı vekilinin davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri sunması üzerine talimat yazılmasına gerek görülmemiş, taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde birlikte inceleme yapılması amacıyla dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin 22549398844 T.C. Kimlik numaralı Hasan İnanır isminde bir çalışanı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında çeşitli gaz satışı ile gaz tüpü kiralanmasına ilişkin olarak bulunan ticari ilişki kapsamında, satışı yapılan gaz bedellerinin ödenmemesi ve kiralanan gaz tüplerinin iade edilmemesi sebebiyle davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura bedellerinden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 24/01/2023 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı … Sanayi Gazları Ticaret Anonim Şirketinin 2021 inceleme dönemlerinde e-defter tuttuğunu, inceleme dönemlerine ait tutulan Yevmiye Defteri ve Defter-i Kebirin E-Defter Beratlarının incelendiğini ve oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığının görüldüğünü, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve dava dilekçesi ekinde sunulan faturaların tamamının davacı defterlerinde davalı hesabına borç kaydedildiği; ancak ayrıca dava dilekçesi ekinde sunulmayan davalı tarafından davacı adına düzenlenen 16.08.2021 tarihli 35.253,27-TL tutarındaki iade faturası ile bu iade faturasından sonra davacı tarafından davalı adına tekrar düzenlenmiş gibi kaydedilen 16.08.2021 tarihli 35.253,27-TL tutarındaki faturaların dosya içeriğinde dava dilekçesi ekinde sunulmadığını, davacı defterlerinde davalı hesabının ayrıştırmadan torba hesapta izlendiği görüldüğünden 2021 yılı açılış fişi ile 2021 yılı kapanış fişinde davalıya ait bakiyenin de ne kadar tutarda olduğunu tespit etmenin mümkün olmadığını, davalı şirketin izlendiği tüm hesapların hesap hareketlerinin (muavin) gönderilmemesi sebebiyle incelenemediğini, davacı şirketin resmi defter kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespit edilmesinin mümkün olmadığını, davalı … Saç Metal Otomotiv İnşaat Ve Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin 2021 inceleme dönemlerinde e-defter tuttuğunu, inceleme dönemlerine ait tutulan Yevmiye Defteri ve Defter-i Kebirin E-Defter Beratlarının incelendiğini ve oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığının görüldüğünü, taraflar arasında 2021 inceleme döneminde ticari bir ilişkinin var olduğunu, davalı tarafın resmi defter kayıtlarında, 30.09.2021 tarihli 02510 fiş numaralı virman kaydıyla borç bakiyesi olan 873,98-TL tutarın 331 ortaklara borçlar hesabının altındaki … hesabına devredilerek sıfırlandığının ve hiç bakiye vermediğinin görüldüğünü, her ne kadar davalı şirket resmi defterlerinde davacının izlendiği … Sanayi Gazları Ticaret A.Ş. hesabının muavininde 2020 yılından devreden bir bakiye olmadığı görülmüşse de; davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ekindeki davalı şirket bünyesinde, davalı şirketin izlendiği … cari Kodlu … Sanayi Gazları Ticaret A.Ş.’nin 2012 – 2013 – 2014 – 2015 – 2016 – 2017 – 2018 – 2019 – 2020 yıllarına ilişkin 9 yıllık Cari Ekstrelerinin sunulduğu görülmekle incelendiğinde, 2020 yılı Cari Ekstresinde; 09.12.2020 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 1.300,86 TL tutarında alacaklı olduğunun kaydedildiğinin görüldüğünü, ancak cari ekstrede görünen davacı şirketin davalı şirketten 1.300,86-TL tutarında alacak bakiyesinin davalı şirketin 01.01.2021 tarihli açılış fişinde kayıtlı olması erekirken hiç kaydedilmediğinin görüldüğünü, 2020 yılı Cari Ekstresinde; 09.12.2020 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 1.300,86 TL tutarında alacaklı olduğunun kaydedildiği görüldüğünden; 30.09.2021 tarihinde virmanla 159 hesaba devreden 873,98 TL tutarındaki borç bakiyesinden mahsup etmek gerekmiş ve davacı şirketin davalı şirketten (1.300,86 TL-873,98 TL) 426,88 TL alacaklı olduğunun, ayrıca takibe ve davaya konu faturalar içeriğinden 16.08.2021 tarihli 4.130,00-USD tutarlı 14 adet tüp faturasının davalı defterlerine hiç kaydedilmediği gibi 08/2021 dönemi BA-BS formlarında da hiç bildirilmediğinin, davalı şirkete ait 08/2021 dönemi Sigortalı Hizmet Listesi tarafımdan incelendiğinde; 08/2021 döneminde davalı şirketin … T.C. Kimlik numaralı … isminde bir çalışanı bulunmadığının görüldüğünü mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin, 16/02/2023 tarihli duruşma sırasında sunmuş olduğu CD belgesi içeriğinde yer aldığını iddia ettiği davacı şirkete ait muavin defter kayıtlarının incelenmesi talebinin, 01/11/2022 tarhli duruşma tutanağının 5 numaralı ara kararı ile davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içinde davacı vekilince davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin mahkememize sunulmaması veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin mahkememize bildirilmemesi durumunda, söz konusu ticari defter ve belgelere delil olarak dayanılmaktan vazgeçmiş sayılacağı tefhim yoluyla davacı vekiline ihtar edilmiş olup, davacı vekili tarafından süresinde sunulmadığı ve ticari defter ve belgelerin bulundukları yer bildirilmesine rağmen bilirkişinin incelemesine hazır edilmediği anlaşılan muavin defterlerine delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayıldıkları göz önünde bulundurularak reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Tutanağı, dava dilekçesine ekli bulunan fatura ve sevk irsaliye suretleri, Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 24/01/2023 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında çeşitli gaz satışı ile gaz tüpü kiralanmasına ilişkin olarak bulunan ticari ilişki kapsamında, satışı yapılan gaz bedellerinin ödenmemesi ve kiralanan gaz tüplerinin iade edilmemesi sebebiyle davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen fatura bedellerinden kaynaklanan bakiye alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 426,88-TL asıl alacak ve 4.130,00-USD asıl alacak bedelleri üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapan bilirkişinin davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve dava dilekçesi ekinde sunulan faturaların tamamının davacı defterlerinde davalı hesabına borç kaydedildiği, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 16.08.2021 tarihli 35.253,27-TL tutarındaki iade faturası ile bu iade faturasından sonra davacı tarafından davalı adına tekrar düzenlenmiş gibi kaydedilen 16.08.2021 tarihli 35.253,27-TL tutarındaki faturanın dosya içeriğinde dava dilekçesi ekinde sunulmadığı, davacı defterlerinde davalı hesabının ayrıştırmadan torba hesapta izlendiği görüldüğünden 2021 yılı açılış fişi ile 2021 yılı kapanış fişinde davalıya ait bakiyenin de ne kadar tutarda olduğunu tespit etmenin mümkün olmadığı, davalı şirketin izlendiği tüm hesapların hesap hareketlerinin (muavin) gönderilmemesi sebebiyle incelenemediği, davacı şirketin resmi defter kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespit edilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelere göre ise davacı şirketin davalı şirketten 426,88-TL alacaklı olduğu, takibe ve davaya konu faturalar içeriğinden 16.08.2021 tarihli 4.130,00-USD tutarlı 14 adet tüp faturasının davalı defterlerine hiç kaydedilmediği gibi 08/2021 dönemi BA-BS formlarında da hiç bildirilmediğini mütalaa ettiği, her ne kadar davacı vekili tarafından davacı şirkete ait muavin defter kayıtları bilirkişi incelemesi sonrasında sunulmak ve bu defter kayıtları üzerinde inceleme yapılması talep edilmiş ise de, davacı vekili tarafından süresinde sunulmadığı ve ticari defter ve belgelerin bulundukları yer bildirilmesine rağmen bilirkişinin incelemesine hazır edilmediği anlaşılan muavin defterlerine delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayıldıkları dikkate alınarak bu talebin yerinde görülmediği, davacı şirketin 426,88-TL tutarındaki alacağı açısından davasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, 4.130,00-USD tutarındaki alacağın ise usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamadığı, 426,88-TL yönünden alacak bedelinin davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerde yer alması gözetildiğinde likit mahiyette olduğu ve bu bedel açısından icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu, 4.130,00-USD tutarındaki alacak bedelinin tahsili amacıyla icra takibinin ve davanın ikame edilmesi hususunda davacı şirketin kötü niyetli olduğunu ispata elverişli herhangi verinin dosya muhteviyatında yer almadığı gibi kötü niyet iddiasının davalı tarafça da ispatlanamadığı, kaldı ki hak arama özgürlüğü çerçevesinde tarafların sahip olduklarını düşündükleri haklarını davalara konu edebilecekleri, itirazın iptali davalarında kötü niyet tazminatının hüküm altına alınabilmesi için davacının kötü niyetli olduğunun davalı tarafından ispatlanması gerektiği dikkate alındığında davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı … Saç Metal Otomotiv İnşaat Ve Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin Kemelpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 426,88-TL asıl alacak bedeli yönünden İPTALİNE, Kemelpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 426,88-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %15,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, 4.130,00-USD asıl alacak bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 426,88-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Saç Metal Otomotiv İnşaat Ve Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacı … Sanayi Gazları Ticaret Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 967,65-TL harçtan mahsubu ile bakiye 787,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,00-TL elektronik tebligat, 56,00-TL normal tebligat, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 2,00-TL müzekkere (KEP) posta ücreti, 967,65-TL peşin harç, 80,70-TL başvurma harcı ve 11,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.071,85-TL yargılama gideri üzerinden kabul miktarına göre hesap ve takdir olunan 11,80-TL nispi yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul miktarı üzerinden hesap ve takdir olunan 426,88-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 11.891,69-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin kabul miktarına göre hesap ve takdir olunan 7,52-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, ret miktarına göre hesap ve takdir olunan 1.312,48-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kabul edilen kısım yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin, reddedilen kısım yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2023
Katip….
e-imzalı
Hakim….
e-imzalı