Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/630 E. 2023/90 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/630 Esas
KARAR NO : 2023/90

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/08/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2019 yılından beri faaliyet gösterdiğini, müvekkillerinin kurucu ortak olup, …… 320’şer adet, … 960 adet paya sahip olduklarını, müvekkillerinin şirketin iş ve işleyişi hakkında hiçbir zaman bilgi alamadıklarını, şirket müdüründen bir çok kez bilgi almak isteseler de bu durumun geri çevrildiğini ve müvekkillerinden finansal tablolar ve hesapların şirket müdürü tarafından sürekli gizlendiğini, 18.07.2022 tarihinde olağan genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, toplantıya müvekkillerini temsilen vekaleten katılım sağlandığını, hazirun cetvelinin hazırlanmamış olup, toplantıda temsil eden pay sahiplerinin ve vekillerinin belli olmaması ve alınan karardaki pay oranlarının belirtilmemesi nedeniyle gündemin ikinci maddesine ilişkin alınan kararın iptalinin gerektiğini, gündemin üçüncü maddesine konu kararın 2021 yılı faaliyet raporları olup, faaliyet raporlarının önceden dağıtılmamış olması, ihtarnameye rağmen kendilerine defterlerin hiç bir şekilde sunulmaması, defterlerin incelenmesinin engellenmesi nedeniyle üçüncü gündem maddesine ilişkin kararın da iptalinin gerektiğini, gündemin dördüncü maddesinde 2021 yılı bilanço ve kâr/zarar ile denetim kurulu raporlarının oylandığını, buna ilişkin kayıtların müvekkillerine sunulmadığı, şirket müdürünün elde edilen kar ve miktarı konusunda hiç bir bilgi sunmadığı, faaliyet raporlarının gerçeğe uygun olmadığı ve hiçbir denetimden geçmemiş bilanço, gelir gider cetvelleri ve finansal tabloların gerçeği yansıtmasının beklenemeyeceği, bu nedenle hiçbir şekilde şirkete ilişkin gerçek verileri içermeyen mali tabloların genel kurulda oy çokluğu ile kabul edilmesinin hukuka aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiğini, şirket müdürünün ibrası oylamasının, şirketi zarara uğrattığına yönelik sorumluluk davası açılmasının söz konusu olduğu, hukuka ve gerçeklikten uzak, herhangi bir denetçi olmadan hazırlanan ve kendileri ile paylaşılmayan mali tablolar ve bilançolar dikkate alınarak müdürler kurulu üyelerinin ibrasının kabulünün mümkün olmadığını, şirket müdürünün kanunlara aykırı işlemler gerçekleştirdiği ve kâr payı dağıtmadığı, şirket hesabından şahsi ihtiyaçları için para harcadığı, şirket müdürünün görevini yürüttüğü … Özel Anaokulu ve Eğitim Hizmetleri Turizm Ticaret Limited Şirketi lehine rayiç bedellerin çok üzerinde kesilen faturalarla davalı şirketin zarara uğratıldığı, şirket müdürünün müvekkillerinin zararına ve kendi yararına olacak şekilde şirketi yönettiği gerekçeleri ile gündemin beşinci maddesinde alınan müdürler kurulunun ibrasına ilişkin kararının iptalinin gerektiğini, toplantı tutanağının altıncı ve yedinci maddesinde gündemde olmamasına rağmen şirket müdürü …’ın istifa ederek yeni müdür seçilmesi gerektiğini belirttiğini, şirket müdürünün sorumluluk davasından kaçmak amacıyla istifa ettiğinin açık olup, kendisini her ne kadar hukuken istifa etmiş gibi gösterse de fiilen şirketteki müdürlük görevine devam ettiğini, bu sebeple kötü niyetli olarak şirketi zarara uğratan şirket müdürünün hukuka aykırı işlemlerinin önüne geçilmesi için yargılama süresi boyunca, şirkete tedbiren kayyım ve denetçi atanması gerektiğini bildirmiş, davaya konu iptali talep edilen kararların icrasının geri bırakılmasına ve şirket yönetimine kayyım atanmasına, 18.07.2022 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 2., 3., 4., 5. ve 7. numaralı maddelerinde alınan kararların esas sözleşmeye, kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; TTK gereği limited şirketlere yönetim kayyımı atanmasının yalnızca şirketin yönetim organından yoksun kalması ve bu yoksunluğun başka bir yolla giderilememesi halleri ile yönetim organları ile şirket tüzel kişiliği arasında görünen davalarda oluşan çıkar çatışmaları halinde mümkün olduğunu, TMK 426. ve 427. maddeleri uyarınca kayyım atanması konusunda yasal koşulların oluşmadığını, ortakların ayrı fikirde olmaları ile şirketin iyi yönetilmediği, zarara uğratıldığı ve beklenen kârlılığa ulaşılmadığına ilişkin iddiaların kayyım atanmasını gerektirmediğini, şirketin kayyım ile yönetilmesinin limited şirket yapı ve felsefesine uymadığını, davacıların kişisel husumetleri nedeniyle kayyım atanması talebinin yerinde olmadığını bildirmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davacıların ortağı olduğu, davalı limited şirketin, 18.07.2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında gündemin 2, 3, 4, 5, ve 7 nolu maddelerinde alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Dava, T.T.K’nun 445.maddesinde ön görülen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Ticaret Sicil kayıt örneklerinden, davaya konu genel kurul toplantısı öncesinde ve dava tarihinde, limited şirket niteliğindeki davalı şirketin, sekiz ortaklı olup; davacıların toplam 1.600/32.000 payla şirket ortağı oldukları, 24.960/32.000 paya sahip ortak …’ın şirketi münferiden temsil yetkisinin 05.08.2019 da başlayıp dava tarihi ve sonrasında devam ettiği görülmüştür.
Davacı taraf, dava dilekçesinde iptal sebepleri olarak; hazirun cetvelinin hazırlanmadığı, toplantıya hangi ortakların katıldığının, kimlerin vekaletle temsil edildiğinin ve vekillerinin tutanakta belirtilmediği, oy çokluğu ile alınan kararlarda pay oranlarının belirtilmediği, faaliyet raporlarının önceden dağıtılmadığı, incelenmek üzere hazır bulundurulmadığı, şirkete ait defter ve kayıtların incelenmesine izin verilmediği, şirket müdürünün elde edilen kar ve miktarı konusunda hiç bir bilgi sunmadığı, faaliyet raporlarının gerçeğe uygun olmadığı ve hiçbir denetimden geçmemiş bilanço, gelir gider cetvelleri ve finansal tabloların gerçeği yansıtmasının beklenemeyeceği, bu nedenle hiçbir şekilde şirkete ilişkin gerçek verileri içermeyen mali tabloların genel kurulda oy çokluğu ile kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, şirket müdürünün şirketi ve davacıları zarara uğrattığı, kanunlara aykırı işlemler gerçekleştirdiği ve kâr payı dağıtmadığı, şirket hesabından şahsi ihtiyaçları için para harcadığı, müdürlüğünü yaptığı bir başka şirket lehine ve davalı şirket zararına belgeler düzenlediği, sorumluluk davasından kaçmak amacıyla istifa ettiği iddialarına dayanmıştır.
TTK’nun 447.maddesinde; pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararların batıl olduğu, TTK’nun 622(1) maddesinde ise; TTK’nun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerinin, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı düzenlenmiştir.
TTK’nun 622 ve 647.maddeleri göz önünde tutulduğunda; davaya konu genel kurul toplantısında butlan hükmüne tabi kararların alınmadığı gibi davacı tarafça da bu yönde bir iddiada bulunulmamış, dava dilekçesinde yalnız davaya konu kararların iptali talep edilmiştir.
Her ne kadar genel kurul toplantı tutanağında toplantıya hangi ortakların katıldığı, hangi ortakların vekaleten temsil edildiği yazılmamış ise de; toplantı tutanağının yalnız davacılar adına katılan vekilleri ile ortak yönetici … tarafından imzalanması, tutanakta diğer ortakların katıldığına dair hiçbir açıklamaya yer verilmemesi karşısında davacıların ve ortak …’ın toplantıda hazır bulunup temsil edildikleri, bunun dışındaki ortakların toplantıya katılmadıkları gibi vekillede temsil edilmedikleri kabul edilip, şirket ana sözleşmesinin 9.maddesinde genel kurul toplantılarında her ortağın oy hakkının, esas sermaye paylarının itibari değerine göre hesaplanacağı, genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabının TTK hükümlerine tabi olacağı hükmü ile TTK’nun 418(1) ve 620(1)maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, genel kurul toplantısına katılan yönetici ortak ile vekille temsil yolu ile katılan davacıların toplam paylarının, kanun ve ana sözleşmede aranan gerek toplantı gerek ise karar nisabını sağladığı anlaşılmakla tutanaktaki katılanların gösterilmemesine ilişkin eksiklik toplantı ve karar nisapları yönünden butlan ve iptal nedeni olarak görülmemiştir.
TTK’nun 446 (1/a) maddesi uyarınca genel kurul toplantısında hazır bulunan ortakların alınan kararlara karşı iptal davası açabilmeleri için ret oyu kullanmış ve muhalefetlerini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olmaları gerektiği düzenlenmiştir.
Somut dava yönünden; TTK’nun 422., 647. ve 446. maddeleri birlikte dikkate alındığında, davaya konu genel kurul kararlarının butlana tabi olmadığı, ancak kanun ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olmaları halinde iptalinin talep edilebilir nitelikte kararlar olduğu, buna göre davacının, dava konusu genel kurul kararlarının iptalini talep edebilmesi için kararlara ilişkin red oyu kullanması ve muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmış olmasının özel dava şartı olarak aranması yasal düzenlemelerin gereğidir.
Davaya konu tutanağın 2 nolu maddesindeki genel kurul kararı, tutanakların imzalanması için toplantı başkanlığına yetki verilmesine ilişkin olup, karar oy birliği ile alınmıştır. Her ne kadar davacılar vekili bu karara muhalefet şerhi koyduklarını bildirmiş ise de, kanunda arandığı şekilde alınan karara red oyu kullanmamıştır. Muhalefet şerhinde dile getirdiği iddiaları ise, kararın butlanını gerektirir nitelikte olmadığı gibi bu maddede alınan kararın niteliği de butlana tabi nitelikte değildir. Buna göre karara olumlu oy veren davacıların TTK’nun 446(1/a)maddesi uyarınca kararın iptalini talep edebilmeleri mümkün değildir.
Davaya konu tutanağın 3 nolu maddesinde; faaliyet raporlarının okunup müzakere edildiği belirtilmiş, bunlarla ilgili bir oylama yapılmamıştır. Bir karar alınmamasına rağmen davacılar vekili bu maddede alınan karara muhalefet şerhi koyduğunu bildirmiş ve açıklamalar yapmıştır. TTK’nun 445 ve devamı maddeleri uyarınca iptal davası açılabilmesi için şirket genel kurulu tarafından alınmış bir kararın varlığı yanında muhalefet şerhi ile birlikte davacının karara olumsuz oy verme şartının bir arada bulunması gerekir. Bu madde ile ilgili bir karar alınmaması ve davacıların olumsuz oy kullanmamaları nedeniyle TTK’nundaki 446.maddesinde aranan özel dava şartlarının varlığının bulunmaması nedeniyle bu konudaki iptal talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle dinlenmesi mümkün değildir.
5 nolu genel kurul gündem maddesi; müdürlerin ibrasına ilişkin olup, oylamaya geçildiği belirtilmesine rağmen şirket müdürünün ibra edildiğine veya edilmediğine dair bir karara yer verilmemiştir. Buna rağmen davacılar vekili bu karara karşı da muhalefet şerhi koyduklarını bildirmiş ve açıklamalarda bulunmuştur. TTK’nun 619(1) maddesinde limited şirket müdürlerinin ibralarına ilişkin kararlarda oy kullanamayacakları düzenlenmiştir. genel kurul toplantısına yalnız davacılar ile şirket yöneticisi ortağın katılmış olduğu göz önünde tutulduğunda zaten şirket müdürünün ibrası yönünde bir kararın alınması mümkün değildir. Tutanağın 3.maddesinde yapılan işlemler gibi bu maddede de bir oylama yapılması, davacılar vekilinin olumsuz oy kullanması ve bir karar alınması söz konusu olmadığından TTK’nundaki 446.maddesinde aranan özel dava şartlarının varlığının bulunmaması nedeniyle bu konudaki iptal talebinin de dava şartı yokluğu nedeniyle dinlenmesi mümkün değildir.
Dava konusu toplantı tutanağının 7.maddesinde, şirket müdürünün istifası nedeniyle şirket müdürü seçilmesi görüşmelerine geçildiğinden bahsedilmiş, ancak şirket müdürü seçilmemiş bu konuda bir oylama yapılmamasına rağmen davacılar temsilcisi karara muhalefet şerhi koyduklarını bildirmiştir. Bu konuda bir oylama yapılmadığı ve karar alınmadığı dolayısıyla iptale tabi bir kararın da bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 3 ve 5 nolu toplantı maddelerindeki gibi iptale konu bir karar ve oylama bulunmayıp, davacı tarafça olumsuz oy kullanılması söz konusu olmadığından TTK’nundaki 446.maddesinde aranan özel dava şartlarının varlığının bulunmaması nedeniyle bu konudaki iptal talebinin de dava şartı yokluğu nedeniyle dinlenmesi mümkün değildir.
Gündemin 4.maddesine ilişkin alınan karar dışında, dava konusu edilen 2 nolu gündem maddesine ilişkin kararın oy birliği ile alındığı, 3, 5 ve 7 nolu toplantı maddeleri ile ilgili yapılan görüşmelerle ilgili oylama yapılmadığı gibi iptale tabi bir kararın da alınmadığı, buna bağlı olarak davacı tarafça bu toplantı maddeleri ile ilgili kullanılmış ret oyunun varlığının bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde, TTK’nun 446.maddesinde düzenlenen özel dava şartının yokluğu nedeniyle dava konusu 2,3,5 ve 7 nolu gündem maddelerine ilişkin davanın dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Toplantı tutanağının 4.gündem maddesinde 2021 yılı bilanço ve kâr zarar hesapları ile denetim kurulu raporu okunup müzakere edilmiş, oy çokluğu ile tasdikine karar verilmiş, aynı maddede ayrıca 2021 yılı şirket kârının ortaklara dağıtılmayarak şirket bünyesinde bekletilmesine ilişkin oylama yapılarak oy çokluğu ile karar alınmıştır. Davacılar vekili bu maddeye ilişkin alınan karara muhalefet şerhi koyduklarını bildirmiş ve açıklamalarda bulunmuştur. Her ne kadar toplantıya katılanlardan kimlerin olumlu, kimlerin olumsuz oy kullandığı kararda gösterilmemiş ise de, tutanaktaki imzaların varlığından ortak ve şirket temsilcisi … ile davacıları temsilen vekillerinin vekaleten toplantıya katıldığı, ortak …’ın olumlu oy kullanmasına rağmen davacıların temsilcisinin ret oyu verdiği anlaşılır olmakla ve TTK’nun 446. maddesinde aranan şekilde oylamadan sonra davacıların vekilinin muhalefet şerhini tutanağa yazdırmış olması nedeniyle özel dava şartlarının bu madde yönünden gerçekleştiği kabul edilmiştir. Bunun yanında toplantıya katılan yönetici ortak …’ın 24.960/32.000’in paya sahip olması karşısında davacıların 1.600/32.000 paya sahip olduğu dikkate alınarak, TTK’nun 620 ve şirket ana sözleşmesinin 9.maddesi uyarınca kararın toplantıya katılanların ekseriyeti ile alınmasının mümkün bulunması nedeniyle karar nishabına uygun olarak karar alındığı anlaşılmıştır. Alınan kararın kanuna ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı yönünden alınan bilirkişi raporu ile; her ne kadar davacı tarafça, şirketin bilanço, kâr zarar hesapları konusunda bilgi verilmediği ve defter kayıtların inceletilmediği iddia edilmiş ise de, tutanakta şirkete ait defter, belge ve bilançoların getirilip incelemeye sunulduğunun belirtildiği, davacılar vekilinin tutanağı imzalayıp bu konuda defterlerin getirtilmediğine ve incelenmediğine ilişkin bir şerh düşmediği, bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde davalı şirketin 2021 yılı bilanço ve gelir tablosu verilerinin inceleme zorunluluğu içerecek çok detaylı bilgiler içermediği, uzun süreli ve detaylı inceleme gerektirmeyen finansal bilgilerin varlığının bulunduğu, bilgilerin makro düzeyde bilgiler niteliğinde bulunduğu, defter ve belgelerin toplantıda sunulmuş olması nedeniyle toplantı ve oylama öncesi incelemenin mümkün olması yanında davacı tarafın TTK’nunda düzenlenen bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin yasal yolları kullanmadığı, davalı şirketin, 31.12.2021 tarihi itibari ile 58.824,32-TL borca batık durumda olduğu, sermaye paylarının itibari tutarlarının ödenmesi için ortaklara tanınan 24 aylık sürenin Ağustos 2021 de dolmasına rağmen ortakların ödeme yapmadıkları, 139.389,02-TL olan 2021 yılı dönem kârının ortaklara dağıtılması yerine öncelikle ortakların toplam 800.000-TL olan sermaye taahhütlerinin ödenmesi suretiyle şirketin borca batıklıktan çıkarılması, aksi halde TTK’nun 376. maddesi gereği 2021 yılı dönem kârının hissedarlara dağıtılmayarak şirket bünyesinde bırakılmasının kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına uygun olduğu birlikte değerlendirildiğinde, gündemin 4.maddesi ile ilgili alınan kararın iptali isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Dava konusu 18/07/2022 tarihli 2021 mali yılı olağan genel kurul toplantısının iki, üç, beş, yedi nolu ara kararlar yönünden davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(2) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Dava konusu 18/07/2022 tarihli 2021 mali yılı olağan genel kurul toplantısının dört nolu ara kararı yönünden davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 80,70-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 99,20-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı yararına takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin, davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin harç, 92-TL on adet elektronik posta masrafı, 2,00-TL iki adet kep ücreti, 69,00-TL iki adet tebligat masrafı ve 1.100,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.424,4‬0-TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye ..
e-imza
Katip…
e-imza