Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/623 E. 2022/629 K. 11.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/623 Esas
KARAR NO : 2022/629

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 11/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin İzmir Torbalı’da yer alan fabrikasında ……….. paket, zarf paket, şekilli paketleri oluşturup, dolumunu yapan ve kapatan tam otomatik yatay paketleme makinaları üretimi, hazır paket dolum makineleri, ambalaj ekipmanları, çıkış bantları, elevatörler ve nakil bantları gibi paketleme sürecine yardımcı ekipmanların imalatı, servis ve bakımını yapmakta olup, davalı ise müvekkil şirkette mühendis olarak çalışmaya başladığı, müvekkil şirket tasarımı tamamen kendisine ait makineleri üretmekte olup, nitekim davalı da söz konusu makinelere ilişkin tüm teknik detayları ve teknik sırları müvekkil şirket bünyesinde öğrendiği, davalı işyerinden ayrılmak istediğini, kendi şirketini kuracağını ve müvekkil şirket ile anlaşmalı çalışmak istediğini, kendisinin dışarıdan müvekkile iş yapmak istediğini söylemiş ve bu nedenle hem şirket bilgisayarı hem de şirket telefonu davalı da bırakıldığı, müvekkil şirket davalının iş akdi devam ederken müvekkil şirket ve ortaklarını kötülediğinden habersiz bir şekilde yeni iş kurmak isteyen davalıya sahip çıkarken davalının, müvekkilin müşterilerine müvekkil şirketi ve ortaklarını kötülediği, müvekkil şirket makinelerini taklit edeceğini ve yine müvekkil şirket çalışanlarına iş teklif ettiğini öğrendiği, Davalının TIK madde 54 vd uyarınca haksız rekabet oluşturan faaliyetlerde bulunduğu ortaya çıkmış olup, söz konusu yazışmalarda gerek müvekkil şirketi, gerek ortaklarını, gerekse de grup şirketi kötülediğini, ayrıca tüm müşterilere ulaştığını ikrar ettiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak müvekkilin maddi ve manevi zararlarına ilişkin olarak şimdilik; 50.000-TL maddi zararının işbu davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkillere ödenmesine, 50.000-TL manevi zararın işbu davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İş Sözleşmesine aykırı olarak haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir.
Öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan: “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
İşçinin haklarını adalet mercilerinde çabuk, kolay ve ucuz bir surette almasını temin etmek amacıyla özel İş Mahkemeleri Kanunu çıkarılmıştır. Ayrı bir iş yargılaması ve bu yargılamayı uygulayan özel mahkemelerin kuruluşu, esasen iş hukukunun işçiyi koruma hukuki niteliğinden kaynaklanmaktadır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Şu halde, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir.
Somut olay incelendiğinde; davacı şirket ile davalı arasındaki temel ilişkinin iş akdine dayandığı, davacı şirket nezdinde mühendis olarak çalışan davalının iş akdinin devam ettiği süreçte MK. 2.maddesi kapsamında kötü niyetli olarak İş Sözleşmesi’nin 1. Maddesi hilafına Personel sorumluluklarına aykırı olarak davrandığı, henüz iş akdi devam ederken kurduğu yeni şirket üzerinden davacı şirketi zararlandırıcı iş ve faaliyetlerde bulunduğu gözetildiğinde; davanın özünün işçinin sadakat borcunun özel bir görünümü olan sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağına dayandığı, evvelki çalışma kaynaklı bilgi birikimi, aynı sahada rakip müessese teşkili ile müşteri kitlesini bölme ve bundan sadır olan haksız rekabet iddialarına ilişkin olarak; 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanu 5. maddesi uyarınca hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevli mahkeme İş Mahkemeleri olduğu nazara alınarak davaya bakma görevinin İzmir İş Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyaların görevli İZMİR İŞ MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/08/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)