Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/6 E. 2022/409 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/6
KARAR NO : 2022/409

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile dava dışı …’ın sürücüsü, …’ın maliki olduğu … plakalı araç, dava dışı … plakalı araç, dava dışı … plakalı araçlar 25.12.2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu ve müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazaya sebep olan … plakalı araç … poliçe numarası ile davalı sigorta şirketi tarafından sigorta edildiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu, değer kaybının tespiti için başvuruları üzerine … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketince 22.08.2020 tarih, …/… rapor numarasıyla Değer Kaybı Ekspertiz Raporu düzenlendiğini, müvekkili tarafından … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketine 319,57-TL değer kaybı ekspertiz raporu ücreti ödendiğini, rapor sonucunda müvekkilinin maliki olduğu araçta 14.000,00-TL değer kaybı olduğu tespit edildiğini, müvekkilinin zararının tazmini için davalı tarafa başvuru yapıldığını, davalı tarafa 23.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bu başvuru neticesinde 01.04.2021 tarihinde davalı tarafından 6.456,00-TL değer kaybı tazminatı ile 198,31-TL değer kaybı ekspertiz raporu ücretinin taraflarına ödendiğini, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme bahse konu kazadan dolayı müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı zararının tamamını, ayrıca … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketine müvekkili tarafından ödenen Değer Kaybı Ekspertiz Raporu ücretinin 121,26-TL’lik kısmını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.500,00.-TL değer kaybı alacağının kaza ve temerrüt tarihi olan 25.12.2019 tarihinden başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 121,26-TL bakiye değer kaybı ekspertiz rapor ücretinin sigorta şirketine başvuru ve temerrüt tarihi olan 23.03.2021 tarihinden başlayacak avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın 25.12.2019 tarihinde meydana geldiğini, kazaya karışan taraflar da aynı anda Anlaşmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağını düzenleyerek zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiklerini, dolayısıyla dava konusu talebin 25.12.2021 tarihinde 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, huzurda görülen davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini karar verilmesini talep ettiği, davacının belirli alacağı bulunmasına rağmen davasını belirsiz alacak davası olarak açması usule aykırı olduğunu, davaya konu kazanın müvekkili sigorta şirketine ihbar edilmesi sonrasında müvekkili şirket nezdinde araç hasarı için …/… nolu hasar dosyası açıldığını ve yapılan incelemeler neticesinde müvekkili şirket tarafından 01.04.2021 tarihinde davacı vekili hesabına 6.456,00-TL değer kaybı bedeli ve 198,31-TL eksper raporu ücreti olmak üzere 6.655,01-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile birlikte müvekkili şirketin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğu kalmadığını belirterek haksız ve konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-25/12/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Bilirkişi heyetinin 20/04/2022 havale tarihli raporları,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 25/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’ya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ne kadar olduğu, hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından 01/04/2021 tarihinde yapılan kısmi ödeme bedellerinin mahsubu akabinde davalı sigorta şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığına müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı vekilince iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı iddiası ile davanın dava şartı yokluğunda usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay İçtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde kazaya karışan araçların kusur oranlarının ve davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı miktarlarının hesaplanmasının teknik bilirkişilerce yapılabileceği, tarafın teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenebilecek hususları kendi başına belirleyerek dava açmasının kendisinden beklenemeyeceği, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği göz önünde bulundurularak, davalı vekilinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Ayrıca davalı vekilinin zamanaşımı itirazı hususunda mahkememizce yapılan değerlendirme neticesinde, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddesinde tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının, ancak, tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağının düzenlendiği, dava konusu eylem açısından ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilin söz konusu olmadığı, dava konusu trafik kazasının 25/12/2019 tarihinde vuku bulduğu, davanın ise 03/01/2022 tarihinde ikame edildiği, ancak davalı sigorta şirketinin dava açılmadan önce 01/04/2021 tarihinde davacıya ödemede bulunduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde düzenlendiği üzere borçlunun kısmen ifada bulunmasının zamanaşımını kesen sebepler arasında sayıldığı, belirtilen gerekçeler dahilinde 01/04/2021 tarihi itibariyle kesilen zamanaşımı süresinin davanın açıldığı tarih itibariyle ve hali hazırda dolmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin zamaanaşımı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 27/12/2018 ile 27/12/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, teminat limitinin 36.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 25/12/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı, ekspertiz raporu, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 01/04/2021 tarihi itibariyle yapılan ödemeye ilişkin dekont sureti, fotoğraflar ve sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü, … plakalı araç sürücüsü, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu olan ve 25/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar oluşumunun ve dava konusu araca ait tamirat evraklarının birbiri ile uyumlu olup olmadığının, hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle ve güncel Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde yer alan hesap cetveli kullanılmak suretiyle ayrı ayrı şekilde belirlenerek, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 01/04/2021 tarihi itibariyle yapılan ödeme bedelinin belirlenecek değer kaybı bedelinden mahsubu akabinde bakiye değer kaybı bedelinin hesaplanması suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 20/04/2022 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-B ve 56/1-C maddelerini ihlal ettiğini, … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın atfi kabil kusurunun olmadığını, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın atfi kabil kusurunun olmadığını, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın atfi kabil kusurunun olmadığı, davaya konu … plaka sayılı araçta kaza nedeniyle 12.000,00-TL değer kaybı meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin davacı tarafa değer kaybı bedeli olarak 01.04.2021 tarihinde 6.456,00-TL ödeme yaptığını, buna göre davalı sigorta şirketinin bakiye değer kaybı yükümlülüğünün 5.544,00-TL olabileceğini, davaya konu … plaka sayılı aracın değer kaybı ekspertiz rapor ücretinin 177,00-TL (KDV dahil) olduğunu, davalı sigorta şirketinin davacı tarafa değer kaybı ekspertiz rapor ücreti olarak 01.04.2021 tarihinde 198,31-TL ödeme yaptığını mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin bilirkişi heyetinin 20/04/2022 havale tarihli raporlarına karşı beyan ve itirazlarının, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle mevcut olan rayiç değerinin yapılan piyasa araştırması sonuçlarına somut bir şekilde yer verilmek suretiyle belirlendiği, davacı vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde dava konusu aracın muadillerinin kaza tarihi itibariyle mevcut bulunan değerlerini gösterir ilanlara somut bir şekilde yer verilmediği gibi itirazların soyut mahiyette kaldığı, kaza tarihi dikkate alındığında dava konusu aracın muadillerine ilişkin ilanlara ulaşılmasının mümkün olmadığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan ilanların 2020 yılı Temmuz ve Ağustos aylarına ait olduğu, kazanın ise 25/12/2019 tarihinde vuku bulduğu dikkate alındığında dava dilekçesi ekinde sunulan ilanların kaza tarihi itibariyle değeri yansıtmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının davalı sigorta şirketine 23/03/2021 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 05/04/2021 tarihinde temerrüte düşeceği, ancak davalı sigorta şirketi tarafından 01/04/2021 tarihinde davacı tarafa 6.456,00-TL ödemede bulunduğu, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 25/12/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 20/04/2022 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 25/12/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’ya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ne kadar olduğu, hasar sebebiyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek değer kaybı bedelinin dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından 01/04/2021 tarihinde yapılan kısmi ödeme bedellerinin mahsubu akabinde davalı sigorta şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 27/12/2018 ile 27/12/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, teminat limitinin 36.000,00-TL olduğu, 25/12/2019 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana gelen kazada davacıya ait … plakalı aracın hasar gördüğü, davacı vekilinin iş bu davayı davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar neticesinde oluşan değer kaybı bedelinin tazmini amacıyla ikame ettiği, kaza neticesinde dava konusu araçta oluşan hasar çerçevesinde meydana gelen değer kaybı bedelinin 12.000,00-TL olduğu, dava açılmadan önce davacı tarafça yapılan başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 01/04/2021 tarihinde 6.456,00-TL değer kaybı tazminatı ödemesi yapıldığı, dava açılmadan önce ödenen maddi tazminat bedeli mahsup edildiğinde davacının bakiye değer kaybı tazminatı alacağının 5.544,00-TL olduğu, dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının davalı sigorta şirketine 23/03/2021 tarihi itibariyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından 01/04/2021 tarihinde davacı tarafa 6.456,00-TL ödemede bulunduğu, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Değer kaybı tazminatı talebinin KISMEN KABULÜNE, 5.544,00-TL maddi tazminatın rizikonun ihbarı akabinde sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme (kısmi ret) tarihi olan 01/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 1.956,00-TL değer kaybı bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 378,71-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 130,16-TL harçtan mahsubu ile bakiye 248,55-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.956,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 30,50-TL elektronik tebligat, 26,00-TL tebligat, 1,80-TL (KEP) posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 130,16-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.469,16-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 1.086,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/05/2022

Katip …
E-İMZALIDIR

Hakim …
E-İMZALIDIR

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.